Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİYE GEÇİŞ SÜRECİNDE FOSİL YAKITLAR: NAZİLLİ’DEKİ 150 YILLIK OCAĞIN YENİ STRATEJİLERİ

15.03.2025
Ekonomi

 

Kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların tükenme riski, çevresel sorunları daha da derinleştiriyor. Bu sorunla başa çıkmanın yolu sürdürülebilir enerji kaynaklarından geçiyor. Son yıllarda dünya fosil yakıtların tükenişi ile ilgili daha fazla endişe duymaya başladı. Kömür, petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynakları, her geçen gün doğada tükeniyor. Bu tükenmişlik içerisinde Aydın Nazilli’de bulunan 150 yıllık geçmişe sahip kömür ocağında büyük bir dönüşüm başlatılıyor. 110 bin tonluk yeni kömür rezervinin tespiti ile 7 Nisan’da üretimine yeniden başlayacak olan kömür ocağının hedefi, günlük 100-150 ton üretmek ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak. Bölgeye istihdam sağlamak ve ülke ekonomisine katkı sunmak amacıyla, kömür çıkarma sürecinde iş güvenliği ön planda tutuluyor.

 

Fosil yakıtların tükeniyor olması, aslında sadece bu kaynakların sona ermesiyle ilgili bir sorun değil, aynı zamanda çevreye verdiği zararlar, bu sürecin nasıl hızlandığını ve sonuçlarının ne kadar vahim olabileceğini de gösteriyor. Ancak sürdürülebilir enerji kaynaklarının ülkemizde ve dünyada yeterince kullanılmaması, fosil atıklara olan bağlılığı sürdürmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin hissedilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde fosil yakıtlarla çalışan endüstriler, bu ülkelerde iş gücü yaratmış durumdadır. Bu kapsamda, Aydın'ın Nazilli İlçesi Ocaklı Mahallesinde bulunan ve yaklaşık 150 yıllık bir geçmişe sahip olan kömür ocağı Osmanlı'nın son dönemine ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına tanıklık etmiş önemli bir mirası taşımaktadır. Kömür ocağı, yerel halk için sağladığı istihdamın yanı sıra, Aydın il sınırları içindeki en kaliteli kömür rezervine sahip olma özelliği ile de dikkat çekiyor. Ancak, 2025 yılı itibarıyla, kömür ocağında rezervin tükenmesi nedeniyle kısa bir süreliğine faaliyetlerine ara vermiştir. Verilen bu 2 aylık ara sonrasında, mühendisler ve saha ekibi tarafından yapılan titiz çalışmalar sonucu, 110 bin tonluk yeni bir kömür rezervi tespit edilmiştir. Tespit edilen yeni sahada 7 Nisan 2025 tarihinde yeniden başlatılacak olan çalışmalarla, günlük 100-150 ton kömür üretimi hedefleniyor.

 

Kömür ocağında yapılan çalışmalar Maden Dairesi tarafından düzenli olarak denetlenmekte ve tüm iş güvenliği tedbirleri en üst seviyede alınmaktadır. Ayrıca, kömür ocağı, bölgedeki yerel halkı istihdam ederek, bölge ekonomisine de önemli bir katkı sunuyor.  Kömür ocağının sahibi ve yetkilisi Kamil Arkan ile kömür ocağının geçmişinden, geleceğine ve fosil yakıtların tükenmesine dair birçok önemli konuda söyleşi gerçekleştirdik.

 

Kamil Bey, fosil yakıtların tükenmesinin ülkemiz ve dünya için ne gibi ekonomik ve toplumsal etkileri olabilir?

