Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


TÜRKİYE’NİN İLK ARICILIK MÜZESİ

14.11.2022
Kültür Sanat

 

Böceklerin dünya nüfusunun yüzde 90’ını oluşturduğunu düşünürsek, hayatımızdaki yerinin çok önemli olduğunu söyleyebiliriz. 2010 yılında Aydın’ın Çine ilçesinde kurulan Arıcılık Müzesi, her yaştan misafirlerine, başta arıcılık olmak üzere, böceklerin hayatımızdaki yeri hakkında bilgiler sunuyor.

 

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi arıcılık teknikerliği üzerine eğitimini tamamlayan Hüseyin Basri Çalışkan, görevini Çine’de bulunan Arıcılık Müzesi’nde devam ettiriyor. Hüseyin Basri Çalışkan, yaptığımız röportajda müze ve arıcılık hakkında birçok bilgiyi bizlere aktardı.

 

Arıcılık müzesi 

Hüseyin Basri Çalışkan sözlerine, “Müzenin amacı günümüz şartlarında doğal bir yaşam alanı oluşturmaktır. Arıcılara ve arıcılık alanları dışında çalışanlara, arıyı sevdirip tanıtmak ve arılar dışında diğer böceklerin de varlığının önemini anlatabilmek için kurulmuş bir müzedir” diyerek başladı ve  şu şekilde devam etti: “Dünyada açılan 71. ama Türkiye'de kurulan ilk arıcılık müzesiyiz. Müzemiz, Projeler Yapılar 5 - Müzeler  kitapçığında ilk 10’da bulunmaktadır. Mimari projesini, yüksek mühendis olan Mimar Cengiz Bektaş yapmıştır. Binamız tamamen alüminyum bir yapıdır. Özel bir tasarıma sahiptir. Tasarımı bal peteği şeklindedir. Herhangi bir elektrik tesisatı olmadan gün ışığı ile aydınlatma sağlanmaktadır. Proje yürütücülüğünü 2005-2010 arasında Öğretim Görevlisi Mustafa Köseoğlu yapmıştır. Köseoğlu’nun projesinin hayata geçmiş hali Çine Arıcılık Müzesidir.” 

 

“Arılar kadar diğer böcekler de önemli.”

Arılar kadar böceklerin de öneminden bahseden Çalışkan, “Arılar dışında diğer böcekler de önemlidir. Birçok böcek insanlar için kötü, korkunç ve yaklaşılması tehlikeli, hatta öldürülmesi gereken varlıklar olarak gösteriliyor fakat dünyadaki canlı nüfusunun yüzde 90'ını böcekler oluşturmaktadır. Her bir böcek türünün dünyada belli görevleri bulunmaktadır. Çok korktuğumuz eşek arıları, yaban arıları ve sarıca arılar gibi canlılar bunlardan bazılarıdır. Yaban arılarına baktığımız zaman kimisi toprak altında yuva yaparak tozlaşma sağlamaktadır. Eşek arıları doğadaki et ve leşleri tüketerek hastalıkların yayılmasını önlediği için tarım ilaçlarına gerek kalmadan doğadaki zararlı canlı nüfusunu düzenlediklerini görüyoruz. Örneğin mısır için zararlı türlerden biri olan karakurt böceği için yoğun tarım ilaçları kullanıyor. Özellikle etçil yaban arı türleri, ilaç kullanarak yok ettiğimiz canlıların çoğunu tüketmektedir. Yetişkin bir yaban arısı ailesi günde ortalama bir kilogram et tüketmektedir. Bu et, kilogram bakımından az gözükse de bir tırtılın veya zararlı bir böceğin larvasını düşündüğümüzde, bir kilogramlık etin ne kadar böceğe tekabül ettiğini tahmin edebilirsiniz. Aslında kendinizi ve toprağınızı zehirlemeden, sizden hiçbir ücret beklemeden tarıma zararlı böcekleri toplayabilecek bir canlı, bizim için bilinmeyen bir kahraman olmaktadır” dedi.

