Sokak hayvanları günümüzde şehirlerin ve insanların yaşam alanlarının önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu canlıların yaşadığı beslenme barınma sorunları yaz ve kış mevsimi olmak üzere farklı boyutlara taşınmaktadır. Yazın susuzluk, kışın barınma eksikliği ve bunların dışında insan eliyle yapılan şiddetler, sokak hayvanlarının hayatına büyük oranda zarar vermektedir. Aynı zamanda sokak hayvanlarının kontrolsüz üremesi, bu üremeyle beraber yaşanan sürü popülasyonu ve bakımsızlıktan kaynaklanan hastalıklar, toplum sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Sokak hayvanlarının yaşadığı sıkıntılara ve toplum olarak bu sıkıntıların giderilmesinde nasıl bir yol izlendiğine daha yakından şahit olmak için Aydın Hayvanları Koruma Derneği temsilcisi Şenay Tekinbaş; sokak hayvanlarının kontrolsüz üremesi, kısırlaştırma uygulamaları ve karşılaştıkları sağlık problemlerini anlamak için Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesinden Veterinerlik Doğum ve Jinekolojisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Bilginer Tuna ve Veteriner Hekim Onur Yapıcı ile röportaj gerçekleştirdik.
“Sokakta yaşamak zorunda kalan hayvan”
Hayvanların neden sokakta yaşamak zorunda kaldığı ve sokaktaki yaşam şartlarının zorlukları hakkında Şenay Tekinbaş, “Sokak hayvanı kavramı doğru bir yaklaşım değildir, sokakta yaşamak zorunda kalan hayvan ifadesi daha yerinde olacaktır. Bu hayvanlar, sokakta insanlarla yaşamaya adapte olmuş canlılar, yani sosyal canlılar olarak tanımlanabilir. Sokakta yaşayan hayvanlar, insan bakımına ihtiyaç duyan canlılardır ve kendi başlarına yaşayamazlar. Kediler kendi yiyeceklerini bulabilir ancak köpekler, insan tarafından beslenmek zorundadır.” şeklinde konuştu. Hayvanların sokak yaşamında karşılaştığı zorlu süreçlerin nasıl oldugu ve çözüm önerileri ilgili olarak Bilginer Tuna, “Sokak ya da ormanlar, bu hayvanlar için en iyi yaşam alanı değildir; onlar, sokakta yaşamak zorunda bırakılmış canlılardır. Öte yandan, sahiplenilip bakılamadığı için sokağa bırakılan hayvanlarda mevcuttur. O hayvanlar, evden çıkıp bir anda sokağa alışamazlar; ancak zorlu koşullara uyum sağlayabilirlerse hayatta kalabilmektedirler. Doğada yiyecek bulmak bu hayvanların evcil yaşam koşullarına sahip olmasından dolayı zordur. Bu şartlar köpekleri ve kedileri avlanmaya itebilir ya da sürüler halinde yerleşim yerlerindeki tavuk, keçi ve koyun gibi hayvanlara agresif davranışlarda bulunabilir.” şeklinde vurguladı.
“Aydın sokaklarında yaşayan hayvan sayısı çok fazla arttı”
Sokak hayvanlarının kontrolsüz olarak çoğalmasının sebeplerinin neler olduğu hakkında Şenay Tekinbaş, “Covid-19 pandemi dönemi, bu kontrolsüz üremenin en büyük etkenlerinden biri olmuştur. İnsanlar sokağa çıkma yasağı uygulanan dönemde evlerinde kaldı. Sivil toplum kuruluşları, özel izinler alarak hayvanları normalden fazla besledi. Normalde çöp karıştıran hayvanlar, bu aşırı beslemeyle ile enerjilerini üremeye harcadı. Belediyeler pandemi zamanında yarı zamanlı çalıştığı için kısırlaştırma çalışmaları yavaşladı, bu durumdan ötürü popülasyon daha hızlı artış gösterdi. Sokak hayvanları için 2004 yılında çıkan 5199 sayılı Kanun’da “kısırlaştır, aşıla ve yaşat” şeklinde bir yol izlenmektedir. Bu yasa, bütün belediyeler tarafından zamanında ve aksamadan uygulanabilseydi mevcut durum daha iyi olurdu. Hayvan besleyen gönüllüler de bazı durumlarda kısırlaştırma ve aşılama karşıtı bir tutum sergilemektedirler.” ifadelerini kullandı.
