Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Yazar, dramaturg, sanat yönetmeni olan Serkan Fırtına özgün yazıları ile okuyucuların dikkatini çekiyor. Yalın bir anlatımla kaleme aldığı öykülerini ve tiyatro üzerine yazılarını bir araya getirdiği kitaplarıyla büyük beğeni toplamaya devam ediyor.

Süleyman Demirel Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü'nde lisans ve yüksek lisans eğitimi alan 1981 İzmir doğumlu Serkan Fırtına, Anadolu Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı Bölümü'nde eğitim gördü. Eğitimin yaşam boyu devam ettiğini söyleyen Fırtına, şu anda Açık Öğretim Fakültesi’nde Kültürel Miras ve Turizm Bölümü’nde eğitim alıyor. Gazete ve dergilerde röportaj, deneme, eleştiri, şiir, öykü, oyun ve incelemeleri bulunmaktadır. Çeşitli tiyatro ekiplerinde oyuncu, yönetmen ve dramaturg olarak görev yapan Fırtına, çeşitli özel radyo ve televizyon kuruluşları ve kamu kurumları için metin ve senaryo yazarlığı, çeşitli kitap ve yayın projelerinde editörlük, bazı kısa film ve belgesellerin  senaryo yazarlığını ve danışmanlığını yapmıştır. Aydın Efeler Belediyesi’nde drama-tiyatro eğitmenliği, belediye şehir tiyatrosunda sanat yönetmenliği ve Kültür Müdürlüğü'nde kültür-yayın-sanat koordinasyon görevini sürdüren Fırtına; yazarlık, dramaturji ve sanat eleştirisi alanında atölye çalışmaları düzenliyor. Aynı zamanda Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği İkinci Başkanı, Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi ve Aydın Sanat Etkinlikleri Merkezi Derneği sanat danışmanı olan Serkan Fırtına ile yazarlık üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. 

Yazmaya ne zaman başladınız? Bu anlamda kendinize örnek aldığınız sanatçılar kimler? 

Yazmaya ortaokul son sınıfta deneme ve öyküler yazarak başladım. O yaşa göre çok amatör çalışmalardı ancak şimdi onların yaşamımda ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyorum. Lise yıllarında İzmir’deki birçok lise öğrencisinin ortaklaşa çıkardığı "Tebeşir" adlı dergiye müzik ve siyaset konularında yazılar kaleme aldım. Yazarlık insanın kendini ve toplumu kavrayışı ile birlikte ilerleyen bir süreç. Zamanla kendimi, toplumu tanıdıkça ve üzerine eğitim de alınca yazarlık yaşamım yoğunlaştı ve çeşitli üretimler gerçekleştirme fırsatı yakaladım. Ardından dergilerde çıkan yazılar ve kitaplarımla şimdiki zamana kadar geldim. Çalışmalarını örnek aldığım yazar ve sanatçılar çok fazla. En önemlilerini şöyle sıralayabilirim: çalışma disiplini konusunda Hidayet Sayın, kitaplarıyla Türkiye’nin öncü yazarlarından Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Füruzan, Memet Baydur, dünya edebiyatından ise Salinger, Çehov, Dostoyevski, Virgina Woolf diyebilirim.

Yazma anlamında aldığınız eğitimler neler? Sizce iyi bir yazar olabilmenin yolu iyi bir okur olmaktan mı geçiyor?

Lisans eğitimim Sahne Sanatları Dramaturji ve Dramatik Yazarlık üzerineydi. 4 yıllık lisans eğitimim boyunca oyun, senaryo, reklam, TV yazarlığı üzerine dersler aldım. Yüksek lisans eğitim de Sahne Sanatları üzerine oldu. Orada da dramaturji ve yazarlık ilişkisi üzerine dersler aldım. Bunun dışında çeşitli yazarların atölye çalışmalarına katıldım ama en iyi yazarlık eğitimi okumakla başlar. Lise döneminden bu yana okumak benim için büyük bir tutkuydu. Hangi alanda yazmak isterseniz isteyin, geniş bir okuma kültürüne sahip olmanız gerekiyor. 

Size göre ilham nedir ya da böyle bir şey var mı?

Düşündüğünüz anlamda ilham diye bir şey yok. Yani gündelik dilde yüklenen anlamı ile yazarlar ilhamla yazı yazmaz. Yazarlık ciddi bir ön hazırlık ve disiplin gerektiren bir eylemdir. İlham denilen şey sadece imgelem dünyamızın genişliği ile ilgili bir konu. Yani ne kadar çok gözlem yapar ve ne kadar çok okursak, bazı anlar, bazı çağrışımlara ve hayal gücüne yol açar. Bu da yeni bir fikir bulmaya yardımcı olur ama dediğim gibi, bu sadece ilk aşamadır. Önemli olan onu ele aldığını tür ve biçimin gerekliliklerine göre yapılandırabilmek.

