Türk kültüründe matemin kökeni, İslamiyet öncesine dayanmaktadır. Eski zamanlarda ölülere yemek verme, yas tutma geleneği olarak kendini göstermektedir. Eski Türkler, ölüm sonrası yas tutmak için elbiselerini ters giymektedir.
Sevdiği birinin ölümünün ardından kişi yas tutmaktadır. Bunun süresi 3 gün, 40 gün ve 52 gün dahi sürebilmektedir. Her topluma göre matemin rengi farklılık göstermektedir. Eyyubilerde mavi ve siyah, Timurlularda ise siyah ve mor tercih edilmektedir. Matem giysisinin rengi, ortak bir renk değildir. Türk kültüründe, günümüzde matem giysisi olarak siyah kullanılsa da geçmişte pek çok farklı rengin matemin rengi olduğu görülmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk öldüğü zaman; siyah önlüklü öğrenciler, önlüklerini ters giymişlerdir. Türkiye'de “kırkı çıkmak”, bir kişi öldükten sonraki 3. ve 7. günler, ölüye verilen yemekler Anadolu'da hâlâ vardır. Helva kavurmak da matem merasimi ritüellerindendir. Helva, ölenin ruhunun geri geleceği düşünülerek kavrulmaktadır. Bu sadece Türk toplumlarında vardır. Başka bir kültürde böyle bir anlayış söz konusu değildir. Türkler, o kadar çok coğrafyaya yayılmış bir topluluk ki bir Türk toplumunda bulunan kültürel öge başka bir Türk toplumunda görülmeyebiliyor. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü, Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Tülay Yürekli ile "Türk Kültüründe Matem" konusunu konuştuk.
Matem nedir ve niçin tutulur?
Matem kelimesi, dilimize sonradan girmiş Arapça bir kelimedir. İnsanın sevdiği, değer verdiği insanların bu dünyadan göçmesi hemen kabullenilecek bir durum değildir. İnsanın bu duruma alışması için belirli bir süre geçmesi gerekmektedir. İnsanın üzüntüsünü gösterdiği bütün fiiliyatların hepsi “matem” dairesi içerisine girmektedir. Bu nedenle matem, Türk kültüründe çok önemlidir.
Türklerde yas tutma biçimleri hakkında bilgi verir misiniz?
Binlerce yıllık Türk Tarihi göz önünde bulundurulduğunda, Türklerin yas tutma biçimleri çok fazladır. Eski Türkler, matem esnasında yanaklarının üzerine çizik atmış ve ağlamışlardır. Üzüntülerini göstermek için kanlı gözyaşları akıtmışlardır. Türklerin İslamiyet'i kabul ettiği aşamada matem ile ilgili daha çok bilgi bulabilmekteyiz. Matem zamanı dükkanlar, çarşılar kapatılmıştır. Şehirde 7 gün yas ilan edilmiştir. Sadece hükümdar ve ailesi değil bütün şehir yas tutmaktadır. Yas esnasında dövünmek, ağıt yakmak, başa toprak atmak gibi pek çok yas tutma davranışı vardır. Selçuklu Dönemi’nde, Sultan Alparslan ölünce oğlu Melikşah, babasının mezarına eşik denilen bir örtü göndermştir. Eşik gönderme, adettir. Eşik, iki dünya arasındaki sınır, çizgi anlamına gelmektedir. Bu nedenle, örtüye "Eşiklük" denilmiştir. Melikşah'ın amcası, Sultan Alparslan ölünce matem tutmamıştır. Bunun üzerine, Melikşah'ın amcası Melikşah'ın huzuruna getirilmiştir. Melikşah, “Yabancılar bile yas tutarken sen çalıp eğlendin. Babamın mezarına bir örtü bile göndermedin!” diyerek serzenişte bulunmuştur. Yas tutmak, çok önemlidir.
Türk kültüründe matem merasimi ritüellerinden bahseder misiniz?
