Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


TÜRKİYE’DE ARICILIK: ARILAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

22.05.2024
Dosya

 

Arıcılar, arılarla doğanın sürdürülebilirliğine etki eden önemli bir rol üstlenirler. Arılar, bitki tozlaşmasıyla, gıda ürünlerinin yetişmesi için aracı olur. Ancak son yıllarda arı popülasyonundaki azalma, çevresel etkenler, hastalıklar ve pestisit kullanımı gibi tehditlerle karşı karşıya kalan arılar büyük ölçüde zarar görüyor. Arıcılar, arı popülasyonlarını koruma ve destekleme sorumluluğunu üstlenirken, bu önemli işin sürdürülebilirliği için çaba harcıyorlar. Arıcılar mesleklerini yapabilmek için doğayla savaşırken aynı zamanda ekonomiyle de boğuşuyorlar.

 

Arılar, gıda ürünlerinin yetiştirilmesinde temel faktörlerden biridir. Doğa için oldukça önemli olan bu hayvanlar, arıcılar aracılığıyla yetiştirilmektedir. Son yıllarda, arılar ve arıcılıkla uğraşan kişiler, ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu konuda düşüncelerini ve sektördeki zorlukları değerlendirmek için Aydın'a bal üretimi için gelen 18 yıldır ana arı yetiştiriciliği yapan Mevlüt Akdi, 40 yıldır arıcılık yapan emekli arıcı Hasan Elçi ve 20 yıldır arıcılık yapan Muammer Boyacı ile bir araya geldik.

 

Arıların ırk ve kovan hiyerarşisi

Arıcılık alanında uzmanlaşmış ve ana arı yetiştiriciliği yapan Mevlüt Akdi, arıların ırkının tanınmamasının sektörde yaygın bir sorun olduğuna dikkat çekti. Akdi, “Türkiye'de sektörün içindeki arıcılar arasında yaygın sorun, arıların yeterince tanınmamasıdır.” dedi. Ayrıca, “Arıcılar, arılarının ırkına uygun koşullarda yetiştirilmediğinde, arıların genetik çeşitliliğini koruma ve artırma şansını kaybetmelerine sebep olur. Bu durum, uzun vadede arıcılığın sürdürülebilirliğini etkileyebilir.“ diyerek ekledi.

 

Mevlüt Akdi mesleğin detaylarını, “Ana arı yetiştiriciliği, arıcılığın önemli bir alanını oluşturur. Ana arılar, kolonilerin ana üreme bireyleridir ve yeni kolonilerin kurulmasından bal veriminin artırılmasına kadar bir dizi kritik görevi üstlenir. Bu nedenle yüksek kaliteli ana arıların üretilmesi ve yönetilmesi hayati önem taşır. Ayrıca arı kolonilerinin iç organizasyonunu sağlayan kovan hiyerarşisi de büyük bir öneme sahiptir. İşçi arılar, kovanın ana çalışanlarıdır ve toplama, temizlik, iletişim ve bal üretimi gibi görevleri yerine getirirler. Ana arı ise koloninin lideridir ve geleceğini şekillendirir. Kovan hiyerarşisi, iş bölümü ve iş birliği prensiplerine dayanır ve bu, arı kolonilerinin verimliliğini ve sürdürülebilirliğini sağlar.” şeklinde açıkladı. Mevlüt Akdi'nin vurguladığı gibi, arıcıların arılarını tanıması, ana arı yetiştiriciliğine önem vermesi ve kovan hiyerarşisini anlamaları oldukça önemlidir.

