İş kazalarında Avrupa birincisi olan Türkiye’de en fazla kazaya tecrübeli çalışanlar karışıyor. “Bana bir şey olmaz” düşüncesi, kişisel koruyucu donanım (KKD) kullanımının önüne geçerken eğitim ciddiyetini zayıflatıyor. Uzmanlar, kazaların önlenmesi için koruyucu donanımın zorunlu hale getirilmesi ve güvenlik kültürünün sahada yerleşmesi gerektiğini vurguluyor.
Türkiye’de her yıl binlerce çalışan iş kazası geçiriyor. Bu kazaların büyük kısmı ise deneyimli personelin temel güvenlik kurallarını ihmal etmesinden kaynaklanıyor. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) alanında yapılan yasal düzenlemelere rağmen, sahadaki uygulama eksiklikleri can kayıplarına neden olmaya devam ediyor. A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yusuf Önaç, B sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Özge Kör ve İş yeri Hekimi Dr. Rıza Aktaş ile iş kazalarının temel nedenlerini, koruyucu donanım eksikliğini ve alınması gereken önlemlerini konu hakkındaki bilgilerini ele aldık.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile güvenlik kültürü
A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yusuf Önaç, insanlığın tarih boyunca üretmek ve çalışmak zorunda olduğunu, bu süreçte iş kazalarının önlenmesi için dikkat ve önlem alınmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Önaç, “Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 2012 yılında yürürlüğe girmesiyle AB standartlarında uyum sağlanmıştır. Bu yasa ile iş güvenliği uzmanları, iş yeri hekimleri ve iş yeri hemşireleri tam ve kısmi zamanlı olarak çalışma imkânı bulmuşlardır; ayrıca Çalışma Bakanlığına bağlı Özel Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) oluşturulmuştur.” şeklinde ifade etti.
Tehlike sınıflandırması ve uzman atamaları
İş güvenliği uzmanlarının tehlike gruplarına göre sınıflandırıldığını anlatan Önaç, “Çok tehlikeli işletmelerde A sınıfı, tehlikeli işletmelerde B sınıfı, az tehlikeli işletmelerde ise C sınıfı iş güvenliği uzmanları görev yapmaktadır.” diye aktardı. Önaç ayrıca, “İş Sağlığı ve Güvenliği Önlisans Programı iş güvenliği teknikerleri olarak sektörde hizmet vermektedir, doktorların ise iş yeri hekimi sertifikaları alarak bu alanda çalışmaktadırlar.” ifadelerine yer verdi. Türkiye’nin iş kazaları oranında dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci sırada olduğunu hatırlatan Önaç, “2025 yılında kurulan İSG Konseyi’nin iş kazalarının sıfıra indirilmesi için çalışmaları sürmektedir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Deneyimli çalışanlarda iş kazalarının gizli tehlikesi ve KKD’nin önemi
En çok iş kazası yaşayanların deneyimli çalışanlar olduğunu belirten Önaç, “Bu kişiler ‘Ben bu işi bilirim, bana bir şey olmaz’ diye düşünüyor. Ancak istatistikler, kazaların çoğunun tecrübeli elemanların başına geldiğini gösteriyor.” dedi. Eğitimlerde ise en çok dikkati yeni başlayanların gösterdiğini vurgulayan Önaç, kişisel koruyucu donanımın önemine dikkat çekti. Önaç, “İşverenlerin, koruyucu donanımları temin edip çalışanlarla imza altına almaları gerekmektedir.” ifadelerini kullandı. Önaç ayrıca, ”İş yerlerinde risk analizleri ve acil durum planlarının da yazılı hale getirilmesi şarttır.” diye aktardı.
Eğitim yetersiz, risk devam ediyor
B sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Özge Kör de, A sınıfı Uzmanı Yusuf Önaç’ın dikkat çektiği noktaları destekleyerek, iş kazalarının çoğunun tecrübeli çalışanlar arasında yaşandığını belirtti. İlk göreve başladığında bu verilerin kendisini şaşırttığını aktaran Kör, “Genelde kaza yapanların acemi veya tecrübesiz olduğunu düşünürüz. Ancak gerçek tam tersi. İstatistikler bunu net şekilde ortaya koyuyor.” şeklinde konuştu. Sahada yaptığı gözlemlerden örnekler veren Kör, “Yeni işe başlayanların KKD kullanımına daha çok özen gösterdiğini sıkça görüyoruz. Bu da eğitim ve farkındalık çalışmalarının önemini ortaya koyuyor.” dedi. Kör, “Çok tehlikeli işletmelerde yıllık eğitimin 16 saat, tehlikeli işletmelerde iki yılda bir 12 saat, az tehlikeli işletmelerde ise üç yılda bir 8 saat olarak uygulanmaktadır.” ifadelerine yer verdi. Firmalara önce Çalışma Bakanlığı’na bağlı İSG-Katip sistemi üzerinden davet gönderildiğini, bu davetin e-Devlet üzerinden onaylandığını ve ardından iş güvenliği uzmanı ile iş yeri hekimi tarafından ziyaretlerin planlandığını anlatan Kör ayrıca, “Bu ziyaretlerde gerekli belgelerini incelenmekte, çalışanlara eğitim verilmekte ve iş yeri hemşireleri de çalışan sayısına göre atanmaktadır. Tüm bu sürecin zamanla bir iş sağlığı ve güvenliği kültürüne dönüşmesini umut ediyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Sağlık taramaları hayati önem taşıyor
İş yeri Hekimi Dr. Rıza Aktaş ise çalışan sağlığı konusuna dikkat çekerek, işe başlamadan önce yapılan sağlık taramalarının hayati önem taşıdığını vurguladı. Aktaş, “Çalışanın görev yapacağı işletmenin tehlike düzeyine göre farklı tetkiklerin talep edilmekte ve bu tetkik sonuçlarına göre kişinin çalışmaya uygun olup olmadığı belirlenmektedir.” ifadelerini kullandı. Aktaş, “Çalışanın sağlık durumu uygun değilse, bu durumu belgelerle kayıt altına alıyoruz. EK-2 formu bu noktada büyük önem taşıyor.” diye belirtti. Aktaş ayrıca, “İleride karşılaşılabilecek meslek hastalıklarında bu formların hem hukuki süreçlerde hem de çalışanın sağlık haklarının korunmasında kritik rol oynamaktadır.” açıklamalarında bulundu.
