Bu kelimelerin sahibi, 13 yaşından beri araba tamirciliği ile uğraşan ve meslekte tam tamına 53 yılı deviren İsmail Canerik. İsmail Usta meslek hayatının 9 yılını çırak olarak geçirdikten sonra Manisa’nın Akhisar ilçesinde kendi dükkanını açarak hayallerinin kapısını araladı. Klasik arabalara oldukça ilgili olan İsmail Usta, dükkanında birçok klasik arabayı misafir etti. Bu misafirlerden en önemlileri ise İsmet İnönü ve Barış Manço gibi isimlerin arabalarıydı. Klasikleşmiş isimlerin klasik arabalarına yaptığı sihirli dokunuşlar sayesinde mesleğinde ilk akla gelen isimlerden birisi oldu.
Klasik araba tutkusunun küçük yaşlarda başlaması ile bu mesleğe olan ilgisi de artan İsmail Usta, bu tutkunun aşka dönüşmesi ile mesleğinde birçok başarı elde etti. Hayallerini, vizyonu ve tutkuları ile birleştirerek Türkiye’nin ilk klasik araba ustalarından birisi oldu. Bu tutku ve vizyonla mesleğinde her zaman ilkleri başaran İsmail Usta, İsmet İnönü ve Barış Manço gibi isimlerin arabalarını yapma fırsatı elde etti. Özellikle Barış Manço’nun arabasını yenilemesiyle kendi memleketinde ve hatta bazı şehirlerde oldukça fazla üne kavuştu. Bu ünün getirisini tamamen mesleğine duyduğu aşka bağlayan İsmail Usta, “Arabalara aşığım… Onların da bir ruhu olduğunu düşünüyorum. Bu ruha bir sanatçı gibi dokunarak içlerindeki ışığı dışarıya yansıtıyorum.” diyerek mesleğine olan aşkını ifade ediyor.
“Rüyalarımda araba tamir ettiğimi görüyorum”
Arabalar üstünde yaptığı sanatı dükkânda bırakamayan İsmail Usta, rüyasında bile kendini bu işi yaparken bulduğunu söylüyor. Mesleği küçüklükten gelen bir tutku olduğu için işini hobi olarak yapan ve hayatı boyunca sıkılmadığını belirten İsmail Usta, herkesin sevdiği mesleği yapması gerektiğini savunuyor. İşinde başarılı olmasının diğer bir etkeninin bu olduğunu söylesek hiç yanlış olmaz. Mesleğini rüyasında bile devam ettiren İsmail Usta’nın diğer bir alametifarikası ise 6 voltluk aküler tasarlayabilmesi. Bu akülerin en büyük özelliği klasik model arabalarda iyi verim vermesidir. İsmail Usta’nın bu aküyü tasarlamasındaki en büyük etken yeni nesil akülerin klasik arabalara uymaması ve bu araçların akülerinin artık bulunmaması. Bu zorluktan da kendi yetenekleri ve vizyonu ile kurtulan İsmail Usta, “Arabalar benim her şeyim. Onlar çalışmayınca, motor seslerini duymayınca içimde bir boşluk oluşuyor.” diyerek bu aküleri neden tasarladığını oldukça güzel açıklıyor. İlk tasarladığı aküyü 1936 model bir araba için tasarladığını belirten İsmail Usta, ”Harika bir arabaydı. İlk bulduğumda çok kötü bir haldeydi. Boyasından, motoruna birçok işini hallettikten sonra iş elektrik aksamına gelmişti. Aküsü kullanılamaz haldeydi ve yeni bir akü bulamadım. İş başa düşmüştü.”
Bu akü için bolca zaman harcadığını ve harcadığı bu zamanın değdiğini de belirtiyor. Bu akü İsmail Usta için bir dönüm noktası olmuş. Tasarladığı akülerle klasik araba sahibi tüm insanların adeta ‘hayatına dokunmuştu.’ İsmail Usta’nın tasarladığı aküleri Ford, Chevrolet, Cadillac, Fiat gibi markaların klasik arabalarına monte etmeyi ve uyum içinde çalıştırmayı başardı.
“Ben kendimi bir sanatçı olarak görüyorum”
İsmail Usta mesleğini hobi haline getiren alışılmışın dışına çıkan ve yaptığı arabalara her zaman kendi yorumunu ve vizyonunu katan birisi. Kendisini de bu niteliklerle tanımlayan İsmail Usta, “Bu atölye babamın değil, babam araba tamircisi de değildi. Babamdan bana geçen bir meslek olmadığı için ve kendi tutkumla hareket ettiğim için yaratıcılığımı hiçbir zaman kaybetmedim. Bu yaratıcılığı yaptığım her arabada göstermek isterim. Diğer ustalar gibi ezbere işlemler yapmıyorum, kendimi bir sanatçı olarak görüyorum ve 65 yaşında olmama rağmen daha da fazla gelişmek istiyorum.” diyerek kalıpları kırmış bir usta olduğunu gösteriyor.
“Okullar insan kaynyor ama sanayiler bomboş”
Dükkanında tek başına çalışan İsmail Usta da birçok dükkân sahibi, zanaatkar, esnaf ve sanayici gibi çırak bulamamaktan mustarip. İnsanların sanayicilere bakışının önyargılı olduğunu ve çocuklarını göndermek istemediğinden dert yanarak, ‘‘İnsanlar sanayi ustalarını görgüsüz, kaba ve eğitimsiz olarak nitelendiriyor ve çocuğunu kimse buraya çalışması için vermiyor. Eskiden herkes çocuğuyla soluğu burada alırdı şimdi her yer okul oldu, herkes çocuğum okusun istiyor. Arabaya, tamire ve bu tür işlere ilgisi olan birçok genç ve çocukta ailesine ‘Ben sanayide usta olmak istiyorum’ diyemiyor.” sözleriyle çırak konusunda çektiği sıkıntılardan bahsediyor. Bu yeteneklerini kendisi gibi vizyonlu ve meraklı gençlere miras bırakmak isteyen İsmail Usta, “Kendi gençliğimi göreceğim bir çırağı kesinlikle yanımda isterdim.” diyerek yetenekli bir çırak istediğini belirtiyor. Son olarak, mesleğinin bitme kaygısının olup olmadığına da değinen İsmail Usta, “Bu mesleğin biteceğine pek ihtimal vermiyorum. Arabalar günümüzde daha da çoğaldı ve her zaman iş bilen, yetenekli ustalara ihtiyaç olacak. Ben bunu düşünmek yerine mesleğimden keyif almaya devam edeceğim.” diyerek, mesleğini yaparken ne kadar heyecanlandığını ve keyif aldığını belirtiyor.
Haber: Burak Şahinbaş
Fotoğraf: Şeyma Yavuz
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...
CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN
Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...