Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


SU KİRLİLİĞİ VE AĞIR METAL ZARARLARI: BÜYÜK MENDERES NEHRİ’NDE TİCARİ BALIK TÜRLERİ VE İNSAN SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA

04.06.2024
Dosya

 

Türkiye'nin güneybatısındaki Büyük Menderes Havzası, 25 bin kilometrekare alana sahip olup, 580 km uzunluğundaki Büyük Menderes Nehri tarafından sulanmaktadır. Bölgede 5 il, 17 ilçe, 156 belediye ve bin 155 köy bulunuyor. Burada bulunan insan nüfusu tahmini 2,5 milyon kişi. Evsel atıklar, endüstriyel atıklar, çöpler, gübreler ve benzeri maddeler çeşitli yerlerden nehre akmaktadır. Nehrin yakınında yaşayan insanlar tarafından bu kaynak sulama ve balıkçılık için kullanıyor. Bu nedenle nehir suyundaki kirleticilerin ticari balık türlerine verdiği zararın boyutunun belirlenmesi çok önemlidir.

 

Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan hava, toprak ve su kirliliği, insanları ve tüm canlıları etkilemekte, doğal kaynaklara zarar vermektedir. Günümüzde mevcut su kaynakları azalmakta ve kirleticiler nedeniyle su kalitesi de düşmektedir. Her ne kadar kimyasal analizler kontaminasyon düzeyini belirlemekte olsa da bu kontaminasyonun canlı organizmalara verdiği zararın ortaya çıkması için sitogenetik (genetik türü), histolojik, biyokimyasal ve benzeri çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu konu hakkında, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Koca ve Biyoloji Bölümü Genel Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Koca ile görüşme yaptık.

 

“Besin zincirlerinde birikir”

Balıkların su kirleticilerinin genotoksisitesini incelemek için kullanıldığını belirten Yücel Koca, “Su ekosistemlerinde kirleticiler, çökeltilerde ve bentik (yüzey altı katman) ve pelajik (deniz tabanına yakın olmayan kısım) besin zincirlerinde birikir. Balıklar besin zincirinin en üstünde yer alır ve daha küçük türlerin solunumu ve sindirimi yoluyla çeşitli kirleticileri kolayca biriktirir. Birçok balık ve kabuklu hayvan türü insanlar için temel besin kaynaklarıdır ve sonuçta bu kirleticilerin alıcıları haline gelirler.” ifadelerini dile getirdi. 

 

“Ağır metallerin başlıca hedef organlarıdır”

Solungaçların ve karaciğerin ağır metaller tarafından başlıca hedef organları olduğunu dile getiren Yücel Koca, “Balık solungaçları pH ve osmotik (su alma isteği) düzenlemeden, gaz değişiminden ve azotlu atıkların atılmasından sorumludur.  Bu nedenle, solungaçlar sürekli olarak suyla temas halindedir ve doğrudan kirleticilerden etkilenirler.” dedi.  Karaciğerin metabolizmadaki temel rolü ve kirleticilere duyarlılığı nedenlerinden bahseden Yücel Koca, “Karaciğer toksikolojik çalışmalarda en çok incelenen organlardan biridir.  Toksik seviyelerde bakır ve kadmiyum ile tedavi edilen karaciğer örnekleri; yağ vacuolizasyonunun artışı, eritrosit dolu sinüsoidler ve venüller, hepatosit nekrozu, mitokondri kondensasyonu, şişme ve lizis, hepatositlerin hücre içi organellerindeki endoplazmik retikulumun genişlemesi ve fragmentasyonu gibi etkilerdir.” ifadelerini dile getirdi. 

 

“Endişe verici”

Nehirlerdeki ağır metallerin balıklar üzerindeki etkilerinin endişe verici olduğunu belirten Serdar Koca, “Bu metaller, balıkların solungaçlarına ve doku sistemlerine birikir. Solunum, dolaşım ve sindirim gibi hayati fonksiyonları etkileyebilir. Ağır metallerin balıklar üzerindeki genotoksik etkileri, DNA hasarına ve genetik çeşitliliğin azalmasına yol açabilir. Ayrıca, ağır metal birikimi balıkların üreme yeteneklerini olumsuz etkileyebilir ve neslin devamını tehlikeye atabilirler. Sadece balıklar değil, aynı zamanda insanlar da nehirlerdeki ağır metallerin zararlı etkilerinden olumsuz sonuçlar alabilirler. Su kirliliği, balıklar aracılığıyla insan gıda zincirine girdiğinde, insanlar ağır metalleri tüketerek toksik etkilere maruz kalabilirler. Bu durum, ağır metal birikiminin insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini artırır ve kronik hastalıklara, zihinsel bozukluklara ve hatta kansere yol açabilir.”  diyerek sulardaki ağır metallerin insan sağlığı üzerindeki etkilerine de değindi.

 

“Çeşitli önlem ve çözümler geliştirilmektedir”

Nehirlerdeki ağır metal kirliliğinin azaltılmasına yönelik olarak Serdar Koca, “Çeşitli önlem ve çözümler geliştirilmektedir. Bu çözümler arasında endüstriyel atıkların etkin yönetimi, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin kontrolü ve su arıtma sistemlerinin iyileştirilmesi yer almaktadır. Ancak su kaynaklarının korunması ve balık stoklarının sağlığının korunması için sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarının teşvik edilmesi de önemlidir. Bu kapsamda av kotalarının belirlenmesi, kaçak avlanmanın önlenmesi, habitatın korunması gibi tedbirler alınmaktadır.” ifadelerini belirtti. 

 

“Göz ardı edilmemelidir”

Ağır metal karışımının insan sağlığına etkisinden bahseden Serdar Koca, “Ağır metal karışımlarının insan sağlığına verdiği hasar göz ardı edilmemelidir. Su arıtma tesislerinin modernizasyonu ve içme suyu standartlarının iyileştirilmesi gibi önemli faaliyetler de var. Uzmanlar, bu önlemlerin yanı sıra kamuoyunun bilinçlendirilmesinde de kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor. Su kaynaklarının korunması ve temiz tutulması konusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesi, uzun vadeli çözümlerin sağlanmasında önemli rol oynayabilir. Bu şekilde sürdürülebilir bir çevre ve sağlıklı bir yaşam için daha güçlü bir temel oluşturulabilir.” dedi. 

 

Sonuç olarak suda yaşayan organizmalar, suda bulunan ağır metallere maruz kalarak, bu maddeleri vücutlarında taşımaktadır. İnsanların besin zincirine de dahil olan ağır metaller insan sağlığına ve balıklara zarar vermektedir. Aynı zamanda doğa için de tehdit oluşturan ağır metallerin en aza indirilmesi için kamuoyu oluşmalıdır. 

 

 

Bizlere verdikleri bu önemli bilgiler için, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum  Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Koca ve Biyoloji Bölümü Genel Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Koca’ya teşekkür ederiz.

 

Haber: Onur Baysal

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00