“En iyi çözüm: Kısırlaştır aşıla ve yaşat”
Hayvan sayısının en sağlıklı şekilde kontrol altında tutulmasında hayvanseverler, yetkililer ve toplum olarak nasıl sağlayabileceğimiz ile ilgili olarak Bilginer Tuna, “Kısırlaştırma, bu popülasyonun kontrol altına alınmasını ve ileriki zaman diliminde sayının azalmasını sağlayabilecek en büyük etkendir. Bu işlem, görevli olan yetkili birimlerce yapılmalıdır. Erkek hayvanlarda kısırlaştırma daha önemlidir; zira erkek hayvanlar daha az maliyetle kısırlaştırılabiliyor. Dişi hayvanlar yılda iki dönem gebelik görebilir. Önemli olan, sayısız dişi hayvan ile çiftleşebilen ve bu durumun kontrol altına alınmasını zorlaştıran erkek hayvanı kısırlaştırmaktır. Tedavi sürecinde hayvanın durumu da takip edilmelidir. Aşılama çalışmaları, hayvan sokağa geri bırakılmadan önce yapılmaktadır. Kuduz ve karma aşı yapılması gerekiyor ancak sayı çok fazla olduğu için bu durum zorlaşmaktadır. Sokakta yaşayan hayvanlar için yılda bir kez kuduz ve karma aşı yapılması gerekiyor ama pratikte pek yapılmamaktadır.” dedi.
Rehabilite merkezleri ve barınakların uyguladığı çalışmaların yeterli olup olmadığı ve yapılabilecek iyileştirmelerin ne olduğu ile ilgili Şenay Tekinbaş “Gerekli tedaviler, aşılar ve kısırlaştırmadan sonra hayvanlar yaşadığı noktaya geri bırakılıyor; bizce doğru olan da budur. Barınaklara sıcak gözle bakmıyoruz. Rehabilitasyon merkezi kurulması ve tedaviye ihtiyacı olan ya da sokakta yaşamını devam ettiremeyecek hayvanların bu merkezlerde bakılması gerekmektedir. Hayvanların kısırlaştırma ve gerekli tedavileri yapılmadan asla geri salınmaması çok önemlidir. Kısırlaştırma konusunda sivil toplum kuruluşları ve yetkililer ortak çalışmalıdır; bazı durumlarda bu üreme artışının önüne ancak böyle geçilebilir.” şeklinde ifadeler kullandı.
“Aydın’daki sokak hayvanlarının en büyük sorunu barınma, beslenme, trafik ve sağlık”
Hayvanların sokakta başıboş olarak yaşadığı barınma, beslenme ve sağlık sorunlarının ne olduğu hakkında Dr. Bilginer Tuna, “Sıcak yaz aylarında sokak hayvanlarının en çok ihtiyaç duyduğu şey sudur. Havaların sıcak olmasından dolayı artan parazitler (kene, pire) sokak hayvanlarında ciddi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Parazitlerden kaynaklanan uyuz ve kuduz gibi hastalıklar, hem hayvan popülasyonunu hem de insanlar için sağlık sorunları oluşturur.” dedi.
“Sokak hayvanlarının hastalıkları insanları da riske atabilir”
Hayvanlar ve insanların yaşayabilecekleri benzer hastalıklar hakkında Onur Yapıcı, “Hayvanların insanları ısırması, tırmalaması ve yakın temasa geçmesi ile insanlara bulaşan bu hastalıkları önlemek için bazı aşılar mevcuttur. Belediyelerden veya özel klinikler aracılığıyla dönemsel olarak hayvan ve insan sağlığı için uygulanmalıdır. Bu aşıların zamanında yapılması gerekir. Ancak aşılanan ve aşılanmayan hayvanların tekrardan aynı ortamda bulunması, yapılan aşıyı etkisiz hale getirebilir.” ifadelerini kullandı.
