Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


SAĞLIKLI YAŞAMIN ANAHTARI: KOLAJEN

14.01.2024
Sağlık

 

Popülerliği günümüzde hızlı bir şekilde artan kolajen hapları, kullanıcılara sunduğu faydaları ve pratik kullanımı ile insanların sağlık ve güzellik rutinlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

 

Cilt gençleştirme, eklem sağlığını destekleme ve saç-tırnak gücünü artırma amacıyla tercih edilen kolajen hapları, gençlik ve sağlığa odaklanan bir yaşam tarzının vazgeçilmezi olmuş durumdadır. Bu kolajen haplarının üretimine dair laboratuvar süreçlerini Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hilal Şahin Naadem ve ADÜ Kimya Bölümü Biyokimya Ana Bilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Rukiye Yavaşer Boncooğlu ile ele alırken faydaları ve kimlerin kullanabileceğine dair konuları da 46 yıllık Eczacı Ali İlhan Ertürk ile ele aldık. 

 

Kolajen, insan vücudundaki proteinlerin 1/3’ünü oluşturuyor

Kolajenin yapısındaki protein gereği, hayvansal kaynaklı protein olarak düşünülebileceğini ifade eden Naadem, “Omurgalı, omurgasız hayvanlar bizim kolajen kaynağımız aslında. Şu an sektörde en çok hayvansal gıdaların atıklarından kolajen üretimine yönelik bir eğilim var. Son zamanlarda daha çok rastlanan balık proteini, balığın işlenmesi sırasında açığa çıkan kuyruk, baş, solungaç gibi kısımlardan çıkan atıkların işlenmesiyle elde edilen kolajenler.” dedi.

 

Boncooğlu ise kolajenin, bağ dokunun en önemli proteinlerinden olup insan vücudundaki proteinlerin yaklaşık 1/3’ünü oluşturduğunu, deri, kemik, kıkırdak ve tendon gibi farklı bağ dokularda bulunduğunu ekledi. Boncooğlu, “Çeşitli dokularda farklı tiplerde kolajen bulunmaktadır. Kolajen sığır, domuz gibi hayvanların deri, post, kemik, tendon ve kıkırdaklarından elde edilebilir. Sentetik olarak memeli, böcek ve bitki hücre kültürlerinde ve mayalarda rekombinant teknoloji ile üretilebilirler. Ayrıca balık deri, kemik, pul ve yüzgeçleri, denizyıldızı, denizanası, karides ve ahtapot gibi deniz canlıları da kolajen elde edilmesi için önemli kaynaklardır.” şeklinde konuştu.

 

Peki, bunlardan nasıl kolajen elde edilir?

Naadem, kolajenin elde edilme sürecine dair, “Bunlardan kolajen elde etme yöntemimiz, normal protein ekstraksiyonu. Protein özütlemede normal kaynaktan farklı yöntemlerimiz var. Enzim kullanarak protein yapısının diğer yapıdan alınmasını sağlıyoruz. Daha sonra burada proteinlerin tanımlamasını yapıyoruz. Ondan sonraki işlemde de daha çok saflaştırma işlemleri gerçekleşiyor. Saflaştırma işleminden sonra uygun bir kurutma tekniğiyle kurutarak kolajeni toz forma dönüştürüyoruz ve toz formuna dönüşen kolajenleri işleyerek kapsül formuna, tablet formuna ya da sıvı forma sokuyoruz. Özellikle şu an sıvı formdaki kolajenler çok satılıyor.” ifadelerine yer verirken Boncooğlu, “Kolajenin ekstraksiyonu için tuzla çöktürme, asit ile hidroliz ve enzim atik hidroliz gibi kimyasal ve biyokimyasal yöntemler kullanılmaktadır. Kolajenin kısmî hidrolizi ile jelatin üretilirken, jelatinin daha ileri hidrolizi ile suda çözünür ‘kolajen hidrolizatı’ ya da diğer ismiyle ‘kolajen peptit’ üretilmektedir. Deriden izole edilecekse, asit hidrolizi için önce deri parçaları yıkanır ve parçalanır. Kontrollü bir sıcaklıkta seyreltik asit içerisine atılır. Böylece kolajenin yapısındaki çapraz bağlar hidroliz edilir. Enzim ile ekstraksiyonda protein parçalayan enzimler (tripsin, pepsin, bromelain, papain gibi) kullanılabilir.” ifadelerini kullandı.

