Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


SESSİZ DÖNÜŞÜM: YAPAY ZEKÂ, EĞİTİM VE TOPLUM

30.10.2025
Bilim ve Teknoloji

 

Yapay Zeka sadece araç değil, artık bir aktör. Eğitim sisteminden toplumsal düşünce yapısına kadar her şeyi sessizce ama köklü biçimde dönüştürüyor. Peki, bu dönüşüm bireyi özgürleştiriyor mu, yoksa pasifleştiriyor mu? Dr. Tahir Yılmaz’la, toplum ve yapay zeka arasındaki bu yeni dengeyi ve geleceğin eğitimini konuştuk.

 

Teknoloji, yaşamın her alanında sınırları yeniden çizerken, yapay zekâ bu dönüşümün merkezine yerleşiyor. Bilgiye ulaşma biçimimizden düşünme şeklimize, öğrenme süreçlerinden toplumsal ilişkilerimize kadar pek çok dinamiği yeniden tanımlayan bu çağda, eğitim sistemi ve birey-toplum ilişkileri de kaçınılmaz olarak dönüşüyor. Bu söyleşide, Eğitim Yönetimi alanında akademik çalışmalar yürüten Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Tahir Yılmaz ile yapay zekânın bireyler, öğrenciler ve toplum üzerindeki etkilerini eleştirel bir bakış açısıyla ele aldık.

 

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Tahir Yılmaz. Eğitim Yönetimi Bölümündeyim ve 2011'de buraya geldim. Yaklaşık 14 yıldır bu bölümde çalışıyorum. 2020'de doktoramı tamamladım. Üniversitede dergi üzerine çalıştım. 2022 yılından beri de doktor öğretim üyesi olarak Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde Eğitim Yönetim Bölümü’nde görev yapıyorum. Lisansta ve yüksek lisansta derslere giriyorum. Aynı zamanda tez öğrencilerim de var.

 

Günümüzde yapay zekâ hızla hayatımıza giriyor. Sizce bu dönüşüm, toplumun genel yapısını ve bireylerin düşünme biçimini nasıl etkiliyor?

Aslında burada birkaç açıdan düşünmek mümkün. Birincisi, toplumun genelinde kabul gören şey, yapay zekânın yaşamı kolaylaştırdığı yönünde. Özellikle öğrenciler için bilgiye ulaşmak çok daha kolay hale gelmiştir. Yapay zekâ, sadece bilgiye ulaşmayı değil, bilginin sunumunu ve yaratıcı boyutlarını da etkiliyor. Ancak bu süreç, bilgiyle kurduğumuz ilişkiyi de değiştiriyor; derinlemesine düşünme ve eleştirel düşünmenin zayıflaması gibi riskler ortaya çıkıyor. Yapay zekâ şu an için hazır bilgi üzerinden sentez yapıyor fakat bu bilginin teyit edilmesi ve sorgulanması gerekiyor. İnsanların sorgulamadan bilgiyi doğrudan kabul etmesi olumsuz etkiler yaratabilir. Ayrıca yapay zekâda kullanılan bilgi toplumsal dinamiklerden bağımsız değil; eril ve kapitalist bir bilgi yapısına da hizmet edebiliyor. Günümüzde yapay zekâ, bilgi araçsallaştırması ve kamuoyunun yönlendirilmesinde de etkili oluyor.                                                                      

 

Yapay zekânın hızla geliştiği bu dönemde, toplumun eğitim anlayışı sizce nasıl bir dönüşüm geçiriyor?

Biraz olumsuz bir dönüşüm geçiriyor diyebilirim. Eğitim özünde bireyi özgürleştiren ve özerk kılan bir süreçtir. Ancak yapay zekâ bireyi pasif, eleştirel süzgeçten geçiremeyen bir alıcıya dönüştürebiliyor. Yine de yapay zekâ doğru kullanıldığında bilgiye ulaşma ve bireyin kendi seçeneklerini belirlemesi açısından avantajlar sağlıyor. Fakat günümüzde insanlar bilgiyle daha çok pragmatik ilişki kuruyor, derinlemesine düşünme, felsefi ve tarihsel altyapıyı sorgulama geri planda kalıyor. Bilgi edinme süreçlerinden de uzaklaşıyoruz. Öte yandan yapay zekâ, bireylere farklı öğrenme ortamları ve bilgiyi anlamlandırma imkânları sunuyor. Gardner’in zekâ tiplerine göre bilgi yapılandırılabiliyor, görsellere dökülebiliyor, şarkı besteleyebiliyor veya kod yazılabiliyor. Ancak asıl önemli olan, yapay zekâyı nasıl kullanmamız gerektiği konusunda bilinç geliştirmektir.

