Mezopotamya’nın başkenti olan Midyat, binlerce yılın yankısını geçmişten günümüze taşımaya devam ediyor. Taş sokaklarda yürürken, güneşin vurduğu kesme taşların altın sarısına dönen rengi, insanı bir masalın içine çekiyor. Midyat, tarih boyunca farklı inançların, kültürlerin ve dillerin bir arada yaşadığı kadim bir şehir olmuştur. Birçok kültüre ev sahipliği yapıp, bu kültürleri bir arada tutarak beraber yaşamayı öğretmiş ve dinler ile diller diyarı olmayı başarmıştır. Bu toplumlardan biri de Süryanilerdir.
M.S. 1. yüzyıldan itibaren Mardin’de yaşamaya başlayan Süryanilerin kökenleri antik Mezopotamya’ya yani Asur imparatorluğu’nun bulunduğu bölgelere dayanır. Süryaniler yüzyıllardır inanç şekillerini korumaya devam etmişlerdir. Bu haberde Midyat’ta bulunan ve 4. yüzyılda temelleri atılan, aynı zamanda günümüzde aktif olarak kullanılan Mor Gabriel Manastırı ve Mor Barsavmo Kilisesi’nin yapısını, tarihini ve tarih boyunca yaşadığı zorlukları inceledik. Haber kapsamında Mor Barsavmo Kilisesi görevlisi Ayhan Gürkan, Mor Gabriel Manastırı vakıf yönetim kurulu üyesi Gabriel Gülten ve Şükrü Aktaş ile görüşme gerçekleştirdik.
Koca medeniyetin kalbi
397 yılında Mor Şmuel ve öğrencisi Mor Şemun tarafından kurulan Mor Gabriel Manastırı’nın, dünyanın en eski ve aktif Süryani Ortodoks manastırlarından biri olduğunu belirten Aktaş, “Kurulduğu günden bu yana sayısız keşişe ev sahipliği yapan bu kutsal mekân, Süryani inancının eğitim ve ruhani merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Manastırın taş duvarları, yüzyıllardır dua sesleriyle yankılanıyor. Ancak Mor Gabriel’in önemi yalnızca dini değil; aynı zamanda tarihi ve kültürel bir hazine olarak da büyük bir değere sahip. İçindeki mozaikler, taş işçiliği ve el yazmaları, Süryani sanatının ve medeniyetinin yaşayan kanıtlarıdır.” dedi.
Zorlu bir tarih
Tarih boyunca çok kez yağmalanan, farklı yönetim gruplarının baskılarıyla ve zorluklarıyla karşılaşan Mor Gabriel’in en büyük sınavını 20. yüzyılda verdiğini belirten Aktaş, “Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Süryaniler büyük göç dalgalarına maruz kaldı. 1990’lı yıllarda ise bölgede yaşanan çatışmalar ve terör olayları nedeniyle manastır tekrar sıkıntılı bir sürece girdi. Terör olaylarından dolayı, Süryani cemaatinin büyük çoğunluğu Avrupa’ya göç etti. Geri dönen aileler olurken tamamen oraya yerleşen aileler de oldu. Ancak en büyük krizlerden biri, 2008 yılında başladı. Manastır arazileriyle ilgili açılan davalar, Süryani toplumunu ve manastırın geleceğini tehdit etti. Yıllar süren hukuki mücadelelerin ardından, Mor Gabriel’in arazilerinin bir kısmı Süryani cemaati tarafından geri alındı. Ancak bu süreç, manastırın tarihi boyunca karşılaştığı en büyük tehditlerden biri olarak kayıtlara geçti. Dava Türkiye’deki kadastro çalışmaları sırasında, Mor Gabriel Manastırı’na ait bazı arazilerin ‘hazine arazisi’ veya ‘köylülerin ortak kullanım alanı’ olarak kaydedildiği iddia edildi. Süryani Kilisesi ise bu toprakların yüzyıllardır manastıra ait olduğunu savunup elindeki tapuları gösterdi. 2013 yılında sonuçlanan dava sonucunda bazı topraklar manastıra iade edildi. Bunlar dışında manastır çok fazla saldırıya uğradı ve keşişler öldürüldü. Manastıra 14. yüzyılın sonlarında Timurlenk liderliğindeki Moğol ordusu tarafından saldırı düzenlendi ve 140 keşiş öldürüldü. İddialara göre, en son 1919 yılında saldırıya uğramış ve keşişler öldürülmüştür.” sözleriyle, manastırın yaşamış olduğu zorluklara değindi.
