Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, yazılım geliştirme süreçleri de daha erişilebilir ve hızlı hale geliyor. No-code ve low-code platformları, teknik bilgisi olmayan kişilerin dahi kendi uygulamalarını geliştirebilmelerini sağlarken, yazılımcılar için de iş süreçlerini hızlandıran güçlü araçlar sunuyor. Bu yenilikçi teknolojiler, sektörel dönüşümlerin önünü açarken, yazılım dünyasında büyük bir değişimin habercisi oluyor.
No-Code/Low-Code teknolojisini daha yakından incelemek amacıyla, Dokuz Eylül Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü mezunu ve şu anda aktif olarak mühendislik kariyerini sürdüren Tolunay Abakay ile görüştük. Ayrıca konunun akademik boyutunu değerlendirmek üzere, Gazi Üniversitesi’nde eğitim almış ve halen Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Serdar Çiftçi’nin görüşlerine başvurduk.
Fikirden ürüne, kodsuz ve hızlı
No-code, adından da anlaşılacağı gibi hiç kod yazmadan uygulama geliştirmeye olanak tanıyan platformlardır. Low-code ise minimum seviyede kod yazarak, çoğu işlemi sürükle-bırak gibi görsel araçlarla yapılan ortamlardır. No-code biraz daha teknik olmayan kesime hitap ederken, low-code genelde yazılımcılara veya teknik altyapısı olanlara daha uygundur. Bununla ilgili Doç. Dr. Serdar Çiftçi, “No-code ve low-code gibi platformlar, fikirden ürüne geçişi kolaylaştırıyor. Teknik bilgisi olmayanlar bile bir uygulama prototipi geliştirebiliyor. Şirketler için de maliyet ve zaman açısından büyük avantaj sağlıyor. Ancak her projeye uygun olmadığını, daha karmaşık sistemlerde klasik yazılımın halâ gerekli olduğunu unutmamak lazım.” dedi.
Yazılımda terzi devri kapanıyor mu?
Günümüzde yazılım geliştirme alanında insan kaynağına olan ihtiyaç giderek artıyor. Yazılım geliştiricisi ya da teknik uzman bulmak, kurumlar için hem zaman hem de maliyet açısından büyük bir yük haline gelmiş durumda. Çünkü bu alanda çalışacak kişilerin belli bir öğrenim ve tecrübe sürecinden geçmesi gerekiyor. Bu durum, piyasada yetkin eleman bulmayı zorlaştırırken, kurumları da daha az insan gücüyle daha fazla üretim yapma yollarını aramaya yöneltti. Tam da bu noktada no-code ve low-code gibi araçlar devreye giriyor. Bu platformlar, yazılım geliştirme sürecini sadeleştirerek hem maliyetleri azaltıyor hem de daha az teknik personelle çözüm üretmeyi mümkün hale getiriyor. Bu bağlamda Çiftçi şu görüşlere yer verdi: “Süreç, tekstil sektöründeki dönüşüme benzetilebilir. Eskiden bir terziye gidip kişiye özel kıyafetler diktirilirdi. Ancak bu süreç hem zaman alıcı hem de maliyetliydi. Bugün ise herkes hazır giyimden faydalanarak daha hızlı ve ekonomik çözümler bulabiliyor. Yazılımda da benzer bir yaklaşım söz konusu; eğer çok özel bir yazılım geliştirilmesi gerekiyorsa, halâ bir yazılımcı ile çalışmak gerekiyor. Ancak daha genel ihtiyaçlar için no-code platformları üzerinden hazır araçlarla yazılım çözümleri üretmek mümkün.”
No-code ve low-code platformlarında güvenlik endişeleri
Bu platformların sağladığı kolaylıkların yanı sıra, güvenlik ve özelleştirme konusunda eksiklikler yaşadığını belirten Tolunay Abakay, “Özellikle kapalı sistemlerde, yani şirket içi intranet gibi özel ağlarda, veri güvenliği no-code ve low-code platformları için önemli bir sorun olabiliyor. Bu platformlar genellikle genel kullanıma yönelik ve açık sistemlere uygun şekilde tasarlanmışlardır. Bu nedenle, kurumların özel ve hassas verilerini bulut ortamında işlemek, güvenlik risklerini artırabilir. Özellikle finansal veriler veya ticari sırlar gibi hassas bilgiler söz konusu olduğunda, platformların sunduğu güvenlik önlemleri yetersiz kalabilir. Ayrıca, bu sistemlerde kullanıcıların güvenlik ayarlarını özelleştirme seçenekleri sınırlıdır, bu da esneklik açısından bir dezavantaj oluşturur.” şeklinde açıkladı.
