Urartular, tarihin neredeyse tamamına tanıklık eden yapılar ile günümüzde hala kendinden bahsettiren bir uygarlık. Van’ın Gürpınar ilçesinden hem kent merkezinin su ihtiyacını karşılamak hemde çevre köylerin bundan yararlanmasını sağlamak amacıyla inşa edilen Minua Kanalı Urartu kralı Minua tarafından yaptırılmıştır. 2800 yıllık 53 kilometre uzunluğuna sahip Minua (Şamran) Kanalı, günümüzde varlığını korumaya devam ediyor. Etrafında bulunan yerleşim yerleri tarafından hala kullanılan yapı, Urartu mimarilerinin en önemli eserlerinden bir tanesidir.
Birçok değerli tarihi mimari eser gibi Minua (Şamran) Kanalı da yok olmak üzere. Minua Kanalı, Van’ın en büyük sulama kanalı olma özelliğine sahiptir. Aynı zamanda, dünya su mühendisliği harikası olan bu kanal birçok hayata, yaşama ve medeniyete tanıklık etmiştir. Urartuların tarımla uğraşmış olması onları böyle bir gerekliliğe itmiştir. Bu yüzden bu kanalı inşa etmişlerdir. Yerleşim yerlerinin artması ile şu an büyük tehlikeler altında olması, yetkililerin dikkatini kısmen de olsa çekebilmiş, yalnız yine de bununla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Kanal, kendi kaderine terk edilmiştir.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sebahattin Erdoğan, Minua (Şamran) Kanalı ile ilgili hem yapmış olduğu kazılardan edindiği bilgilerden hem de yaptığı bilimsel araştırma yazılarından yola çıkarak bize Minua Kanalı ile ilgili bilinmeyenleri anlattı.
Birçok kaynakta farklı isimlendiriliyor, bu kanalın gerçek adı nedir? Nasıl bir tarihe sahiptir?
Halk arasında her ne kadar Şamran Kanalı diye geçse de, aslında gerçek adı Minua Kanalı’dır. Bizim yaptığımız bütün araştırmalarda bu isim Minua diye geçer. Kanalın betonlaşmamış yerlerinde yaptığım çalışmalarda rastlamış olduğum kalıntılarda, kanalın birçok yerinde Minua adına rastladım. Dolayısıyla Menua ismi yanlış bir bilgidir. Her ne kadar bununla ilgili bilimsel tartışmalar devam etse de, son akademik kaynaklarda kanalın adı Minua diye geçmektedir.
Bu kanal kim tarafından nerede yaptırılmıştır?
Minua (Şamran) Kanalı, Urartuların 4. Kralı Minua tarafından, milattan önce 815 ile 785 yılları arasında yaptırılmıştır. Elde ettiğimiz bulgulara ve bizim çalışmalarımızda yer alan bilgilere göre Kral Minua, Gürpınar (Havasor) ovasındaki Başet Dağı’nın eteklerinden çıkan kaynak suyunun geçtiği bölgelerde bazı faaliyetler yaptırmak için bu kanalı inşa ediyor. Kanal yaklaşık 53 kilometre uzunluğunda ve Gürpınar Aşağıkaymaz köyünden gelip Van’ın Aşıklar Köprüsü mevkiinde sonlanan biz güzergaha sahiptir.
Minua (Şamran) Kanalı hala kullanılıyor mu?
