Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


SU ALTI PERİ BACALARI: MİKROBİYALİTLER

12.11.2022

 

Van Gölü manzarası, doğal güzelliği, dört büyük adası, mavi ve yeşilliği ile bilinmektedir. Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu oluşan ve Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, Van-Bitlis sınırları içerisinde yer almaktadır. Dünyanın en büyük sodalı gölü olma özelliğinin yanı sıra dünyanın en büyük mikrobiyalitlerini de içinde barındırıyor. Gölün içerisinde farklı boyutlarda birçok mikrobiyalit bulunmaktadır.

 

Van Gölü, doğal güzelliği ve kültürel çeşitliliği ile her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Dünyanın en büyük sodalı gölü ve aynı zamanda inci kefalinin yaşadığı tek göl olma özelliğini taşımaktadır. Bunun yanı sıra dünyanın en büyük mikrobiyalitlerine de tesadüf eseri gölde rastlanılmıştır. Kaşifleri tarafından “Su Altı Peri Bacaları” olarak adlandırılan bu mikrobiyalitler, Van Gölü turizmi için büyük önem taşımaktadır. Yapıları oldukça kırılgan olan mikrobiyalitlerin dünyada benzerine rastlanılmamıştır. Uzmanlar her gün yeni keşifler için Van Gölü’nün farklı derinliklerine dalış yapmaktadır. 

Mikrobiyalitleri tanıtmak ve Van Gölü mikrobiyalit dalış turizmi ile ilgili bilgi almak için Türkiye Su Altı Sporları Van İl Temsilcisi ve Van Driving Dalış Okulu’nun dalış eğitmeni ve rehberi olan Serkan Ök ile  konuya dair bir görüşme  gerçekleştirdik.

 

"Dünyanın bilinen en büyük mikrobiyalitleri"

Yaklaşık 10 yıldır mikrobiyalitler ve Van Gölü’ndeki diğer keşiflerle yakından ilgilenen, birçok eşsiz deneyim ve tecrübeye sahip olan Serkan Ök, “Mikrobiyalitler kaya tipi yapılar olarak görülebilir ancak bunlar tek hücreli birçok bakteriyi üzerinde barındırıyor. Mikroorganizmalar burada konakçı olarak bulunur. Böyle bir habitat içerisinde yaşarlar. Bunların bir bölümünü özellikle siyanobakteriler oluşturuyor. Bu siyanobakteriler, mikrobiyalitlerin büyümesini sağlayan en önemli parçadır. Gölün altından çıkan tatlı su kaynaklarında kalsiyum, bikarbonat ve siyanobakterilerin fotosentezi sonucu bu yapılar oluşmaya başlıyor.” dedi. Geçtiğimiz yıl Van Gölü derinliklerinde çıktıkları keşifte buldukları en büyük mikrobiyalitin boyu 23,4 metreydi. Yaklaşık iki ay önce çok daha büyük bir mikrobiyalite rastladıklarını ve bu mikrobiyalitin 32,4 metre boyu ile dünyanın bilinen en büyük mikrobiyaliti olduğunu da vurguladı.

 

“Sırları aralamaya devam ediyoruz”

Daha büyük mikrobiyalitler ve farklı yapıları gün yüzüne çıkarmak için çok çalışarak dalışlarına devam ettiklerini dile getiren Ök, “Bu bölgede daha büyük mikrobiyalitlerin olduğunu tahmin ediyoruz. Büyük bir dalış grubu oluşturduk. Dalışlarımızı özellikle Van Gölü’nün farklı noktalarında ve derinliklerinde yapmaya özen gösteriyoruz. Bunun en büyük sebeplerinden biri tabii ki Van Gölü’nün sırlarını aralamak ve yeni keşifler yapmaktır. Bu anlamda dalışlarımızı sıklaştırmayı düşünüyoruz.” diye aktardı. Son dalışlarını dünyanın en büyük mikrobiyalitini buldukları gün, yani yaklaşık 3 ay önce yaptıklarını belirtti.

