Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


YABANCI ÖĞRENCİLERİN YEREL KÜLTÜRLE ETKİLEŞİMİ: AYDIN’DA KÜLTÜRLER ARASI BİR YOLCULUK

12.11.2025
Kampüs

 

Aydın sokaklarında yankılanan farklı diller, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nin kampüsünde bir araya gelen kültürler, şehirde gün geçtikçe artan çeşitlilik… Hepsi, Türkiye’nin son yıllarda hızla büyüyen uluslararası öğrenci hareketliliğinin küçük bir yansıması. Bu öğrenciler sadece eğitim almak için değil, aynı zamanda farklı bir kültürü tanımak, kendi kültürlerini paylaşmak ve yeni bir hayata dokunmak için geldiler. Ancak bu yolculuk, her zaman kolay olmadı.

 

Aydın’da okuyan uluslararası öğrencilerle yerel kültürle etkileşimleri, uyum süreçleri ve yaşadıkları deneyimler üzerine konuştuk. Kimi 8 yıldır burada, kimi henüz bir yıldır ama hepsinin hikâyesinde ortak bir duygu var: “Kendimi artık buraya ait hissediyorum.”

 

Aydın artık ikinci memleketim

Gana’dan gelen Zakariya Muntari, tam 8 yıldır Türkiye’de yaşıyor. İzmir’de 3 ay dil eğitimi aldıktan sonra Aydın’a gelen Zakariya şu anda ADÜ Hemşirelik Bölümü son sınıf öğrencisi. İlk yılları epey zor geçen Muntari Türkçeyi artık neredeyse aksansız konuşuğunu, “Dil bilmediğim için ilk zamanlar çok zorlandım. Akıcı şekilde konuşmam 3-4 senemi aldı. Ama Türk dizileri izledim, şarkılar dinledim, insanlarla bol bol konuştum. Bu şekilde geliştirdim kendimi.” sözleriyle aktardı. Zakariya Türkiye’ye dair ilk dikkatini çeken şeylerden birinin düğünler olduğunu şöyle anlattı: “Sünnet düğünlerine katıldım, yemekler yedim, hepsi çok güzeldi. Özellikle keşkek, kuru fasulye ve cacığı çok sevdim. Beni en çok şaşırtan şeylerden birisi düğünlerde altın takılması oldu. Gana’da çok fazla altın olmasına rağmen böyle altın takılmaz. Bir diğer şaşırdığım şey ise yer sofraları oldu, biz hiç yerde yemek yemeyiz. Bu bana çok ilginç gelmişti.” Gana mutfağını Aydın’daki arkadaşlarına tanıtıp onlara geleneksel Gana yemekleri pişirdiğini söyleyen Zakariya sosyal olarak oldukça aktif biri: “Aydın’da sosyal aktiviteler çok fazla değil ama çevrem geniş, sıkılmıyorum. Üniversitenin destekleri yeterli, özellikle UDEF gibi kurumlar yabancı öğrencilere çok yardımcı oluyor. Hatta ben bir dönem Uluslararası Öğrenciler Topluluğu’nun başkanlığını da yaptım.” 8 yılın ardından Zakariya kendini Aydınlı gibi hissettiğini, “Yıllardır buradayım. Artık kendimi buralı gibi hissediyorum. Memleketime gittiğimde Aydın’ı özlüyorum. Buradaki insanlar yardımsever ve misafirperver. Başka ülkelere de gittim ama Aydın gibi bir yer yok. Okulum bitince de Türkiye’de kalıp hayatımı burada devam ettirmek gibi planlarım var.” sözleriyle belirtti.

