Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


TRT WORLD TASARIMCISI FATİH ATAMAN İLE TASARIM VE HAYAT ÜZERİNE

19.11.2024
Dosya

 

Dijital çağın en dinamik ve etkileyici alanlarından biri olan grafik tasarım, görsel anlatımın gücünü kullanarak düşünceleri, duyguları ve hikayeleri hayatlarımıza taşıyor. Bu dünyada yer alan isimlerden biri de TRT World'ün deneyimli tasarımcısı Fatih Ataman. Giresun'da başlayan hayatı, İstanbul'da, televizyon kanallarında geçirdiği yıllar ve edindiği deneyimler, onun tasarıma olan tutkusunu ve yaratıcı bakış açısını şekillendirdi. Bu söyleşide, Fatih Ataman’ın tasarım sürecine dair düşüncelerini, ilham kaynaklarını ve mesleki deneyimlerini dinleyerek, grafik tasarımın ardındaki derin dünyayı bizlere verdiği cevaplarla paylaştı. 

 

Bu röportajda Fatih Ataman, Grafik Tasarım egitimini bitirdikten sonra, mesleki yaşamdaki dönüm noktalarını ve yaşamadıklarının onda nasıl bir tecrübeye dönüştürdüğünü, bizlerle içtenlikle paylaşıyor. Sonuç olarak bu röportaj sadece bir tasarımcıyı tanıdığımız değil, örnek alıp bu yolda ilerlemek isteyen herkese de ilham kaynağı olacak şüphesiz. Şimdi ise sizleri bu güzel röportajla baş başa bırakıyoruz. 

 

Bizlere kendinizi tanıtabilir misiniz? 

Ben Fatih Ataman, Giresun'da dünyaya geldim. Eğitimime Giresun Gazipaşa İlkokulu'nda başladım. Ardından Giresun Lisesi'nde eğitime devam ettim. Son olarak da Kırklareli Üniversitesi, Grafik ve Tasarım bölümünü bitirdim fakat şöyle bir detay var, ben üniversiteye başladığımda adı Trakya Üniversitesi idi.  Eğitimim bittikten sonra sektöre hemen atıldım. İlk etapta mezun olduğum gibi kendi işimi yapamadım. İlk işim Now Tv ile beraber 2009 yılında başladı ve orada rejiye dahil olarak sektöre adım atmış oldum. Bir süre rejide devam ettim. Öğretici yıllardı benim için. 2010 yılına geldiğimde, kanalın grafik bölümüne geçtim. O günden beri sadece haber merkezlerine grafik üretiyorum. Özetlemek gerekirse, 2009 yılında sektöre girdim. 2014 yıllarına kadar Now Tv'de çalıştım. 2014 ve 2015 yılları arasında, Habertürk'te de çalıştım. 2015'ten bu yana TRT World'de çalışmaya devam ediyorum. Hatta TRT World'ün kuruluşundan beri, burada tasarımcı olarak çalışmaya devam ediyorum. Toplamda bu sektörde 14 yıldır aktif olarak bulunuyorum.

 

Tasarımcı olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

Ben tasarımcı olmaya karar vermedim. Üniversite okumam gerekiyordu. O zamanlar da grafik tasarım alanı, gelecek vadeden bölümler arasında görülüyordu. O dönemki adıyla Trakya Üniversitesi, şimdiki adıyla Kırklareli Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümünü tercihlerim arasına yazdım. Bölüme girince, ne kadar renkli bir dünya olduğunu ve insanın gerçekten vizyonunu genişleten bir meslek olduğunu fark ettim. Üniversiteden mezun olduktan sonra iş hayatına girdim. Televizyon kanalında, rejide çalışıyordum. Bir televizyon kanalının en önemli birimlerinden olan; tanıtım birimi, promo, grafik gibi bölümler görsel sanatlar veya artistik hizmetler olarak da adlandırılıyor. Bu işi yapabilen en iyi bölümler bunlar. Ben de grafik mezunu olduğum için bu bölümlerde birkaç kez şansımı denedim fakat olmadı. Tamamen tesadüfi bir şekilde, bölümde çalışan bir arkadaşın askere gitmesi ve geri dönmek istememesi sonucunda grafik bölümüne geçtim. O gün bugündür de keyif alarak işimi yapıyorum. Sevmesem bırakırdım zaten. Sonuç olarak tasarımcı olmaya, net şu gün karar verdim gibi bir cevabım yok. Süreç beni tasarımcı olmaya itti. Farklı işler yapmayı sevdiğim için ve işi yapabildiğim için tasarımcı olmak hoşuma gitti. 

