Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


SIRADAN BİR TAŞTAN SANAT ESERİNE

18.03.2024
Kültür Sanat

 

İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde yaşayan 62 yaşındaki matematik öğretmeni Fikret Perçin, İstanbuldan 2010 yılında taşındığı Güzelbahçe’de hobi olarak ilgisini çeken deniz taşlarını ve çakıl taşlarını toplamaya başladı. Hobi olarak başladığı bu serüveni daha sonrasında aklında canlanan bir fikirle bir iş haline getirdi.  

 

İstanbul’da geçen yaklaşık 25 yıllık iş hayatından sıkılan Perçin 2010 yılında İzmir’in Güzelbahçe ilçesine taşınmasıyla hayatında bambaşka bir döneme girdi. Çevresinde zirkon taşları işleyerek takı üreten kişileri görünce deniz taşlarından daha farklı ve ilgi çekici bir şeyler yapmak istedi. Böylelikle deniz taşlarını oymaya başlayan Perçin oyduğu taşların içine gümüş ve benzeri materyallerle şekil vermeye başladı. Oldukça ilgi çekici takı ve aksesuar üreten Perçin’in hikayesini ele aldık. 

 

“Dişçilerin kullandığı ekipmanları kullanıyorum”

Urla Sanat Sokağında ufak bir tezgahta yaptığı takıları ve aksesuarları satan Perçin, sıkı bir Anadolu Rock hayranıdır. Ürettiği aksesuarların yanı sıra tarzıyla da dikkat çekiyordu. Tasarladığı kolyeleri birçok rock sanatçının da satın aldığını bizlere aktardı. 8 yıldır taşları işleyerek, sıradan taşları adeta birer sanat eserine çeviriyordu. Aynı zamanda Türkiye’de kendinden başka kimsenin böyle birşey yapmadığını ifade etti. Perçin sözlerine şu şekilde devam etti;  “Bu tarz bir çalışmayı ilk kez ve tek ben yaptığım için örnek alabileceğim ustalaşmış kimse yoktu. Bu yüzden de kendi tekniklerimi keşfettim ve geliştirdim. Başta bir sene çok zorluk çektim. Yeterli ekipmanı bulamadım çünkü piyasada bu taşları delecek ve işleyecek ekipman yoktu. Sonrasında düşünmeye başladım ve en sert materyalleri bile oyabilecek bir makina arayışına koyuldum. Diş minesinin çok sert olduğu aklıma geldi. Bu yüzden de dişçilerin kullandığı ekipmanları kullanıyorum.” dedi.

 

Öğretmenlikten taş işlemeciliğine

Matematik bölümünden mezun olduktan sonra kısa bir süre öğretmenlik yapan Perçin, sonrasında ticaretle uğraşmaya başladı. 25 yıllık iş hayatından sonra İzmir’e taşınan Perçin, bu işe aslında hobi olarak başladığını vurguladı. Ekipmanları temin etmekte zorlandığını ifade eden Perçin, ekipmanları almak için İstanbula gidip geldiğini ifade etti. Bu sayede birçok toptancıyla tanışan Perçin, topladığı malzemelerle evinin balkonunu kapattığını ve orayı bir atölyeye çevirdiğini dile getirdi. 

 

“Dişlere gösterilen hassasiyeti taşlara gösteriyorum.”

Sekiz yıldır taşları oyan Perçin yapılış aşamasını bizlere anlattı: “İki tane el motorum ve bir sürü diş ucum var. Bildiğiniz metal tasa su koyarak taşları suyun içinde işliyorum. Süreç bununla bitmiyor, oyduğum taşları evimin mutfağındaki ocakta ısıtarak üstüne epoksi döküyorum. Bu da işin hem yapıştırma hem de koruma kısmıdır. Son dokunuşlarımı da yaptıktan sonra ürünlerim kullanıma hazır hale geliyor. Zor bir iş, bazen yarım saat bazen tüm gün bir taşla uğraşırım. Ufak bir hatada ise taş patlar ve tüm emeğim çöpe gider. Bu yüzden dişlere gösterilen hassasiyeti taşlara gösteriyorum. Eşimden daha çok taşlarla vakit geçirdiğim oluyor. Bu işi yaparken çok keyif alıyorum.” dedi.

 

Uzun yıllar büyükşehir yaşantısından sonra kendisine çizdiği yeni yolda mutlu olduğu işi bulan Perçin, bu sanatın kendisinden sonra da devam etmesini istiyor. Bu işi onun gibi severek ve keyifle yapacak kişilere öğretmek istiyor. Perçinin gençlere ufak bir tavsiyesi var: “Hayatta hiçbir şey için geç değil. Babam hep bana sen ekmeğini taştan çıkarırsın derdi. Ben de 54 yaşımda ekmeğimi taştan çıkarmaya başladım ve sevdiğim mesleği buldum. Sizler de sevdiğiniz işi bulana kadar pes etmeyin.”  Bu güzel deneyimlerini vakit ayırıp bizlere aktardığı için Fikret Perçine teşekkürlerimizi sunuyoruz. 

 

Haber: Süleyman Tanyeri

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00