Acıların ve sevinçlerin adresi olan uzun hava kültürü, güçlü bir gırtlaktan gelen ses ile yaşanmışlıkları yoğurmaktır. Uzun hava, coğrafyanın dağlarından ve yaylalarından süzülen o mistik öğütler ile tarih boyunca aşkları, acıları ve sevinçleri toplayarak çıplak ses ve ağıt ile kulaktan kulağa aktarımıdır. Kültürlerini ve geleneklerini sözle anlatan toplum, yaşayış tarzlarını ve kendilerine has olan ezgilerin temellerini uzun hava kültürü ile aktarır.
Uzun hava, Anadolu’da asırlardır devam eden, yöre halkının sevinçlerini, duygularını, yaşanılan veya şahit olunan olayların sesle aktarımlarıdır. Coğrafyadan tüten bir ezgi ile çıplak sesle söylenen ağıtlardır. Tef veya kaval gibi kulağa aşırılık vermeyen müzik aletleri de kullanılabilir. Bir sözlü edebiyat türü olan uzun hava; toplumun kahramanlıklarını, düğünlerini, cenazelerini, hastalıklarını ve doğayı konu edinir. Uzun havalar, usulsüz ezgiler olarak da bilinirler. Bu türküleri söyleyenler, kendi zevk ve isteklerine göre ezgiyi uzatıp kısaltabilirler. “Bozlak”, “Dağbaşı”, “Divan”, “Garip”, “Hoyrat”, “Kalenderî”, “Kayabaşı”, “Kerem” vb. şeklinde adlandırılan şiirler bu usulle icra edilirler.
Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş Aşık Veysel, Aşık Mahzuni Şerif gibi halk ozanlarının, bu coğrafyada nam salan isimlerin yanı sıra Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgesi’nde yaşayan kültürü hem yaşamak hem de yaşatmak adına sanatını icra eden Hasan Taşoğlu, Erkan Sayan ve Emrah Kumral ile detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik. Üzerinden asırlar geçmesine rağmen hala var olan uzun hava kültürünü yaşatan Van’ın İpekyolu ilçesinde ikamet eden Hasan Taşoğlu ve Erkan Sayan düşüncelerini aktardı. Bunun yanı sıra Tekirdağ’da uzun hava kültürünü icra eden Emrah Kumral ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide ise bu kültürün ayrıntılarını kendilerine sorduk.
Dudaklar ve kulaklar arasındaki köprü
Hasan Taşoğlu ile yaptığımız söyleşide aldığımız bilgilere göre, Uzun hava kültürü, sözlü edebiyat içerisine sinmiş bir kültürdür. Çünkü edebiyatta geçen ve yöre halkının kullandığı bir kelime olan dengbejlik, dudaklar ve kulaklar arasında köprü kurar. Bu köprü yöre halkının duygularından yola çıkılarak kurulmuştur. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hala yaşayan bir kültür olarak gördüğümüz uzun hava, asırlardır ayakta kalmasının yegane sebebi kulaktan kulağa aktarılması olmuştur. Uzun hava “Söz uçar yazı kalır” deyimindeki kalıplaşmış ifadeyi çürüterek yazının yanında sözün uçmadığını, yaşayan bir kültürle kanıtladı.
“Ezgisine hayran kaldım”
Uzun hava kültürünün içinden gelen ve büyüklerinin de birer dengbej (Uzun hava söyleyen kişi) olduğunu söyleyen Hasan Taşoğlu, “Çocukken babam ve büyük dedemden duyduğum bu eşsiz ezgileri çok anlamadığımı söylemek istiyorum. Radyonun popüler olduğu zamanlar bu eserlere denk geldiğimizde sözleri bana çok anlamsız geliyordu. Bana bir bağırıştan ibaretmiş gibi geliyordu. Hatta bazen yanlarından ayrılıyor ve söyleniyordum. Babam köyün ileri gelenlerinden olduğu için haftada bir köylüler ve akrabalarımız bizim evde toplanıyordu. Koyu muhabbet ve çay esnasında belki de büyüklerimizin en büyük eğlencesi ve hayatı anlama çabasıydı dengbejlik. Bunun kültürümüzün bir parçası olduğunu ilerleyen zamanlarda öğrenmiş oldum. İlerleyen yaşımla beraber hayatı anlamlandırmaya çalıştığım dönemlere geldiğimde, sözlerini anladığımı ve ezgisine hayran kaldığımı fark ettim.” dedi.
