Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Çocuklara büyüyünce ne olmak istedikleri sorulduğunda herkesin aklına belli başlı meslekler gelir. Bunlardan biri de astronot olmaktır. Uzayın sonsuzluğu, her insanda merak ve keşfetme duygusunu körükler ama herkes uzayı keşfedemez. Dünyada sadece iki ülkede uzaya gitmeden uzaydaymış gibi hissetmek mümkün. Bunlardan biri Türkiye’de, İzmir şehrinde bulunan Uzay Kampı sayesindedir. Kamp direktörü Tolga Yıldırım bize bu kampı anlattı.

NASA’da çalışan ilk Türk mühendis olan İsmail Akbay ile Ege Serbest Bölge (ESBAŞ) kurucusu Kaya Tuncer, Serbest Bölgede kullanılan ileri teknoloji sayesinde 12 Haziran 2000’de çocuklara yönelik Uzay Kampı Türkiye’ yi kurdular. 

Uzayda 6 gün

Her çocuğun hayali diyebileceğimiz bu kampta neler yapıldığını, ne tür programlar ve aktiviteler olduğunu Yıldırım şöyle anlattı: “Kampa dünyanın her tarafından öğrenci gelmekte. Günümüze kadar 55 farklı ülkeden 260 bini aşkın öğrenci kampımızı ziyaret etti. Bizim hedef kitlemiz 9-15 yaş arası olduğu için gelen çocukların çoğu ailelerinden ilk kez ayrı kalıyorlar. Aileden ilk ayrı gecelerinde kimi çocuk ağlıyor ama kampın geri kalanında alışıyorlar. Bu kez de eve dönecekleri için ağlıyorlar. Programlarımızın 2 gün, 5 gün ve 6 günlük olmak üzere farklı seçenekleri var. En çok tercih edilen programlarımızdan biri de OSA dediğimiz yıldızlararası macera programımız. Bir diğer tercih edilen programımız ise 6 günlük programımız oluyor. Çocuklar pazar günü kampa giriyor cumartesi günü çıkıyorlar bu da genellikle yaz döneminde uygulanıyor.” 

“Geleceğin astronotlarını yetiştiriyoruz”

Yıldırım bu kampın çocukların yaşantılarına ve geleceklerine ne gibi katkılarının olduğunu şu sözlerle anlattı: “Uzay Kampının amacı sadece eğlenmek değil. Temel amacı bilimi sevdirmek, uzayı tanıtmak ve topluma bilimsel düşünce sistemini yerleştirmektir. Onları takımlara ayırdığımızda geldikleri ülkelere göre değil, yaşlarına göre ve her takımda 5 farklı ülkeden çocuğun olmasına dikkat ediyoruz. Böylelikle hem takım çalışmasını öğreniyorlar hem de farklı kültürleri tanıma şansları oluyor. Yani sadece uzayla ilgili bilgi almıyorlar. Kişisel gelişimlerine de çok büyük katkıda bulunuyoruz.”

Yıldırım, “Aynı zamanda biz burada geleceğin astronotlarını da yetiştiriyoruz. Bizim için çok gurur verici olaylardan biri de Tatyana adlı bir Bulgar kızımızdır. Planetaryum sunumu başlamadan önce hep ‘Kendinizi şimdi astronot olarak hayal edin.’ deriz. Tatyana bize ben hayal ettim ve o hayalime devam edeceğim dedi ve şu an Amerika’da astronotluk eğitimi alıyor. Hâl böyle olunca yaptığımız işten çok gurur duyuyoruz.” diyerek çocuklara hem bir eğlence hem de bir gelecek sunduklarını belirtiyor.

“NASA benim için bir ödül tasarladı”

Yıldırım 2003 yılında ilk kez Uluslararası Uzay İstasyonu ile telsiz bağlantısı kurmuş. Ardından uzaya gönderilen astronotlarla konuşma imkânı sağlamış. Bu da ülkemiz adına bir ilktir. Yıldırım son olarak konuyla ilgili, “Çocuklar varken bu bağlantıyı kurduk ve çocuklar astronotlara sorular sordu. Hem bizim için hem de onlar için unutulmaz bir andı. Öte yandan NASA ile 150 tane video konferans organize ettim ve eğitime katkılarından dolayı ‘Dijital Video World’ adlı benim için özel bir ödül bile tasarlandı. Bir diğer unutamadığım şey ise Uzay Kampı’nı tam 24 kez astronotlar ziyaret etti. Önümüzdeki sene de bir astronot daha kampımıza gelecek. Dünyada sadece iki ülkede Uzay Kampı var; biri Amerika Birleşik Devletleri’nde Alabama’da, diğerinin ise Türkiye’de olması çok gurur verici bir olay.” diyerek sözlerini noktaladı. Buradan anlıyoruz ki insan işini sevdi mi hep daha iyisi için uğraşıyor. Buna örnek olarak da Tolga Yıldırım’ı gösterebiliriz. Verdiği değerli bilgiler ve bize ayırdığı vakit için  Tolga Yıldırım’a teşekkür ederiz.

Haber: Zeynep Şama

Fotoğraf: Fırat Zimer