Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


TARİHİNİ KENDİ ANLATAN KONUŞAN KAYALAR

28.10.2023
Kültür Sanat

 

Aydın’dan Muğla yoluna doğru ilerken Türkiye’nin en yaşlı kayalarının olduğunu biliyor muydunuz? Kayaların üzerine çizilen resimler, yapısında yer alan figürler tarihini anlatan görsel bir şölendir. Kayalarla ilgili TÜBİTAK 4005 Proje Yürütücüsü Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Songül Aslan ve Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, kaya resimlerinin tarihine ve önemine ilişkin bilgilerini bizimle paylaştı. 

 

Latmos Dağları içerisinde yer alan Konuşan Kayalar tarihin en eski yapılarından biridir. Tarihte milattan önceki dönemlerde yapılan kaya resimleri orada yaşayan insanların bir portresi olarak görünmektedir. Kaya içerisine çizilen resimler ayrı kayaların yapısındaki figürler ayrı bir anlatım niteliği taşımaktadır.

 

“Sanki bir heykeltraş gelmiş ve kayaları yontarak şekil vermiş gibi bir izlenim sunuyor”

Kayaların oluşumu ve yapısıyla ilgili bilgileri Ekosistemi Koruma ve Doğa Severler Başkanı Bahattin Sürücü, şu şekilde aktardı: “Antik adı Latmos Dağı olan, halk arasında söylemiyle Konuşan Kayalar; yağmur ve rüzgar erozyonu ile oluştuğu biliniyor. Kayalara uzaktan baktığımızda sanki bir heykeltraş gelmiş ve kayaları yontarak şekil vermiş gibi bir izlenim sunuyor. Kayaların şekline bakıldığında birçok figüre benzetebilirsiniz. Birçok kaya yapısı kadın, boğa, asker gibi  figürlere benzemektedir.”

 

“Konuşan Kayalar, Antik Dönem, Bizans Dönemi, Helenistik Çağ gibi dönemlerden günümüze kadar gelmiştir”

Geçmişten günümüze uzanan kaya yaşamı ile ilgili Bahattin Sürücü; “Orada bilinen ve arkeologların yaptığı çalışmaya göre, insan yaşamının ve yerleşik hayatın 8 milyon yıl öncesine dayandığı gözlemlenmiştir.  Konuşan Kayaların içerisinde yer alan Malkayası Mağarası içinden çıkarılan çömleklerde yapılan incelemelerde milattan önceki 5 veya 6’ncı yüzyıllarda yer aldığı incelenmiş ve bilinmektedir. Çömlekleri yapan insanlarla kayalara resimleri çizen insanların aynı olduğu düşünülmektedir. Konuşan Kayalar, Antik Dönem, Bizans Dönemi, Helenistik Çağ gibi dönemlerden günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde hala insanlar burada yaşamaktadır. Burada yaşayan insanlar doğanın yapısını bozmadan ona eşlik etmektedir. Mesela buranın florası da çok ilginçtir. Yani yaklaşık 500-600 metreye kadar tamamen zeytinlik bölgeleri var. Türkiye'de doğal yayılış gösteren fıstık çamlarının en çok olduğu iki yerden birisi bu dağlarda yer alıyor. Aynı zamanda yaban hayatı için de çok önemli bir bölgedir. Kayaların hemen güney bölgesinde Bafa Gölü Tabiat Parkı var. Suya yakın bir bölgede yer alıyor.” sözlerini kullandı.

 

“Yani kısacası kayalardaki resimler mutluluğu ve sevgiyi yansıtıyor”

Kayaların konuşmasını sağlayan kaya resimleriyle ilgili TÜBİTAK 4005 Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Songül Aslan şunları dile getirdi: “Kaya üzerindeki resimleri incelediğimizde demir oksitleri döverek toz haline getirmişler. Bunu bir sıvıyla karıştırarak çubuk ya da elleriyle kaya üzerlerine resimler çizmişler. Bu resimler genellikle kaya altındaki mağaralarda yani yaşam alanları içerisinde yer alıyor. Genellikle dünyadaki kaya resimlerine baktığımızda hep bir hayvan betimlemeleri yer alıyor. Fakat bu kayaların konusu insan. İnsan betimlemeleri üzerinde çalışmaları var. Özellikle kadın betimlemeleri, karı koca betimlemeleri, kadına ve aileye karşı olan üstün yaklaşımlarını gösteriyor. Tanrıyı daha büyük çizmeleri üstün gördüklerini anlatmaktadır. Bunların yanı sıra şenlikleri ve düğünleri yansıtan çizimleri var. Yani kısacası kayalardaki resimler mutluluğu ve sevgiyi yansıtıyor.”

 

“Sen doğaya ait bir parçasın ona karşı gelerek değil ona kendini uyumlayarak ancak başarılı olabilirsin”

Kayaların tanınmasına yönelik çalışma yapan Doç. Dr. Songül Aslan çalışmanın çıkış noktasını: “Latmos’a Rahmet Geldi oyununu izlerken orada ‘sen doğaya ait bir parçasın ona karşı gelerek değil ona kendini uyumlama sonucu ancak başarılı olabilirsin’ vurgusu yapılıyordu. Bende TÜBİTAK 4005 projesinde göstergebilim ışığında Latmos’ta doğa, kültür ve yaşam üçgeni projesinin yürütücülüğünü yaptım. Kayaların önemine ilişkin farklı yerden 50 eğitimci getirerek oranın ruhunu tanıtmaya çalıştık. O öğretmenler gittikleri yerlerde öğrencilerine kültürel bir aktarım sağladılar.” şeklinde açıkladı.

 

“Jeoturizm meraklıları için bulunmaz bir kaftan”

Burasının jeopark olma potansiyeline yönelik yorumlarını dile getiren Bahattin Sürücü, “Bence Türkiye'de şu anda jeopark neresi olmalıdır derseniz birinci sırada Konuşan Kayaları gösterebiliriz. Sadece kaya yapıları değil birçok doğal ve kültürel kaynak değerleri ile çok zengin bir yer. Kayaların hepsi birbirinden farklı şekilleri barındırıyor. Jeoturizm meraklıları için bulunmaz bir kaftan. Bütün insanlar buraya gelip burayı görmek ister. Turizm kentleri arasında hem doğal hem kültürel anlamda bu kadar zengin bir yer olması bizim turizme de çok önemli katkı yapacaktır. O yüzden bu alanın bütüncül bir şekilde korunarak mutlaka bir koruma statüsü verilmesi lazım. Bu jeopark olabilir ya da milli park olabilir. En büyük istediğimiz Bafa Gölü’nün sınırlarını genişleterek Bafa Gölü’nün Latmos Dağları ile Milli Park olması yönündedir.” ifadelerini kullandı.

 

Bazı yerleri gezip gördüğümüz zaman dünden bugüne bir yolculuk yapmış oluruz. Geçmişin kalıntıları ile yüzleşmek insanın ufkunu açan bir yolculuktur. Latmos Dağları’nda yer alan bu kayaların yapısı, kayalarda yer alan resimler ve atmosferi bizlere dünden bugüne tarihi bir ders niteliğindedir. Burayı daha iyi anlamamıza yardımcı olan Doç. Dr. Songül Aslan’a ve Bahattin Sürücü’ye katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

 

Haber: Berna Turan

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00