 

Türkiye’de arıcılığın geçmişi ve geleceği

1984 yılında, devlet destekli arıcılık kurslarına katılarak eğitim alan Hasan Elçi, Türkiye'deki arıcılığın geçmişini ve bugününü değerlendirdi. Elçi, “Eski dönemlerde arıcılık, önemli bir geçim kaynağıydı ve devlet destekli kredi imkanları sayesinde arıcılığa adım atmak daha kolaydı. Ancak zaman içinde sektörde önemli değişiklikler yaşandı. Eskiden harcadığımız paranın karşılığını misliyle geri alabiliyorduk. Hem daha kazançlı hem de daha kaliteli üretim yapabiliyorduk. Ancak günümüzde arıcılar giderlerini ancak karşılayabiliyor.’’ dedi. Elçi, arıcılığa olan sevgisini, “Arılar bizim hayatımız, onları sevmeden bu işi yapmanın imkanı yok. Kendi ihtiyaçlarımızı düşündüğümüz gibi onların ihtiyaçlarını da düşünüyoruz, emeklerinin değerini vermek bizim görevimiz.” diyerek ifade etti.

 

Hasan Elçi, Türkiye'deki arıcılara sağlanan desteği eleştirdi. Onun ifadesiyle, bu destek “kovan başına bir kilo soğan parası”. Bu durum, arıcıların ekonomik zorluklar altında nasıl ayakta kalmaya çalıştıklarını göstermektedir. Zor şartlara rağmen, “Ben bu işi kazanacağım 5 kuruş için yapmıyorum, sevdiğim için yapıyorum. Bu yüzden bırakmayı düşünmüyorum.” diyen Elçi, “Gençlerin arıcılığa teşvik edilmesi gerekiyor. Arıcılık, göçebe bir meslek ve su, elektrik gibi ihtiyaçları zor karşılayabiliyoruz. Haliyle yaşam şartları gençleri cezbetmiyor. Bunun için bir şeyler yapılması gerekiyor.” diyerek çağrıda bulundu.

 

Sektörün büyümesi ve arıcıların beklentileri

20 yıllık deneyime sahip bir arıcı olan Muammer Boyacı, arıcılığın ekonomik zorluklarını “Türkiye'deki arıcılar, işlerine başlayabilmek için borçlanmak zorunda kalıyorlar ve yıllık harcamalarının büyük bir kısmını temel malzemelere ayırıyorlar. Özellikle mazot ve şeker fiyatlarındaki artışlar, arıcıları ekonomik baskı altına alıyor.’’ şeklinde ifade etti. Boyacı, arıcılığı zorlaştıran bir diğer etken olarak çevresel faktörleri, “Küresel ısınma, orman yangınları ve tarım zehirleri, arı popülasyonlarına zarar verir ve bal üretimini olumsuz etkiler. Arıcılık, doğaya saygı duyan ve emek gerektiren bir meslek olduğu için çevresel tehditler, arıcılar için büyük bir sorun oluşturur.’’ diyerek vurguladı. Boyacı ayrıca, arıcılara sağlanması beklenen desteklerin yetersiz olduğunu “Arıcılık sektörünün büyümesi için daha fazla destek ve rehberlik gerekiyor. Birçok arıcı yılın büyük bir bölümünde bankalara borçlanarak yaşıyor. Banka faizleri de büyük bir endişe kaynağı. Arıcılar, yılda 3 kez bal hasat ediyor ve bu kazançların büyük bir kısmı banka faizlerine gidiyor. Arıcılık, Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlıyor. Bu yüzden daha fazla destek sağlanması gerekiyor.’’ diyerek belirtti.

 

Türkiye'deki arıcılık sektörü, doğanın dengesini koruma, ekonomiye katkı sağlama ve arıcılık kültürünü gelecek nesillere aktarma gibi görevler üstlenmektedir. Bu nedenle, arıcıların desteklenmesi ve rehberlik edilmesi gerekmektedir. Görüşlerini bizimle paylaşan Mevlüt Akdi, Hasan Elçi ve Muammer Boyacı'ya teşekkür ederiz. Arıcıların sevgi ve bağlılıkla sürdürdüğü bu meslek, Türkiye'nin doğal kaynaklarını koruma ve sürdürülebilirliğini sağlamaktadır.

 

Haber: Sultan Çelikkanat

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00