Dört metropolit merkezinden biri
“Burada işler hiyerarşik bir düzen içerisinde ilerler.” diyen Gülten, sözlerine şu şekilde devam etti: “Metropolit, kilise hiyerarşisinde patrikten sonra gelen en rütbeli kişidir. Onun altındaki rütbe rahip, onun altındaki ise papazlardır. Türkiye’de 4 metropolit var. Bunlardan ikisi Deyrulzafaran Manastırı ve Mor Gabriel Manastırı’nda bulunur. Bu manastırlar Mardin’dedir. Diğer metropolitler İstanbul ve Adıyaman’da görev alır. Manastırda toplam olarak yetmiş kişi kalıyor. Bunlardan yirmisi öğrenci, geri kalanlar ise çalışanlar ve din adamlarından oluşuyor. Burası çok eski bir manastır. İnternette yapacağınız küçük bir araştırma sonucunda Mor Gabriel Manastırı’nın, Yunanistan’ın Athos Dağı’nda kurulu herhangi bir manastırdan en az 400 yıl, Filistindeki Mor Saba Manastırı’ndan yaklaşık 80 yıl, Mısır Sinai bölgesindeki Mort Katherina Manastırı’ndan da 150 yıl eski olduğunu göreceksiniz. Mor Gabriel Manastırı, 2021 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklendi.”
Günümüzde Mor Gabriel
Bugün Mor Gabriel’in hem bir ibadet merkezi hem de Süryani gençleri için bir eğitim kurumu olarak işlev gördüğünü belirten Gülten, “Bunların yanı sıra ziyaretçilere de açık halde bulunmaktadır. Dünyanın dört bir yanına dağılmış Süryani cemaati, manastırı yaşatmak için çaba harcıyor. Ancak göç nedeniyle Süryani nüfusunun azalması, Mor Gabriel gibi tarihi mirasların geleceğini belirsiz hale getiriyor.” diye açıkladı.
Defalarca yıkılıp inşa edilen Mor Barsavmo
“İsminin kiliseye verildiği Mor Barsavmo, M.S. 375-457 yılları arasında Malatya’da yaşamış bir Aziz’dir.” diyen Gürkan, “Kilise 5. yüzyılda inşa edildi. İlk yapıldığı dönemde manastır olarak kullanılmaktaydı, fakat 14. yüzyılın sonlarında Mor Gabriel Manastırı gibi burası da Moğollar tarafından saldırıya uğradı ve tamamen yıkıldı. 1780 yılında tekrar inşa edildi, fakat 1841 yılında Kürt Beyi Bedirhan tarafından tekrar yıkıldı ve bölgedeki tüm Süryanilerin çoğu öldürüldü. 1902 yılında kilisenin yarısı kalan harabelerin üzerine yeniden kuruldu, kalan diğer kısım ise 1943 yılında tamamlandı. Bunlar zamanında bu kiliselerde yaşamış insanlar tarafından yazılan ve şu an elimizde bulunan kitaplarda yazıyor.” sözleriyle, kilisenin tarihi önemini vurguladı.
Kilisede eğitim devam ediyor
Kilisenin şu an aktif olarak kullanıldığını belirten Gürkan, “Kilisede ibadetler, ayinler, çocuklara yönelik vaftizler ve evlenmek isteyenler için nikah törenleri yapılıyor. Çocuklar burada Süryani eğitimi alıyorlar. Süryani dilini, ibadetlerimizi ve günlük hayatta nasıl yaşamamız gerektiğini öğreniyorlar. Midyat’a gelen turistler kiliseyi ziyaret etmek istiyor ancak hepsine yetişemiyoruz. Normalde burası turistlere açık bir yer değil fakat ben burada olduğum zamanlar kiliseyi dolaşmalarına yardımcı oluyorum.” şeklinde açıkladı.
Turistlerin ilgi odağı
“Son dönemlerde Midyat’ta dizi çekimlerinin artması ile yoğun bir turist akımı oluştu. Doğal olarak bu turistler kiliseleri de görmek istiyor.” diyen Gürkan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Gelen turistlerden bazıları fotoğraf çekilip gidiyor bazıları Süryani kültürü ile ilgili sorular sorup dinimiz hakkında bilgi almak istiyor, bazıları ise kiliseye girer girmez bizi İslam’a davet ediyor. Midyat tüm dinler ve dillerin kardeşçe yaşadığı bir yer oldu. Umarım böyle kalmaya da devam eder.”
Her yıl dünyanın dört bir yanından Süryaniler ve turistler Mor Gabriel Manastırı, Mor Barsavmo Kilisesi ve daha birçok yapıyı ziyaret etmeye devam ediyor. Manastır ve kiliseler, sadece taş duvarlarıyla değil, içinde yaşayan ruhuyla da zamana meydan okuyor. Manastır haftanın yedi günü 09.00-11.30 ila 13.00-16.30 saatleri arasında ziyarete açıktır ve ziyaret ücreti 100 liradır.
Haber: Ahmet Turğut
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...