Kolay kazanç hayali, insanların hayatlarını karartıyor. Sanal bahis ve kumarın, bireylerin ekonomik ve psikolojik yaşamlarına verdiği zararlar her geçen gün artıyor. Bir oyun, tüm hayatınızı değiştirebilir. Kumar, bir gecede her şeyinizi kaybetmenize neden olabilecek tehlikeli bir alışkanlık. Birçok kişi, sadece bir oyun kazanma umuduyla maaşını ya da birikimlerini kaybediyor. Ancak bu durum, yalnızca maddi kayıplarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda ruhsal çöküntü, aile içi sorunlar ve sosyal izolasyona da yol açıyor. Sanal bahiste kısa vadeli kazanç ile başlayan bu süreç, uzun vadeli kayıplara dönüşerek bireylerin hayatlarını altüst edebiliyor. Bahis birkaç saatlik eğlencenin bir ömür boyu sürebilecek pişmanlıklara sebep olabileceği tehlikeli bir alışkanlıktır.
Sanal bahis ve kumar, bağımlılığa yol açarak kaygı, depresyon ve stres düzeylerini artırabilir. Maddi kayıplar suçluluk duygusunu tetiklerken, sosyal ilişkiler ve iş hayatı olumsuz etkilenir. Sürekli belirsizlik hissi tükenmişlik ve çaresizlik yaratabilir. Profesyonel destek, bu etkilerle başa çıkmada önemlidir. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu ve Aydın yerel basınında köşe yazılarıyla tanınan Psikolog İsmail Uğurlu ile sanal bahis ve kumarın bireyler üzerindeki etkileri ile ilgili ve Manisa Barosu'na kayıtlı Avukat İsmail Mert Göde ile söyleşi yaptık. Eski bağımlı bir birey Muhammed Ali Kul ile görüştük.
Yasa dışı bahis oynamanın hukuki boyutu
7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlemesi Hakkında Kanun kapsamında, yasa dışı bahis oynatmak suç sayılıyor. Halk arasında “kaçak bahis” olarak bilinen bu faaliyetler, yasal bir lisans veya ruhsat olmadan, hukuka aykırı şekilde gerçekleştiriliyor. Kanunun 5. maddesi, yurt içinde veya yurt dışında yasa dışı bahis oynatılmasını, oynanmasına yer ve imkan sağlanmasını açıkça yasaklıyor. Ancak yasa dışı bahis oynayan kişiler, hukuken "kabahat işlemiş" sayılıyor ve yaptırım Kabahatler Kanunu çerçevesinde uygulanıyor. Avukat İsmail Mert Göde’nin aktardığı bilgilere göre, bu yaptırımları uygulama yetkisi, ilgili bölgenin en büyük mülki idare amirine ait. Yasa dışı bahis oynayanlar için 2024 yılı itibarıyla belirlenen ceza miktarları, yeniden değerleme oranına göre 36 bin 38 TL ile 144 bin 218 TL arasında değişiyor. Bunun yanı sıra, oynayan kişilerin hesaplarına bloke konulması ve yurtdışı yasağı getirilmesi de söz konusu.
“Oynayan mağdur konumunda”
Göde, “Yasa dışı bahis oynayan kişiler aslında mağdur konumunda. Ancak bu durum, yasal süreçte değişmiyor. Yasa dışı bahis oynadığı tespit edilen kişiler, genellikle ceza soruşturmasında şüpheli sıfatıyla ifade vermek zorunda kalıyor. Ayrıca ilk etapta oynadıkları belirlenemediği için, hesaplarına bloke uygulanması gibi yaptırımlarla da karşı karşıya kalıyorlar.” dedi. Göde, özellikle dijital ortamda artan yasa dışı bahis faaliyetlerine karşı vatandaşların dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu tür faaliyetlere dahil olan kişiler yalnızca ağır para cezalarıyla değil, aynı zamanda çeşitli adli ve idari tedbirlerle karşılaşabilir. Oynayan tarafın mağduriyeti çoğu zaman göz ardı ediliyor.” ifadelerini kullandı. Yasa dışı bahisle mücadele de hem oynatanlar hem de oynayanlar için hukuki yaptırımların artarak devam edeceği belirtti.
