Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


UZMANINDAN ÜNİVERSİTEYE YENİ GELEN ÖĞRENCİLERE TAVSİYELER

13.06.2022
Sağlık

Üniversite okumak her gencin hayalidir. Üniversiteye ilk kez başlayan öğrenciler kendilerini adeta yepyeni bir dünyanın içinde bulurlar. Liseden farklı bir ortam, farklı arkadaş grupları, hocalar ile ilişkiler ve mesleki dersler ile birçok yeni kavram ve his ile karşı karşıya kalınmaktadır. Hal böyle olunca da birtakım kafa karışıklıkları yaşanabilmektedir. İşte bu gibi durumlarda nasıl davranılmalı, ne yapılmalı?

Bu soruların cevabını Aydın’ın Efeler ilçesinde özel bir klinikte görev yapan psikolog Çağla Enes verdi. 

Üniversite yıllarının öğrenciler için çok önemli bir geçiş dönemi olduğunu dile getiren psikolog Enes, ‘’Bu dönem, hem sosyal, hem de biyolojik olarak bir geçiş dönemi kabul edilmektedir. Ergenliğin son evresine rastlaması nedeniyle, üzerinde özenle durulması ve araştırılması gerekmektedir. Bu dönemde, ergenliğin genel karmaşasına ek olarak evden ve aileden ayrılma, arkadaş ve grup seçimi, bir mesleğe aday olma ve iş bulmaya ilişkin belirsizlikler gibi pek çok sorun açığa çıkıyor. Ancak iş anne ve babalarda bitiyor. Her ne kadar çocuk evden ayrılmış dahi olsa da ona kendini yalnız hissettirmemek çok önemli. Çünkü yalnızlaşan çocuk ilgiyi, sevgiyi başka yerlerde arayabiliyor.’’ cümlelerini ifade etti.

 

‘Üniversite yeni bir yaşam’

Üniversiteye yeni bir şehirde başlayan öğrenciler, adeta kendilerini bambaşka bir sosyal çevre içinde buluyorlar diyen Çağla Enes, ‘’Sosyal ve akademik anlamda yepyeni bir yaşam. Bir de aile evinden ayrılma durumu söz konusu. Yani öğrenciler güvenli alanlarından, konforlu yaşamlarından uzaklaşıyorlar. Bir özgürlük durumu söz konusu. Ebeveynler bu dönemlerde öğrencilerin olabildiğince yanlarında olmalılardır. Fiziksel olarak olmasa da her anlamda onlara destek olarak, yeni bir şehirde de olsa orada yalnız olmadıklarını hissettirmelidirler.’’ dedi.

 

‘Her öğrenci aynı olmuyor’

Öğrencilerin bu geçiş sürecine adapte olabilme durumunun öğrenciden öğrenciye farklılık gösterebileceğini söyleyen Enes, ‘’Bu yeni yaşam alanına alışma süreci her öğrenci de tabi ki aynı olmuyor. Kimi öğrenci bu değişikliğe hemen adapte olurken, kimi öğrenci kendi içine kapanıyor. Yalnızlaşıyor. İşte böyle durumlarda da üniversitelerin psikolojik anlamda destek veren kurumları var. Oraya başvurarak oradan destek alabilirler.’’ diyerek bu geçiş sürecinde sıkıntı yaşayan öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

Öte yandan üniversiteye gelen öğrencilerin gelecek kaygısının da olduğunu belirten Enes, ‘’Öğrenciler aslında zaten bir kaygı ile yeni şehre geliyorlar. Acaba yapabilecek miyim, arkadaşlarım nasıl olacak, rahat edebilecek miyim, yurtta kalıyorsa oda arkadaşlarını merak edecek, evde kalıyorsa ev arkadaşı ile ortak bir yaşam alanını paylaşmayı öğrenecek. Bu tarz soruların yanında bir de seçtiği bölümle ve ileriki yaşantısında edineceği meslekle alakalı kaygıları oluşuyor. Bu mesleği yapabilecek miyim, doğru bir tercih mi yaptım? İşte bu gibi sorularında cevabını bölümlerde ders veren akademisyen hocalarımızdan alabilirler.’’ cümlelerini belirtti.

 

‘Kötü alışkanlıklardan uzak dursunlar’

Cümlelerinin sonuna doğru öğrencilere bir takım tavsiyelerde bulunan Çağla Enes, ‘’Üniversiteyi farklı bir şehirde okumak bir nevi aslında bağımsızlık kazanmak. Öğrenciler bu dönemde biraz önce de söylediğim gibi anne ve babasının yanından uzaklaştığı için özgür kuş ruhuna bürünüyorlar. Ancak etraflarındaki tehlikelerinde farkında olmaları gerekir. Evet, yeni hayat, yeni bir yaşam alanına alışmak zor olabilir. Ancak bunun çözümü kesinlikle ve kesinlikle kötü alışkanlıklarda değildir. Sosyal çevrelerini tabi ki genişletmeliler. Ancak herkesle de arkadaş olmasınlar. Mutlaka kendilerinden emin adımlar atsınlar. Kendilerine güvensinler. Lise hayatlarında hiç görmedikleri hatta adını bile duymadıkları derslerle karşılaşacaklar. Asla pes etmesinler. Çok kitap okusunlar. Çok ders çalışsınlar. Muhakkak haftada en azından 4 gün üniversitenin kütüphanesine gidip vakit geçirsinler. Ders veren hocalar ile sohbet muhabbet içinde olsunlar. Ve ne olursa olsun kendilerini yalnız hissetmesinler. Bizler her daim onların yanındayız.’’ diyerek cümlelerine son verdi.

 

Haber: Şevval Ateş

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00