Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


SEVGİYLE OYUNCAK DAĞITAN GÖNÜLLÜLER: ÇOCUKLARLA UMUDA YOLCULUK

05.06.2023
Yaşam

Her çocuğun bir gülümseme hakkı vardır. Çocukların mutluluğunu ve umutlarını artırmak için çabalayan bir grup gönüllü çocukların yaşamlarına neşe katmak ve toplumda önemli bir rol oynamak için adımlar atıyor. Çocuklar için umutlu ve sevgi dolu bir yola doğru işe koyulan Oyuncak Kardeşliği, Türkiye’nin dört bir yanından oyuncağını vermek isteyen gönüllüler ile iletişim kurup oyuncakları yeni sahiplerine vererek çocuklara yeni bir umut aşılıyor.

 

Her çocuğun bir gülümsemeye, sevgiye ve umuda ihtiyacı vardır. Onların hayallerini paylaşmak ve gerçekleştirmek için el ele veren bu bilinçli çalışma, çocukların hayal dünyasına temas ederek topluma kazandırma ve toplumun bir parçası haline getirme ümidini taşır. Bu kapsamda, oyuncak dağıtan gönüllüler çocukların masumiyetlerini ve hayal güçlerini destekleyerek, onlara umut veren bir ortam yaratmak için özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Biliyoruz ki bir oyuncak, sadece bir nesne değildir; çocukların hayal dünyasını genişletir, yaratıcılıklarını geliştirir ve duygusal gelişimlerine katkıda bulunur. Bu güzel misyonla yola çıkan gönüllüler, çocukların güvenli ve destekleyici bir ortamda büyümelerine katkı sağlamak adına özveriyle çalışmaktadır. Ümit Kavak, bu gönüllülük yolculuğunda yer alarak çocuklara umut ve sevgi sunmanın önemini vurgulamaktadır. Ümit Kavak, gönüllülüğünü ve bu değerli çalışmanın nasıl toplumun bir parçası haline getirildiğini anlattı.

 

Ümit kavak kimdir?

Ben Ümit Kavak, 37 yaşındayım. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İşletme bölümü mezunuyum. Üniversite döneminde fotoğrafçılığa çok ilgi duydum. Çocukluğum Şanlıurfa Ceylanpınar’da geçti. Çok kalabalık bir ailede büyüdüm. Biz altı kardeştik. Urfa Ceylanpınar’da, Suriye sınırında geçen bir çocukluğum oldu yani göreceli olarak zor bir çocukluk denilebilir ama çok da eğlenceli bir çocukluk geçirdim. Üniversite sonrası okul bittikten sonra “Ne iş yapacağım?” diye düşünürken bankaya girip çalıştım fakat bir süre sonra istifa ettim. Sonra yine ne iş yapacağımı düşünürken ailemin ısrarıyla Urfa’ya dönmek zorunda kaldım. Aileme ait iki kafenin işletmesini devraldım. Daha sonra oyuncak dağıtma gönüllülüğü ile çalışmalarımı yürütmeye çalışıyorum.

 

Oyuncak dağıtma gönüllülüğü nasıl başladı?

Ben, hafta sonları fırsat buldukça dinlenmek için ovalara, köylere giderdim. O köylerde İsmail ve Yusuf adında 2 tane çocukla tanıştım, periyodik olarak onları ziyarete başladım. Sonra, marketten bir şeyler alıp sürekli onlarla zaman geçirince sosyal medyada paylaşımlar yapıyordum. Paylaşımlarımı sosyal medyada gören bir arkadaşım, kendisine ait  oyuncaklarını İsmail  ve Yusuf’a gönderebileceğini söyledi. Ben de “Tamam.” dedim ve ondan sonra birkaç kişi daha göndermek isteyince, biz de tabii ki bir afiş hazırlayıp aylar sonra da projeyi isimlendirdik. Aslında, proje kendiliğinden başladı.

 

Projeye başlamadan önceki amacınız neydi? Proje sonrası amacınız ne oldu?

