Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


TEKVANDO TUTKUSUYLA GEÇEN YILLAR

17.11.2024
Yaşam

 

Etrafındaki insanların tekvando sporuna olan sevgisiyle tanıdığı 81 yaşındaki Fikret Kamen, hayat dolu yaşantısını, başından geçen acı olayları, geçmişin izlerini ve hayatın onu nasıl yarım bıraktığını dile getirdi. Gençlik anılarını anlatırken o günlere dönen Kamen, şimdi hayatını tek başına bir huzurevinde geçirmekte. 

 

Huzurevlerinde kalan yaşlılarımız, kendilerine zaman ayrılmasını bekleyerek, sevdiklerini özleyerek kalan ömürlerini idame ettirme çabası içerisindeler. Huzurevlerinin odalarında, aslında ne çok dinlenmeyi bekleyen öğütlerle dolu hayat hikâyeleri yatmakta. Uçsuz bucaksız binlerce hikâyenin içinden birine kulak veriyoruz. İzmir’in Konak ilçesinde bulunan Balçova T.C. İzmir Valiliği Özel Boğaziçi 4 Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi’nde hayatını devam ettiren ve hayatın izlerini yüzündeki çizgilerde taşıyan eski tekvando sporcusu Fikret Kamen, hayat dersi niteliğindeki yaşamını bizi o yıllara götürerek ve genç nesillere öğütler vererek anlattı. Huzurevi Müdür Yardımcısı Vekili Agid Cevahir ise Kamen hakkında konuştu.

 

“Tekvando sporunda tekme ön plandadır. Şu an bakıyorum ayağımın yarısı yok”

Askerlik yaptığı dönemlerde, kendilerine sunulan imkanlarla tekvandoya başlayan Kamen, hobi olarak başladığı spor dalının kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü şu kelimelerle anlattı, “Tekvandoya askerlik yaptığım zamanlarda meraklandım. Orada özel olarak ilgilendiğimiz alanlara yönelme imkanları tanıyorlardı. Kendimi savunmayı öğrenmek istedim ve sonra benim için bir tutkuya dönüştü. Ben en çok futbolu severdim ama kendimi savunmayı öğrenince tekvando benim için bambaşka bir noktaya geldi.’’ ve ekledi, “Şimdilerde ise üzülerek hatırlıyorum çünkü bilirsiniz tekvando sporunda tekme ön plandadır. Şu an bakıyorum ayağımın yarısı yok, çok vahim bir olaydan dolayı ayağımın yarısı kesildi.’’ Kesilmiş ayağına bakarak iç geçirdikten sonra şu cümleler ağzından döküldü, “Ayağımın kesilmiş olması tekvandoya ve spora olan ilgimi, tutkumu devam ettirmeme engel olmadı. Hala daha çok seviyorum ve sizlere de şiddetle spor yapmanızı öneriyorum.’’ diyerek gençlerin spora önem vermesi gerektiğini belirtti.

 

“Hayatın beni yarım bıraktığı andır ayağımın ve tutkumun yarıda kaldığı an”

Tekvandoya devam ettiği senelerde, bir arkadaşının evinde kaldığını ve hijyenik bir ortam olmadığını söyleyen Kamen, ayağının enfeksiyon kaptığını, bu durumu çok geç fark ettiği için de ayağına veda etmek zorunda kaldığını anlattı, “Çok sevdiğim bir biraderimin evinde kaldım. Ev çok pisti ayağım enfeksiyon kapmış tabii. Çok geç farkına vardım ve sonuç olarak ayağımın yarısını aldılar benden. Dolayısıyla da tekvandoyu bırakmak zorunda kaldım. Hayatın beni yarım bıraktığı andır ayağımın ve tutkumun yarıda kaldığı an.’’ sözlerine yutkunarak devam eden Kamen, gözlerinde derin bir hüzünle, “Bu olaydan sonra biraz sarsıldım tabii, ama geçti gitti sonuç olarak takılı kalmadım. Demek ki bunu yaşamam gerekiyormuş. Üstesinden gelmem gereken problemlerin yanında aslında bir hiç gibi diyebilirim.’’ diye ekledi.

