İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi (IMOGA) tablolara dokunan ellerin, yansıyan düşüncelerin ve kazınan hatıraların toplandığı bir müzedir. Turistlerin en uğrak noktası olan IMOGA'yı daha yakından tanımak için Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Saim Tekcan ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Bizlere IMOGA'nın hikayesini anlattı.
IMOGA, Türkiye’nin ilk ve tek baskı resim müzesidir. 2004 yılında hayata geçirilmiş, 30 yıllık deneyim ve imece usulü bırakılan eserler sonucunda ortaya çıkmıştır. Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı, Süleyman Saim Tekcan IMOGA’yı dünya standartlarında da kabul görülen sanatçıların, eserlerini üretebileceği ve sergileyebileceği ortamı sunmak amacıyla kurmuş olduklarını belirtti. IMOGA’da 10 bine yakın yerli ve yabancı sanatçıların yalnızca baskı resim tekniği kullanarak ürettikleri eserler bulunmaktadır. Burayı daha yakından tanımak için Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Saim Tekcan’la eğitim hayatındaki önemli noktaları ve IMOGA hakkında uzun bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Süleyman Saim Tekcan, 1940 yılında Trabzon’da doğdum. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünde lisans eğitimimi tamamladım, 1975 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim kadrosuna girdim. 1985 yılında ise profesör olduktan sonra Grafik Sanat Dalı Başkanlığına atandım. 2006 yılında da IMOGA’nın kurucu yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlendim. Rol aldığım, dört film ve yazmış olduğum, üç kitabım bulunmaktadır. Aralarında en çok bilinen film ise 1965 yapımı Sevmek Zamanı adlı Metin Erksan’ın yönetmenliğini yapmış olduğu filmdir.
Sanat eğitimciliğiniz ve sanatçı yönünüz ile ilgili bizimle neler paylaşırsınız? IMOGA’nın ismi nereden gelmektedir?
Sanat eğitimciliğim; 60 yıl gibi uzun bir zaman dilimi içerisinde geçen eğitim hayatıma bağlı olarak ilerlemektedir. Bunun içerisinde öğretim okullarında hocalık, sonrasında Atatürk Eğitim Enstitüsü’nde kuruculuk, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi hocalığı, dekanlığı, grafik bölüm başkanlığı ardından Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanlığı ve Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanlığı benim sanat eğitimciliğimin önemli zaman dilimlerini işgal eden çalışmalardır. Şimdi içinde bulunduğumuz IMOGA’nın ismini, uluslararası bir yarışmada jüri başkanı olduğum sırada oradaki jüri üyeleri bulmuştur. Burası benim kendi çalışmalarımı yapmak üzere kurduğum 50 yıl eskiye dayanan bir atölyedir. Burası gravür, litografi (taş baskı) ve serigrafi (kumaş üzerine kalıpla baskı yapma yöntemi), ağaç baskı gibi çok önemli baskı türlerinin fevkalade gelişmiş olduğu yerdir. Zamanla, yurt dışı ve yurt içinden önemli sanatçıların gelip çalıştığı bir atölyeye dönüştü. Gelen sanatçıların hiçbirinden bir ücret talebimiz olmadı. Sanatçılar kendi rızaları ile bazı eserlerini müzemize bıraktılar.
Müzede bulunan tüm eserler buradaki atölyede mi üretiliyor?
Müzemizde birçok eser bulunmaktadır. Çoğu atölyemizde yapılıyor ancak yabancı sanatçıların yurt dışından getirdikleri eserler ve bizim dünyaca ünlü eserlerimizi de satın alarak müzemize kazandırıyoruz. Şu anda dünya üzerinde bulunan 13 tane grafik müzesi içerisinde eser sayısı ve niteliği itibariyle bir numarada bulunuyoruz yani daha iyi bir grafik sanatları müzesi bulunmuyor. Dünya’da çok daha büyük grafik sanatları müzeleri elbette bulunmakta, onlarla yarışıyoruz anlamına gelmesin fakat baskı sanatları dediğimizde önde gelen müzelerin başında yer alıyoruz.
