Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


TAKIM RUHU VE TOPLUMSAL EŞİTLİK TEK POTADA: KORFBOL

20.05.2025
Spor

 

Kadın ve erkeğin eşit şartlarda aynı takımda mücadele ettiği ender sporlardan biri olan korfbol, Türkiye’de her geçen gün daha fazla ilgi görüyor. Dayanışma, strateji ve adil rekabetin öne çıktığı bu spor dalı hem sporcular hem de eğitimciler tarafından yalnızca bir oyun değil, aynı zamanda bir sosyal gelişim aracı olarak görülüyor. Korfbolun Türkiye’deki gelişimi, kuralları, zorlukları ve umut vaat eden geleceği, spor faaliyetleri birimi ve antrenörler nezdinde yapılan değerlendirmelerle şekilleniyor.

 

1902 yılında Hollanda’da doğan ve ismini Flamanca’daki “korf” (sepet) kelimesinden alan korfbol, eşitlik ilkesi üzerine kurulmuş bir takım oyunudur. Kadın ve erkek sporcuların aynı sahada, aynı takımda yer aldığı bu benzersiz spor hem fiziksel dayanıklılığı hem de stratejik zekâyı harmanlayan yapısıyla dikkat çekiyor. Bu spordaki en önemli unsur, her iki cinsiyetin de eşit haklarla sahada mücadele etmesidir. Türkiye’de ise özellikle üniversiteler düzeyinde yaygınlaşan korfbol, son yıllarda gençler arasında yeni bir ivme kazanmış durumda. Bu ivme, yalnızca sporun fiziksel yönünden değil, aynı zamanda toplumsal eşitlik ve empatiyi de içinde barındıran felsefesinden kaynaklanıyor. Korfbolu daha yakından tanımak için Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’den Spor Faaliyetleri, Sportif Değerlendirme ve Takip Birimi Şube Müdürü Olgay İnci ve 19 Mayıs Korfbol Spor Kulübü Başkanı ve korfbol antrenörü Melisa Yaman ile bir araya geldik. 

 

Kadın ve erkek oyuncular sahada yan yana

Türkiye’de korfbolun tanıtılması ve yaygınlaştırılması için çalışmalar yürüten Olgay İnci, bu sporun taşıdığı değerleri şu sözlerle aktararak, “Korfbol sadece bir oyun değil; toplumsal eşitliği, karşılıklı saygıyı ve iş birliğini sahaya taşıyan bir sistemdir. Bu spor dalında kadın ve erkek oyuncuların eşit haklara sahip olması, sporda cinsiyet eşitliğinin en güçlü temsillerinden biridir. Korfbolun yapısı, sporda cinsiyet eşitliği anlayışını en iyi şekilde yansıtan bir modeldir. Sahada kadın ve erkek oyuncuların eşit şartlarda mücadele etmesi, yalnızca fiziksel bir oyun değil, sosyal bir devrimdir.” dedi. İnci, korfbolun sosyal hareket olarak önemine de dikkat çekerek, “Bu spor, insanların sadece fiziksel becerilerini değil, aynı zamanda toplumsal bilinçlerini de geliştirmelerine yardımcı olur. Korfbol, sporda eşitlik, adalet ve karşılıklı saygı anlayışını her adımda pekiştiriyor.” sözleriyle bu spor dalıyla toplumsal dönüşümün nasıl mümkün olabileceğini vurguladı. Türkiye’de özellikle kadınların sporda daha fazla yer bulması ve erkeklerle eşit şartlarda mücadele etmesi gerektiği noktasında bu spor önemli bir adım atmaktadır.

 

Kolektif başarıya dayalı bir spor modeli

Korfbolun en önemli özelliklerinden biri, kadın ve erkek sporcuların eşit sayıda yer aldığı takımlar halinde yarışmasıdır. Her takım dört kadın ve dört erkekten oluşur. Bu yapısı sayesinde, kadın ve erkek sporcuların iş birliği yaparak aynı hedefe ulaşmaya çalıştıkları bir oyun ortamı oluşturulmaktadır. Oyunun temel amacı, 3,5 metre yükseklikteki sepet benzeri potaya topu atmaktır. Ancak bu göründüğü kadar basit değildir. Temasın sınırlı olduğu, bire bir savunmanın yalnızca aynı cinsiyetler arasında yapılabildiği bu oyunda, strateji kadar saygı da ön plandadır. Takım oyunu ve iletişimi geliştiren bir yapıya sahip olan korfbolun, bireysel başarıdan ziyade, kolektif bir başarıyı hedeflediğini söyleyen korfbol antrenörü Melisa Yaman, “Korfbol sadece fiziksel bir gelişim değil, sosyal becerileri de destekleyen bir sistem sunuyor. Oyuncular, birbirlerine karşı cinsiyet temelli değil, performans temelli bir yaklaşımla bakmayı öğreniyor. Bu, hayatın diğer alanlarında da empati kurmalarını kolaylaştırıyor.” diye ifade etti. Yaman, sözlerine devam ederek, “Korfbolun sahada sunduğu fırsatlar, oyuncuların takım içinde birbirine güvenmesini, saygı duymasını ve birlikte kararlar almasını teşvik eder. Bu beceriler ise sadece sporda değil, günlük yaşamda da büyük önem taşır. Korfbol, bireylerin sadece fiziksel anlamda değil, sosyal anlamda da büyümesini sağlar.” şeklinde korfbolun sadece fiziksel beceriler kazandırmakla kalmadığını, aynı zamanda sosyal becerilerin gelişimine de katkı sağladığını aktardı. Ayrıca Yaman, “Korfbolu öğrenen ve sahada uygulayan bireyler, hayatlarının her alanında daha saygılı, empatik ve takım ruhuna sahip bireyler oluyorlar. Bu, toplumsal yaşamda önemli bir fark yaratabilir.” diyerek, bu becerilerin, oyuncuların toplumsal hayatta daha duyarlı ve empatik bireyler olmalarına yardımcı olabileceğini açıkladı.