Eski Türk toplumlarından biri, ölülerini limon ağaçlarının desteği ile tabutların içine koymuşlardır ve limon ağaçlarının eşliğinde taşımışlardır. Tabut kültürü, Türk kültüründe İslamiyet'ten önce de vardır. Saruhan'ın oğlu ölünce onu tabutun içine koymuşlardır. Tabutu defnetmeden önce bir evin damına yerden yükselterek birkaç gün asılı bırakmışlardır. Kafkaslar da tabut asma kültürüne sahiptir. Muhtemelen, asmadan önce mumyalama işlemi yapılmıştır. Türkiye Selçuklu Sultanlarının pek çoğu mumyalanmıştır. Evliya Çelebi, Çerkezlerin yanına gitmiş ve tabutlarını ağacın dalına astıklarını görmüştür. Bu gelenek, Eski Türklerde de vardır. Bu gelenek ile Gök Tanrı’ya ulaştıklarını düşünmüş olabilirler. Bir örnek verecek olursam Türkler'deki matem alametlerinden biri de elbiseyi ters giymektir. Kerkük'teki Türkmenler, cenaze merasimleri esnasında kıyafetlerini ters giymektedir. Bu durumu Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünde de görmekteyiz. Atatürk öldüğü zaman siyah önlüklü öğrenciler de önlüklerini ters giymişlerdir.
Türk kültüründe siyah rengin matem ile ilişkisi nedir?
Yavuz Sultan Selim, Suriye'yi Memlüklerden almıştır. Mısır'a hakim olan Memlük Devleti'nde matem giysisi beyazdır. Eyyubiler'de mavi ve siyah, Timurlularda siyah ve mor vardır. Matem giysisinin rengi müşterek değildir, matem giysisi olarak siyah da giyilmektedir. Matemi, üzüntüyü göstermenin en iyi yolu düz renklerdir. Bu sebeple, siyahı tercih etmiş olabilirler.
Yuğ töreni hakkında bilgi verir misiniz?
Yuğ törenleri, ölünün tam defnedilme anında atların koşturulması, kanlı gözyaşları, şaman denilen bazı din adamlarının ritüellerini kapsamaktadır. İlhanlı hükümdarlarından biri vefat edince evini, otağını dağıtmışlardır. Moğollarda ölen kişinin adı, kötülük getireceği düşünüldüğünden anılmaz. Cengizhan ölmüş ancak tarih kaynakları ondan söz etmez. Cengizhan'ın oğlu Tuluy ölünce, bu isme sahip herkesin adı değiştirilmiştir. Türkler, ölünün uğursuzluk getirdiğini düşünmüştür. Türkistan'daki Altay Türkleri, ölüyü çadırın ön kapısından sokmaktadır. Ölü, çadırdan çıkarılacağı vakit, geldiği yoldan değil de çadırın arkasından çıkarılmaktadır. Bunun nedeni ölünün geldiği yolu öğrenmesinin istenmemesidir. Bu durum İslamiyet'ten sonra da devam etmektedir. Türkler, uğursuzluk getirmesin diye ölülerini surun kapısından şehre sokmamış, bunun yerine tabutu iple surun tepesine çıkarıp, şehre öyle sokmuşlardır.
Yuğ adı verilen törenlerden sonra 7 kez yapılan matem ayini nedir?
7 ve 9 rakamı bizde çok önemlidir. Bu iki rakam, bütün destanlarda geçmektedir. Yedilemeler, 7 kez anma anlamına gelmektedir. İslam'dan sonra çarşıların 7 gün kapalı tutulması gibi. Artuklu hükümdarlarından biri vefat ettiği zaman, çarşılar 7 gün kapalı kalmıştır.
Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
Türk kültürü çok zengin, çok çeşitli bir kültüre sahiptir. Ne yazık ki şehirleştikçe, kültürümüz biraz yozlaşmıştır. Türk kültürü basın, yayın, internet, sosyal medya ve üniversiteler gibi platformlar başta olmak üzere halka anlatılmalıdır. Çocukların neyi neden yaptığını bilmeleri için Türk kültürünü öğrenmeleri gerekmektedir. Türk kültürüne sahip çıkılmalı ve yeniden canlandırılmalıdır.
Bize değerli vaktini ayırdığı ve verdiği güzel bilgiler için Doç. Dr. Tülay Yürekli'ye çok teşekkür ediyoruz.
Haber: Elif Erbay
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...