Fosil yakıtların tükenmesinin ekonomik etkileri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin olabilir. Fosil yakıtlarla çalışan endüstriler, bu ülkelerde iş gücü yaratmış durumda. Ancak bu yakıtların tükenmesi enerji fiyatlarının artmasına, sanayinin daralmasına ve işsizlik oranlarının yükselmesine yol açabilir. Bunun yanı sıra, fosil yakıt bağımlılığı yüksek olan ülkelerde enerji arzı sıkıntıları baş gösterebilir. Toplumsal açıdan da insanlar daha sürdürülebilir enerji sistemlerine geçiş yapmakta zorlanabilir, çünkü bu geçiş büyük yatırımlar gerektiriyor. Ancak uzun vadede, bu yatırımlar gelecekteki çevresel ve ekonomik krizleri engellemek adına hayati öneme sahiptir. 

 

Kamil Bey, bütün bunların ışığında kömür ocağı olarak ne zaman faaliyete başladınız ve kömür ocağını devraldığınızda nelerle karşılaştınız?

Aydın ili Nazilli ilçesi Ocaklı Mahallesinde bulunan kömür ocağını 2024 yılı mayıs ayında devraldık. Bu ocak, tarihiyle çok önemli bir yere sahip. Hem bölge ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkı sağlayan bir potansiyele sahip. Ancak kömür ocağını devraldığımızda bazı zorluklarla karşılaştık. O dönemde, kömür rezervlerinin büyük bir kısmı tükenmişti. Bu nedenle, bizim için en önemli hedeflerden biri, yeni kömür rezervlerinin tespit edilmesiydi. Yeni tespit edilecek kömür rezervlerinin de tükeneceğini unutmadan, sürdürülebilir enerji sistemlerine geçiş için çalışmalar yapmak ve yatırım imkanları yaratmak zorundayız. 

 

Kamil Bey, kömür ocağındaki çalışmalarınıza ara vermenizin nedeni nedir ve size göre fosil yakıtların tükenmesine ilişkin nasıl bir yol izlenmeli ve hangi adımlar atılmalıdır?

Çalışmalarımıza 3 Şubat 2025 tarihinde geçici olarak ara verdik. Bunun nedeni, bulunduğumuz bölgedeki kömür rezervlerinin tükenmiş olmasıydı. Mühendislerimiz ve ekibimiz, saha ve sondaj çalışmaları yaparak, 110 bin tonluk yeni bir rezerv tespit etti. 7 Nisan 2025 tarihinde, bu yeni sahada çalışmalarımıza başlayacağız. Bu çalışmaların yanında şunu unutmamalıyız, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmak, bunun yanında enerji verimliliği projelerini hayata geçirmek oldukça önemlidir. Örneğin, güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi temiz enerji kaynaklarına yatırım yapmak bu sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacaktır. Ayrıca, enerji tasarrufu ve verimli kullanımı teşvik edici politikalar oluşturulmalıdır. 

 

Daha önceki üretim seviyelerinizden ve mevcut hedeflerinizden bahseder misiniz?

Ara vermeden önce günlük ortalama 55-60 ton kömür çıkarıyorduk. Ancak bu miktar kömür ocağının masraflarını karşılamadığı ve zarar etmemize neden olduğu için ara vermek zorunda kaldık. Bir kömür ocağının zarar etmemesi için günlük en az 100 ile 150 ton arasında kömür çıkarılması gerekiyor. Yeni rezerv alanında yapacağımız çalışmalarla birlikte bu hedefe en kısa süre zarfında ulaşmayı planlıyoruz. 

 

Kömür ocağının geçmişi çok derin bir tarihe dayanıyor. Bu tarih hakkında neler söylemek istersiniz?

Evet, bu kömür ocağı yaklaşık 150 yıllık bir geçmişe sahip. Osmanlı'nın son dönemine ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına tanıklık etmiş çok kıymetli bir yer. Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası kurulduğunda, fabrikanın ilk kömür ihtiyacı burada karşılanmış ve uzun yıllar boyunca da fabrikaya kömür temin edilmiştir. 

 

Kömür ocağında kazanç sağlamanın yanı sıra başka hedefleriniz de var mı?

