Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Sanat hekimleri tarihî müzik enstrümanlarına “şifa” oluyor. Uzman restoratörler müze bünyesinde yürüttükleri çalışmalarla piyanolardan yaylı çalgılara, nefesli enstrümanlardan vurmalı çalgılara kadar birçok eserin sağlığını koruyor. Hem ileri teknoloji hem de geleneksel yöntemler kullanılarak bu değerli miras geleceğe taşınıyor.

Afyonkarahisar’da bulunan İbrahim Alimoğlu Müzik Müzesinin Genel Koordinatörü ve Sanat hekimi Yunus Emre Uğur ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede, uzman restoratörler piyanolardan yaylı çalgılara, nefesli enstrümanlardan vurmalı çalgılara kadar birçok eserin sağlığını koruyor. Hem ileri teknoloji hem de geleneksel yöntemler kullanılarak bu değerli miras geleceğe taşınıyor.

Kültürel mirasın bekçileri

İbrahim Alimoğlu Müzik Müzesi’nde görev yapan restoratörler her enstrümana büyük bir özenle yaklaşıyor. Tarihe tanıklık eden bu eserlerin korunması ve yaşatılması için özveriyle çalışıyorlar. Yunus Emre Uğur, bu çalışmaların önemini şu sözlerle özetliyor, “Bu müze sadece geçmişi korumakla kalmıyor aynı zamanda geleceğe bir köprü kuruyor. Enstrümanlar burada yeniden hayat buluyor.” dedi.

Tarihe ışık tutan restorasyon çalışmaları

Müze atölyelerinde her enstrümanın özgün yapısını koruyarak, orijinal dokusuna zarar vermeden yapılan restorasyon işlemleri büyük bir özenle gerçekleştiriliyor. Yunus Emre Uğur, bu çalışmalar hakkında şu bilgileri paylaşıyor, “Her enstrüman bizim için ayrı bir hikaye anlatıyor. Amacımız onları olabildiğince aslına uygun şekilde korumak ve seslerini geleceğe taşımak. Restorasyon işlemlerinde minimum müdahaleyle maksimum koruma sağlamaya özen gösteriyoruz.” diyerek eserlerin yapısını bozmadan restore edilmesini vurguladı.

Modern teknolojilerle geçmişe yolculuk

Müze tarihî enstrümanların yapısını incelemek ve doğru koruma yöntemlerini belirlemek için modern teknolojiden yararlanıyor. Akustik analiz cihazlarıyla her enstrümanın detaylı bir “sağlık kontrolü” yapılıyor. Ayrıca kimyasal analiz sistemleriyle malzeme türleri incelenerek en uygun bakım yöntemleri belirleniyor. Yunus Emre Uğur, teknolojinin bu alandaki katkısını şu sözlerle özetliyor, “Modern teknoloji sayesinde enstrümanların yapısını ve sorunlarını derinlemesine analiz edebiliyoruz. Bu en doğru müdahaleyi yapmamıza olanak sağlıyor.” dedi. Eserlerin sağlığının korunması sayesinde enstrümanların üzerinde bulunan karekod ile müzik aletlerinin seslerini de dinlemek mümkün.

Küçük dokunuşlarla büyük koruma

Restorasyon sırasında uygulanan işlemler her enstrümanın malzeme türüne göre değişiklik gösteriyor. Örneğin yaylı çalgılarda reçine ile özel cilalama teknikleri uygulanırken metal nefesli çalgılarda oksitlenmeyi önlemek için özel solüsyonlar kullanılıyor. Ahşap enstrümanlar ise biyolojik hasarlardan korunması için özel nemlendirme sistemleriyle destekleniyor. Bu titiz çalışmalar sayesinde eserler hem estetik hem de işlevsel olarak ilk günkü haline en yakın şekilde korunuyor.

Eserlerin sağlığı için ideal koşullar

Müzenin sergi alanlarında enstrümanların korunabilmesi için nem, sıcaklık ve ışık gibi çevresel faktörler dikkatle kontrol ediliyor. Özel iklimlendirme sistemleri sayesinde eserler zarar görmeden sergilenmeye devam ediyor. Restorasyon ekibi düzenli olarak bakım yaparak enstrümanların fiziksel ve akustik özelliklerini koruyor.

Modern teknoloji ve geleneksel yöntemlerle, sanat hekimleri tarihî müzik enstrümanlarını koruma konusunda örnek bir çalışma yürütüyor. Eserlerin mirasını gelecek nesillere taşımayı hedefliyor.

Haber: Feride Nur Yaka