“Acıyı anlatamam ama dengbeje çevirebilirim”
Uzun hava ile ilgili anılarından bahsederken babasının söyledikleri sözlerin kendisini çok etkilediğini belirten Taşoğlu, “İlkbaharda şehirden dönen amcam, dönüş yolunda geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti. Acı haber geldiğinde feryatlar birbirine karıştı. Acıyı anlatamam ama dengbeje çevirebilirim. Amcamın vefatından sonra babaannemin onun adına söylediği ağıtla karışık uzun havayı dinlerken babam ‘Neden uzun hava dinlediğimizi anladın mı?’ dedi. Ondan sonra bu acı olay babaannemin aklına her geldiğinde oturup o uzun havayı söylerdi. Yaşanmışlıkların bıraktığı izleri ben de stranlara (şarkılara) aktarıyorum. Geleneği sürdürmeye başladım.” diye aktardı.
“Geleneklere her zaman bir sempati duymuşumdur”
Kültürün devamlılığı için yaşlı dengbejlerin yanında, genç dengbejlerin sayısı oldukça fazla olan Van’da müzisyenlik yapan ve aynı zamanda bir dengbej olan Erkan Sayan, “Küçüklüğümden beri kültür gereği içinde bulunduğum geleneklere her zaman bir sempati duymuşumdur. Küçük yaştayken dengbej olan amcamla beraber evlere giderdik. O evlerde sanatını icra eden amcama özendiğim oluyordu. En büyük idolüm Dengbej Şakiro’dur. Onu dinlerken çocukluğum aklıma gelir.” şeklinde belirti. Sayan, amcasından aldığı eğitimle 2005 yılında profesyonel olarak kültürü yaşatmak adına kollarını sıvadığını aktardı. Kendinden sonraki nesiller için kültürlerine sahip çıkılmasına özen göstermeleri gerektiğinin altını çizen Sayan, “Dengbejliği” torunlarına aktarıp onlarında sonraki kuşağa aktarması gerektiğini vurguladı.
“Dinleyicinin beynine ve yüreğine dokunan bir müzik”
Tekirdağ’da yaşayan, uzun hava kültürünün Anadolu'daki ismi olan Emrah Kumral uzun hava ile ilgili yaptığımız söyleşide şunları aktardı: ”Uzun hava, tamamen doğaçlama yapılan ve duyguyla karşı tarafa yani dinleyicinin beynine ve yüreğine dokunan bir müzik türü olduğunu vurgulayan Emrah Kumral “Sanatçı, uzun havayı okuduğu zaman dinleyiciyi aşırı duygulandıran, yaşanmışlıkları hatırlatan düzeyde bir duygu geçişi yaratan müzik türüdür. Daha çok Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’da dinlenmektedir. Yoksulluk ve acı gibi duyguları öne çıkarmaktadır. İnsana farklı duygular yaşatır. Bunun yanı sıra Anadolu’da yaşayan toplumların dilinde daha çok insanların yaşamına dokunan bir müzik türü olmakla beraber söyleyen kişinin tamamen doğaçlama yaparak kendine has yorum ve melodi tarzıyla aktarılan bir ağıt biçim olduğu söylenebilir.” sözleriyle konuyu noktaladı.
Asırlık bir kültür olan uzun hava kültürü, halk ozanlarının coğrafyayı benimsemesi üzerine ve modern çağın getirdiği yenilikler ile daha fazla insana ulaştı. Kültürün bu denli yaygınlık kazanmasının temel nedeni, büyük ozanların adını duyurması gençlerin de bu kültüre sahip çıkıp devam ettirmesidir. Acıların ve sevinçlerin ifade biçimi olan uzun hava, güçlü bir gırtlaktan gelen sesle yaşanmışlıkları aktarma şeklidir. Bu aktarımı sadece kültürün biriciği olan halk ozanları yapabilir. Hasan Taşoğlu, Erkan Sayan ve Emrah Kumral uzun hava kültürünün biricikleri arasındadır. Erkan Sayan Hasan Taşoğlu ve Emrah Kumral, coğrafyanın uzun hava kültürüne yarattıkları etki ve bu etkileriyle ne gibi katkılar sağladığına dair yaptığımız görüşme ile aktardı.
Haber: Özge İşik
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...