 

“En kötüsü yalnızlık”

Yaşlı insanların çoğunun başına gelmesinden en çok korktuğu olay yalnızlıktır, konuşacak, sohbet edecek, gününün nasıl geçtiğini anlatacak kimsesi olmayan yaşlılar en çok sosyalleşme ihtiyaçlarını karşılamak isterler. Bu korkuyu bizzat yaşayan Kamen, kendisini en çok zorlayan ve yıpratan etkenin yalnızlık olduğunu belirtti. “En kötüsü yalnızlık, hiç kimsenin kalmamış olması, bir kızım var senelerdir görüşmüyoruz. Annesiyle ayrıldık, bağlarımız tamamen koptu. Onu çok özlüyorum. Seneler geçti gitti ama içimdeki özlem hiçbir zaman bitmedi. Yalnızlık bizler için yaratılmamış. Ben her şeyle başa çıkabilirim ama bu durum beni çok zorluyor. Etrafımda insan olmasından bahsetmiyorum, yalnızlık çok daha derin bir kavram ve emin olun ki en kötüsü.’’ diyerek yalnızlığın zorluğunu anlatan Kamen, “Yalnız olduğum için huzur evindeyim, kendime bakamıyorum artık, sağ olsunlar burada benimle çok güzel ilgileniliyor ve burada bir nebze de olsa yalnız hissetmiyorum. Ben biraz hayata toz pembe bakarım mutlu olmak çok kolay aslında, önemli olan mutlu olmayı istemek. Söylenmek, isyan etmek kesinlikle çözüm değil. Hayat ne getirirse getirsin yüzün gülmeli yoksa yaşadığın günlerin hiçbir anlamı kalmaz.’’ sözleriyle her zaman mutlu olmanın önemli olduğunu vurguladı. 

 

“Siz benim gibi geç kalmayın, doyasıya yaşayın hayatı”

Hayatını spor aşkıyla geçirmiş ve bin bir zorluğa göğüs germiş bir yaşlının, yaşadıklarından ders çıkarmak ve öğütler almak çok kıymetlidir. Gençlerle sohbet etmeyi çok seven ve onlara baktıkça içinin açıldığını belirten Kamen, gençler için örnek olmak istiyorum dedi ve şöyle devam etti: “Hayat çok kısa gençler, gezilecek görülecek o kadar çok yer var ki, hepsini gezin, görün. Keşke ömrümüz hepsini görmeye yetse, ama daha çok azını görmüşken yaklaştım ömrümün sonuna. Siz benim gibi geç kalmayın, doyasıya yaşayın hayatı. Dört kolla sarılın hayallerinize, hepsini gerçekleştirin, önünüze ne engel çıkarsa çıksın pes etmeyin. Fikret amcanızı anın, ‘O yaptıysa biz hayli hayli yaparız.’ deyin. Mutluluğunuzun peşinden koşun ve ne olursa olsun tutkularınızdan vazgeçmeyin, bir de benim yerime bol bol spor yapın olur mu?”

 

“Onun bizimle birlikte burada olmasından çok mutluyuz”

Fikret Kamen’in kaldığı huzurevinin Müdür Yardımcısı Vekili Agid Cevahir, Fikret amca hakkında, “Fikret amca burada kalan yaşlılarımız arasında en bilinçli ve hayat dolu olan bir insandır. Yaşadığı ağır olaylara rağmen neşesini hiç kaybetmemiş. Hepimize öğütler verir ve hep iyimser konuşur. Hayat hikayesini anlatmayı da çok sever. Koca bir örnek gibidir kendisi, her kelimesinden bir hayat dersi çıkarılabilir. Onun bizimle birlikte burada olmasından çok mutluyuz.’’ şeklinde konuştu.

 

Hayata karşı umut dolu olmayı ve ne olursa olsun hayata küsmek yerine ona dört kolla sarılmamızı öğütleyen, spor aşkının dinmesine hiçbir zaman izin vermemiş olan Fikret Kamen’in hikayesine kulak verdik. Huzurevlerinde daha nice hayat hikayeleri onlara değinilmesini bekliyor.

 

Haber: Neşe Şen

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00