 

Tasarımlarınızı yaparken nelerden ya da kimlerden ilham alıyorsunuz? Örnek aldığınız kişiler var mı?

İlk olarak, bu işe başladığınız zaman illaki bir ekolden gelmeniz, birisinden öğrenmeniz gerekiyor. Kafanıza göre yaptığınız bir tasarımı, bir kurumsal kimliğe ya da bir televizyonun kurumsal kimliğine uygulayamazsınız. Örnek aldığımız kişiler, daha çok birlikte çalıştığımız kişiler oluyor. O zaman ki işi öğrendiğimiz şeflerimiz, müdürlerimiz ya da birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız oluyor. Bu sadece benim için böyle değil. Başka medya kuruluşlarında olan arkadaşlarım için de durum aynı. Kendi yaptığım işlere baktığımda, benim işi öğrendiğim, yan yana çalıştığım insanlardan esintiler görüyorum. Başkalarının işlerine baktığımda da, oralarda; hangi ekolden gelmişlerse, hangi estetik göze sahiplerse oradan ilerlediğini görüyorum. Yani daha çok işi kimden öğrendiyseniz, ondan etkilenmişsiniz gibi oluyor.

 

Ustalaştığınız programlar nelerdir?

Bu işin bir alfabesi olsaydı, o alfabe Photoshop ile başlardı. Öncelikle, Photoshop uygulamasını öğrenmeniz gerekiyor. Çalışmak üzere nereye giderseniz gidin, size ilk soracakları şey Photoshop biliyor musunuz olacaktır. Eskiden yeteneğinizi ölçmek için dekupe yaptırıyorlardı fakat artık ona da gerek kalmadı. Çünkü artık bunu yapan uygulamalar ve siteler var. Yani artık dekupe sorulmuyor, onun yerine Photoshop bilmeniz isteniyor. Ben ilk olarak Photoshop’u iyi derecede öğrendim. Ardından başarılı olduğum bir diğer program olarak After Effects geliyor. Benim sektörde asıl uzmanlaştığım program ise Viz Artist isimli, televizyon kanallarının kullandığı, gerçek zamanlı yani bir tuşa bastığınız zaman anında canlı yayına içerik gönderebilecek alt yapıya sahip bir program. Kariyerimde de bir yere başlarken, bu programı öncelik tutarak başladım. Benim kariyerimde önemli yeri olan bu programıda ilk defa Now Tv’de öğrendim. HaberTürk’e Viz Artist programını bildiğim için gittim. TRT World’e de, devlette bu işi yapan çok fazla kişi olmadığı için, piyasadan çağırdıklarında gittim. 

 

Soyut bir fikrinizi, tasarımda somutlaştırmak için ne gibi bir yol izliyorsunuz? Tasarımınızın evrim aşamaları nelerdir?

Hayal ettiğin şeyi bildiğin programlarla bilgisayar ortamına dökebiliyorsun. Yani soyut bir şeyi somut bir ortama aktarabilmen için öncelikle program bilmen gerekiyor. İlk kullandığım şey program. Hangi programı ne kadar bildiğim de önemli. Bir süre sonra iş yapmaya başladığınızda, iş size geldiğinde; ben bu programda bunu yaparım, Photoshop’da fotoğrafları keserim, İllüstratör’de yazıları alırım, sonra bunları Viz Artist’e alıp animasyon veririm gibi düşünceler geliyor. Yani tamamen bilgilerin dahilinde, soyut kavramları somutlaştırabiliyorsun. Bilgisayar ortamına dökebiliyorsun. Programları tam bilmek daha geniş hayal kurabilmene sebep oluyor.

 

Yaratıcılık sürecinizde tıkanıklığa uğruyor musunuz? Uğradığınızda bunun üstesinden nasıl geliyorsunuz?

