Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


TÜRK TİYATROSU VE EKRANLARIN SEVİLEN YÜZÜ: EMRE KINAY

25.05.2025
Kültür Sanat

 

Bazı sanatçılar vardır ki sadece sanatıyla değil, sosyal sorunlara ve memleket meselelerine dair suskun kalmayarak öne çıkar. Hatta bazen mükemmel giden kariyerini bir kenara bırakıp, siyasete bile soyunacak kadar ülkesini çok sever. Bu tanıma uyan Emre Kınay, eminim ki adını duyduğumuz anda her birimizin yüzünde hafif bir tebessüm uyandırıyor. Emre Kınay ile kısa süren siyaset kariyerinden, tiyatronun geleceğine kadar birçok konuyu ele aldığımız kısa bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Türk tiyatrosunun ve televizyonunun sevilen, karizmatik yüzü Emre Kınay, 5 Mart 1970 tarihinde İstanbul’un kalbinde hayata gözlerini açtı. Sanatla yoğrulmuş bir yaşamın ilk tohumları, Kınay’ın gençlik yıllarında tiyatro sahneleriyle filizlendi. Yıllar içinde sayısız projede yer alarak sadece oyunculuğuyla değil, kendine has yorumu ve sahne enerjisiyle de izleyicinin gönlünde derin bir yer edindi. Tiyatro tozlarının  hissedildiği, kulisin samimi atmosferinde gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda  Emre Kınay, sanat hayatının kilometre taşlarını, kaybettiği kıymetli dostu Şinasi Yurtsever’e duyduğu tarifsiz özlemi, Duru Tiyatro’nun geleceğine dair büyük hayallerini ve yepyeni projelerinin heyecanını içtenlikle paylaştı. Kınay’ın sözleri bir sanatçının tutkusunu, kayıplarıyla olgunlaşan ruhunu ve geleceğe dair umudunu yansıtırken, sahneye olan aşkının her geçen gün nasıl büyüdüğünü de gözler önüne seriyor.

 

Tiyatronun büyülü dünyasına ilk adım ve unutulmaz karakterler: Her rolde kendimden bir parça buldum

Emre Kınay’ın sanat yolculuğu, tiyatronun büyülü atmosferinde başladı. Sahnenin tozunu yuttuğu ilk anlardan itibaren bu dünyaya ait olduğunu hisseden Kınay, o günleri büyük bir heyecanla anımsıyor. “Tiyatro benim için sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi oldu. Sahneye ilk çıktığımda hissettiğim o tarif edilemez heyecan, o enerji hala içimde canlılığını koruyor.” diyen Kınay, kariyerinin ilk yıllarındaki projelerden bahsederken adeta o günlere geri dönüyor. “Mahallenin Muhtarları, dizisindeki o saf ve komik genç, benim için televizyon dünyasına açılan ilk kapı oldu. O karakterle seyircinin sevgisini kazanmak, bana büyük bir motivasyon verdi. Ardından gelen Yılan Hikayesi’ndeki karizmatik Erkan ve Aşkım Aşkım’daki romantik Demir karakterleri, aynı şekilde seyirciyle bütünleşmemi sağladı. Her rol benim için yeni bir dünya, keşfedilmeyi bekleyen bir karakterdi. O karakterlerin duygularını anlamaya çalışmak, onlara hayat vermek benim için her zaman büyük bir keyif oldu. Her bir projede kendimden de bir parça buldum.” şeklinde konuşuyor. Kınay, televizyonun geniş kitlelere ulaşma gücünün farkında olduğunu ancak tiyatronun onun için her zaman ayrı bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. Kınay, “Tiyatro sahnesi, seyirciyle kurduğunuz o anlık ve canlı etkileşim sayesinde bambaşka bir deneyim sunuyor. O enerji alışverişi, bir oyuncu için en büyük ödül.” dedi.

 

Beyazperdenin farklı yüzleri ve sanatın çok yönlülüğü: Her anlatı, farklı bir pencere açıyor

Emre Kınay’ın yetenekleri sadece televizyon ve tiyatro ile sınırlı kalmadı. Başarılı oyuncu sinema dünyasında da adından sıkça söz ettirdi. “Filler ve Çimen” gibi ödüllü bir yapımda yer almak, Kınay’ın kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Kınay, “Sinema, hikaye anlatıcılığının farklı bir boyutu. O büyülü atmosferde yer almak, farklı karakterlere bürünmek ve daha derinlemesine bir anlatının parçası olmak benim için her zaman heyecan verici olmuştur.” dedi. “Dünyanın En Güzel Kokusu, gibi daha duygusal ve incelikli yapımlarda yer almak ise, bir oyuncu olarak farklı duygusal katmanları keşfetmeme olanak sağladı. Her proje, benim için yeni bir öğrenme süreci, yeni bir pencere açmak anlamına geliyor.” Kınay, sanatın farklı disiplinlerinde yer almanın kendisine farklı bakış açıları kazandırdığını ve bu deneyimlerin oyunculuğunu zenginleştirdiğini ifade ediyor. Kınay, “Bir oyuncu olarak kendimi sürekli geliştirmek, farklı türlerdeki rolleri deneyimlemek benim için çok önemli.” dedi.