Yazarken etkisinde kaldığınız bir sanatsal akım var mıdır?

Yazarlığın ilk yıllarında herkes bazı yazın veya sanat akımlarına daha çok ilgi gösterir ve öyle denemelere girişebilir. Sanat akımlarından etkilenmekten öte öncelikle alanınızla ilgili olanları bilmeniz gerekir. Artık günümüzde belirli bir akıma bağlı olarak sanat ve yazın dünyası tanımlanamıyor. Yani artık modern ve postmodernin aynı nehirde buluştuğu metinler yazılabiliyor.

Çocuk edebiyatı, çocuk tiyatrosu, yetişkin tiyatrosu, tiyatro eleştirisi ve öykü alanlarında kitaplarınız bulunuyor. Peki kitaplarınızda okurlarınıza anlatmak istediğiniz nedir? 

Şimdilik yayımlanan 5 kitabım var. Öncelikle hangi alanda yazıyorsak onun kurallarına ve hedeflerine göre bir yol izliyorum. Her oyunumda, eleştiri yazımda veya öykümde okuyucu için bir pencere açmaya çalışıyorum. Edebiyat ve yazın benim için gerçeğin acımasızlığına karşı bir alan açma ve farkındalık oluşturma arenasıdır. Kitaplarımda ve yazılarımda kesin yargılarda bulunmaktan kaçınırım. Her yazı ve yapıt okuyucu ile tamamlanan bir süreçtir. Kitabınız son cümlesinden sonra okuyucuda yorumlama ve hayal dünyasına kapı aralamıyorsa zayıf bir yapıt olarak kabul edilir. 

Göz bebeğim olarak nitelendirdiğiniz, içinize en sinen kitabınız ya da senaryosunu yazdığınız bir oyun var mı? Hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Biraz klişe bir cevap olabilir ama yazarın her eseri onun çocuğu gibidir. Cidden gerçektir bu. Çünkü hepsinin üretim aşaması sancılı bir süreçtir. İllaki cevap vermek zorundaysam yetişkin öykülerimi topladığım kitabım Ruh Bağışı içerisinde aynı adı taşıyan öykümü söyleyebilirim. Belki de okuyucular tarafından çok ilgi gördüğü ve geri dönüş aldığım için bu kanıya varmış olabilirim. O öyküde tüm insanların yaşamlarının sonuna yaklaştıklarında gerçekleştirebilecekleri bir muhasebeyi konu alıyorum.

Yazarlık anlamında aldığınız ödüller nelerdir? Almış olduğunuz ödüllerin sizde uyandırdığı hissi tarif edebilir misiniz? 

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği tiyatro oyun yazma yarışmasında, Mansiyon (2015), Uluslararası Anadolu Tiyatro Ödülleri kapsamında “Yılın En İyi Tiyatro Yazarı” (2016), Efeler Halk Eğitim Merkezi – Tiyatroya Destek Hizmet Ödülü (2017), Ayfer Öneysan Çocuk Edebiyatı Ödülleri kapsamında “Yılın Çocuk Edebiyatı” (Altı Yüz Yıllık Ağaç adlı dosyamla) (2020), Kültür ve Turizm Bakanlığı – Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği işbirliğinde düzenlenen kısa film senaryo yarışmasında, Türkiye 2.lik ödülü (2023). Ödül almak yaptığınız işler anlamında motivasyon sağlıyor. Bir insanın başarılı olması ya da bir şeyler yapması için ödülün zorunlu olduğunu düşünmüyorum ama dediğim gibi bana motivasyon sağlayan bir yanı oluyor.

Son olarak bizlere yakın gelecekteki projelerinizden bahseder misiniz?

Tamamlanmış ve basılmaya hazır bir öykü dosyam var. Uzun zamandır üzerinde çalıştığım ama işlerimin yoğunluğundan dolayı ara verdiğim bir roman taslağım var. Basıma hazır tiyatro oyunlarım da mevcut. En çok üzerinde durduğum ise, neredeyse 5 yıldır üzerinde çalıştığım uzun metraj film senaryo çalışmam. Tüm bunlar için tabii ki önce sağlık ve huzur.

Serkan Fırtına'yla yazmak üzerine güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Zamanını ayırıp bizimle röportaj yaptığı için kendisine çok teşekkür ederiz.

Haber: Harika Kahraman