Geçmişten günümüze kadar sazlar hep ilgi görmüştür. Yöreden yöreye değişen üflemeli, mızraplı, yaylı olarak çok çeşitli ve farklı sazlar bulunmaktadır. Bu çalgıların arasında bazıları zamanla gelişip şekil değiştirdi, bazıları ise unutulmaya yüz tuttu. Yaylı sazlardan biri olan yaylı tambur hakkında Denizli’de 20 yılı aşkın süredir tambur yapan Ogetay Südaş, Türk Sanat Müziği içerisinde önemli bir yere sahip olan yaylı tamburun yapım aşamaları ve genel özellikleri hakkında bilgiler verdi.
Uzun yıllar boyunca çalgı yapan Ogetay Südaş, bu konudaki yeteneğini küçük yaşta tanıştığı, Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapımı’ndan mezun olan Aşkın Palamutçu ile geliştirdi. Yaptığı bütün sazları, ustası Aşkın Palamutçu’dan öğrendiğini söyleyen Südaş, ”Muhakkak yeteneğiniz olmalı, yaptığınız bütün sazlara ruhunuzu katmalısınız, malzemenin ve enstrümanın dilinden iyi anlamalısınız.” dedi.
Mızraplıdan yaylı tambura
Südaş'ın dediğine göre, birçok müzik aleti gibi tamburun da oldukça köklü bir geçmişi bulunmakta. Zamanla Tamburi Cemil Bey, mızraplı tamburu geliştirip adını paylaştığı yaylı tamburu icat etti. Sazın ahşap gövdesi yerine sesin çok çıkmasını sağlayacak, cümbüşün gövdesine benzer bir tekne kullanmış. Böylelikle ses yapısında bir değişme meydana geldi. Kapak sorunu olmayan bu çalgıda kapak tamamen deriden oluşuyor. Bu derinin çok sert veya çok yumuşak olmaması gerektiğinin altını çizen Südaş, “Derinin kuzudan olması daha uygundur. Deri ve ses birbirine bağlıdır. Rutubetten ve sıcaktan etkilenen deri düşer ve gerilir, bu da seslerin, notaların birbirine karışmasına neden olur.” diyerek tamburun özelliklerinden bahsetti.
Yaylı tamburun en önemli özelliği, cümbüşte de olduğu gibi altında bir ayar vidasının olması. Yani hava durumundan ve koşullardan dolayı düşen veya gerilen deri bu ayar kısmıyla tekrar eski hâline döndürülebilir. Bu özelliği sayesinde yapısı ve sıralaması birbirine karışan sesler, kolaylıkla düzeltilebilir.
“Bir tambur yapımı iki ayımı alır”
Yapılan bütün sazlarda kullanılan ağaçların türü farklı olup nadir bulunan endemik ağaçlar olabiliyor. Bunun için bu işe yeni başlayan biri, eğitimden geçip saz yapımına o şekilde başlıyor. Sazların genelinde teknenin hangi ağaçtan, hangi malzemeden yapıldığının bir öneminin olmadığını belirten Südaş, “Türk toplumuna özgü olan sazlarda en önemli unsur sazdaki kapaktır.” ifadelerini kullandı. Bu kapaklarda dikenli çamlardan olan ladin ve köknar kullanılırken; teknesinde ise genelde ardıç, maun, veng ve patut gibi ağaçlar kullanılıyor. Türk sazlarından olan ut, kemençe, kabak kemane, cümbüş, kanun ve birçok çalgıya oranla daha az ses çıkartan yaylı tambur daha çok Türk Sanat Müziğinde kullanılan bir çalgı olarak geçiyor.
Bir tamburun üretilmesi yapan kişiye göre değişiyor. İyi bir tambur için, işi aceleye getirmemenin gerekliliğinden bahseden Ogetay Südaş, “Tamburun bekleme aşamaları vardır. Yaptığım bir tambur iki ayımı alır. Tamburda kullanılan ağacın sapma ve eğilme durumu, ağacın damar, ıslaklık ve türüne göre değişir. Bunun için uygun ağacın bulunması ve verileceği şekil için bekletilmesi gerekir. Aynı şekilde kullanılacak derinin bekletilmesi, uygunluğundan emin olunması gerekir. Bekletilme aşamasından sonra tamburun derisi, tarağı ve çemberi yapılır. Bitmeye yakın gom böceğinin kanatları ve kabuklarından oluşan organik gomalak tozuyla cilası yapıldıktan sonra tambur hazır hâle gelir." diye konuştu.
“Denizli’de bunca yıldır tambur çalan sadece bir iki kişi var. Merak edilip rağbet görmediği için bu çalgıyı çok nadiren yapıyorum.” diyen Ogetay Südaş, günümüzde diğer müzik aletlerine nazaran yaylı tambura gereken özenin verilmediğini, tamburun gölgede kalıp unutulduğunu söyleyerek sözlerini noktaladı.
Haber & Fotoğraf: Yıldız Uluktekin
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...