 

"Keşif süreci…"

İlk olarak 2006 yılında Van Gölü’nde dalış yapmaya başlayan ve bu yapılar ile tanıştıktan sonra kendini cezbedici sulara bırakan Ök, “Mikrobiyalitler dalış sırasında tesadüfen keşfedildi. Prof. Dr. Mustafa Sarı ve Su Altı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan bunların nasıl oluştuğu ve bunlara ait ilk görüntüleri paylaşan kişilerdir. Mikrobiyalitler ile tanışmam ve Van’da dalış okulu kurmam Uzman Dalıcı Eğitmeni Murat Kulakaç ve Su Altı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan ile tanıştıktan sonra oldu. Dalış camiasının duayenleri olan bu uzmanlarla birlikte yol almak çok keyifli ve onlar sayesinde bugün daha büyük işler yapıyoruz.” sözleriyle düşüncelerini aktardı.

 

"Tehlike altında!"

Basit bir palet darbesiyle veya elle tutulmak istendiğinde bile kırılabilecek olan bu mikrobiyalitlerin yapıları ve değişken olup olmadıkları konusunda düşüncelerini aktaran Serkan Ök, “Farklı derinliklerde olduğu zaman yapıları değişiklik gösterebiliyor. Bu yapıların büyüklükleri, sığ sularda çıkan tatlı su miktarı, oradaki bakteri ve mikroalglerin miktarına göre değişiyor. Uzun yıllar zarar görmeden yaşayabilen mikrobiyalitler yıllar geçtikçe inanılmaz büyüklük ve şekillere ulaşmaktadır.” diyerek sözlerine devam etti.

Yaşanan kuraklıkla beraber mikrobiyalitlerin tehdit altında olduğunu belirten Ök, “Bugün karşı karşıya kaldığımız en büyük problemlerden biri Van Gölü’nde suların çekilmesiyle gün yüzüne çıkan mikrobiyalitlerin ölmesidir. Bu problem tüm mikrobiyalitleri tehdit ediyor.” sözleriyle tehlikenin ciddiyetine dikkat çekti.

 

"Van Gölü dünyaya yelken açıyor"

Yaptığımız görüşmede Van Gölü’nün dalış turizmi için çok önemli bir değere sahip olduğunu fakat göl sodalı olduğu için şehir dışından gelen misafirlerin biraz çekimser davrandıklarına da değinen Ök, “Bu noktada onların su ile buluşmasını mikrobiyalitlerle sağlıyoruz. Yurt içinden ve yurt dışından, ciddi anlamda dalıcılık talepleri alıyoruz. Özellikle yurt dışından yoğun talep almasının nedeni, geçtiğimiz yıl NASA’nın düzenlemiş olduğu 'Dünya Turnuvası' adlı fotoğraf yarışmasında, Van Gölü’nün fotoğrafı oyların çoğunu alarak birinci seçilmişti. Bu birincilik Van Gölü’nün dikkat çekmesini sağladı. İnsanlar bu gizemi keşfetmek için sabırsızlanıyor. Kişilerin memnuniyeti için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Büyük bir canlı popülasyonu yok ama böyle devasa mikrobiyalitler arasında bu gizemli yapıları görmek ve görüntülemek tüm dalıcılara ayrı bir heyecan veriyor.” dedi. 

 

Van Gölü keşfedilmeye değer bir dalış bölgesidir. Bu anlamda birçok yeni önlemler alınıp, düzenlemeler yapıldığını söyleyen Ök, “Bir yıl önce Sahil Güvenlik Komutanlığı da burada görev yapmaya başladı. Sahil güvenliğin gelmesi Van Gölü’nün sırlarının aralanması için büyük fayda gösterecektir. Onların dalış timleri, su altı robotları ve bölgeye hakim olmalarının turizme büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu bölgede şu an 10’dan fazla önemli dalış noktası var. Bu dalış noktalarının sayısı her geçen gün artacak. Ayrıca Van Büyükşehir Belediyesi’nin su altı arama kurtarma birimi aktif durumda ve artık onlar da birçok görevde yer alacaktır. Birlikte Van Gölü’nün keşfine katkı sağlayacağız.” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Haber: Neval Yücel

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00