Günümüzde bu kanal hala kullanılıyor. Etrafında bulunan yerleşim yerleri hala bu kanaldan faydalanıyor. Hatta Devlet Su İşleri (DSİ)’nin son dönemlerde yeni bir projesi var. Proje kapsamında kanalın kullanılabilirliğini arttırmaya yönelik bazı çalışmalar yaptırmak isteniyor. Zaten Minua (Şamran) Kanalı’nın günümüze kadar yaşamış olmasının en büyük sebebi, sürekli kullanılıyor olmasıdır. Son dönemlerde, yani 1940-1950 yıllarından itibaren, DSİ bu kanalda daha aktif bir su akışı sağlamak için iyi niyetli olarak beton dökmüş. Kanalın beden duvarlarının içinde birçok yerde beton malzemeyi görmek mümkün, bunlar su daha iyi aksın ve daha fazla yerleşim yeri kanaldan faydalansın diye yapılmıştır. Ancak bazı noktalarda DSİ, Minua Kanlından ayrılmış. Minua Kanalı, güzergahı boyunca kanalın bir kısmını kullanmış, bir kısmının Minua Kanalından kopup o kanalın devamında kendi kanalından devam etmiştir. Minua Kanlının kullanıldığı yerlerde DSİ’nin modern beton malzemesini görebiliyoruz. 2800 yıllık kanalın orijinal halinin ulaştığı çok nadir noktalarda, kanalın asıl mimari yapısını görebiliyoruz.
Minua Kanalı su kaynaklarını nereden alıyor?
Başet Dağı’nın eteklerinde bir yer altı su kaynağı var. Bu su Yukarıkaymaz Köyü’nden, Aşağıkaymaz Köyü’ne kadar geliyor. Şimdiki Engil Çayı üzerinden bu suyu atlayarak Minua Kanalından suyu başlatıyor. Dağlardan akan akarsular ve çeşitli yeraltı sularının buraya karıştığını söylemek mümkün. Dolasıyıyla zengin bir su kaynağı var. Bunu korumak ve sürdürebilmek açısından elimizden geleni yapıyoruz. Hatta bir süre önce, özellikle Van’ın Edremit Belediyesinin ön planda olduğu bir UNESCO çalışma kurulu oluşturuldu. Bizlerin de bazı toplantılarına katıldığımız bu süreçte, kanalın UNESCO Geçici Dünya Mirası Listesine alınması için gerekli çalışmaları başlattık. Bu süreç hala devam ediyor. Şu ana kadar net olarak bir sonuç yok ama bu sürecin devam ettirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Daha fazla tahrip edilmemesi ya da sizin bulduğunuz kalıntıların hala durduğu yönünde bir gözlem var mı?
Kanalın birçok yerinde Minua adına rastladığımı söylemiştim. Yaptığımız çalışmalarımızda 15 tane yazıtta Minua adının yazdığını söyleyebiliriz. Ancak son zamanlarda yaptığımız araştırmalarda bunların birçoğunun yok olduğunu gördük. Bunun sebebi, yerleşim yerlerinin artmasından kaynaklı olarak, kanala atık maddeler ve kirli suların karışmasıdır. Bu durum, tarihi kalıntıların zamanla yok olmasına sebep olmuştur. Biz Minua’yı bir kanal olmasının ötesinde, geçtiği tüm güzergahlarda yeni bir flora yaratan bir kaynak olarak görüyoruz. Minua Kanalında aynı zamanda mercan çeşitliliği artık devasa boyutlarda. Bahsettiğimiz bu Minua Kanalı mercanlarından tutun da, yeni bazı bitkilerin orada yetişmesine olanak sağlayan bir kaynak. Takdir edersiniz ki, su geçtiği yerlere hayat veriyor ve çeşitlilik yaratıyor.
Bu kanalı artık kaybetmek üzereyiz diyebilir miyiz?
Kanalın etrafında yaklaşık 13-14 tane modern yerleşim yeri var. Kanal, Van’ın merkez ilçesi haline gelen Edremit sınırlarına girdiği andan itibaren daha çok tahribata uğruyor. Bu tahribat, yerleşimin yoğun olmasından kaynaklıdır. Minua Kanalı çevresinde bir koruma imar planı olmadığı için, bu yerleşim rahatlığı karşısında Minua Kanalını korumuyoruz. Bu yüzden Minua Kanalını kaybetmek üzereyiz. Dünyada eşi benzeri olmayan birçok özelliği var ve kaybetmek üzereyiz.
Hem yaşanan kuraklık hem de insan tahribatı sonucu tarihi Minua Kanalı 2800 yıldır ayakta kalmaya çalışıyor.
Haber & Fotoraf: Neval Yücel
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...
CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN
Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...