 

“Arılar yok olursa insanlığın dört yıl ömrü kalır.”

Çalışkan, “Arılar yok olursa insanlığın dört yıl ömrü kalır” sözü hakkında, “Bu sözün bir gerçekliği yok. Einstein’ın söylediğine dair bir kesinlik de yok. Başka düşünürlerin de bu teoriyi söylediği belirtiliyor. Amerika Kıtası’nın orijinalinde arı yoktur. Kimi kaynaklar Avrupa’dan ve Anadolu’dan 1550-1600’lü  yıllarda Amerika’ya bal arısı götürüldüğünü yazmaktadır. Bal arısı buraya sonradan götürülmüş ve arılar götürülmeden önce yaban hayatında bulunan başka böcekler, kuşlar, yarasalar ve rüzgarlar sayesinde tozlaşma devam etmiştir” diyerek açıkladı ve arılar hakkında bilinen yanlışlara değindi.

 

“Sahte bal fabrika ortamında üretilir.”

Sahte bal hakkında da konuşan Çalışkan, “Ben arıcıyım. Aynı zamanda arıcılık teknikeriyim. Bu soruyu bende kendime soruyorum. Sahte bal, arıcının kendi yapabileceği bir şey değildir. Daha çok fabrika ortamında yapılabilir. Sahte balla gerçek balı herhangi bir tüketicinin veya arıcının anlaması imkansızdır. Çünkü bal, arının doğadaki nektarları toplayıp kendi içinde sentezleyip geri dışarı çıkardığı bir maddedir. Laboratuvar ortamında arının kullandığı enzimlerle birlikte nektarları sentezleyip bal yapılabilmektedir. Bu sebepten dolayı sahte balı ancak laboratuvar testlerine sokarsak anlayabiliriz. Sahte baldan korunmanın yolu ise güvenilir markalardan bandrollu ürünler almaktır” dedi.

 

Arı sütünün faydaları…

Arı sütünün de faydalarına değinen Çalışkan, “Arı sütü bilimsel olarak, genç işçi arıların başlarında bulunan salgı bezlerinde, sadece ana arıyı ve yavru arıları ilk üç gün beslemek için salgıladıkları jölemsi maddedir. İnsanlar için özellikle sağlık sektöründe kullanılan arı sütü, hafif ekşi bir tada sahiptir. Şeker içeriği yüksek, çok kuvvetli bir maddedir” dedi.

 

 Arı zehrinin şifası…

Çalışkan, arı zehrinin şifası hakkında, “Arı zehirine gelirsek, özellikle bal arısının sokması romatizma, kan dolaşımıyla ilgili rahatsızlıklar, eklem romatizmaları ve çeşitli kas hastalıklarına şifa olarak kullanılmaktadır. Arı zehiri romatizma ilaçlarında  temel madde olarak kullanılıyor. Bu tekniği, Çin'de alternatif tıp olarak kullanıyorlar ama arı sokmasına alerjiniz varsa anaflaktik dediğimiz alerjik şok; nefes almada zorluk, kusma, baş dönmesi, yüzde şişme gibi tepkilerle ölümcül olabiliyor” bu bilgileri aktardı.

 

Arıcılık Müzesi’nde seren yapısı

Son olarak, müzede bulunan bir yapıdan bahseden Çalışkan, “Arıcılık Müzesi’nde bulunan seren yapısı, Antalya’nın Elmalı ilçesinde arıların bir arada tutulması için yapılmış bir yapıdır. Burada amaç arı kovanlarını zararlılardan korumak ve bir arada tutmaktır. Mimarisine baktığımızda, Likya mezar mimarisini yansıtmaktadır. Bu da demek oluyor ki bu kültür içimizde hala yaşıyor. Likya kültüründen günümüzde bir parça barındırıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Haber & Fotoğraf: Mazhar Taha Akkaya

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00