Tabii ki tıkanıklığa uğruyoruz. Çünkü biz insanız. Gün boyu olaylar yaşıyoruz. İş hayatında karşılaştığımız zorluklar var. O olmasa başın ağrıyor, annen hasta oluyor; bu tarz şeyler tabii ki konsantrasyon kaybına sebep oluyor. Nasıl toparlıyorum sorusuna gelirsek, gidip elimi yüzümü yıkıyorum, bir hava alıyorum. Böyle şeyler önemli. Artık tıkandığını hissettiğin zaman değişiklik yapman gerekiyor. Bu işte, bir görsele sürekli bakmak zorunda kaldığınız için gözünüz alışıyor. Hataları göremiyorsunuz. Mesela bazen vaktin varsa eğer, işi finalize etmeden önce bütün hataları görmek için ara verip işe devam etmek her zaman daha iyidir. Dağıldıktan sonra kendini sıfırlamak daha iyi oluyor. Bunlar da kahve içmek, hava almak gibi gayet insani şeyler. Bizim işimiz, haber olduğu için de tıkanmak veya daralmak için çok zamanımız olmuyor.

 

Devlet kanalında çalışan bir tasarımcı olarak sizi farklı tarzlardan alıkoyan, önünüze ket vuran şeyler nelerdir?

Devlet ve özel kanalda çalışmak arasında, görsel iş olarak çok bir zorluk ya da fark yok. Televizyon kanalının bir kurumsal kimliği vardır. Yazı karakteri, renkler, belli hazırlanılan şablonlar ile bu kimliğe uymak zorundasınızdır. O nedenle, çok özgün bir çalışma yapmak istediğinizde bile belli sınırlara bağlı kalmanız gerekiyor. Mesela televizyon kanallarında, logoyu başka bir yere koyabilirsiniz ama her gün logosunun rengini değiştiremezsiniz. O nedenle devlet kanalında, bir kurumsal kimliğe bağlı kalmakla, özel kanalda bir kurumsal kimliğe bağlı kalmak arasında bir fark yok. Sadece ikisinde de, sınırların nerede olduğunu bilmek ve ona göre hareket etmek gerekiyor. 

 

Freelance olarak da çalışabilirsiniz ama ulusal bir kanalda çalıştığınız için bunun yaratıcılığınıza ket vurduğunu, yaratıcılığınızı örselediğini düşünüyor musunuz?

Tasarım yeteneğinizin örselenip, örselenmediğini bu işi yaparken çok fark edemezsiniz. Müşteri odaklı çalışılıyor. Bir haber merkezi, ajans, firma veya bir holding gelip sizden iş istiyor. İşin detaylarını veriyor. Ne kadar program biliyorsanız, ne kadar hayata geçirebilecekseniz, işi ona göre kabul edip ona göre hayal kuruyorsunuz. Hiç birini birbirinden ayrı olarak düşünemezsiniz. Çok iyi hayal kurarsınız ama program bilginiz olmadığı için hayata geçiremezsiniz.  Bu gibi şeyler de sizi kısıtlar. O nedenle eğer müşteri odaklı çalışıyorsanız çok da yaratıcı bir iş yapmayı önemsememeniz, ödüller beklememeniz gerekiyor. Oturup ben sanat yapayım diyorsanız orada sizi kısıtlayan yok. Fakat işin içinde bir iş veren, bir müşteri, bir haber müdürü varsa mecburen kısıtlanmak zorundasınız. 

 

Dinamik ve gelişmekte olan bir ülkede yaşıyoruz. Haber kanalları çok hareketli, dünyada ve ülkemizde çok fazla olay oluyor. Gerek takım arkadaşlarınız gerek de sizlerin tasarım açısından en çok güçlük çektiği şeyler nelerdir?

Genellikle en çok güçlük çektiğimiz şey, Türkiye’nin içerisindeki anlık gündemlerdir. Büyük felaketler, facialar, siyasi olaylar gibi durumların hepsi haber merkezlerinin yoğunlaşmasına, dolayısıylada bizim yoğunlaşmamıza sebep oluyor. O an çok fark yaratacak bir iş yapmak istiyorum ama yapamıyorum demiyorsun. Vermen gereken doğru bilgi neyse, ekrana vermeyi düşünebiliyorsun. Ben ABD Büyükelçiliğinin bombalanması, Soma faciası, Van depremi, İstanbul depremi gibi bir sürü şey gördüm. O tarz durumlarda nefes alacak zamanımız olmuyor. 

