19 Mayıs 1919, Türk milletinin kaderini değiştiren, bağımsızlık ve özgürlüğün ilk resmi adımının atıldığı tarihtir. Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı bu günü "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak Türk gençliğine armağan etmiştir. "Ya istiklal ya ölüm!" düşüncesiyle yürütülen bu mücadele, Türk milletinin azim ve kararlılığının simgesi olmuştur. Bağımsızlık meşalesinin yandığı bu özel gün, milli değerlerin ışığında, Türk istiklalini ve cumhuriyetimizi sonsuza dek koruma görevini üstlenen Türk gençliğine armağan edilmiştir. 19 Mayıs, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin başladığı gün olarak Türk milletinin hafızasında yer etmiş olup her yıl aynı coşku ve gururla kutlanmaya devam etmektedir. Atatürk'ün gençlere olan güveni ve inancı, bu bayramın anlam ve önemini daha da arttırmaktadır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk eserinde “1919 yılı mayısının 19. günü Samsun’a çıktım. Genel vaziyet ve manzara: İtilaf Devletleri, ateşkes antlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya’da İtalyan askeri birlikleri, Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette. Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919’da, İtilaf Devletleri’nin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir’e çıkartılıyor.” sözleri ile Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde kaldığı ortamı bizlere aktarmıştır.
Bu anlamlı günün tarihimizdeki yerini ve önemini daha iyi anlayabilmek adına, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ayten Can ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, 19 Mayıs'ın tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemini ele alıyoruz.
Samsun'a çıkışın Milli Mücadele için önemi nedir?
Samsun'a çıkış, Milli Mücadele Hareketi'nin ilk adımıdır ve Mustafa Kemal'in önderliğinde askeri ve siyasi faaliyetlerin temelini oluşturmuştur. Samsun'a çıkış, Milli Mücadele'nin fiilen başladığı an olarak kabul edilir. Bu olay, halkın işgallere karşı bilinçlenmesi ve örgütlenmesi için adeta bir çağrı niteliğindeydi. Mustafa Kemal, burada halkla doğrudan temas kurarak milli bilinci artırmaya çalıştı ve direnişi yaygınlaştırdı. Erzurum ve Sivas Kongreleri gibi önemli kongrelerin gerçekleşmesini sağladı. Bu kongreler, milli mücadelenin örgütlenmesinde ve bağımsızlık hedeflerinin belirlenmesinde oldukça önemli bir yer almaktadır. Anadolu'nun dört bir yanından gelen delegelerin katılımıyla gerçekleştirilen bu kongrelerde, milli mücadele için önemli kararlar alındı. Ulusal egemenlik ve Cumhuriyetin temellerinin atılmasını sağladı. Bu süreç, Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesi ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ile sonuçlanmıştır. Samsun'a çıkış, sadece bir askeri hareketin başlangıcı değil, aynı zamanda ulusal egemenliğe dayalı bir devletin kurulmasının ilk adımıdır.
Atatürk Milli Mücadele’yi başlatmak için neden Samsun'u seçti?
Atatürk, Türk milletinin bağımsızlığını kazanması ve kendi kaderini tayin etmesi gerektiğine inanan bir liderdi. İstanbul hükümetinin işgal altındaki durumu ve İtilaf Devletleri'nin baskısı altında hareket edememesi, Atatürk'ün Anadolu'da yürütülecek olan bir milli hareketi başlatma hususunu etkileyen faktörlerdendir. Samsun ve çevresi, Osmanlı’nın nadir güvenli bölgelerinden biriydi. Burada milli direnişi örgütlemek, halkın desteğini kazanmak ve silahlı direniş güçlerini toparlamak daha kolay görünüyordu. Samsun, Karadeniz'e kıyısı olan bir liman şehri olması nedeniyle ulaşım ve iletişim açısından da stratejik bir öneme sahipti. Bu bölgeden Anadolu'nun iç kesimlerine ulaşmak ve direnişi genişletmek daha kolay olacaktı. Samsun ve çevresinde bulunan askerî birlikler ve sivil halk, milli mücadeleye destek verme potansiyeline sahipti. Atatürk, buradaki askeri ve sivil güçleri bir araya getirerek direnişi başlatmak istiyordu. Samsun ve çevresinde Pontus çetelerinin yarattığı huzursuzluk, bölgedeki Türk halkını milli bir harekete katılmaya teşvik ediyordu. Atatürk, bölgedeki güvenlik sorunlarını çözerek halkın desteğini kazanmayı planladı.
Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişi olarak hangi amaçla görevlendirildi?
