Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


YOK OLAN BİR MESLEK: EYER YAPIMI

23.01.2023
Yaşam

 

Aydın Efeler’de yaşayan 66 yaşındaki Necmi Sevim, zanaat kültürümüzün ince işçiliklerinden olan saraçlık mesleğini 45 yıldır sürdüren bir usta. Sevim işin ustası olarak, mesleğinin Türk kültürünü temsil eden bir değer olduğunu, günümüz koşullarında mesleğinin devamlılığını sürdürmekte güçlük çektiğini belirterek saraçlığın inceliklerini paylaştı.  Bunun yanında İzmir Konak’ta yaşayan eski bir saraç işçisi olan Hüseyin Hüsnü Alp ise bu mesleği babasından devralmış. Aynı zamanda dedesi de bir saraç ustasıymış. Babası hayattayken ona yardım etme amacıyla yanında çalıştığını ancak daha sonrasında bu işi devam ettirmediğini belirtirken, mesleğin günümüzdeki durumuyla ilgili görüşlerini belirtti.

 

Hissiyatları son derece yüksek hayvanlar olan atların, ekipmanlarının yapımında da bu özel hayvanların hak ettiği kalitede malzemeler kullanılmaktadır. Saraçlar, büyük bir sabır ve özveriyle işçiliklerini ortaya koymaktadır. Sevim, saraçlık mesleğinin de babadan oğula geçen mesleklerden olduğunu, kendi ailesinde de dedesinin bu işi yaptığını, ardından babasına geçtiğini ve son olarak da işi kendisinin üstlendiğini ekleyerek sözlerine devam ediyor.

 

 

Atlar için hazırlanan ekipmanlar nelerdir? 

Necmi Sevim: Atlarda kullanılan ekipmanlar başlıca yular, dizgin ve eyerdir. Yular, atın ağız ve boyun kısmını kaplayacak şekilde takılan uzun bir iptir. Binicinin, atın üstünde değilken yuları çekerek atı yönlendirmesi ve yürümesini sağlamak için kullanılır. Diğer bir ekipman olan dizgin, binicinin atın üstündeyken ata hakimiyet sağlayabilmesi, atı yönlendirip hareket ettirebilmesi için kullanılır. Atın ağız kısmına takılan ve dizginin takılabilmesi için gerekli olan ‘gem’ dediğimiz parçaya yerleştirilen dizgin, atın baş kısmına denk gelmektedir. Eyer ise, atın sırt kısmına konularak binicinin oturmasının sağlandığı ekipmandır. Kullanılan bu ekipmanların hiçbiri at için zararlı değildir. Kaliteli ve genellikle deri malzemeler kullanılarak yapılmaktadır.

 

Eyerin hazırlık süreci nedir?

Necmi Sevim: Binicilik ekipmanlarının üretiminin yapıldığı yer olan saraçhanelerde, eyer yapımının aşamaları şu şekildedir: Öncelikle gerekli ölçüler alınır ve işe başlanır. Eyerin ana malzemesi iskelettir. İskeletin üstü öncelikle keçe yardımıyla kıllanır. Bu işlem yapıldıktan sonra iskeletin üstü tamamen deriyle kaplanır. Kullandığımız derilerin hepsi ağırlıklı olarak sığır derisidir. Ayrıca bu işlem tamamen el işçiliğiyle yapılmaktadır. Kullandığım iskeletleri Ödemiş’ten, derileri ise Aydın Karacasu’dan temin ediyorum. Bir eyeri ise tek başına iki günde yapıp bitirebiliyorum.

 

 

Eyerin uzun ömürlü olabilmesi için bakımı nasıl yapılmalıdır? 

Necmi Sevim: Kaliteli ve güzel bir eyerin ömrü aşağı yukarı 20 senedir. Eyer yapımında kaliteli bir deri kullanıldıysa ve dört dörtlük bir işçilikle çalışıldıysa geriye sadece eyerin, attan çıkardıktan sonra temizliğini yapmak, güneşte bırakmayarak serin bir yerde muhafaza etmek ve çatlamaması için badem yağıyla silmek kalıyor.

 

 

Mesleğin yaşamış olduğu değişimden bahsedebilir misiniz? 