Yazılımcılar için yeni bir asistan
No-code ve low-code platformlarının yazılımcıların iş süreçlerinde önemli bir destekleyici rol oynadığını dile getiren Abakay, bu platformların yazılımcıların yerini almak yerine, onların işlerini kolaylaştırarak daha verimli hale gelmelerini sağladığını açıkladı. Abakay, “Yazılımcılar, bu teknolojiler sayesinde birçok işlemi daha hızlı bir şekilde halledebilir ve bu da onların daha stratejik ve yaratıcı işlere odaklanmalarına imkân tanır. Örneğin, yazılımcılar geleneksel kodlama yöntemleriyle uzun süreler harcayabilecekleri projeleri, no-code veya low-code araçlarıyla hızlıca prototipleme aşamasına getirebilirler. Bu sayede yazılımcılar, proje yönetimi, analiz ve optimizasyon gibi daha kritik işlere yönelerek iş süreçlerini hızlandırabilirler. Bu teknolojiler, yazılımcıların zamanını boşa harcamadan hızlı çözümler geliştirmelerine olanak tanır. Bir nevi, yazılımcıların işlerini hızlandıran, karmaşık olmayan işleri üstlenen ve onları daha verimli kılan bir ‘yazılımcı-asistanı’ gibi işlev görürler. Sonuç olarak, yazılımcılar bu platformları bir araç olarak kullanarak yaratıcı ve yenilikçi çözümler üretebilir, yazılım geliştirme sürecinde daha az zaman harcayarak daha fazla değer yaratabilirler.” diyerek sözlerini tamamladı.
Farklı sektörlerde no-code ve low-code kullanımı
Günümüzde birçok sektörde yaygın olarak kullanılan no-code ve low-code teknolojilerinin, en çok finans, eğitim, sağlık ve perakende gibi sektörlerde tercih edildiğini aktaran Abakay, “Bu platformlar, özellikle hızlı ve basit çözümler arayan firmalar için büyük avantaj sağlıyor. Finans sektöründe, finansal uygulamaların hızlıca devreye alınması; eğitim sektöründe ise uzaktan eğitim ve içerik yönetim sistemlerinin hızlıca oluşturulması için kullanılıyor. Sağlık sektörü de dijitalleşmeye hızla ayak uydurmak istiyor. Bu nedenle hastaneler ve sağlık kuruluşları da no-code ve low-code platformları kullanarak hızlı çözüm geliştirmeyi tercih ediyor. Perakende sektörü ise müşteri ilişkileri yönetimi ve satış süreçlerini iyileştirmek için bu teknolojilerden faydalanıyor.” şeklinde ifade etti.
Eğitime ücretsiz kaynaklarla başlangıç
No-code ve low-code teknolojilerini öğrenmek isteyenler için kişisel öğrenme sürecini nasıl yapılandırabileceklerine dair tavsiyelerde bulunan Çiftçi, başlangıç için birçok ücretsiz kaynağın mevcut olduğunu vurguladı. Çiftçi, “Eğer kendi öğrenme sürecinizi planlayabiliyorsanız, yazılım dillerini öğrenmeye yönelik öğretici videolar ve tutorial sunan pek çok platform mevcut. Bu kaynaklar başlangıç için yeterli olacaktır. Daha sonra kendinizi geliştirdikçe, uygun fiyatlı eğitim platformlarından faydalanabilirsiniz.” dedi. Ayrıca, “Bütçenizi zorlamadan önce ücretsiz kaynakları kullanarak öğrenmeye çalışın. Böylece profesyonel eğitimlere geçmeden önce temel bilgilere sahip olabilirsiniz.” diye ekledi.
No-code ve low-code teknolojilerinin yazılım dünyasındaki etkilerini değerlendiren Doç. Dr. Serdar Çiftçi’ye ve Tolunay Abakay’a değerli görüşlerini paylaştıkları için teşekkür ederiz. Bu bilgiler, bu yenilikçi teknolojilerin potansiyelini daha iyi anlamamıza yardımcı oldu.
Haber: Mehtap Başer
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...