30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı İmparatorluğu'nu fiilen işgal altına sokmuş ve ülkenin farklı bölgeleri İtilaf Devletleri tarafından kontrol altına alınmıştı. Bu işgaller ise Osmanlı halkı arasında büyük bir huzursuzluk oluşturmuş ve direniş hareketlerine de zemin hazırlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı hükümeti tarafından 9. Ordu Müfettişi olarak Karadeniz Bölgesi'nde asayişi sağlamak ve silahlanmayı önlemek amacıyla görevlendirilmişti. Kısaca görevi Mondros Ateşkes Antlaşması’nın gerekliliklerini yerine getirmekti. Bu görevlendirmede Genelkurmay İkinci Başkanı Albay Kâzım (İnanç)'ın rolü büyüktü. Bu görevleri yerine getirmek için 3. ve 15. Kolordular Atatürk'ün emrine verildi. Atatürk bu görevi milli mücadeleyi başlatmak için bir fırsat olarak görmüştü. Mustafa Kemal’in bölgedeki hareketliliğinden rahatsız olan İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı General Milne (Daha sonra Amiral Calthorpe), Mustafa Kemal’in faaliyetleri hakkında Osmanlı Harbiye Nazırlığı’na şikayet ederek geri çağrılmasını istedi. Harbiye Nazırlığı ise bu talebi yerine getirmek istedi ancak Mustafa Kemal görevinden istifa ettiğini bildirerek. Artık sadece bir vatandaş olduğunu belirterek sivil olarak bağımsızlık mücadelesine devam etti. Mustafa Kemal bu ülküsünü çok uzun yıllardır taşımaktaydı. Cumhuriyet fikrine olan ilgisi, askeri okul yıllarından itibaren filizlenmeye başlamıştı. Selanik Askeri Rüştiyesi, Manastır Askeri İdadisi ve Harp Okulu gibi okullarda aldığı eğitim sırasında, Fransız Devrimi ve modernleşme hareketlerinden etkilenmiş ve yakından takip etmişti. Bu dönemde, özgürlük, eşitlik ve ulusal egemenlik gibi kavramlarla tanışmıştı. Trablusgarp ve Balkan Savaşları gibi savaşlar sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflığı ve yenilenmenin gerekliliği gittikçe ortaya çıkmış, tüm bu olaylar ise Mustafa Kemal'in ileride cumhuriyet ve ulusal egemenlik konularında daha kararlı olmasını sağlamıştır. Atatürk'ün cumhuriyet fikrine olan inancının pekiştiği en önemli dönem, I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun işgali ve Kurtuluş Savaşı'nın başlamasıdır. Bu süreçte, ülkenin bağımsızlığını kazanmasının ve modernleşmesinin ancak halk egemenliğine dayanan bir yönetimle mümkün olabileceğine karar kılmıştır.
Mustafa Kemal Samsun’a giderken yanında kimler vardı?
Mustafa Kemal, Samsun’a giderken yanında kendi seçtiği arkadaşları vardı. Bu arkadaşlarının çoğu Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte çeşitli görevler almıştır. Kurmay Albay Refet Bey, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Samsun'a çıktıktan sonra Kurtuluş Savaşı süresince önemli roller üstlendi ve sonrasında çeşitli siyasi görevlerde bulundu. Kurmay Albay Mehmet Kazım Bey, Kurtuluş Savaşı'nda çeşitli cephelerde ve komutanlık görevlerinde yer aldı, Dr. Albay İbrahim Tali Bey, sağlık alanında önemli hizmetler verdi ve Kurtuluş Savaşı döneminde de sağlık hizmetlerinin organizasyonunda rol aldı. Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey, istihbarat alanında çalıştı ve diplomatik görevlerde bulundu. Yanındaki kişilerden ve bu kişilerin Samsun’a çıkıştan sonra almış olduğu görevlere baktığımızda Mustafa Kemal’in, uzun süredir bu devrim için plan yaptığı ve hazırlandığı gözlemlenebilir. Samsun’a çıkışı bir fırsat olarak görmüş ve yıllardır hazırlandığı devrim için hem yetki hem de uygun bir ortam bulmuştur. Mustafa Kemal’in ileri görüşlülüğü ve liderliği ile birlikte de bu devrim gerçekleşmiştir.
Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışından sonra İstiklal Mücadelesi için neler yapıldı?
Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasının ardından Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919'da Amasya Genelgesi'ni yayınladı. Bu genelgede, ulusal bağımsızlık ve egemenlik için birlikte hareket etme çağrısı yapıldı. Bu belge, bağımsızlık mücadelesinin resmi olarak başladığını ilan eden ve bu mücadelenin nasıl yürütüleceğini belirleyen ilk belgedir. Sonrasında ise Erzurum Kongresi toplandı. Bu kongrede, Anadolu'daki milli direnişin güçlendirilmesi ve ulusal egemenliğe dayalı bir hükümetin kurulması gerektiği kararlaştırıldı. Erzurum Kongresi'nden sonra Sivas Kongresi yapıldı. Burada, ulusal direnişin daha da örgütlenmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasına karar verildi. Mustafa Kemal'in "Ya istiklal ya ölüm!" sözü Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihine kazındı.
19 Mayıs 1919 Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından Samsun'a çıkışın yıl dönümü olarak kutlanan ulusal bayramımızdır. Bu tarih, Türkiye'de Millî Mücadele'nin başlangıcı olarak kabul edilir ve Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin en önemli simgelerinden biridir. Atatürk'ün Samsun'a çıkışı "19 Mayıs 1919" olarak anılsada daha önce bu güne verilen isimler farklıdır. Öncesinde, genellikle "Kurtuluş Günü" ve “Gazi Günü” olarak anılmıştır. Ancak, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışın önemi arttıkça ve Millî Mücadele'nin başlangıcı olarak değerlendirildikçe, bu tarih "19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak adlandırılarak her sene kutlanmaya devam edilmektedir.
Haber: Süleyman Aybars Gökçe
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...