İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak olmazsa olmazdır. Dünya’da yaşamın sürdürülebilir olması için en önemli unsur olan toprağın da bir bilimi var. Toprak bilimi; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylarını inceleme ile beraber oluşan verimli toprakların belirlenmesinde rol oynar. Toprak biliminin ve toprak türlerinin ne olduğundan bahsetmesi için uzmanlık alanı Toprak Bilimi olan Dr. Öğr. Üyesi Alper Yorulmaz ile bir araya geldik.
Toprak, atmosfer ile taş küreyi, tatlı su ile tuzlu su alanlarını birbirinden ayıran bir ara katman olup, birçok bitki ve hayvan için yaşam alanı sunan biyosferin bir parçası, gezegenimizin yaşayan, nefes alan derisidir. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Alper Yorulmaz, toprak biliminin ne olduğundan, Türkiye’de toprak biliminin gelişim sürecinden, toprağın işlevlerinden ve kullanım alanlarından bahsetti. Aynı zamanda Türkiye’de bulunan toprak türleri ve toprak çeşitliliği konularına da değinen Yorulmaz, bu toprak türlerinin ülkemizde hangi bölgelerde yer aldığı bilgilerini paylaştı.
Toprak bilimi nedir?
Toprak bilimi ilk defa 1878 yılında Dokuchaev tarafından “Pedology” olarak isimlendirilmiş ve bu isimlendirme içerisinde toprakların teşekkülü, orijini ve yeryüzündeki coğrafik dağılımı dikkate alınmıştır. Pedoloji, yani diğer adıyla “Toprak bilimi”, toprakların yapısını, oluşumunu, dağılışını, inceleyen ve topraktaki fiziksel, kimyasal, ve biyolojik olaylar ile bunların ortaya çıkardığı sonuçları konu edinen bilim dalıdır. Jeomorfoloji’nin de alt gruplarından birini oluşturmaktadır. Pedoloji ile ilgilenen bilim insanına “Pedolog” denmektedir. Pedoloji, Rusça toprak anlamına gelen ‘ped’ ve Latince bilim anlamına gelen ‘loji’ kelimelerinden oluşmuştur.
Türkiye’de toprak biliminin gelişim süreci ve toprak biliminin bizdeki tanımı nedir?
Ülkemizde çok kıymetli hocamız, Prof. Dr. Kerim Ömer Çağlar’ın öncülüğünde toprak bilimi gelişiminine başlamıştır. Kendisinin yapmış olduğu tanımına göre toprak, “Kayaların ve organik maddelerin, iklim, organizmalar ve topoğrafyanın çok uzun süreli etkileri altında, çeşitli derecelerdeki fiziksel parçalanma, kimyasal ve biyolojik ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar topluluğu barındıran, bitkilere durak yeri ve besin kaynağı görevi yapan, belli oranda su ve hava içeren, farklı özellikte katmanlardan kurulu, aktif, dinamik, üç boyutlu doğal bir maddedir.” Toprak, bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bizim gözümüzde de canlı bir varlıktır. Topraklar doğar, büyür ve ölür. Bu süreçte toprağı, özelliklerine göre kullanmakta fayda olduğunu düşünmekteyiz.
Toprağın işlevi nedir?
Genelleme yapacak olursak toprak, bitki yetiştirilen ve tarımsal ürün elde edilen bir ortamdır. Aynı zamanda sanayi ve ormancılık gibi iş faktörlerine ve birçok dış faktörlere de ürün üreten bir ortamdır. Gaz üretir ve absorbe eder. Canlılar için bir yaşam alanıdır. Bununla birlikte tıp alanına da bir kaynak ve materyaldir. Ormancılık alanında, su ve atıklar için filtre edici, jeoloji, iklim, biyoloji ve insan tarihi için de aydınlatıcı olduğunu söyleyebiliriz. Bunların hepsi toprağın işlevlerindendir.
Toprak çeşitliliği nasıl oluşur?
Toprak çeşitliliği çerçevesinde Dokuchaev’in dediğine göre, “Aynı ana materyal olsa da iklim ve vejetasyon farklılıklarına bağlı olarak farklı topraklar oluşabilmektedir.” Aslında toprağın ana materyali magmatik, sedimantasyona ve başkalaşıma uğramış kayaçlar olarak değişiyor. Ben bu söyleme, derslerimde benzetme yaparak şu şekilde örnek veriyorum. Un, bizim ana materyalimiz olsun. Un, ana materyalimiz olmasına rağmen undan ürettiğimiz ürünler farklılık gösteriyor. Ekmek, kurabiye, kek ve benzeri gibi. Dolayısıyla toprak çeşitliliğinin oluşumunda ana materyal aynı olsa bile iklimin etkisi, farklı nem rejimlerinin etkisi gibi faktörlere bağlı olarak toprak çeşitliliğinin oluşum süreçleri etkilemektedir ve farklı toprak çeşitleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca şu bilgiyi de ekleyelim. Alüvyal ovalarda bir santimetre kare toprağın oluşması için en az 500-1000 yıl geçmesi gerekiyor ama iklimi tropik ve yarı tropik olan bölgelerde ise 100-150 yıl yeterli oluyor.
Orman yangınları sonucunda yanan topraklar verimlilik açısından nasıl etkileniyor?
