Komedi projelerinde gösterdiği performansla geniş bir hayran kitlesine ulaşan İrem Sak, Yalan Dünya ve Güldür Güldür gibi yapımlarla adını duyurdu. Uzun süredir ekranlardan uzak kalan başarılı oyuncu, yeni bir projeyle yeniden izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Bir çocuk tiyatrosuyla başlayan oyunculuk serüvenini günümüze kadar başarılı bir şekilde sürdüren İrem Sak, yıllarca ekran karşısındaki izleyicilere bambaşka karakterler sundu. Her projesinde kendine has mizah anlayışı ve duru enerjisiyle sahici bir yer edindi. Canlandırdığı karakterler günümüzde hala konuşulan ve sosyal medyada paylaşılan sahneleri ile geçmiş projelerinin izleri, başarısı sayesinde günümüze kadar geldi. Sevilen oyuncu İrem Sak, sorularımızı yanıtladı.
Kariyerinizde sizi en çok destekleyen ya da etkileyen kişi kim oldu?
Açık söylemem gerekirse en çok desteği kendimden gördüm. Çünkü insanın kendine olan inancı, hayattaki en büyük güç kaynağıdır. Kendimizle kurduğumuz ilişki sağlamsa, dış etkenlere karşı çok daha dirençli oluruz ama eğer kendimizi sabote eden biriysek, dışarıdan ne kadar destek gelse de işe yaramaz. O yüzden en büyük destekçim kendime olan inancım oldu.
Sizi birçok karakteri canlandırırken izledik. Canlandırdıklarınız arasında en çok benimsediğiniz karakter hangisi?
Açıkçası oynadığım karakterlerin çoğu bana hem tipolojik hem karakter olarak çok uzak ama bu zaten oyunculuğun en güzel yanı. Yani kendini bir kenara bırakıp bambaşka biri olabilmek. Bu özgürlük alanı, mesleğin en heyecan verici tarafı ama en sevdiğim, özlediğim ve açıp açıp izlediğim karakter kesinlikle Yalan Dünya’daki, Tülay’dır. Üzerinden çok zaman geçtiği için sahnelerin çoğunu unutmuşum, tekrar izleyince sanki ilk kez izliyormuşum gibi oluyor. Kariyerimde bir dönüm noktası olduğu için yeri çok ayrıdır. Onun dışında yer aldığım her proje, her karakter benim için kıymetlidir. Hepsi benim bebeklerim.
Sizi bir sanat filminde de izledik, romantik komedide de. Peki sizin bir senaryoyu kabul ederken dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir?
Benim için en önemli şey senaryonun bütünüdür. Rolümün büyüklüğü, sahne sayısı hiç önemli değil. Eğer senaryo güçlü ve hikâye sağlam bir yere oturuyorsa, ben orada olmayı isterim. “Neden beş sahnede varım ki?” gibi bir düşüncem hiç olmadı. Ayrıca ekip de önemli. Diğer oyuncularla uyum, yönetmenin vizyonu… Senaryoyu okurken eğer sahneler gözümde çok berrak canlanıyorsa, karakterin kostümünden, mekânın ışığına kadar netleşiyorsa ve kendimi ezber yapıyormuş gibi dikkatli okurken buluyorsam işte o zaman, “Bu senaryo beni içine aldı.” derim. Aksi halde dikkatimi veremiyorsam, bir sahneyi anlamak için geri dönüyorsam orada bir şey eksik demektir.
Gelecekte bizleri neler bekliyor? Sizi tekrardan ekranlarda görecek miyiz?
Bu söyleşinin zamanlaması çok anlamlı çünkü “Modern Kadın” adlı dizimiz haziran ayında nihayet izleyiciyle buluşacak. Aslında bu projeyi 2021 sonunda çektik ve hayalim 2022’de yayınlanmasıydı ama sektörde son dönemde sıkça yaşanan gecikmelerden biriyle biz de karşılaştık.“Modern Kadın”, benim için çok kıymetli çünkü senaristlik yaptığım bir proje ve başrolündeyim. Kadın izleyicinin izlediğinde, “Oh be!” diyeceği, güçlü bir hikâyesi olan bir dizi oldu. Bu üç yıl ortalarda görünmememin sebebi tamamen bu projeye kendimi adamamdan dolayı. Beklediğimize değecek, bana güvenin.
Henüz yıldızı parlamamış yetenekli, genç oyunculara neler tavsiye edersiniz?
Öncelikle şunu söylemek isterim: Yıldızınız parlayacaksa parlar; parlamıyorsa, belki de parlamaması gerekiyordur. Bu yüzden takılmamak lazım. Asıl önemli olan bu işe neden girdiğiniz. Ünlü olmak mı istiyorsunuz, yoksa oyuncu olmak mı? Ünlü olmak çok kolay artık ama sanatçı olmak, gerçekten değer üretmek isteyen biri olmak başka bir şey. Bence bir oyuncunun temel derdi şu olmalı: “Yaptığım iş insanlara dokunuyor mu? İzleyenlerin hayatında bir şey değişiyor mu?” Bu sorulara vereceğiniz cevaplar, sizi kalıcı ve değerli kılar. Elbette “çıtır çerez” işler de gerekli; onları isteyen bir izleyici kitlesi de var ama siz, ne istediğinizi bilmelisiniz. Eğer kalıcı bir kariyer hayal ediyorsanız, değer üretmeye odaklanın. Ve kim bilir, belki yollarımız kesişir, birlikte projelerde yer alırız, ezber geçeriz sevgili meslektaşlarım.
Hayatınız bir film olsa, sizi kim oynasın isterdiniz?
Büyük ihtimalle beni bir yapay zekâ oynar. Sesimi kullanıp bana benzeyen bir AI (yapay zeka) üretirler gibi geliyor. Çünkü gelecekte bu tarz şeyler olacak. Bizim jenerasyon tam da bu geçiş dönemini yaşıyor. Hem fiziksel olarak setlerde varız hem de yapay zekânın dahil olduğu yepyeni bir dönemdeyiz. O yüzden evet, sanırım beni AI oynar!
Bizlerle gerçekleştirmiş olduğu samimi sohbet ve söyleşiden dolayı İrem Sak’a teşekkürlerimizi sunarız.
Haber: Neşe Şen
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...