Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Turizm, şehrimiz için olduğu kadar ülkemiz için de önemli gelir kaynaklarının başında geliyor. Tarihi değerlerin yanında Kuşadası gibi bir değere sahip olmak şehrimiz adına önemli bir şans. Uzun yıllar boyunca turizm sektöründe her seviyede emek vermiş olan ve şimdilerde Kuşadası’nın önemli otellerinden birinde müdürlük yapan Zekeriya Köroğlu’na; ülkemiz ve Kuşadası’nın turizm beklentilerini ve pandeminin etkilerini sorduk…

Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Zekeriya Köroğlu. Turizm sektöründe özellikle de yabancı misafirlerimiz ismimi söylemekte zorlandığı için “Zeki Köroğlu” olarak da tanınıyorum Kuşadası çevresinde. 23 yıldır turizm sektörünün içerisinde bulunuyorum. Komi olarak başladığım sektörde Bodrum, Uludağ derken yaz-kış çalışabilme sebepli de olarak Kuşadası’na geldim ve şu an müdürlük yapmaktayım.

Turizm sektöründe personel sıkıntısı olduğuna katılıyor musunuz?

Maalesef eskisi gibi kalifiye personelin son senelerde yetişmediğini söyleyebilirim. Bu nesil değişimiyle de alakalı olabilir; uzmanlar bunun araştırmasını yapacaktır. Ancak son yıllarda özellikle turizm okullarından çıkan genç turizmci arkadaşlarımızın beklediğimiz noktanın uzağında olduğunu söyleyebilirim. Bir sebep olarak yaz-kış özelliğinin biraz kaybolmasının etkisinin de olduğunu düşünüyorum. Eskiden yaz sezonu bittiğinde de özellikle Alman kafileler gelir ve ciddi sirkülasyon yaratırlardı. Bu da personelin kış sezonunda da dinç kalmasını ve paslanmamasını sağlardı. Elbette turizm işletmelerinde de kalite düşüklüğü olduğundan bahsedebiliriz. İşletmelere etki eden tüm faktörlerin bir araya gelmesiyle son yıllarda ciddi oranda kalite eksikliği göze çarpıyor. Ancak personelin kalifiye olması bizim açımızdan çok önemli. Direkt işin içinde olduğum için söyleyebilirim ki birkaç sene çalışıp departman müdürü olacağını sanan bir çok genç arkadaşımız var. Maalesef herkes müdür olamıyor ancak kendisini iyi yetiştirmiş personel de hiçbir zaman işsiz kalmıyor zira bizim bile hala personel ihtiyacımız var. Düşünün sezonun en hızlı dönemindeyiz bir de. 

“Turizmi pandemi öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak gerekiyor”

Pandeminin Kuşadası’nın turizmine etkisini nasıl değerlendirirsiniz?

Elbette genel olarak turizmi pandemi öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Kuşadası hem kendi turist getiren hem de gemilerin geldiği bir yer olması açısından önemli diye düşünüyorum. Otellere gelen konuklarımız da gemiler ile gelen turistler de alışveriş yaptıkları için Kuşadası esnafını fazlasıyla etkiliyor. Pandemi döneminde gemi gelmediği için açıkçası zor dönem geçirdi esnaf. Bununla birlikte konaklama işletmeleri de doğal olarak pandemi sürecinde olumsuz olarak etkilendi diyebilirim. Bu yaz ciddi bir hareketlilik olsa da salgının turizmde etkisinin geçmesinin beş yılı bulacağını düşünüyorum. 

Rusya ile Ukrayna arasındaki durumun turizme etkisi hakkında ne söylemek istersiniz?

Kuşkusuz ki Antalya bölgesi turizmde ülkenin başını çeken bölge. İki ülkenin durumundan dolayı Antalya bölgesine yoğunluk olarak gelen Rus ve Ukraynalı turistler bu yaz gelemiyor. Bununla bağlantılı olarak o bölgedeki işletmeler de zararı minimize edebilmek adına fiyatları ciddi oranda aşağıya çekmiş durumda. Avrupalı turistler bu fiyatlandırma sonucu o bölgeleri tercih ettiği için de bizim bölgelerimizde ciddi kayıp olduğunu düşünüyorum. Ancak şunu belirtmeliyim ki; bu yaşanan durumun etkisinin önümüzdeki senelerde daha net hissedileceğini tecrübelerime bakarak öngörüyorum.  

“Pandemi sonrası dönem için çok önemli görüyorum her bir yaz sezonunu”

2022 yazında Türkiye’nin ve Kuşadası’nın turizmden beklentileri neler?

Patlama beklendiği kesin. Ancak bu patlamayı yapmak için şartlar ne denli uygun bilemiyorum. Ülke turizmi açısından mevcut şartlar dahilinde ne kadar turist çekebilirsek o kadar iyi etkisi olacaktır. Pandemi sonrası dönem için çok önemli görüyorum her bir yaz sezonunu. Turizm işletmelerinin ayakta kalması için de çok önemli bir süreçten geçtiğimizi söyleyebilirim. Kuşadası’na gelecek olursak; otellerin rezervasyonlarının neredeyse %80’i dolu. Keza limanda her zaman en az bir geminin de bulunması hem esnaf bazında hem de turizm işletmeleri bazında işlerin iyi gittiğini gösteriyor. Açıkçası ülke geneli için de Kuşadası için de çok önemli olan bu sezona iyi giriş yapmış olmak bir parça rahatlatıcı. Ancak iyi başlamak kadar iyi bitirmenin de önemini vurgulamak istiyorum. Umuyorum ki ülkemiz güzel bir yaz sezonu geçirir ve “Bacasız Sanayi” olarak nitelendirdiğimiz turizmden güzel gelir elde ederiz.

Kuşadası ülke turizm hacminin ne kadarını oluşturuyor?

2007 yılında Kuşadası’na geldiğimde eski adadan bahsediliyordu. Çok kaliteli mekanlardan ve işletmelerden bahsedilirken açıkçası o dönemden bugüne geldiğimizde toplam kalitede düşüş olduğunu söyleyebilirim. Yeni açılan çok sayıda turizm işletmesi olmasına ve bu işletmelerin rekabet ile birbirlerini yükseltmesi beklenmesine rağmen bunu göremiyoruz. Bir etki olarak da gelişmeleri takip etmede, yenilikleri yakalamakta ve değişen turist isteklerini karşılama noktasında geri kaldığımızı düşünüyorum. Bu da kalite düşüşünü otomatik olarak doğuran ana sonuçlar olarak karşımıza çıkıyor. Ülke turizminde ikinci tercih olarak nitelendirilen bir konumdayız. Aslında merkez konumdayız ve etrafımızda çok önemli tarihi ve doğal değerler var. Bundan daha iyi noktada olmamız gerektiğini düşünmekle birlikte tüm bu sorunlara rağmen hala ülke turizminde önemli bir payımız olduğunu düşünüyorum. 

Turizm ülkemizin en önemli gelir kalemlerinden birisi olmaya devam ediyor. Global bağlamda birçok soruna rağmen hala etkisini sürdüren bacasız sanayi; bu ülke için her zaman önemli kalmaya devam edecek…

Haber: Oğuz Üregen

Fotoğraf: Şeyma Yavuz