Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNDEN DOĞAN DÖNÜŞÜM HAREKETİ

03.05.2024
Kültür Sanat

 

Mitolojide ve kutsal kitaplarda adından sık sık söz ettiren; bereketin, sağlığın, zaferin, adaletin sembolü olan zeytin ağacı bu sefer çekirdeği ile Gülsinem Avşar Demirci ve eşi Adem Demirci’nin başlattığı bir dönüşüm hareketi oluyor. 

 

Günümüzde gıda sektörü, kozmetik ve enerji kaynaklarında kullanılan zeytin çekirdeği, emekli çiftin ellerinde dönüşüm hareketiyle sanata karıştı. Bir yıl önce emekli olan Gülsinem Avşar Demirci ve Adem Demirci, daha önce yapılmamış bir dönüşüm hareketine imza attılar. Pandemide oluşan boş zamanda içlerindeki yeteneği keşfettiklerini düşünen çift, kendileri için denedikleri fikri şimdilerde patenti ile satışa sunuyorlar. Zeytin fabrikalarından temin ettikleri zeytin çekirdekleri ile vazo, şamdan, saksı, sepet gibi hediyelik aksesuarlar gibi pek çok eşya üretiyorlar. Ürün yelpazelerine her seferinde yenilerini ekleyen Gülsinem Avşar Demirci ve Adem Demirci, bu işe dair her şeyi anlattılar.

 

“Bahçemizde bulunan zeytin ağacını keserken dönüştürmek istedik”

Kuşadası’na yerleşme kararı aldıklarını söyleyen Gülsinem Avşar Demirci, “Bu işe pandemi döneminde evde kaldığımız süreçte başladık. O zamanlar Manisa’daydık. Bahçemizde bulunan zeytin ağacını keserken dönüştürmek istedik. Masa yapmaya karar verdik. Ağaçtan masa ve sehpa yaptık. Süslemesini ve iç şekillendirmesini nasıl yapsak diye düşündük. Ardından eşim çekirdeğini kullanalım dedi. O zaman ilk aşamada masa ve sehpada başladık. Ardından zeytin çekirdeğini bu şekilde dönüştürmeye başladık. Önce küçük küçük farklı ürünler yaptık. Ortalama 3-4 yıl boyunca yaptığımız çalışmaları bir köşede muhafaza ettik. Emekli olunca Kuşadası’na yerleşme kararı aldık. Adaya yerleştikten sonra işimizi geliştirmeye karar verdik. Bu süreçte kullanımını, dayanıklılığını test ettik ve gayet güzel ürünler ortaya çıktı.” dedi.

 

“Tescilli bir marka haline geldik”

Vazo, saksı, sepet, mumluk ve takılar yaptıklarını dile getiren Adem Demirci, “Çalışmamız asla kolay bir çalışma değil. Desen vermesi ve yapıştırması oldukça meşakkatli bir süreç. Bunun dışında zeytin çekirdeklerinin boyutu birbirinden farklı olabiliyor. Aralarından tek tek seçip uygun olanları kullanıyoruz. Tüm işlemler bittikten sonra sertleşmesi için malzeme kullanıyoruz. Bu işlem daha dayanıklı olmasını sağlıyor. Her ay yeni bir şey üzerine çalışıyoruz. Bu ay takı yapmaya başladık. Şu an ise abajur üzerine çalışmalarımız var. Tescilli bir marka haline geldik. Birkaç yer bizden alıp satışını yapıyor. ” ifadelerini kullandı.

 

“Ne yazık ki maliyeti gün geçtikçe artıyor”

Sürecin maliyeti hakkında bilgi veren Adem Demirci, “Zeytin çekirdeğini firmalardan alıyoruz. Genelde zeytinyağı çıkarma işleminde kırılıyorlar. Bunların özel bir makinası var. Kırılmadan elde ediyorlar. Biz rica üzerine birkaç işletmede bunu yaptırıyoruz. Onun belli bir maliyeti oluyor ama çok yüksek değil. Kullandığımız sertleştirici malzeme, boya ve özel olarak yaptırdığımız kutular biraz daha maliyetli oluyor. Ne yazık ki maliyeti gün geçtikçe artıyor.” diye konuştu.

 

“Göründüğü kadar basit bir işçilik değil”

Elde ettikleri ürünlerin tamamlanmasının zaman aldığını söyleyen Gülsinem Avşar Demirci, “Bir ürünü ortaya çıkarma süremiz ürüne göre farklılık gösteriyor. Örneğin orta boy bir vazoyu bir haftada bitirebildik. Kalıp olmadığı için işimiz biraz zor oluyor. Şekli düzgün bir şekilde vermemiz gerekiyor. Defalarca bozup yeniden yaptığımız oluyor. Göründüğü kadar basit bir işçilik değil. Desenlerini bile oluştururken ayrı bir emek harcıyoruz. Çünkü o desenlerini de kendimiz oluşturuyoruz.” diyerek sözlerine ek olarak çekirdeklerin yapısına değinerek, “Zeytin çekirdeğinde küçülme, bozulma gibi konular söz konusu değil ama tıpkı cam ve porselen gibi bu da kırılgan bir yapıya sahip. Özellikle bu özelliğini göz önünde bulundurarak daha fazla sağlamlaştırma çalışması yapıyoruz.” şeklinde aktardı.