 

Son dakika haberleri gibi anlık haberler için bir şablonunuz oluyor mu? Yoksa o an tasarlamak durumunda mı kalıyorsunuz?

Bir haber merkezinin, grafik birimini yönetiyorsanız ya da bir grafik biriminde çalışıyorsanız aniden gerçekleşebilecek durumlar için hazırlanmış bir grafiğimiz, şablonumuz, arka planımız var. Son dakika gelen işlere karşı deprem haritaları, jenerikler var. Bunları en hızlı yayına yetiştirebileceğimiz şekilde daha önce hazırlamamız gerekiyor. Bu tarz acil durumlarda en hazır, en doğru bilgiyi en hızlı nasıl verebileceksiniz, hazırlayıp yayına göndermeniz gerekiyor. Daha önceden yaptığımız çok fazla hazırlık var. Hatta hazırlığı yapılmamış çok az iş vardır. Deprem haritaları hazırdır. Ekrandaki arka plana verilecek görseller hazırdır. Grafiklerin yüzde 90’ı şablon olarak hazırdır. İçeriği değiştirilip yayına gönderilir.

 

Felaket öncesi ya da sonrası fark etmeksizin, sizin çok zorlandığınız, tasarımla alakalı bir anınız nedir?

Ben daha önce hiç televizyon kanalı kurmamıştım. Now Tv (Fox) ve HaberTürk gibi kanallar benden önce kurulmuş ve bir düzeni vardı. TRT World’e gittiğimizde ise sıfırdan bir haber kanalı kurduk. Tasarım anlamında zorlandığınız bir iş var mıydı diyorsanız, o dönemde yaptığımız her şey çok zordu. Bir televizyon kanalı kurmak, özellikle bir tasarım ekibi için çok zor. Her şeyle sizin ilgilenmeniz gerekiyor. Şablonlardan stüdyonun ışıklarına, spikerin oturduğu masanın önündeki görselden, ekranın altındaki saatin yazı karakterine kadar her şey sizin elinizden geçiyor. Bundan sonra yeni bir televizyon kanalına gidersem, kurulmamış bir kanala gitmek benim için çok zor olur. Çünkü kuruluş aşamasındaki zorlukları bizzat deneyimledim. Büyük konuşmak istemem lakin böyle bir yola girmem için şartlarımın zorlanması lazım. Fakat şu da var ki, kurulma aşamasında zorlanıyorsun ama aynı zamanda seviye atlamış oluyorsun. Çok zorlu bir süreç, gece gündüz çalışıyorsun ama geri dönüp baktığım zaman, son üç yıl çok iyi şeyler öğrendim. Hem yabancı dil anlamında, hem de iş anlamında. Zorluk çok fazla şey öğretti bize.

 

Bir tasarımcı olarak ya da Fatih Ataman’a röportaj yapan bir öğrenci olarak da olabilir  siz olsanız, size ne sorardınız?

Ben olsam, bana neden haber grafiği tercih ettin diye sorardım. Sonra kendime kızardım çünkü, cahillikten. Eğer tercih şansım olsaydı ya da kaçma şansım olsaydı, haber grafiğinden kaçınırdım. Bu arada kendime de bu soruyu soruyorum: Neden haber diye? Haber sizi sürekli dinamik tutuyor, sürekli gündeme hakimsiniz ama bir müddetten sonra haber stresi de yormuyor değil.

 

Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mıdır? Tasarımcı olmak isteyen, medyada çalışmak isteyen veya herhangi bir vatandaşa ne önerirsiniz?

Tek söyleyebileceğim şey, sadece tasarımcı olmak için de değil; ne olmak istiyorsanız, olmak istediğiniz şey için çalışmanız gerekiyor. On kerede öğrenirsin ama öğrenirsin, belki herkesten daha iyi yaparsın. O yüzden tek söyleyebileceğim şey ve yapılması gereken tek şey çalışmak. 

 

Fatih Ataman ile gerçekleştirdiğimiz bu röportaj, grafik tasarımın dinamik ve ilham verici dünyasına ışık tuttu. Onun yolculuğu ve deneyimleri, tasarımın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir tutku ve yaratıcılık alanı olduğunu gösteriyor. Bu değerli bilgileri içtenlikle bizlerle paylaştığı için Fatih Ataman’a teşekkür ederiz.


Haber: Evin Güneş

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00