Necmi Sevim: Eskiden köy yerlerinde insanlar hayvancılıkla geçinirdi. Hemen hemen her evde mutlaka bir tane at bulunuyordu ve haliyle insanlar atlarının ekipmanlarını yaptırmak için saraçlara gelirlerdi. Kazancımız, günümüze kıyasla o zamanlar daha iyiydi. Ancak günümüzde bu bölgede hayvancılık çok azaldı. Herkesin arabası, motoru var bu sebeple at sahipleri ne yazık ki çok az sayıda. Biz 40 sene önce ayda 50 eyer yapıyorduk, şimdi yılda 50 eyer yapamıyoruz. O zamanlar atlar, köy yerlerinde ihtiyaç konumundaydı, günümüzde ise hayvancılık azalınca at beslemek varlıklı insanların hobisi haline geldi. Hal böyle olunca sektörümüzde de, kazanç durumumuzda da olumsuz etkiler meydana geldi.

Hüseyin Hüsnü Alp: Eskiden köy yerlerinde tarım ve hayvancılık işleriyle geçinirdi insanlar. Yani bizim mesleğe talep ve ihtiyaç vardı. Günümüzde ise artan fiyatlar, zorlaşan yaşam şartları insanları başka sektörlerde çalışmaya yönlendirdi. Böylece hayvancılık ve tarım azaldı bizim meslek de zor bir döneme girmiş oldu. Bunun yanında artık eskisi kadar fayton da kalmadı, deri fiyatları aldı başını gitti, bir de zaten yetiştirecek eleman bulunamıyor şartlar böyle olunca da bizim meslek bitti. Son yıllarda bu işi yapan kimse kalmadı buralarda. 



Eyer işinde yaşanan azalma sonrası nasıl bir yol izlediniz?

Necmi Sevim: Sektördeki en büyük sıkıntının, hayvancılığın azalması ve yetiştirecek eleman bulunamaması olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu iş usta-çırak ilişkisiyle devam eder. Günümüzde eleman yetişmiyor. Köy yerlerinde genç nüfus kalmadı, gençler bu işi öğrenmek istemiyor. Bu işin temeli çıraklık eğitimidir. Durum böyleyken, mesleğin devamlılığını sürdürmesi biraz zorlaşıyor. Ege bölgesinde at koşularında hala yerli eyerler kullanılıyor, bir de at sahibi insanlar var, onlar da eyerlerini bizlerden temin ediyor. Ancak bunlar yeterli olmadığı için biz de kendimizi yenilemek zorunda kaldık. Şu an Aydın’da yetişen esnafların çoğu at ekipmanlarının yanında kedi köpek tasması ve av malzemeleri de üretip satıyor. Bir zamanlar ihtiyaç durumunda olan mesleğimiz, artık hobiye evrildiği için, üretimde ve satışta sıkıntılar yaşamamızdan dolayı biz de böyle bir çözüm bulduk. İlla ‘ben eyer yaparak geçimimi sağlayacağım’ dersen, günümüz koşullarında bunu yapmak çok zor. Para kazanmak ve geçinmek için bu iş artık tek başına olmuyor. Ama yine de bu meslek ayakta kalmaya devam eder diye düşünüyorum, çünkü bana da dedemden ve babamdan kalmıştı. Ben ve benim gibiler bu mesleği gerek tek başına gerekse farklı eklemelerle yürütmeye devam edecektir. 

 

Değişen ve gelişen dünyada, teknolojiden uzak bir şekilde tamamen el işçiliği teknikleri kullanılarak yapılan meslekler ayakta kalmakta çok zorlanıyor. Bu meslekler arasında günümüze kadar gelebilmiş olanları da mevcut. Onların kazanç sağlayabilmesi ve ayakta durabilmeleri için, ihtiyaç anlarında aklımıza sadece yaygın üretim merkezlerini getirmeyelim. Bunun yanında kıymetli zanaatkarların da işimizi çözebileceğini, ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğini hatırlayalım, bu yerlerden de alışveriş yapalım. Böylelikle kültürel değerlerimizi temsil eden bu meslekler varlığını sürdürebilir.

 

Haber&Fotoğraf: Mehmet Umutcan Kaya

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

HAMUR YAĞI MUCİZESİ

Zeytinyağı mucizesini bilmeyen yoktur. Kalp ve damar sağlığı başta olmak ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00