“Hayvan satın almak yerine hayvan sahiplenmeliyiz”
Hayvan sahiplenme ile ilgili olarak hayvanların yaşadığı sıkıntılar için Şenay Tekinbaş, “Toplum olarak bu hastalıkları önlemek ve hayvanları korumak için öncelikle hayvan satın almak yerine, bakımevleri ve rehabilitasyon merkezlerinden hayvan sahiplenmeliyiz. Sahiplenilen hayvanlar, bakımı zor geldiği zaman sokağa bırakılmamalıdır. Bakımını tam anlamıyla sağlayamayacağımız hiçbir canlıyı sahiplenmemeliyiz. Hayvanların da bir canlı olduğunu sokağa sahipsiz bırakılmaması gerektiğini unutmamalıyız.” dedi.
“Sokak hayvanlarına karşı işlenen suçların cezalarını caydırı değil”
Hayvanlara karşı işlenen suçlara verilen cezaların yeterli olmaması hakkında Şenay Tekinbaş, “Cezaların caydırıcı olduğunu düşünmüyorum, fakat hayvanlara karşı yapılan şiddet, tecavüz ve istismar gibi suçların kanıtlarına ulaşmak zor olduğu için genellikle sonuca bağlanamıyor. Toplumun bazı kesimlerinde hayvanlara bir obje gibi bakıldığı için bu tür suçlar o kesime normal geliyor. Oysa onlarında bir canlı olduğu ve acı çektiği unutulmamalıdır. Hayvana karşı işlenen suçları görmezden gelmemeliyiz. Toplum olarak bu seviyeye ulaştığımız zaman her sokak hayvanı daha rahat ve sağlıklı bir hayat sürecektir. Sokak hayvanlarının sevilip korunduğu her ülke, refah düzeyini yükseltmiş olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Tek yol kısırlaştırma, aşılama ve sorumlu hayvan bakımı
Hayvan sağlığı ve kısırlaştırma hakkında Dr. Öğr. Üyesi Bilginer Tuna, “Hayvan koruyucularının ve hayvanseverlerin öncelikle kısırlaştırmaya ve aşılamaya önem vermeleri gerekmektedir. Kontrolsüz üremeyi engellemek için belediyeler ve dernekler iş birliği yapmalıdır. Zamanında ve sürekli aşılama çok önemlidir. Hayvanların beslenmesi için hayvan sağlığına uygun yiyecekler ve yemler verilmelidir.” dedi. Hayvan hakları ve ve sağlıklı hayvan bakımı hakkında Şenay Tekinbaş, “Besleme işi, toplumu rahatsız etmeyecek şekilde yapılmalı; örneğin, bir başkasının evinin önüne yağlı, kokulu yiyecekler bırakılmamalıdır. Düzensiz beslemeyle hayvanların insanlara bağımlılığını artırmamalıyız. Sahiplendiğimiz hayvanlara çip taktırmalıyız. Şehrimizde, mahallemizde veya sokağımızda yardıma muhtaç hayvanlara karşı duyarlı olmalıyız; imkanımız varsa tedavi ettirmeli, yoksa hayvanları koruyan derneklere veya belediyelere bildirmeliyiz. Bu dünyanın sadece insanlara ait olduğu düşüncesinden sıyrılmalı, hayvanların doğasını işgal etmiş bireyler olarak hayvanların yaşam haklarına saygı duymalıyız.” şeklinde noktaladı.
Verdikleri bilgiler ve bize zaman ayırdıkları için; HAYTAP üyesi ve Aydın Hayvanları Koruma Derneği temsilcisi Şenay Tekinbaş’a, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Veterinerlik Doğum ve Jinekolojisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Bilginer Tuna’ya, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Hekim Onur Yapıcı’ ya teşekkür ederiz.
Haber: Furkan Kuyucu
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...