Geleneksel sanatlar, kültürel değerleri anlamak için çıkılan kıymetli bir yolculuktur. Türk toplumundaki zanaatkarların el emeği eserlerinde Anadolu motifleri, geleneksel kültürün izlerini taşımıştır. Geleneksel Türk İşleme Sanatı ise kadınların el işlemeleriyle kültürel değerleri geleceğe aktardığı bir mirastır.
Geleneksel Türk İşleme Sanatçısı ve İşleme Sanatı Eğitmeni Aynur Serinkan, Aydın’ın Nazilli ilçesinde 9 yıldır ders veriyor. “İşleme, hayatımda hep vardı" diyen Serinkan, ulusal ve uluslararası sergilerde yer alarak, Anadolu’nun ipeğe, pamuğa yazdığı şiirini tanıtmaya çalışıyor. İşleme sanatının gereksinimlerini ve inceliklerini Aynur Serinkan’dan dinleyelim.
Kadim Anadolu kültürünü işlemeleriyle tanıtan sanatçı
Kültür ve Turizm Bakanlığı işleme sanatçısı 56 yaşındaki Aynur Serinkan, 2013 yılında Nazilli Halk Eğitim Merkezi’nde eğitim vermeye başladı. Eğitimler vermeyi sürdüren Serinkan, “Anadolu kültüründe Türk işlemeleri oldukça kıymetlidir. Geleneksel Türk işlemelerimizin arkası ve önü aynıdır. Bu özelliği ile işlemelerimiz, dünyada tektir. İşleme sanatlarının hepsinde bir teknik vardır. Her tekniğin de zorluğu vardır ve bir işlemenin eser olabilmesi için, öncelikle el dokuması olması gerekir. Yeni başlayan birinin, gerçek manada geleneksel Türk işlemelerini yapabilmesi için bütün teknikleri öğrenmesi gerekir. Bu tekniklerin hepsini uygulayıp, ortaya bir eser çıkarabilmesi için kişinin, en az 7 ila 9 yıla ihtiyacı vardır. İşleme sanatı ikiye ayrılır: hobi alanında olan el işlemeleri ve profesyonelce yapılan el işlemeleri. Usta olarak yapılan çalışmalarda ortaya çıkan ürün, eser niteliği taşımaktadır.” sözleriyle, işleme sanatçılığının detaylarını aktardı.
Geleneksel işlemeler, kültürleri tanımamızı sağlar
Anadolu insanının yaşamından izleri işlemelerden anlayabileceğimizi söyleyen Serinkan, geleneksel işlemelerde yer alan motiflerde, dönemlerin etkilerine dair, “İnsanlık var olduğundan beri, hep suya yakın bölgelere yerleşimler kurmuştur. Geleneksel Türk kültürümüzde neredeyse bütün işlemelerin altında ince bir şerit işlenmiştir. Bu şerit, suyu sembolize eder. Suyun kenarında, ‘otağ’ denilen barınma alanları yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Desenlerde suskun, güçlü bir dil vardır.”
Bazı simgelerin, insanların zihninde, onlara geçmişi hatırlattığını ifade eden Serinkan, sergilerin önemi hakkında, “Bize eski kültürümüzü anlatan renklerimizi, bu suskun dili anlatan insanlara ihtiyaç var. Kişisel sergimde, ‘Gözümün önünde babaannemin testiye yaptığı püsküller, dedemin kavalı canlandı. Sanki beni, çocukluğuma götürdünüz’ gibi geri dönüşler aldım. Bu bir genetik kod. Genetik kodumuzda da o renkler, desenler var olmuştur. Bu gibi sanat sergileri geçmişimizi canlandırıyor. Bu sebeple sergiler, çalışmalar yapılmaya devam edilmeli.” ifadelerini kullandı.
İşlemelerde kullanılan desenlerin, çeşitli anlamlar taşıdığını ifade eden Serinkan, bu durumu, “Askerde eşini, evladını kaybeden kadınlarımız, mezar taşı motifleri işlerken; umutları olanlar ise pembe çiçekler işlemiştir. Mutluyken, daha canlı renkli çiçekler yapılırken, mutsuzken yapılan işlemelerde, ibadet yerleri işlenildiği bilinmekte. İşlemelerde her rengin, her şeklin bir anlamı ve anlatısı vardır. Desenlerde, suskun ama güçlü bir dil vardır. Geleneksel işlemeler, yaşamı ve canlılığı anlatabilmektir.” sözleriyle vurguladı.
Toplumun dayanağıdır sanat
Fabrikalaşan çoğu sektörle birlikte, geleneksel el işlemelerinin de unutulmaya yüz tuttuğunu vurgulayan Serinkan, “Yeni dünya düzeninin getirdiği çabuk ulaşma ve tüketimle, eskiyi dönüştürmeyi unuttuk. Bu nedenle, geri dönüşüm projeleri oluşturuluyor. Atölyemizde yüz elli yıllık bindallımız var ve hala kullanılabiliyor. Bir öğrenci yetiştirirken, ‘Şimdi yaptığınız işlemeler, geleceğin antikaları, belki müzelik eserleri olacak’ diyorum. Çünkü, yapılan işlemeler, büyük emekler taşıyan, her zaman saklanması gereken eserlerdir. Günümüz iletişim çağında, sanat, topluma bir dayanak olacaktır. Çünkü, sanatta ruh, incelik ve duygu var.” sözleriye açıklamalarını sonlandırdı.
Haber Evrim Tuna Şahin
Fotoğraf: Harun Kahya
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...