Son yıllarda artan kitlesel besi hayvancılığı, iklim değişikliği ve insanların hayvanlar dünyasına sunduğu diğer büyük değişiklikler hayvan hastalıklarını artırmıştır. Bu hastalıkların artması, hem hayvan hem de insan yaşamında büyük oranda olumsuz sonuçlar doğurmuştur.
Hayvancılığın en çok yapıldığı yerlerin başında gelen Erzurum’da son yıllarda artan hayvan hastalıkları, hayvancılıkla uğraşanları hem manevi hem de maddi yönden etkilemiştir. Erzurum’un Çat ilçesinde veterinerlik yapan Naim Çimen ve Turgut Resuloğlu, bizlere artan hayvan hastalıklarının nedenini, doğurdukları sonuçları ve bu hastalıkların nasıl tedavi edilmesi gerektiğini anlattı.
“Hayvan hastalıklarının artma nedeni birçok şeye dayanıyor”
Önlem alınmaması durumunda hayvan hastalıklarının iyice artacağını söyleyen Naim Çimen, “Ülkemize ithal edilen şeylerden biri de canlı hayvan. İthal edilen hayvanlarla birlikte hayvan hastalıkları da gelmekte. Yapılan ithalatlardaki denetimsizlik, yasa ve kurallara uyulmaması hastalıkların artmasına neden oluyor.” dedi. Hastalıkların artmasında tek bir unsurun olmadığını belirten Çimen, “Açıkçası hayvan hastalıklarının artma nedeni birçok şeye dayanıyor. Bunu sadece tek bir nedene bağlayamayız. Ülkemizde hayvan hareketliliği çok fazla. Özellikle Kurban Bayramı’nda bu hareketlilik çok daha yoğun oluyor. Bir bölgeden diğer bir başka bölgeye taşınan hayvanlar, o bölgede bir hastalık varsa o hayvanlarla birlikte gideceği yere kadar taşıyor. Bu da hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Hayvan hareketlerinin kontrol altına alınması ve sıkı denetlenmesi gerekiyor.” ifadelerinde bulundu. Özellikle Kurban Bayramı’nda hastalıkların çok hızlı arttığını ifade eden Çimen, “Denetim yetersizliği nedeniyle hayvan alışverişinde ani bir şekilde hastalıklar bulaşabiliyor. Hem ithalatta hem de ülke içerisinde denetimin yapılmaması, koruyucu önlemlerin yerinde ve zamanında alınmaması hayvan hastalıkların artmasında büyük rol oynuyor.” diye konuştu.
“Hayvanların hasta olmasının nedenlerinden biri de hayvanlara verilen besinler”
Hayvanların aldığı besinlerden de büyük oranda hastalıkların ortaya çıktığını dile getiren Çimen, “Hem yem ve yemlemeden dolayı hem de farklı fizyolojik durumlarda, artan besin ihtiyaçlarının tam karşılanmaması nedeniyle veya kısa zamanda aşırı tüketimler nedeniyle kaynaklanan birçok hastalık meydana gelmektedir.” diyerek konuşmasını sürdürdü. “Ketozis” ve “Asidozis” gibi hastalıkların besin hastalıklarından olduğunu belirten Çimen, “Ketozis hastalığı, süt ineklerinin enerji gereksiniminin tam olarak karşılanmaması nedeniyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Asidozis ise, hayvanların yoğun yem oranının artırılması, ani yem değişiklikleri, kaba yem oranının düşürülmesi sonucunda ishal oluşumuna ve sütte değişime neden olmaktadır. Bu hastalıklar zamanında tedavi edilmediğinde kesinlikle ölümle sonuçlanır.” dedi.
“Ölümcül hastalıklar artmaya başladı”
Bazı hastalıkların gittikçe arttığını söyleyen Çimen, “Hastalıkların hepsi çok ciddi. Ama bazı hastalıklar tedavi edildiğinde bile tedaviye cevap vermeyebiliyor. Örnek vereceğimiz hastalıklarından bir tanesi “Antraks” (şarbon) hastalığı. Antraks hastalığı, hemen hemen her memeli hayvanda görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalık en çok sığır, koyun, keçi, manda gibi daha birçok memeli hayvanda görülüyor.” diye konuştu. Genç yaştaki ve yaşlı hayvanların, hastalığa karşı daha duyarlı olduklarını dile getiren Çimen, “Hastalığa sebep olan “Bacillus Anthracis” adlı bakteridir. Bu bakteriler fiziksel ve kimyasal etkenlere karşı çok fazla dirençlidirler. Antraks, sığırlarda genelde çok hızlı seyrettiğinde, hayvanlar belirti göstermeden ölürler. Ayrıca hastalıktan ölen hayvanların kadavralarında çok çabuk bozulma görülür.” ifadelerini kullandı. Hayvancılıkla uğraşan insanların, bu duruma özellikle dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Çimen, “antraks” hastalığının bulunduğu hayvanların etlerin yenilmemesini ve hayvanlarla fiziksel temasta bulunulmaması gerektiğini ifade ediyor. Antraks hastalığına sahip hayvanla fiziksel temas edilmesi durumunda, bu hastalığın insanlara da bulaşacağını ve tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen Çimen, ölümcül hastalıklardan bir diğeri olan “Yanıkara” hastalığı hakkında şunları söyledi: “Yanıkara hastalığı, bakterilerin oluşturduğu akut seyirli bir hastalıktır. İhbarı mecburi hastalıklar sınıfında yer alır, bu yüzden çok ciddi bir hastalıktır. Boyun, omuz ve kalça gibi adelelerin fazla olduğu vücut bölgelerinde, sıcak ve ağrılı ödemlerle kendini belli eder ve ölümle sonuçlanır.” Teşhisin ardından, gecikmeden antibiyotik tedavisine başlanması gerektiğini dile getiren Çimen, “Yanıkara hastalığı, hızlıca etkisini gösterdiğinde hayvanlarda geviş getirme durur, topallama, iştahsızlık, diş gıcırdatması gibi belirtiler görülmeye başlar. Tedavinin zamanında ve etkili bir şekilde yapılmadığı durumda 1-2 gün içinde ölümle sonuçlanır.” dedi.