Tabii ki, her işin temel amacı kazanç sağlamak. Ancak biz sadece para kazanmayı değil, aynı zamanda ülke ekonomisine katkıda bulunmayı ve bölge insanına istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Bunun yanında iş gücü yaratmak, bölgedeki insanlara iş imkanları sunmak, bizim için çok önemli. Ayrıca çevresel sorunlar hakkında farkındalık yaratacak çalışmalar yaparak toplumların çevresel sorunlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlamak ve fosil yakıtların tükenmesinin, sadece çevreyi değil, tüm insanlığı etkileyeceğini anlatmamız gerekiyor. Çünkü, farkındalık arttıkça insanlar daha sürdürülebilir yaşam biçimlerine yönelecek ve bu da toplumsal dönüşüm yaratacaktır.  

 

Kamil Bey, bu kömür ocağının tasarımındaki güvenlik önlemleri ve verimlilik artırıcı düzenlemeler göz önüne alındığında, kömür ocaklarının sürdürülebilir yönetimi ile ilgili olarak hangi stratejiler geliştirilmelidir?

Kömür ocaklarının tasarımı, yer altı çalışmaları için güvenlik ve verimlilik açısından kritik bir öneme sahiptir. Günümüzde fosil yakıtların tükenme riski göz önünde bulundurulduğunda, mevcut kömür yataklarının sürdürülebilir bir şekilde işlenmesi, hem çevresel etkilerin minimize edilmesi hem de enerji üretim verimliliğinin artırılması gerekliliği daha da önem kazanmıştır. Bu bağlamda, kömür ocaklarının yer altı çalışma koşullarına dair yapılan yenilikçi düzenlemeler, iş güvenliğini artırarak, yer altı maden işçilerinin sağlığını aynı zamanda enerji üretiminde verimliliği de önemli ölçüde artırmaktadır. Bu özel kömür ocağının 2 girişi vardır ve  iş güvenliği açısından büyük bir avantaj sunmaktadır. 2 girişin varlığı, olası bir kaza ya da acil durum sırasında, kurtarma ve tahliye işlemlerinin daha hızlı ve etkili bir şekilde yapılmasına olanak tanır. Ayrıca, bu çift giriş sistemi, yer altındaki havalandırma düzenlemesinin iyileştirilmesine de büyük katkı sağlar. Yer altındaki temiz hava akışı, çalışanların sağlığını korurken, metan gazı ve diğer tehlikeli gazların birikmesini önleyerek, patlama risklerini de minimuma indirir. Bu tür güvenlik önlemleri, kömür ocağının verimli ve sürdürülebilir bir şekilde işletilmesine olanak verir. 

 

Nazilli’deki 150 yıllık kömür ocağı, fosil yakıtların tükenme riski ve çevresel sorunlar giderek daha belirginleştiği bir dönemde, hem bölgesel ekonomiye hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır. Bu süreçte iş güvenliği önlemleri ve verimlilik artırıcı stratejilerle, kömür ocağı sürdürülebilir bir şekilde işletilmesi sağlanmaktadır. Yeni keşfedilen 110 bin tonluk kömür rezervi ile günlük 100-150 ton arasında kömür çıkarılması hedeflenmekte olup, ekonomik sürdürülebilirlik ve bölge halkına istihdam sağlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca, kömür ocağında yapılan tasarımlar ve güvenlik önlemleri, yer altı maden işçilerinin sağlığını koruyarak, iş kazalarını azaltmaktadır. Ancak, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin hızlandırılması, çevresel etkilerin azaltılması ve enerji verimliliği projelerinin hayata geçirilmesi gelecekteki enerji ihtiyacının sürdürülebilirliğini sağlamak açısından kritik bir önem taşımaktadır. Bu stratejilerin devreye girmesi, sadece kömür ocağının değil, tüm enerji sektörünün daha verimli ve çevre dostu bir şekilde yönetilmesine olanak tanıyacaktır. 

 

Haber: Abdurrahman Gürbüz

 

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00