 

“Farklı kültürler bana çok şey öğretti”

Suriye’den gelen Şehed Elhumeydi, hemşirelik bölümünde ikinci sınıf öğrencisi. 2024 yılının ekim ayında Aydın’a yerleşti. Türkiye’ye ilk geldiğinde bir süre Urfa’da yaşadı. Bu nedenle Aydın’a taşındığında en çok mutfak konusunda zorlandığını şöyle anlattı: “Urfa’nın yemekleri bizimkine çok benziyordu ama Aydın’da yemekler çok farklı. Baharat yok, bu yüzden zorlanıyorum.”. Kültürel etkinliklere katılmayı seven Şehed, Türkiye’deki bayramlara, düğünlere ve özel günlere sık sık davet edildiğini söyledi: “Kültürlerimizin farklı olduğunu fark ettim ama bu güzel bir şey. Onlar da bizim geleneklerimizi merak ediyor. Arkadaşlarıma Suriye yemeklerinden yaptım, onlar da kendi yemeklerini tanıttılar.” Aydın’ın sosyal yaşamını ise sevdiğini, “Küçük ama samimi bir şehir. Arkadaşlarla vakit geçirebiliyoruz, sıkılmıyoruz.” sözleriyle ifade etti. Dil öğrenme sürecinde yaşadığı zorlukları ise, “İlk zamanlar çok zorlanmadım çünkü her yerde Arap vardı ama sonra tek Arap ben kaldım. Türkler arasında kalınca öğrenmek zorunda kaldım, başta çok zorlandım ama şimdi konuşabiliyorum.” şeklinde aktardı. Şehed, şu anda Uluslararası Öğrenciler Topluluğu başkanı. Topluluğun “gerçek bir aile” olduğunu, “Etkinliklerimiz çok güzel. Farklı kültürleri tanıyoruz, birbirimize destek oluyoruz. Yeni gelen öğrencilerin benim yaşadığım zorlukları yaşamaması için elimden geleni yapıyorum.” sözleriyle tanımladı. Kültürel olarak onu en çok şaşırtan şeyi ise düğünlerdeki bazı gelenekler olduğunu şöyle aktardı: “Aydın’ın düğünlerinde alkol olması beni çok şaşırttı. Bizde öyle bir şey yok. Ama herkesin kültürü farklı, buna saygı duymayı öğrendim.” Şehed, “İlk zamanlar çok yabancı hissediyordum ama şimdi Aydın bana çok iyi geldi. Nereye gidersem gideyim, buradaki insanlara yardım etmeye çalışacağım. Çünkü bana da burada çok yardım edildi.” sözleriyle ise kendini artık yabancı hissetmediğini belirtti.

 

“Türk yemeklerini çok sevdim”

Maldivler’den gelen Davood Zubair, Aydın’da İktisat Bölümü birinci sınıf öğrencisi. Türkiye’ye geçen yıl gelen Davood, “İlk zamanlar çok zorlandım ama insanlarla konuşarak öğrendim. En çok bana yardım edenler sınıf arkadaşlarımdı.” dedi. Türk yemekleriyle kısa sürede tanışan Davood, “Keşkek ve döner en sevdiklerim. Yemekler gerçekten çok lezzetli, Türk yemeklerini  çok sevdim.” dedi. Henüz hiçbir düğüne katılmayan Davood heyecanla beklediği bir davet olduğunu belirtti: “Bir arkadaşımın düğününe önümüzdeki mayısta gideceğim. Türk düğünlerini çok merak ediyorum.” Davood, gözlemlerine göre Aydın’ın sakin bir şehir olduğunu şöyle söyledi: “Bazen biraz sıkıcı olabiliyor ama genel olarak seviyorum. İnsanlar samimi.” Onun için en ilginç kültürel deneyimin ise trafikte olduğunu “Yaya geçidinin burada neredeyse hiçbir anlamı olmadığını fark ettim. Bizde yayalar önceliklidir, burada ise herkes arabasına güveniyor.” sözleriyle aktardı. Davood, Türk arkadaşlarının da ondan çok şey öğrendiğini söyledi: “Kendi kültürümden bahsedince, onlar kendi geleneklerine başka bir gözle bakmaya başladılar. Bence bu karşılıklı bir öğrenme süreciydi.” Her ne kadar görünüşüyle farklı olduğunu söylese de, artık bu farkın onu rahatsız etmediğini belirtti: “Bazen yaşlılar bana şaşkınlıkla bakıyor ama buna alıştım. Artık gülümsüyorum. Çünkü Türkler misafirperverlikte gerçekten harika.”