Gizli bir bağımlılık tehlikesi
Uğurlu, sanal bahis ve kumarın bağımlılık yapıcı özelliklerini değerlendirdi. Uğurlu'nun aktardığına göre, bu tür aktiviteler, hızlı kazanç umudu ve kaybetme riskinin yarattığı yoğun heyecanla kişiyi kendine çekiyor. Beyindeki dopamin salınımını artıran bu süreç, bireyi sürekli daha fazlasını denemeye teşvik ediyor. Diğer bağımlılık türlerinden farklı olarak, fiziksel bir maddeye bağlı olmaması nedeniyle fark edilmesi ve kabul edilmesi zor olan bu bağımlılık, kayıpların getirdiği stres ve suçluluk duygusuyla kişiyi yıpratıyor. Uğurlu, "Sanal bahis ve kumar, yalnızca bireyin ekonomik durumunu değil, sosyal ilişkilerini de derinden etkileyerek kişiyi yalnızlığa sürükler," diyerek bu tehlikeye karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Monte Carlo Yanılgısı: Kumarbazların tehlikeli hatası
Kumar dünyasında sıkça karşılaşılan bir yanlış inanış, "Monte Carlo Yanılgısı" olarak adlandırılır. Adını 1913 yılında Monte Carlo’daki bir rulet masasında yaşanan olaydan alan bu kavram, şansa dayalı olayların ardışık gerçekleşme olasılıklarının yanlış yorumlanmasına dayanır. Uğurlu'nun aktardığına göre, olasılık teorisinde her şansa bağlı olay bir öncekinden tamamen bağımsızdır. Ancak birçok kişi, bir olayın beklenenden daha sık meydana gelmesi durumunda, bundan sonraki seferlerde ortaya çıkma olasılığının azaldığını düşünür. Örneğin, rulette siyah renk birkaç kez üst üste geldiğinde, kırmızı gelme ihtimalinin arttığına inanılır. Slot oyunlarında ise meyveler, şekerler patladıkça daha çok ödeyecek, daha çok çarpan atacak diye düşünülür. Oysa bu tamamen bir yanılgıdır. "Monte Carlo Yanılgısı" olarak bilinen bu hata, insanları yanlış kararlar almaya ve büyük kayıplara sürükleyebilir. Uğurlu, "Bu yanılgıya kapılmak, kumar masasındaki en büyük düşmanınızdır. Çünkü her olay kendi içinde bağımsızdır ve geçmiş sonuçlar geleceği etkilemez," diyerek bu konuda farkındalık çağrısında bulundu.
“Davranışsal ve bilişsel çarpıtmalara dikkat”
Uğurlu, sanal bahis ve kumar oynayan bireylerde gözlemlenen davranışsal değişiklikleri ve bilişsel çarpıtmaları şu şekilde açıkladı: Bu bireylerde en belirgin değişikliklerden biri yalan söyleme alışkanlığının ortaya çıkması ya da mevcutsa artış göstermesidir. Bahis için para temin etmek ya da kumar oynadığını gizlemek isteyen kişiler, yalan ve çarpıtmalara başvurur. Bunun yanı sıra, kumar oynayan bireylerde ciddi bilişsel çarpıtmalara da rastlanır. Uğurlu, "Bu kişiler kendilerini 'çok şanslı' olarak görür ve 'kesin kazanırım' gibi yanıltıcı düşüncelerle hareket eder. Geçmişte elde ettikleri tek seferlik kazançları abartırken, yıllar içerisinde kaybettikleri büyük meblağları göz ardı ederler. Örneğin, bir kez 5 bin TL kazandığını hatırlar ama toplamda 20 bin TL kaybettiğini fark etmez ya da kabul etmek istemez," diyerek bu çarpıtmaların, bireyleri daha büyük kayıplara sürüklediğini ifade etti.
Kumar bağımlılığı ruh sağlığını derinden etkiliyor
Uğurlu, kumar bağımlılığının ruhsal sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Uğurlu'nun aktardığına göre, kumar bağımlılığı olan bireylerde depresyon ve kaygı bozuklukları oldukça yaygın. Yapılan araştırmalar, bu kişilerde depresyon görülme oranının yüzde 30-50, kaygı bozukluklarının ise yüzde 40-60 arasında değiştiğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, kumar bağımlılığı olan bireylerde madde bağımlılığı ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi sorunlara da sıkça rastlanıyor. Uğurlu, "Bu veriler, kumarın yalnızca bir alışkanlık olmadığını, bireylerin ruh sağlığını derinden etkileyen ciddi bir problem olduğunu açıkça gösteriyor," diyerek bu konuda farkındalık yaratmanın önemine vurgu yaptı.