 

Eğitimde yapay zekâ kullanımının artması, öğretmen-öğrenci etkileşimini ve eğitimin insani yönünü nasıl değiştiriyor?

Öğretmeni klasik anlamda bilgiyi bilen ve öğrenciye aktaran kişi olarak tanımlıyoruz. Fakat Freire’nin "bankacı eğitim" olarak ifade ettiği bu yaklaşımda öğrencileri boş birer saksı gibi görülür ve bilgi onlara doldurulur, bu nedenle gerçek bir üretim süreci oluşmaz. Tabii yapay zekâ burada ne kadar fırsat yaratabilir? Bireyin yapay zekayı nasıl kullandığı, kendi özgür öğrenme biçimini şekillendirir. öğretmenin ve öğrencinin duyguları, kaygıları ve mutlulukları bunlar eğitim süreciyle iç içedir. Öğretmen-öğrenci ilişkisi yaşamsal ve insani bir süreçtir, yapay zekâ bunu biraz mekanize ediyor. Ancak öğretmek mekanik değil, insani bir süreçtir. Yapay zekâ teknik boyutları çözebilir ama öğretmen-öğrenci ilişkisinin insani yönünü tam olarak karşılayamayabilir.

 

Yerli yapay zekâ sistemleri yeni oluşturulan Kumru Türkiye’nin dijital bağımsızlığı ve 

eğitim politikaları açısından ne ifade ediyor?

Nasıl bir işlev sağlayacağını biraz zaman gösterecek diyebilirim ama burada belki de kullandığınız anahtar kavramlardan bir tanesi dijital bağımsızlık dediğiniz kavram. Dijital anlamda nasıl bağımsız olunabilir? Bunu açıkçası çok net öngöremiyorum. Çünkü dijital olarak şu anda bireysel anlamda da bağımsız değiliz. Dijital yapı ya da dijital ortam dediğimiz kavram aslında küresel bir oluşum. Buradaki bağımsızlığı nasıl tanımladığımız bizim için önemli.

 

Yapay zekâ toplumun teknolojiye güvenini artırır mı, yoksa yeni bir dijital ayrışma riski doğurur mu?

Dijital ayrışma riskini doğurması fikri daha ağır basıyor. erişim konusuna değinmemiz gerekiyor. Ana akım üzerinden bakarsanız, herkes yapay zekaya ulaşıyor gibi görünse de, ciddi anlamda teknolojiye ulaşımla ilgili çok problemler yaşanıyor. Pandemi döneminde, Akşam derse girebilmek için ailesinin eve gelmesini bekleyen, telefonu olmayan çocuklar vardı. Sürdürülebilir kalkınma raporlarına baktığınızda kız çocuklarının erkek çocuklarına göre daha az telefon sahibi olduğu görülüyor. Ayrıca kuşaklar arasında da dijital eşitsizlik olduğunu söylemek mümkün. Bugün, toplumun kırılgan kesimleri dediğimiz, özel gereksinimler, yaşlılar, çocuklar teknolojiye düşündüğümüz kadar hâkim değiller. Bu nedenle elbette ki bir dijital bölünme yaratacaktır diye düşünüyorum.

 

Eğitim sisteminin yapay zekâ çağında insani değerleri koruyabilmesi için nasıl bir yol izlenmeli?

Yapay zekâ ve insanı değerleri bir arada düşünmek kolay olmayabilir. Öğrenmek, bilgiyle iç içe olmak, bunun stresini yaşamak, sorumluluğunu almak, günlerce bir konu üzerine düşünmek bunlar çok insani deneyimlerdir. Ancak süreç teknikleştiğinde veya metalaştığında, hem insan hem de eğitim süreci bilgiye yabancılaşabilir. Bilgi sadece temel ihtiyaç gibi görülür ve onun anlamı, derinliği geri planda kalır. bizi nasıl besliyorsa biz de internetin içinde, yapay zekânın içinde bulunarak onu besliyoruz. Burada karşılıklı bir besleme süreci var ama bu metalaşmış bir şey üzerinden gidiyor. Böyle bir ilişki, öğrenme sürecini ve insanı metalaştırır; yaratıcılık ise tekdüze bir sürece dönüşerek sınırlanır.

 

Eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarının yapay zekâ çağında nasıl bir donanıma sahip olması gerekir?