 

“Türkiye olarak henüz istenilen düzeyde değiliz”

Korfbolun Türkiye’deki serüveni 2000’li yılların başına uzansa da gerçek ivmeyi son 10 yılda kazandı. İstanbul, Ankara, Kocaeli, Samsun ve Eskişehir gibi şehirlerde üniversite takımlarıyla başlayan bu hareket, gençler arasında giderek daha fazla ilgi görmeye başladı. Ancak, bu ilginin kalıcı ve sürdürülebilir hale gelmesi için yapısal bazı eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. İnci, korfbolun Türkiye’de daha güçlü bir spor kültürü haline gelmesinin ön koşulunun altyapı çalışmalarının güçlendirilmesi olduğunu söyleyerek, “Türkiye olarak henüz istenilen düzeyde değiliz, ancak potansiyelimiz çok yüksek. Okullarda bu sporun tanıtımı yapılmalı, federasyonlar ve yerel yönetimler destek vermeli. Korfbolun Türkiye’de yaygınlaşması için saha şartları, antrenör eğitimi ve organizasyon desteği gibi pek çok unsur birlikte geliştirilmeli.” diye belirtti. İnci’ye göre, korfbolun kurumsal olarak güçlenmesi de büyük önem taşıyor. Türkiye’de henüz bağımsız bir korfbol federasyonu bulunmadığını, bu branşın “Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu” çatısı altında faaliyet gösterdiğini aktaran İnci, bu durumun sporun görünürlüğünü ve organizasyon kapasitesini sınırladığını ifade ederek, “Korfbolun ulusal ve düzeyde daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için federasyonların ve yerel yönetimlerin iş birliği yaparak daha kararlı adımlar atması şart. Altyapı eksiklikleri, bu sporun büyümesinin önündeki en büyük engel. Ancak doğru destekle, Türkiye bu alanda önemli bir sıçrama yapabilir. Korfbolun geleceği sadece oyuncuların performansına değil; aynı zamanda karar alıcıların, yerel yönetimlerin ve eğitim kurumlarının bu spora gösterdiği ilgi ve desteğe de bağlıdır. Korfbolu sahada güçlü kılmak için önce onu sistemde güçlü kılmamız gerekiyor.” şeklinde konuşarak, korfbolun kurumsal düzeyde güçlendirilmesinin, spora olan toplumsal ilgiyi artırmak açısından belirleyici olacağını vurguladı.

 

Korfbol neden farklı?

Korfbolun kendine özgü kuralları hakkında değerlendirme yapan Yaman, “Basketbol ve hentbola benzeyen yönleri olsa da korfbolun kendine has birçok kuralı vardır. Örneğin, oyuncular topu sürerek ilerleyemiyor. Bu da sürekli paslaşmayı ve takım oyununu zorunlu kılıyor.” diyerek, korfbolun dayanışma ve stratejiye dayalı bir spor olduğunu belirtti. Korfbolun temel farklarından biri de oyuncuların sadece karşı cinsle değil, aynı cinsle bire bir savunma yapabilmesidir. Bu özelliğin oyun stratejilerini daha dinamik hale getirdiğini vurgulayan Yaman, oyuncuların hem savunma hem de hücumda daha dikkatli ve stratejik bir şekilde hareket etmelerini sağladığını ifade etti. Korfbolun özünü ve takım ruhuna da değinen Yaman, “Burada yıldız olmak tek başına yeterli değil. Takımınızla birlikte hareket etmeniz, karar verirken bireyin değil kolektifin çıkarını gözetmeniz gerekiyor. İşte korfbolun güzelliği de burada: Herkesin rolü önemli ve herkes sahada görünür. Korfbolun bu yapısı, takım oyununu ve iş birliğini teşvik ederken, bireysel egoları ve öne çıkma arzusunu azaltır. Bu oyun, yalnızca fiziksel becerileri değil, zihinsel becerileri de ön plana çıkaran bir spor dalıdır.” sözleriyle hem strateji oluşturma hem de takım arkadaşlarıyla uyumlu bir şekilde hareket etme becerisi, korfbolu diğer sporlardan ayıran en önemli özelliklerden biri olduğunu anlattı.