 

Etiketinde firması, kaynağı ve içeriği belirtilmeli

Kolajen takviyesinin kalite kontrol yöntemleri hakkında öncelikle tanımlanması ve insan tüketimine uygun şekilde üretilmesi gerektiğini vurgulayan Naadem, “Mesela biz enzim uygulaması yapıyoruz, asit aykırı hidrolize yapıyoruz. Kodekse göre üretilmesi gerekiyor yani. Kalite kontrol yöntemleri arasında gıda üretim tekniğine uygun olarak saflığının kontrol edilmesi, tüketime uygunluğunun kontrol edilmesi var. Eğer kurutulmuş tozsa yüzdesini kontrol edebiliriz. Daha doğrusu etikete baktığımızda hangi firma tarafından, nereden, hangi kaynaktan elde edildiği ve içeriği belirtilmeli.” dedi ve asıl dikkat edilmesi gereken noktaların saflık derecesi ve tüketime uygunluğu olduğunun altını çizdi. 

 

En önemli sindirim, bağırsaklardaki sindirim

Kolajen takviyelerinin biyoyararlılığının nasıl değerlendirileceği ve optimizasyonun nasıl sağlanacağına dair Naadem, “In Vitro sindirim analizinde biyoyararlılık kontrol edilebilir. Nasıl kontrol edilebilir? Bildiğimiz sindirimi biz laboratuvar koşullarına uyarlıyoruz. Ağız, mide, bağırsaklar olarak temel sindirim alanını bu şekilde belirleyebilirsiniz. Tüketeceğiniz kolajen takviyesi -tablet olsun, hidrolizler shot şeklinde olsun- tüketildiğinde ağızda, midede ve bağırsaklarda serbest kalış formunu, serbeste geçiş formunu analiz edebiliyoruz. Bizim için önemli olan zaten bağırsaklardaki sindirim. Besin maddeleri sindirildiğinde zaten en basit yapılarına parçalanmış oluyor. En basit yapılarına parçalanan besin maddeleri de bağırsaklardan alınmış oluyor. Burada temel olarak baktığımızda kolajenin protein yapısında olduğunu düşünürsek, proteinlerin sindirimi midede başlıyor. Mide ve bağırsak özütlerinden örneklemeler yaparak aldığınız takviyenin ne kadar yararlanabildiğini bulabilirsiniz veya ne kadar serbest açığa çıkıyor ve bu serbest açığa çıkmanın da biyoyararlılıkta ne kadarını vücut kullanabilir az çok belirleyebilirsiniz. Temelinde bunu belirlemek istiyorsanız da klinik çalışmalar yapılması gerekiyor. Yani sizin vücudunuzdaki kolajen miktarının belirlenmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı ve klinik çalışmaların zorlu bir süreç olduğunu vurguladı.

 

Doktor görüşü almadan kullanılmamalı

Kolajen takviyelerinin çeşitli durumlar ve kişisel ihtiyaçlar doğrultusunda önerildiğini, herkesin sağlık durumunun aynı olmadığını ve takviyelerin etkilerinin de kişiden kişiye değişebileceği için kullanılmadan önce bir doktorla görüşülmesi gerektiğini dile getiren Ertürk, “Genel cevaplar vermem gerekirse; cilt sağlığını desteklemek ve yaşlanma belirtileriyle başa çıkmak isteyenler kolajenin cildin elastikiyetini artırabileceği inancıyla bu takviyeleri düşünebilirler. Eklem ağrıları yaşayan veya eklem sağlığını desteklemek isteyen bireyler kolajenin eklem kıkırdaklarının ve tendonlarının yapı taşlarından biri olması nedeniyle takviyeleri kullanmayı düşünebilirler. Saç dökülmesi veya tırnak kırıklığı ile başa çıkmak isteyenler de kolajen takviyelerini düşünebilirler. Çünkü kolajen saç tellerinin ve tırnakların temel yapı taşlarından biridir. Yoğun egzersiz yapanlar, sporcular ve aktif bireyler, kolajen takviyelerini kullanarak tendon ve bağ dokularını desteklemeyi amaçlayabilirler. Sindirim sistemi problemleri olan kişiler, bağırsak sağlığını desteklemek amacıyla bazı kolajen takviyelerini düşünebilirler.” dedi ve özellikle hamilelik, emzirme, ilaç kullanımı veya mevcut sağlık sorunları gibi durumlarda doktor ile görüşmeden kullanılmamasını tavsiye etti.