Sanatçı kimliğinizin oluşmasındaki etkenler nelerdir?
Ben Süleyman Saim olarak bir sanatçıyım ve iş üretiyorum. Sanatçı kimliğimin oluşmasında bu zamana kadar insanların beğenisine sunduğum birçok sergi, kültür sanat etkinlikleri, üniversite zamanında aldığım eğitimler ve atölyemde yaptığım özgün çalışmalarımı örnek verebilirim.
Müze yılda kaç ziyaretçi ağırlıyor?
IMOGA’yı yılda 100 bin kişiye yakın insan ziyarete geliyor. Müzeyi genellikle sanat eğitimi veren kurumlar, ülkemizde bulunan güzel sanatlar fakülteleri, halk ve özellikle yabancılar çok geziyor. Bunun sebebi İstanbul’un güzel ve modern bir şehir olması ve İstanbul’a gelen sanatla ilgilenen yabancı turistlerin uğrak bir yeri olmasıdır. IMOGA’ya gelen turist sayısı ülkemize gelen turist sayısına oranla fazla bir rakam. Yabancı devletlerle mukayese ettiğimiz zaman, bizim ülkemizde müze gezme kültürünün olmamasından kaynaklı bir durum. Ancak bu sayı dahi bizim ülkemizdeki grafik sanatları müzeleri için oldukça büyük bir sayıdır. Bu arada yine kurucusu olduğum Türkiye’de açılan Güzel Sanatlar Liseleri ve bu açılan liselerin projesi bana aittir. Yanılmıyorsam şu an 110 tane Güzel Sanatlar Lisesi bulunmakta. Bu liseler önemli bir ölçüde Güzel Sanatlar Fakültelerine ve Eğitim Fakültelerinin resim bölümlerine öğrenci yetiştiriyor. Kurucusu olduğum bu okullar benim sanat eğitimciliğim açısından gurur duyduğum okullardır.
Dünya’da sizin adınızla anılan bir baskı tekniği var bu baskı tekniği ile ilgili bilgi verir misiniz?
Serigrafi "genç baskı tekniği" denilen bir tekniktir. Diğer tüm baskı tekniklerinde tek tek renkler basılır, kurutulur. Benim yaptığım bu teknikte ise daha renkler kurumadan üst üste baskı yaparak uygulanılıyor. Ana renkler üç renkten oluşur. Bunlar kırmızı, mavi ve sarıdır ama skala sonsuz bir skala. Mesela siz bir renk beğenmeye boya dükkanına gittiğiniz takdirde orada yüzlerce renk vardır. Şimdi, bu üç renkte oluşan skalayı ben yaş baskı tekniğinde kullandığım için bu teknik dünyaya bir yenilik getirdi. Birçok bienal ve trienallerde bu baskılarımın nasıl yapıldığını öğrenmek isteyen çok fazla yabancı ve Türk buraya geldi. Bu atölyede öğrendiler veya beni ülkelerine davet ettiler. Ben bu tekniği göstermek için birçok ülkeye gittim. Buna benzer başka bir tekniği de gravür baskıda kullanıyorum. Böylece tekniğin bugün geldiği önemli aşamaları kendi sanat anlatımlarımda ve atölyemde sergiliyorum.
IMOGA’nın sizi içine hapseden duvarlarında, duyguların renklerle ahenk içerisinde dans etmesine şahitlik etmek ister misiniz? Grafik sanatlarına ilgi duyuyorsanız ve yeni baskı teknikleri hakkında bilgi almak ve inceleme yapmak isterseniz IMOGA’yı yolunuz İstanbul’a düşerse mutlaka ziyaret etmeyi unutmayın.
Haber&Fotoğraf: Duygu Karaman
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...