Ruhu dingin tutmak, beden sağlığını korumak ve geliştirmek için yapılan her spor dalı, geçmişten günümüze dek toplumun bir parçası hâline gelmiştir. Bu spor dallarından biri olan ve yaygınlığını ancak 1990'lı yıllarda kazanan jimnastik üzerine, Karadeniz Teknik Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü mezunu Bilal Kartal, Bülent Ecevit Üniversitesi mezunu antrenör Yavuz Aydın ve jimnastik antrenörü Melek Toprak ile jimnastiğin ne olduğu, toplumdaki yeri ve tarihsel süreci gibi birçok konu üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Tarihi Eski Yunan ve Mısır Uygarlıklarına kadar uzandığı bilinen jimnastik, bedenin fiziksel yapısını düzeltme, güçlendirme ve geliştirme amacıyla düzenli hareket ettirme sanatı olarak bilinir. Türkiye'de de popülerlik kazanan bu spor, çocuklarda gelişimin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesini ve estetik bir görüntüye sahip olmalarını, boylarına göre kilo ve vücut kas kitlelerini dengelemelerini sağlar.
Jimnastiğin kısa tarihi
Jimnastiğin kısa tarihinden bahseden Bilal Kartal, "İnsanlık tarihinin var olduğu ilk zamanlardan günümüze kadar jimnastik varlığını korumuştur. Tabi burada şunu belirtmek gerekir ki o dönemlerde jimnastik günümüzde yapılan sekliyle değildi. Günümüz şeklini alması uzun bir süreci kapsıyor. İnsanlar varlığını sürdürebilmek için doğa ile mücadele halinde olmuşlardır. Doğayla mücadele, avlanma varlığını devam ettirebilme, korunma, yerleşim yeri gibi ihtiyaçlar onları bir takım faaliyetlere yöneltti. Vahşi doğadan ve hayvanlardan kaçma korunma gibi ihtiyaçlar onları atletizmdeki koşunun ne kadar önemli olduğu hayvanlar ile mücadele de savunma sporlarının gerekliliğini ortaya koymuştur. Her şekilde vücudunun tüm özelliklerini kullanarak varlığını devam ettirmek isteyen insanoğlu aynı zamanda jimnastik faaliyetlerin de içinde barındıran bir takım girişimleri gerçekleştirdi. çünkü jimnastik vücudun tamamının aktif olduğu bir branş olup insan hayatının içinde olan bir daldır. Yine başka bir alanda da jimnastik izlerini görmek mümkündür. İlkel dönemde dini inançlar gereği insanlar tanrıyı onure etme, onu yüceltme, ona kurban sunma gibi amaçlarla dinin etkisi altında yapıldığı dönemlerden de geçmiştir. Savaş sonrası kutlama, sosyal siyasal vb durumlarda da jimnastik faaliyetlerinden faydalanılmıştır. Ortaçağda zengin soylu kesimin yaptığı bir etkinlik olarak da karşımıza çıkan jimnastiğin, günümüzdeki şeklini alması 1800'lü yılların başından itibaren olmuştur. Osmanlı devletinde de farklı adlar altında yapılan jimnastik, 1800'lü yılların sonunda gerçek anlamda bir eğitim aracı olarak yaygınlaşmaya başlayıp bir spor dalı hâline geldi. 1896'dan itibaren erkeklerle birlikte kadın jimnastikçilerin de yarışmalarda yer edinmesi Türkiye'de jimnastiğin gelişmesini sağladı. " diyerek, jimnastik sporunun nasıl başladığına değindi.
Jimnastiğin türleri
Jimnastiğin 5 ayrı türü olduğunu söyleyen Melek Toprak, "Artistik, aerobik, ritmik, akrobatik ve trambolin olmak üzere 5 farklı jimnastik türü var. Türkiye'de en yaygın olan türü, müzikle beraber spor giysileri, halka, asimetrik paralel gibi birçok aracın kullanıldığı artistik jimnastiktir. İçerisinde dansın ve çeşitli hareketlerin olduğu, görüntüye ağırlık verildiği bir grup jimnastiğidir. Bu gruplar sadece erkekler veya kadınlardan oluşabileceği gibi, karma da olabilir. Grupların kullandığı her alette serbest ve zorunlu hareketler vardır. Zorunlu hareketler önceden belirlenmiş olup değiştirilmeyen hareketlerdir. Serbest hareketler ise jimnastikçilerin en başarılı yönlerini gösterebilecekleri hareketlerdir." sözleriyle jimnastiğin türlerini açıkladı.
Jimnastiğin çocuklar üzerindeki etkisi
Jimnastiğin başlama sürecinden ve yaş gruplarından bahseden Yavuz, “Jimnastik için kabul görülen yaş, genel olarak 3 yaş olarak bilinir. Fakat bu ideal yaş anlayışı çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişiminden dolayı değişkenlik gösterir." 3 yaş grubu genelde çok hareketlidir. Ayrıca bu yaştaki çocukların vücutları esnek olduğu kadar dirençli bir yapıya da sahiptir. Çocuğun 3-4 yaşında jimnastik eğitimi alması, dikkat gücünün ve algı yeteneğinin artmasını sağlar. Artistik jimnastik gibi grup hâlinde yapılan jimnastik eğitimleri sayesinde, çocuk yüksek özgüven kazanır. Buna ilave olarak, çevreyle kolay bir şekilde iletişim kurmayı ve sosyalleşmeyi öğrenir.” diyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Jimnastik, birçok spor dalındaki hareketleri bünyesinde barındırdığı için, ilerleyen yaşlarda düzenli bir şekilde spor yapma alışkanlığı kazanmaya yardımcı olur. Bu nedenle çocuğun okul öncesi dönemden başlayarak haftada 1-2 gün jimnastik eğitimini alması daha uygundur.”
Jimnastikte oluşabilecek kazaların nedenleri
Jimnastik sırasında gerçekleşebilecek kazaların nedenlerini anlatan Toprak, "Çocuğun hangi yaş aralığında olduğu fark edilmeksizin, derslerde öğrenilen hareketlerin tamamlanması çalışan kasların ağrısına bağlı olarak değişir. Vücutta harekete bağlı oluşabilecek herhangi bir ağrıda durulması ve zaman içerisinde yapılan harekete çalışılması, en doğru çalışma tekniklerinden biridir. Eğitim sırasında oluşabilecek kazalar oldukça yaygın. Bu kazaların meydana gelmesi zemine, kullanılan materyale ve yapılan harekete bağlı olarak değişir. Oluşabilecek kazaları önlemek için uygun zemin ve minderlerin olması, dirseklerde ve bileklerde sargıların olması, gerçekleşebilecek kazaları engelleyen en temel yöntemlerdir." diye konuştu.
Estetiği ve zerafetiyle izleyenlere de gösteri sunan jimnastik sporu, aynı zamanda çocukların gelişimine de oldukça katkı sağlıyor. Verdikleri bilgilerden ötürü Yavuz Aydın, Melek Toprak ve Bilal Kartal'a teşekkür ederiz.
Haber & Fotoğraf: Yıldız Uluktekin
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...