“Brusella hastalığı tam bir baş belası”
Hastalıklarla mücadelenin çok zor olduğunu söyleyen Turgut Resuloğlu, “Son zamanlarda, hayvancılıkla uğraşan insanlar tarafından çok fazla şikayet gelmeye başladı. Bununla birlikte ilaç alımı da artmaya başladı. Hem hayvancılık yapanlar hem de biz veterinerler, hastalıklarla mücadele ediyoruz.” dedi. Mücadele verdikleri hastalıklar arasında, en zorlandıkları hastalıkların başında “Brusella” hastalığının geldiğini belirten Resuloğlu, “Brusella, dünyada ve ülkemizde çok yaygın görülen ve ekonomik açıdan çok önemli bir hastalıktır. Brusella, “Abortus” adı verilen bir bakteri tarafından oluşturulmaktadır. Bu bakteri manda, sığır, koyun, köpek ve ayrıca insanlarda da hastalık oluşturmaktadır. Genellikle hayvanlar, gebeyken ve gebeliklerin ileri dönemlerinde (5-9 aylarında) yavru atma veya ölü yavrular doğururlar. Hem bizim için hem de hayvancılıkla uğraşanlar için Brusella hastalığı tam bir baş belası.” ifadelerini kullandı. Brusella hastalığının birçok yolla insanlara da bulaştığını dile getiren Resuloğlu, “Hastalık etkeni, insanlara atık yavruya temas etmek suretiyle doğrudan veya hasta hayvanların iyice kaynatılmamış sütleri ve bu sütlerden yapılan tereyağı, peynir ve kaymak gibi ürünleri tüketilmesi ile bulaşır ve insanlarda çok ciddi hastalık oluşturabilmektedir.” dedi.
“Şap hastalığı insanlara da bulaşan bir hastalıktır”
Şap hastalığının çok kolay ve hızlı bulaştığını söyleyen Resuloğlu, “Ülkemizde halk arasında “dabak” adı ile de bilinen şap hastalığı, önemli ekonomik kayıplara sebep olan viral bir enfeksiyondur. Hastalığın çok kolay bulaşma özelliğinden dolayı, koruma şartları sağlanmamış popülasyonlara hastalık çok hızlı bulaşır. Hastalık merada, hayvan pazarlarında veya hayvanların bir yerden başka bir yere götürülmesi sırasında bulaşıyor ve yayılıyor.” dedi. Şap hastalığına yakalanan hayvanların salya ve aft kabuğu vasıtasıyla virüs saçtığını dile getiren Resuloğlu, “Şap hastalığında direkt temas, enfekte ve duyarlı hayvanlar arasında en yaygın bulaşma yoludur. Şap hastalığının en önemli bulaşma yolu, hava yoluyla çok uzak mesafelere taşınabilir olması. Bunların yanında yem, su, ot gibi taşıyıcılarla da bulaşabilir. Şap, ağız mukozasında, ayaklarda, tırnak arasında ve meme bölgelerinde görülen bulgulardır. Şap hastalığı insanlara da bulaşan bir hastalıktır. İnsanlar bu hastalığa karşı fazla duyarlı değildir. İnsanlara bulaşması direkt temasla, yeterince ısı görmemiş süt yoluyla ve tüketilen et yoluyla olabilmektedir.” dedi.
Bütün hastalıklarda olduğu gib Şap hastalığının da önüne geçilebilmesi için zamanında aşıların yapılması gerektiğini söyleyen Resuloğlu, hayvanlara doğru zamanda, gerekli vitaminlerin verilmesi ve gerekli tedavilerin uygulanması gerektiğini ifade ederek sözlerini noktaladı.
Haber: Ali Eren Değdaş
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...