Antikacılık, sanayi ve toplu üretimden uzak olarak bireysel yapılan, ömrü çok uzun süreli olan, bir çok insanın yaşamının dokunduğu ve elinin değdiği değerli eşyalardan oluşur. Antika ve antikacılığın önemini kaybettiği bu dönemde ve çoğunlukla da büyük kentlerde varlığını gösteren antikacılık Aydın’da pek tanınmayan Mehmet Küçükyumuk sayesinde kendini yaşatıyor. Eski ve eskiye dair olana gönül veren Küçükyumuk, yaklaşık 35 yıldır topladığı antika eşyaları evinde muhafaza ediyor. Bir toplumda geçmişe verilen değerin geleceği yaşattığı düşüncesiyle antikacılığın önemli olduğunu vurgulayan ve aynı zamanda geçmişteki güzel şeyleri geleceğe taşıyan bir antikacı…
"Tarih kokan ev"
Aydın’da yaşayan emekli mali müşavir Mehmet Küçükyumuk, 35 yıldır topladığı antika eşyalarla evinin her yerini donattı. Adeta müze gibi bir evde yaşayan Küçükyumuk, antika toplamaya önce merakla başladığını, zamanla eskiyi sevdiğini ve yaşanmışlıkları olan şeylere değer vermeye başlayıp bu işi sürdürdüğünü belirtti. Markasız, damgasız olan antika eşyaları almayan Küçükyumuk; Osmanlı’dan İngiltere’ye, İtalya’dan Fransa’ya ve daha bir çok ülkeye ait yıllar önceki seramik, porselen, lamba, fincan ve plaklara sahip.
“Antikayım, antikacıyım”
Kendi mesleği ile alakası olmayan antikacılığın, onun için çok büyük anlam ifade ettiğini aktaran Küçükyumuk, “Antikayım; çünkü mesleğim mali müşavirlik bu konuda çok uzun yıllar çalıştım ve emekli oldum. Mesleğimle tamamen ilgisi olmayan antikacılığa ilgimi yönelterek hayatımdaki bazı boşlukları bu sayede doldurdum. Hem rehabilite ettim kendimi hem de dinlendim. Bu sayede ve çok uzun yıllar hoşuma giden antikaları topladım.” dedi.
“Müşteri seçiyorum”
Topladıkça sevip, sevdikçe çoğalttığı bu antika eşyaları artık elden çıkarıp başkalarının da bu manada ruhlarını tatmin etmeleri gerektiğini düşünüp, uzun yıllar muhafaza ettiği bu eşyaları elden çıkarmaya karar verdi. Fakat eşyalarını saklayacağına inandığı kişilere satan Küçükyumuk, ‘‘Bu eşya yıllar önce başkasının elinden bana geçti, şimdi de benden bir başka insanın eline geçip orada yaşamasına vesile olmak istedim. Herkes müşterim olamaz, ben müşterimi seçerim. O eşyaya benim ve benden önceki sahibi gibi bozmadan yıpratmadan bakmasını ve en az benim kadar duyarlı olmasını isterim.Alıp başkasına satmak isteyen kişilere satmıyorum, piyasa malı veya üzerinden para kazanılan meta haline getirmek istemiyorum.” diye konuştu.
Haber & Fotoğraf: Zübeyde Kaya
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...