En kritik nokta öğretmen adaylarının yapay zekâyı nasıl kullanması gerektiğini çok iyi bilmesi gerekiyor. Yani çeşitliliği kavraması, sadece öğrencilere konuyu farklı anlatmak değil, aynı zamanda o konuyu nasıl yapılandırması gerektiğini anlaması gerekiyor. Aslında hep şöyle bir klasik soru var ya “yapay zekâ öğretmenlerin yerini alacak mı?” Hayır, yapay zekâ öğretmenlerin yerini almayacak, ancak klasik öğretmenlik alışkanlıklarını dönüştürmeyenlerin yerini alacak. Öğretmen adaylarının yapay zekâyı öğretim sürecine ve yaşam boyu öğrenme pratiklerine entegre edebilmesi temel bir beceridir. Bunun yanında eleştirel düşünme yetisi de çok önemlidir; çünkü bilgi bombardımanı altında güvenilir bilgiyi seçebilmek gerekir. Bu nedenle akademik okuryazarlık ve eleştirel düşünme büyük önem taşıyor. Yapay zekayı etkili kullanabilen ve derslerine entegre edebilen öğretmenler, sistem içinde hâlâ aktif bir rol oynayacaktır.

 

Yapay zekâ destekli eğitim sistemleri, bireyin yaratıcılık ve eleştirel düşünme becerilerini destekler mi yoksa sınırlar mı?

Hâlihazırdaki kullanım bunu sınırlıyor gibi görünüyor; çünkü bilgiye çok hazır bir şekilde, hemen soru cevap üzerinden ulaşıyoruz. Bu durum, eleştirel düşünmeyi körelten bir etki yaratıyor. Yapay zekanın bu etkisi, hem doğasıyla hem de onu kullananların olayı nasıl değerlendirdiği ve uyguladığı ile ilgili. Ancak şu anki kullanım biçimine bakıldığında, eleştirel düşünmeyi öldürdüğünü ve daha çok tekdüze bir ilişki biçimi oluşturduğunu söyleyebilirim. 

 

Toplumda yapay zekâ kullanımının artmasıyla birlikte, etik değerlerin, veri gizliliğinin ve insan mahremiyetinin korunması konusunda nasıl bir bilinç oluşturulmalı?

Genel çaplı önlemler, bireyler açısından uygulamada pek işe yaramıyor. Veri gizliliği konusunda neredeyse hepimiz çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz; örneğin anlamsız numaralardan aranmak gibi. Yapısal olarak veri gizliliğimizi yeterince koruyamıyoruz. Bu noktada artık bireylere de görev düşüyor. Kullandıkları araçlar ve bu araçlara sağladıkları bilgiler konusunda daha bilinçli olmaları gerekiyor. Böylece kendi verilerini koruyabilir ve daha güvenli araçlar ile sanal kartlar gibi çözümleri tercih edebilirler. Ancak mevcut genel duruma bakıldığında veri gizliliği ile ilgili ciddi problemler olduğu görülüyor.

 

Sizce yapay zekâ ve insanın birlikte var olduğu yeni dönemde, Türk toplumu nasıl bir kültürel, eğitsel ve insani dönüşüm yaşayacak?

Bu çok derin bir soru aslında. Yüzeysel işleyen bir sürecin bizde ne kadar anlamlı bir dönüşüm yaratacağı konusunda kuşkularım var. Bu durum toplumun özellikleriyle de yakından ilgili. Belki yeni nesillerle birlikte veya ilerleyen süreçte bu dönüşüm yakalanabilir. Kültürel süreçler, maddi kültürün değişimiyle şekillense de, maddi olmayan kültür daha yavaş ilerliyor. Dolayısıyla bu konuda kesin bir öngörüde bulunmak için henüz erken. Sürecin nasıl gelişeceğini biz belirleyeceğiz. Eğer mevcut şekilde devam ederse, insan ilişkilerinde olumlu anlamda büyük bir değişim beklemiyorum; bu pragmatik ilişki biçimi, dostluklara ve aile ilişkilerine kadar hayatın her alanına yansıyor. Yapay zekâyı kötü bir şey olarak görmek veya canavarlaştırmak doğru değil. Önemli olan, onu nasıl kullandığımız. Eleştirel düşünerek, ders içeriklerini çeşitlendirerek veya yaratıcı biçimlerde kullanmak yapay zekânın faydalarını ortaya çıkarabilir. Ancak işi tamamen yapay zekâya devretmek, beklenen olumlu değişimleri sağlamayacaktır. Yapay zekâ ciddi avantajlar sunabilir, fakat bu avantajlar kullanım biçimine bağlı olarak dezavantaja da dönüşebilir.

 

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Tahir Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz bu söyleşi, yapay zekânın eğitim ve toplum üzerindeki derin etkilerini anlamamıza ışık tuttu. Onun deneyimleri ve eleştirel bakış açısı, bu teknolojik dönüşümün hem fırsatlarını hem de risklerini açıkça ortaya koydu. Bizimle bu değerli bilgileri paylaştığı için Dr. Tahir Yılmaz’a teşekkür ederiz.

 

Haber: Melisa Ayhan

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00