 

Siyaset arenasından sanatın huzuruna dönüş

Emre Kınay’ın hayatında bir dönem önemli bir yer tutan siyaset deneyimi, bugün geride kalmış bir anı olarak hatırlanıyor. O günleri değerlendiren Kınay, “Siyaset, toplumsal sorumluluk bilinciyle girdiğim bir alandı. Ülkem için faydalı olabileceğine inanmıştım. Ancak zamanla gördüm ki, benim en etkili olabileceğim, en çok fayda sağlayabileceğim alan sanat. Tiyatro ve oyunculuk, insanlara dokunabileceğim, onları düşündürebileceğim, farklı bakış açıları sunabileceğim en güçlü araçlar. Siyasetin karmaşık ve yıpratıcı atmosferi benim sanatsal ruhuma çok uygun değildi. Sanatın yaratıcı ve özgürleştirici dünyasına geri dönmek, benim için doğru bir karardı.” şeklinde konuşuyor. Kınay, siyaset deneyiminin kendisine farklı bir vizyon kattığını ve toplumsal konulara daha duyarlı bir şekilde yaklaşmasına yardımcı olduğunu belirtiyor. Kınay, “O dönemde edindiğim tecrübeler, hayata bakış açımı genişletti. Ancak nihayetinde kalbimin sesini dinleyerek ait olduğum yere, sahneye geri döndüm.” dedi.

 

Kaybedilen bir değer: Şinasi Yurtsever’in anısı kalplerde yaşıyor

Yakın dostu ve Duru Tiyatro’nun kuruluşunda büyük emekleri olan, usta oyuncu Şinasi Yurtsever’in ani kaybı hakkında Kınay, “Şinasi benim için sadece bir dost değil; bir ağabey, bir akıl hocası, hayatımın en önemli destekçilerinden biriydi. Aynı zamanda üniversitede ev arkadaşıydık. O evde birlikte geçirdiğimiz sayısız sohbet, Duru Tiyatro’nun kuruluş aşamasındaki omuz omuza mücadelemiz, onun o eşsiz mizah anlayışı, o kocaman kalbi hep aklımda. Yokluğu hala içimde kapanmayan bir yara. Bazen Duru Tiyatro’nun bir köşesinde oturuyormuş gibi hissediyorum. Onunla tiyatroya olan ortak tutkumuz bizi birbirimize kenetlemişti. Onun o mütevazı duruşu, sanatına olan sonsuz saygısı bana her zaman örnek olmuştur. Onun erken ayrılması sadece benim için değil, Türk tiyatrosu için de büyük bir kayıp oldu. Onun anısını yaşatmak, onun değerlerini gelecek nesillere aktarmak benim için bir onur ve sorumluluk.” diyen Kınay, Şinasi Yurtsever’in Duru Tiyatro’nun her köşesinde bir hatırası olduğunu ve onun ruhunun tiyatronun atmosferinde yaşamaya devam ettiğini belirtiyor. Kınay, “Onun sesi hala kulaklarımda çınlıyor. Onunla kurduğumuz o manevi bağ, hayatım boyunca benimle kalacak.” şeklinde özleminin bakiliğini dile getirdi.

 