Toprakların oluşum süreci göz önüne alındığı zaman çok uzun sürelerde tarıma elverişli hale gelmesi dolayısıyla topraklara çok iyi bakmamız ve değer vermemiz gerekiyor. Çünkü üzerinde tarım yaptığımız her tarım alanı, toprak değil. Biz, onlara arazi diyoruz. Orman yangınları ve anız yakma gibi olaylar toprağın içindeki mikrobiyal canlılığı öldürüyor. Toprağın verimliliği ve üretkenliği hem biyolojik ve fiziksel hem de kimyasal özellikleriyle bir bütün halindedir. Toprakların yanması, toprak içindeki canlılığı da ortadan kaldırdığı için topraklardaki organik madde birikimi de azalacaktır ve dolayısıyla verimsizleşecektir.
Toprak tipleri nelerdir?
Genelleme yapacak olursak toprak tipleri zonal, intrazonal ve azonal topraklar şeklinde üç grup altında sınıflandırılabilir. Fakat bu eski toprak sınıflandırma sistemidir. Bu sistemi 1938 sınıflandırma sistemine aittir. Zonal topraklar, intrazonal topraklar, azonal topraklar da kendi içinde ayrılır.
Zonal topraklar nedir?
İklim ve bitki örtüsünün meydana getirdiği karakteristikleri içeren, geniş coğrafi bölgelerin başlıca topraklarıdır. Normal ya da olgun olarak da adlandırılan zonal topraklar, iyi drenajlı ana materyal üzerinde oluşmaktadır. Biz bu topraklara “yerli topraklar” da diyoruz. Ülkemizde yayılma alanının en fazla olduğu toprak türüdür. Zonal toprak, ana kayanın ayrılması ile oluşmaktadır. Bitki örtüsü ve iklim bu toprağın oluşması için oldukça önemlidir. Bu toprak tipinin kendi içinde türleri bulunmaktadır.
Zonal toprakların kendi içindeki türleri nelerdir?
Bu türlerden bir tanesi ve en öne çıkanı, “Kırmızı Renkli Akdeniz Toprağı”dır. Bu toprağın diğer adı ise Terra-Rosa’dır. Bu topraklar, Marmara Bölgesi’nin güney kesimi, Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde sıkça görülmektedir. Toprak, kırmızı, açık kırmızı ve sarı renktedir. Ayrıca iri taneli ve killidir. Toprak, kireç taşı üzerinde oluşsa bile kireçli bir yapıda değildir. Bunun sebebi ise toprağın yeterince yıkanmış olmasıdır. Toros Dağları’nda bin metreden yüksek sahalarda toprağın rengi organik madde birikiminden dolayı koyulaşarak kırmızımsı kahve ve kahverengine dönüşmektedir.
İntrazonal topraklar nedir ve ülkemizde hangi bölgelerde görülür?
İntrazonal topraklar, belirli bir profile sahip toprak olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bunların karakterinde ana materyal veya topoğrafya hakim rol oynamaktadır. Bu topraklara biz taşınan topraklar da diyoruz. Çünkü akarsularla taşınmış olan minerallerin birikmesi sonucu oluşmaktadır. Genel olarak kum, kil ve çakıl taşlarından oluştuğu söylenebilir. İntrazonal topraklar, ülkemizde oldukça az bölgede yer kaplamaktadır. Bulundukları yerler Küçük Menderes, Çukurova, Bafra ve Büyük Menderes çevreleridir. İntrazonal toprak türlerinde tuzlu ve kireçli topraklar bulunmaktadır. Tuzlu topraklara, Tuz Gölü ve yakın çevresinde rastlamak mümkündür. Bunun dışında Ereğli, Küçük Menderes ve Burdur Gölü’nde de görülmektedir.
Azonal topraklar nelerdir ve ülkemizde hangi bölgelerde görülür?
Azonal topraklar, zamanın etkisiyle ilgili olarak zonal topraklardan ayrışmıştır. Ana materyalleri yeterli derecede ayrışmaya maruz kalmadığı için belirli bir profillerinin olduğunu söyleyemeyiz. Genellikle mineral yönünden zengin toprak türlerindendir. Azonal toprak tiplerinin Türkiye’de yaygın olarak yerleştiği alanlar ise ülkemizin dağlık bölgeleridir. Kumlu ve tüflü topraklar olarak Bozdağlar ve Aydın Dağları’nda bulunmaktadırlar.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Alper Yorulmaz ile gerçekleştirdiğimiz röportajda toprak biliminin çalışma alanlarını konu aldık. Toprak biliminin tanımını ve Türkiye’de gelişim sürecini bizlerle paylaşan Yorulmaz, aynı zamanda ülkemizdeki toprak türlerini ve yayıldığı bölgelerin bilgisini verdi. Toprağın sadece tarımda değil sanayi, ormancılık ve inşaat gibi sektörlerde de önemi olduğuna değinen Yorulmaz, toprağın işlevlerinin çok yönlü olduğu konusuna da vurgu yaptı. Toprağın oluşumundan verimli hale gelene kadar geçen sürecin uzunluğuna ve gerektirdiği şartlara dikkat çeken Yorulmaz, ülkemizdeki topraklara gerekli değeri verip korumak gerektiği konusunda da her vatandaşın hassas olması gerektiğini söyledi. Alper Yorulmaz’a verdiği değerli bilgiler için çok teşekkür ederiz.
Haber & Fotoğraf: Bumin Kağan Muti
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...