 

“Yapımı günler alıyor”

Çekirdeği temin ederken hasat döneminin sorun yaşatıp yaşatmadığına değine Adem Demirci, “Zeytinin hasat dönemi genelde eylül, ekim, kasım, aralık aylarında oluyor. Tabi biz öncesinden toplu olarak aldığımız için sıkıntı yaşamıyoruz. Zaten şu an seri üretim yapabileceğimiz bir ürün değil iki kişiyiz. Yapımı günler alıyor. İlerde atölye açılırsa başkalarına eğitimini verip seriye geçeriz. O yüzden şu an için çekirdeğe ulaşmakta zorluk yaşamıyoruz.” diye belirtti.

 

“Kendi dönüşüm yolculuğumuzda birbirimizi besliyoruz”

Kendileri için bu işin ne ifade ettiğini anlatan Gülsinem Avşar Demirci, “Biz bu yaptıklarımızı dönüşüm olarak nitelendiriyoruz. Bizimle beraber bir dönüşüm. Biz dönüştükçe davranışlarımız dönüşüyor, duygularımız dönüşüyor ve bunlar yaptığımız işlere yansıyor. Beraber dönüşüyoruz ve çekirdeğin bu anlamda bize çok katkısı oldu. Kendi dönüşüm yolculuğumuzda birbirimizi besliyoruz. Biz buna iş olarak bakmıyoruz çünkü inanılmaz keyif alıyoruz. Yeni bir şey ortaya çıkarmak gerçekten çok büyük bir mutluluk kaynağı oluyor.” dedi. Yaptıkları bu işe karşı nasıl tepkiler aldıklarına değinen Adem Demirci,  “İnsanlardan genel olarak olumlu ve güzel tepkiler alıyoruz. Bu da bizi inanılmaz mutlu ediyor. İnsanlar gördükleri zaman çok şaşırıyorlar. Nasıl olduğunu soruyorlar. İlk defa gördüklerini ve çok başarılı bulduklarını dile getiriyorlar.” ifadelerini kullandı. 

 

“Ne yazık ki kırklı yaşlara geldiğimizde keşfediyoruz içimizde ki cevheri”

Yaptıkları işin bir farkındalık olduğunu dile getiren Gülsinem Avşar Demirci, “Pandemi dönemi ile başlayan farkındalık ve dönüşüm sürecinin dünyada devam etmesini diliyorum. Kendi adıma bunu korumaya çalışıyorum. Çünkü dünyanın buna ihtiyacı var. İçinde bulunduğumuz çağ ve sistem maalesef bizi kendimizden uzaklaştırıyor. En büyük sorunumuz aslında bu. Kendimizle baş başa kaldığımız zaman ortaya çok güzel işler çıkıyor. Ne yazık ki kırklı yaşlara geldiğimizde keşfediyoruz içimizde ki cevheri. Birçok alanla ilgilendim ama içimde ki bu yetenek işsiz kaldığım dönemde ortaya çıktı. Pandemi döneminin etkisi çok oldu. Doğayla uyumlu yaşamamız gerekiyor. Biz bu evrenin sadece bir parçasıyız, ona hâkim olamayız veya hükmedemeyiz, farkındalıkla yaşamayı öğrenmeliyiz. Hem bu şekilde daha güzel işler çıkıyor ve dünya bu şekilde daha yaşanabilir bir hale dönüşüyor. Bizim buraya yerleşmemizde ki amaçta bu. Hayatımızı küçültüp kendimizde baş başa kalmak. İçimizdekileri ortaya çıkarmak.” şeklinde kaydetti.

 

Sözlerinde son olarak okuduğu bir hikâyeden etkilendiği kesiti dile getiren Gülsinem Avşar Demirci, şu ifadeleri kullandı: “Yunan mitolojisinden bir hikâye okumuştum ve çok etkilenmiştim. Homeros’un gölgesinde oturduğu zeytin ağacı yaşlı bilgenin kulağına şöyle söyler, ‘Herkese aitim ve hiç kimseye aitim. Siz gelmeden önce de buradaydım siz gittikten sonrada burada olacağım.’ Bunu okuduğumda çok etkilenmiştim ve zeytin ağacı benim için başka bir anlam kazanarak farkındalığım arttı.” 

 

 

Yaptıkları çalışmaları hakkında bizlere detaylı bilgi veren Gülsinem Avşar Demirci ve Adem Demirciye çok teşekkür ederiz.

 

Haber: Kevser Dayan

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00