Ben aslında projeye başlarken, hiç böyle bir şey düşünmeden paylaştım. Çocukları çok sevdiğim için onlarla zaman geçirmeyi seviyorum. Küçükken oyuncak eksikliğini hissetmiş bir çocuk olarak bu gönüllülük bende çok heyecan uyandırdı. Zaten uzun bir süreç içinde, Suriye'de çıkan iç savaştan dolayı göçmen ailelerin çocukları da vardı ve ilçede çok fazla doğum oranı olduğu için çok çocuk sayısı fazlaydı. Dolayısıyla 4-5 senedir yaklaşık 400 bin çocuğa oyuncak dağıttık. Durum böyle olunca ve zamanla büyüyünce çocuklara mont, bot, ayakkabı, kırtasiye malzemeleri ve burs desteği sağlayan bir organizasyon haline geldik. Birçok şehirde etkinlikler düzenledik ve hala yapıyoruz. Amacım ileride bu işi vakıflaştırıp uzun vadede çocukların eğitim hayatında kolaylık sağlayacak, burs alabileceği güzel bir format oluşturabilmek.

 

Bu projeyi yürütebilmek için kaç kişilik bir ekipten oluşuyorsunuz?

Normalde bizim çalışma sayımız esnek.  Ana kadroda ortalama 7-8 kişiyiz ama bunun dışında yurt dışındaki ve ülke içindeki destekçilerimiz de sık sık bölgeyi ziyaret edip bizimle dağıtıma katılıyor ve bu sayı sürekli değişkenlik gösteriyor. Yeri geliyor 15 kişi olabiliyoruz, yeri geliyor tek başıma arabaya atlayıp dağıtıma gidebiliyorum.

 

Projenizin belirli bir geliri var mı? Oyuncakları nasıl elde ediyorsunuz?

Biz normalde yurt içinden bağış kabul etmiyoruz. Bağış kabul etmediğimiz için de dolayısıyla insanlara “Kullanılabilir durumdaki eski oyuncakları bize yollayın.” diyoruz. Eski oyuncakları olmayanları da yeni oyuncak aldırmaya yolluyoruz. Bunun için bir toptancıya yönlendiriyoruz. Bizim bazen yurt dışından gelen arkadaşlarımızın topladığı fonlar olunca, onlarla da İstanbul’daki mağazaları dolaşıp uygun olan oyuncakları ve malzemeleri öyle finanse edip öyle dağıtım yapıyoruz. Projenin direkt bir maddi bir geliri yok. Takipçilerimizin talep ettiği takvimleri çıkararak ve ondan gelen finans ile araç giderlerini, yakıt giderlerini karşılıyoruz. Aynı zamanda çocuklarımızın servis ücretlerinin finansını oradan karşılıyoruz diyebilirim.

 

Gönüllülük esaslı ilerleme kat ettiğiniz bu projede ödül aldınız mı?

Ben bu projeyle beraber çok donanımlı insanlarla tanıştım. Birçok kurumla tanıştım ama aldığım en güzel ödüllerden biri Amerikan vakıflarından biri olan, bir Uzakdoğu ülkesi ile çalışan Dünya Şefkat Ödülünü aldım. O ödülün 10 bin dolarlık bir para ödülü de vardı. Bu ödül için ben başvuruda bulunmadım aslında, ama ödül aldım. Birçok yerde de düzenlenen özel organizasyonlarda yılın sosyal sorumluluk ödüllerini aldım. Ödüller benim için bir anlam ifade etmiyor. İlk günkü samimiyetle o çocuklara bir nebze nefes olmaya, bir gülümseme katmaya çalışmak benim için daha önemli.

 

Oyuncak dağıtımında çocuklar ile unutamadığınız bir anınız oldu mu?

Oyuncakları dağıtırken kutuyu açtım, içinde oyuncak uçaklar vardı. Çocuklardan bir tanesi gelip “Bu uçak bomba atmıyor değil mi Ümit ağabey?” dedi, o bayağı sarsmıştı beni.  Bir başka olay da aslında biraz trajikomik bir andı: Dağıtımdayken çocuklardan birinin, diş macununu yiyecek zannedip yemesi.  

 

Çocukların mutluluğunu ve umutlarını artırmak için oyuncak dağıtma gönüllülüğüne teşvik eden Ümit Kavak, gönüllü arkadaşlarıyla beraber kurduğu projeyi ilerleyen dönemlerde çocukların eğitim hayatını desteklemek amacıyla vakıflaştırmayı hedefliyor. Proje, gönüllülerden oluşan esnek bir ekip tarafından yürütülüyor ve oyuncakları kullanılabilir durumdaki eski oyuncak bağışlarından temin ediyor. Ümit Kavak, projenin başarısıyla birçok ödül almakla beraber, onun için önemli olan çocuklara umut ve sevgi sunmak ve çocuklarla unutulmaz anlar paylaşmak.

 

Haber: Özge İşik

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00