 

Önerilen miktara mutlaka uyulmalıdır

Kolajen haplarının günlük önerilen dozajının ürüne ve üreticiye bağlı olarak değişkenlik gösterebileceğini fakat genel olarak çoğu kolajen takviyesi için önerilen günlük dozajın 1 ila 3 gram arasında değiştiğini belirten Ertürk, “Bu miktarı ürünün içeriği, kolajen türü ve takviyenin amaçları gibi faktörlere bağlı olarak ayarlıyoruz. Önerdiğimiz miktara uymaları son derece önemlidir zira aşırı alımı olumsuz etkilere neden olabilir ve bu olası yan etkiler kişiden kişiye değişebilir. Bu olası yan etkiler arasında gastrointestinal rahatsızlıklar bulunuyor. Yani yüksek dozlarda kolajen alımı bazı kişilerde mide problemlerine, şişkinliğe veya sindirim sorunlarına yol açabiliyor. Hayvansal kaynaklardan elde edilen kolajen takviyelerinin özellikle sığır veya tavuk kökenli olanlar alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor.” ifadeleriyle sözlerini noktalarken yüksek dozdaki kolajen alımının ekstra kalori ve protein alımına yol açabileceğini ve bu durumun belirli diyet kısıtlamaları olan bireyler için önemli olabileceğini vurguladı.

 

Naadem son olarak, “Zaten vücutta bulunan bir proteini alıyoruz. Normalde vücudumuz bunu zaten sentezliyor çünkü yapı taşlarımızda var. Hep bu söylenir, biraz klişe ama gerçek de bu, doktorunuz tavsiye etmeden kullanmayın. Çünkü gereksiz yere tüketmiş olabilirsiniz, ihtiyacınız olmadan gereksiz yere kolajen ürünlerine para vermiş olabilirsiniz. Vücudun yaşlanmasıyla birlikte yapısal proteinlerin üretiminin azaldığını veya eski elaksiyetin kaybolduğunu hissediyoruz. Bu yaşlanmaya veya su kaybına bağlı olarak yaşadığımız bir şey. Sadece takviye alınacaksa doktor görüşünü tavsiye ediyorum. Çünkü mesela 100 mg C vitaminine ihtiyacımız var ama siz günde 500 mg aldınız. O zaman böbrekleriniz en fazla 100 mg C Vitaminini ayrıştırabilecekken 500 mg aldığınız için 500’ü böbrek ve karaciğerleriniz ayrıştırıp temizleyip toksik olmayan bileşikleri alıp toksik olanları ayırdıktan sonra vücudunuzun kullanımına sunacak. Mesela kıkırdaklarınız hassaslaşmıştır, bir ameliyat geçirmişsinizdir veya eklem sıkıntınız vardır zaten bu noktada doktorunuz tavsiye edip yazacaktır ama bunlar haricinde kulaktan dolma bilgilerle kullanmayın.” ifadelerine yer vererek konuşmasını sonlandırdı.

 

Güzellik algısının boyut atladığı günümüzde kolajen kullanımları da yüksek artış gösterdi. Ağırlıklı olarak cilt güzelliği için kullanılan kolajen haplarının sağladığı faydalar yadsınamayacak kadar fazla olsa da doktor görüşünün önemini bir kez daha vurgulamış olduk. Bizlere vermiş oldukları önemli bilgiler için Prof. Dr. Hilal Şahin Naadem, Dr. Öğretim Üyesi Rukiye Yavaşer Boncooğlu ve Eczacı Ali İlhan Ertürk’e teşekkür ederiz.

 

Haber: Nazlıcan Yalçın

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00