Çalışanların gözünden KKD’nin önemi
Uzmanların görüşlerinin ardından, konunun sahadaki yansımalarını görmek ve güvenlik kültürünün çalışanlar tarafından nasıl algılandığını anlamak için farklı sektörlerden işçilerle de görüştük. İnşaat ve hafriyat sektöründe uzun yıllardır çalışan Mevlüt Tilki, yıllık sağlık tetkiklerinin ve İSG eğitimlerinin düzenli olarak yapıldığını belirtti. Tilki, KKD kullanımına özen gösterdiklerini ve bu ekipmanların işveren tarafından kendilerine zimmetlenerek kayıt altına alındığını ifade etti. Isı cam sektöründe görev yapan Seval Yeşilyurt, "throkol" adlı makineyle ısı cam ilaçlaması yaptığını aktardı. Yeşilyurt, özellikle meslek hastalığına yakalanmamak için gerekli KKD kullanımına titizlikle uyduğunu vurguladı. Paketleme makinesi operatörü olan Mustafa Şimşek, aynı zamanda çalıştığı iş yerinde çalışan temsilcisi olduğunu belirtti. Şimşek, düzenli olarak yaptıkları toplantılarda KKD kullanımının önemine sürekli vurgu yaptıklarını söyledi.
İlerleyen teknolojiye rağmen rehavete yer yok
CNC Dik İşleme operatörü Bahtiyar Çavdar, işin eskiden manuel freze tezgahlarında yapıldığını, şimdiki tezgahların ise otomatik ve programlanabilir olduğunu belirtti. Çavdar, teknolojinin ilerlemesine rağmen otomasyonun rehavete yol açmaması gerektiğini ve KKD kullanımına her zaman önem verilmesi gerektiğini ifade etti. CNC Fiber Lazer Kesim makinesi operatörü Serdar Küçükdere ise demir sac levhaları tavan vinci yardımıyla makineye yerleştirip kesim yaptığını anlattı. İş yerlerinde İSG eğitimlerinin, sağlık tetkiklerinin ve makinelerin yıllık periyodik bakımlarının düzenli yapıldığını belirten Küçükdere, KKD ekipmanlarının işveren tarafından zimmetlendiğini ekledi. Küçükdere, tüm çalışanların KKD kullanımına özen göstermesinin altını çizerek şu uyarıda bulundu: "Küçük bir ihmal, telafisi imkansız sonuçlar doğurabilir."
İş kazalarının önlenebilmesi, yalnızca yasal düzenlemelerin varlığıyla değil, bu düzenlemelerin etkin biçimde uygulanması ve iş yerlerinde bir güvenlik kültürünün yerleştirilmesi ile mümkün olabilmektedir. Yapılan araştırmalar ve uzman görüşleri, iş kazalarının önemli bir bölümünün tecrübeli çalışanlar arasında meydana geldiğini göstermektedir. Bu durum, deneyimin tek başına yeterli olmadığını, sürekli eğitim ve denetimin gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Kişisel koruyucu donanım kullanımının teşvik edilmesi, çalışanların sağlık kontrollerinin düzenli yapılması ve risk analizlerinin güncel tutulması, iş kazalarının azaltılmasında kritik rol oynamaktadır. Bu konunun derinlemesine ele alınmasına katkı sağlayan A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yusuf Önaç, B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Özge Kör ve İş yeri Hekimi Dr. Rıza Aktaş’a verdikleri değerli bilgiler ve misafirperverlikleri için teşekkür ederiz. KKD’nin önemini direkt çalışma hayatlarından deneyimleriyle aktaran işçilere de çalışma yaşamlarında sıfır kaza dileklerimizle teşekkür ederiz.
Haber: Ayhan Önaç
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...