Kumarın Pençesinde: bir bağımlılığın karanlık yolculuğu
Kul, sanal bahis ve kumarın nasıl bağımlılığa dönüşebileceğini kendi yaşadıkları üzerinden anlattı. Kul, "Günümüzde her cep telefonu, adeta bir dijital kumarhane. İnsanlar bunun farkında değil. Basit bir dokunuşla başlıyor her şey. İlk başta eğlence gibi görünse de, fark etmeden bağımlılığa sürükleniyorsunuz," diyerek bu sürecin tehlikesine dikkat çekti. Lise yıllarında iddia oynayarak başladığını söyleyen Kul, futbol bilgisine güvenerek özgüvenle bahis yaptığını ifade etti. "İlk 3 TL’lik bahisle 200 TL kazandığım gün, aslında kaybettiğim gündü," diyen Kul, bu kazancın ardından slot oyunlarına yöneldiğini belirtti. "Eğlence için başladım, bir oyunda 100 lira yatırıp kısa sürede 1500 lira kazandım. Bu durum beni hayallere sürükledi. 'Demek ki 10 bin lira yatırsam şu kadar kazanırım' diye düşünmeye başladım. Ama işler öyle olmuyor. Kazanırken verdiği zevk, kaybettikçe yerini çaresizliğe bırakıyor." dedi.
Kul, oyunların bonuslarla bağımlılığı artırdığını da ekleyerek şunları söyledi: "Kazandıkça oynuyorsunuz, oynadıkça kaybediyorsunuz. Çok kazandım, on binler kazandım ama maalesef ki haydan gelen huya gider, kazandıkça daha fazla yatırdım, onları kaybettim. Kaybettiğimi kazanayım diye tekrar yatırdım, binler kazandım on binler kaybettim. Bir gün oturdum hesapladım ne kadar zararım var diye 22 bin 350 TL zararım olduğunu gördüm. En sonunda elde avuçta kalmayınca son kez risk aldım, akıllı oynayıp zararımı çıkarınca tüm sitelerden elimi ayağımı çekecektim ve arkadaşımdan 500 TL borç aldım o 500 TL’yi akıllı kullanarak tam 9 saatte 24.000 TL’ye kadar çıkartıp paramı çektim ve bir daha oynamamak üzere tüm bahis sitelerimi sildim. O gün bu gündür bir daha kumara bulaşmadım ama eğer zarar etseydim biliyorum ki bırakamazdım, hırs yapıp kazanmaya çalışırdım. Mesela herkes benim kadar şanslı olmayabilir, belki ben o gün 500 TL’yi kaybetseydim hala daha kurtulamayabilirdim ve 20 bin değil 200 bin zarar olabilirdi.’’dedi. Muhammed Ali Kul’un hikayesi, sanal bahis ve kumarın ne kadar hızlı bir şekilde bağımlılığa dönüşebileceğini ve bireylerin hayatında nasıl yıkıcı etkiler bırakabileceğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Dijital kumar: Bağımlılıkla mücadelede aile desteği ve psikolojik tedavi
Uğurlu, dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte kumarın erişilebilirliğinin arttığını ve bunun bağımlılık riskini yükselttiğini vurguladı. İnternet üzerinden kolay erişim, bireylerin kontrolsüz bir şekilde kumar oynamasına neden olabiliyor. Uğurlu, bu durumu yönetmek için sıkı düzenlemeler ve sorumlu oyun uyarılarının önemine dikkat çekerek, kullanıcıları bilinçlendirecek eğitimlerin gerekliliğini belirtti. Uğurlu, bağımlılık riski taşıyan bireylerin tedavi sürecinin güçlendirilmesi için psikolojik desteğin büyük rol oynadığını ifade etti. "Danışanla olan süreci, tepkilerine göre yönlendiriyorum. Temel inançlarını değiştirmeye çalışarak, sosyal desteği güçlendirmek önemli. Gerekirse aile görüşmeleri yaparak, aile üyelerinin sınırlamalar koyması sağlanabilir. Kumarı bırakmak isteyen bir kişi, genellikle tek başına başarılı olamaz. Aile ve arkadaş desteği, kişinin kumara geri dönmesini engelleyebilir," diyerek, toplumsal farkındalığın arttırılması gerektiğini vurguladı.
Dijital teknolojilerin sunduğu kolaylıklar, kumar bağımlılığının hızla yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Psikolog İsmail Uğurlu’nun belirttiği gibi, bu bağımlılıkla başa çıkabilmek için sadece bireysel müdahaleler yeterli olmayacaktır. Aile desteği, profesyonel psikolojik yardım ve toplum genelinde bilinçlendirme çalışmaları, kumar bağımlılığının önlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca sorumlu oyun anlayışının yaygınlaştırılması ve düzenlemelerin güçlendirilmesi de bu sorunun çözümünde etkili adımlar olacaktır. Bağımlılıkla mücadele, sadece bireylerin değil, toplumun ortak bir çabasıyla başarılı olabilir. Verdiği önemli bilgilerden dolayı Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu Psikolog İsmail Uğurlu, Manisa Barosu'na kayıtlı Avukat İsmail Mert Göde ve hikayesini anlatan Muhammed Ali Kul’a teşekkür ederiz.
Haber: Yasin Ateş
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...