 

“Türkiye’ye gelmek büyük bir şans” 

Mali’den gelen Ousmane Mariko, Aydın’da Biyoteknoloji alanında yüksek lisans öğrencisi. Henüz bir yıldır burada olmasına rağmen Türkiye’ye olan sevgisini gizlemedi: “Türkiye’ye gelmek benim için çok güzel bir tecrübe oldu. Aydın insanı çok iyi, çok misafirperver. Yemekleri seviyorum, özellikle et yemekleri ve pilavlar bana çok tanıdık geliyor.” Fransızca konuşan biri olarak Türkçe öğrenmekte epey zorlandığını, “Ana dilim Fransızca, Türkçeyi öğrenmek zor oldu ama şimdi konuşabiliyorum, zorluk çekmiyorum.” sözleriyle aktardı. Mariko, Uluslararası Öğrenciler Topluluğu’nda aktif bir üye olarak çok sayıda etkinliğe katıldığını söyledi: “Geziler düzenledik, farklı ülkelerden arkadaşlarla tanıştım. Bu etkinlikler sadece eğlenceli değil, aynı zamanda kültürel olarak da çok öğretici.” Kendisi gibi Türkiye’ye gelmek isteyen öğrencilere tek bir cümleyle seslendi: “Hiç düşünmeden gelin. Türkiye sadece eğitim için değil, insanlık öğrenmek için de çok güzel bir yer.”

 

Kültürlerin buluştuğu şehir Aydın

Aydın’da yaşayan yabancı öğrencilerin hikâyeleri, bir şehirde kültürlerin nasıl bir araya geldiğini, farklılıkların nasıl zenginliğe dönüştüğünü gösteriyor. Onların deneyimleri, yalnızca kişisel uyum öyküleri değil; aynı zamanda Aydın’ın kültürel çeşitliliğe açık, misafirperver ve öğrenmeye hazır bir şehir olduğunun da kanıtı. Bu öğrenciler, kendi ülkelerinin değerlerini taşırken, Türk kültürünü öğrenmekte, topluma entegre olup ve şehrin sosyal dokusuna renk katmaktadır. Farklı coğrafyalardan gelen gençler, Türkiye’ye sadece eğitim için değil, insanlık, kültür ve dostluk için de gelmiş olmakta. Onların Aydın’daki yolculukları, kültürel etkileşimin, sabrın ve empati ile öğrenmenin ne kadar değerli olduğunu hatırlattı. Farklı diller, inançlar, yemekler ve gelenekler… Hepsi, aynı şehirde birbirine karışmakta. Uluslararası Öğrenciler Topluluğu ve UDEF gibi organizasyonlar bu süreçte önemli rol oynamış, öğrencilere destek, rehberlik ve sosyal ortam sağlamış. Zakariya, Şehed, Davood ve Ousmane gibi öğrenciler sadece birer misafir değil, Aydın’ın kültürel dokusuna yeni renkler katmış. Onların hikâyeleri, kültürler arasındaki mesafenin, bir gülümsemeyle, bir tabak yemekle, bir dostlukla kapanabildiğini kanıtladı. Ve belki de en güzeli, bu öğrencilerin çoğunun artık aynı cümleyi kurması: “Aydın, artık ikinci memleketim.” Bu röportajın hazırlanmasında değerli zamanlarını ayırarak sorularımızı cevaplayan öğrencilerimize teşekkür ederiz.

 

Haber: Emine Akbulut

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00