 

Lisanslı antrenör eksikliği korfbolun önünde engel

Türkiye’deki en büyük eksikliklerden birinin lisanslı antrenör sayısının yetersizliği olduğunu söyleyen Yaman, “Korfbol halen birçok üniversitede gönüllü eğitmenler ya da farklı branşlardan gelen antrenörlerle yürütülmektedir. Bu durum da sporun profesyonelleşmesini zorlaştırıyor.” dedi. Yaman, antrenör eksikliğinin korfbolun yaygınlaşmasını doğrudan etkileyen bir faktör olduğunu açıklayarak, “Yeterli sayıda eğitmen yoksa, öğrenciler bu sporla tanışamıyor. Tanıtımın ve öğretimin eksikliği korfbolun potansiyelini gölgede bırakıyor. Oysa çocuk yaşta korfbola başlayan bireyler; çok daha disiplinli, stratejik ve empatik bireyler olarak yetişebiliyor. Korfbolun profesyonelleşmesi için eğitmenlerin sporu daha derinlemesine öğrenmesi ve lisanslı antrenör sayısının artırılması gerekmektedir. Bu süreçte, üniversiteler, kulüpler ve federasyonlar bir araya gelerek, altyapı eksikliklerini aşabilir ve korfbolun gelişimini hızlandırabilir.” diye konuştu. Yaman’a göre, bu iş birliği sayesinde, korfbol Türkiye’de çok daha geniş kitlelere ulaşabilir ve sporu daha verimli bir şekilde yaygınlaştırmak mümkün olacaktır.

 

Korfbol, geleneksel rollerle değil, eşitlikle oynanır

Korfbol, spordan çok daha fazlasını sunan bir oyun olarak dikkat çekiyor. İnci, “Spor, toplumsal değişimde her zaman önemli bir araç olmuştur. Korfbol ise bu dönüşümde öncü olabilecek bir yapıya sahip. Cinsiyet rollerini kıran, eşitliği sahada uygulamalı hale getiren bu oyun, geleneksel kalıpların dışına çıkan genç bireylerin yetişmesine katkı sunuyor.” dedi. Bu bağlamda, korfbolun sadece fiziksel değil, sosyal bir işlevi olduğuna dikkat çeken İnci, “Sadece sahadaki mücadele değil, soyunma odasında kurulan iletişim, karar süreçlerinde kadın ve erkeğin eşit söz hakkı olması gibi unsurlar da korfbolu farklı kılıyor. Bu, sadece bir oyun değil, eşitlik kültürünü erken yaşta kazandıran bir eğitim modeli. Kadın ve erkek sporcuların birlikte çalışarak eşit haklarla mücadele etmeleri, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda güçlü bir mesaj verir.” sözleriyle, korfbolun toplumsal eşitlik konusunda fark yaratma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.

 

“Korfbolun felsefesi ve eğitici gücü, onu geleceğin sporu yapabilecek potansiyele sahip”

Korfbol, Türkiye’de genç bir spor dalı olmasına rağmen, sahip olduğu eşitlikçi yapısı ve eğitici potansiyeliyle büyük bir geleceğe sahiptir. Ancak bu potansiyelin hayata geçmesi için önemli adımlar atılması gerekmektedir. İnci, korfbolun yaygınlaşması için gerekli olan fiziksel altyapı, kurumsal destek ve medya görünürlüğünün henüz yeterli seviyeye ulaşmadığını hatırlatarak, “Korfbolun felsefesi ve eğitici gücü, onu geleceğin sporu yapabilecek potansiyele sahip. Üniversitelerden yerel yönetimlere ve milli eğitim sistemine kadar geniş bir destek ağı oluşturularak bu spor dalı Türkiye’de çok daha güçlü bir konuma gelebilir.” dedi. Yaman ise bu hedef doğrultusunda heyecanını dile getirerek, “Hayalim, her şehirde en az bir korfbol sahası ve eğitimli antrenörün olması. Bu sağlandığında, korfbol yalnızca bir spor değil, bir yaşam biçimi haline gelecek.” şeklinde aktardı.

 

Korfbol, Türkiye’de henüz yolun başında olan bir spor dalı olsa da taşıdığı değerlerle büyük bir potansiyeli barındırıyor. Kadın-erkek eşitliği, takım ruhu, saygı ve strateji gibi ilkeleri sahaya taşıyan bu oyun, genç nesillere sosyal anlamda da çok şey kazandırıyor. Gerek eğitici yapısı gerekse katılımcı ruhuyla, korfbol geleceğin spor anlayışına yön verebilecek güçlü bir aday. Korfbolu daha yakından tanımamıza vesile oldukları ve değerli vakitlerini bizlere ayırdıkları için Olgay İnci ve Melisa Yaman’a teşekkür ederiz.

 

Haber: Emircan Yaman

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00