Duru Tiyatro: Bir tutkunun meyvesi, geleceğin sanatçılarına yuva

Duru Tiyatro’dan bahseden Kınay, “Pek çok zorlukla karşılaştık, pek çok fedakarlık yaptık ama tiyatroya olan inancımız ve seyircimizin sonsuz desteği sayesinde bugünlere geldik. Duru Tiyatro, sadece benim kişisel bir projem değil, aynı zamanda genç yeteneklere bir kapı açma, farklı sanat disiplinlerini bir araya getirme ve nitelikli yapımlarla seyircimize ulaşma misyonunu taşıyor.”dedi. Kınay, tiyatronun sadece oyun sahnelemekle kalmayıp, atölye çalışmaları, söyleşiler ve farklı etkinliklerle bir kültür merkezi olma yolunda ilerlediğini vurguluyor. “Amacımız tiyatroyu sadece bir eğlence aracı olarak değil, aynı zamanda bir düşünce platformu, bir tartışma ortamı ve toplumsal farkındalık yaratma aracı olarak konumlandırmak. Gençlerin enerjisi, yaratıcılığı ve vizyonu bize ilham veriyor. Onlara destek olmak, onların gelişimine katkıda bulunmak Duru Tiyatro’nun en önemli hedeflerinden biridir.” diyen Kınay, Duru Tiyatro’nun farklı türlerdeki oyunlara ev sahipliği yaparak geniş bir seyirci kitlesine ulaşmayı hedeflediğini de sözlerine ekliyor. Kınay, “Her yaştan, her kesimden insanın kendinden birşeyler bulabileceği, farklı duygular yaşayabileceği yapımlar sahnelemek istiyoruz.” diyerek sözlerini noktalıyor.

 

Yeni projelerin heyecanı ve sanatın sınırlarını zorlama arzusu

Emre Kınay, Duru Tiyatro’nun yeni sezon projelerinin yanı sıra, televizyon ve sinema dünyasındaki heyecan verici gelişmeler hakkında da coşkusunu paylaştı. “Yeni sezonda Duru Tiyatro’da yine birbirinden özgün, cesur ve düşündürücü yapımlarla seyircimizin karşısında olacağız.” müjdesini veren Kınay, “Farklı yönetmenlerle çalışmak, farklı yazarların kaleminden çıkan hikayelere hayat vermek benim için her zaman büyük bir öğrenme ve gelişim fırsatı olmuştur.” dedi. Televizyon ve sinema projeleriyle ilgili olarak ise, “Görüşmelerini sürdürdüğüm, beni heyecanlandıran ve kalbime dokunan bazı projeler var. Farklı karakterlere bürünmek, yeni anlatıların parçası olmak bir oyuncu olarak beni besliyor. Sanatın farklı mecralarında kendimi ifade etmek, sınırları zorlamak ve yeni şeyler denemek istiyorum.” şeklinde konuştu. Kınay, tiyatronun her zaman önceliği olduğunu vurgulayarak, “Tiyatro benim ilk aşkım ve her zaman öyle kalacak. Ancak televizyon ve sinema da kendi içinde farklı dinamikleri olan, keşfedilmeyi bekleyen dünyalar.” diyor.

 

Hayata dair derin düşünceler ve geleceğe umutla bakış

Sohbetimizin sonunda Emre Kınay, hayatın kendisine öğrettiklerini, kayıplarının ardından eriştiği olgunluğu ve geleceğe dair umut dolu bakış açısını içtenlikle paylaştı. Kınay, “Hayat inişleri ve çıkışları ile bir bütün. Önemli olan bu iniş, çıkışlardan ders çıkarabilmek, kayıplarımızın acısını yüreğimizde taşırken hayata tutunabilmek ve her zaman umutla ileriye bakmak. Sanat benim için sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir terapi, bir ifade biçimi ve hayata tutunma sebebim oldu. Sahneye çıktığımda tüm kaygılarımı, tüm hüzünlerimi geride bırakıyorum. Seyirciyle kurduğumuz o bağ, o enerji beni yeniden hayata bağlıyor.” dedi.  Kınay, geleceğe dair en büyük arzusunun, Duru Tiyatro’nun uzun yıllar boyunca varlığını sürdürmesi, nitelikli ve anlamlı yapımlarla seyirciyle buluşmaya devam etmesi ve genç sanatçılara ilham kaynağı olması olduğunu belirtiyor. “Benim için en büyük mutluluk, sanatımla insanların hayatlarına dokunabilmek, onlara farklı düşünceler sunabilmek ve güzel anılar biriktirmelerine vesile olabilmek. Kayıplarımız bize hayatın değerini daha çok öğretiyor. Önemli olan sevdiklerimizin anısını yaşatmak ve geleceğe umutla bakmak.” diyerek sözlerini tamamlıyor.

 

Emre Kınay’ın derinlikli ve samimi açıklamaları, sanatına olan sarsılmaz bağlılığını, kaybettiği dostuna duyduğu derin özlemi, Duru Tiyatro’ya olan tutkusunu ve geleceğe dair umudunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Sanat hayatının her döneminde iz bırakmayı başaran Emre Kınay’ın yeni projeleri ve Duru Tiyatro’nun geleceği, sanatseverler tarafından büyük bir merakla bekleniyor. Emre Kınay’a bize verdiği demeçler için teşekkür eder, kariyerinde başarılar dileriz.


Haber: Mehmet Ayboğan

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00