Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


RUHUMUZA DOKUNAN SADIK DOSTLAR

18.11.2023
Sağlık

 

Hayvanlarla büyümek ve onlara bakmak, sadece sevgi dolu bir bağ kurmayı sağlamaz, aynı zamanda ruh halimizi de olumlu yönde etkiler. Hayvan bakımının insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkilerini Uzm. Psk. İrem Onur Akveran ile konuştuk.

 

Hayvan bakımı insanların stresi azaltmasına, duygusal refahını arttırmasına ve sosyal bağları güçlendirmesine yardımcı olabiliyor. Özellikle hayvanlarla beraber büyüyenler, hayvanlarla vakit geçirmenin değerini ve bu deneyimin duygusal gelişimlerine yapabileceği katkının farkına varırlar. Bu özel dostlarımızın, biz insanlar üzerindeki olumlu etkilerini uzman Psikolog İrem Onur Akveran’a sorduk.

 

İrem Onur Akveren kimdir, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Ben İrem Onur Akveren, uzman psikoloğum, travma terapistiyim aynı zamanda psikodramatistim. Şu anda kendi ofisimde, daha çok travma odaklı psikoterapi çalışmaları yürütüyorum. Bunun dışında, psikodrama eğitimine devam ediyorum ve grupla terapileri sürdürüyorum.

 

Hayvan bakımının insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkisi nedir ? 

Öncelikle hayvan bakımının olumlu pek çok etkisi var. Tek bir şeyden söz etmek mümkün değil. Çünkü bir hayvanla temas kurmak demek, hem zihni hem de bedeni bir bütün olarak etkiliyor. Çünkü insan bedeni ve zihni bir bütündür. Bizim duygularımız ve zihnimiz hormonların yardımıyla şekillenir. Bunları her bir fark edişimiz zihnimiz ve beynimizdeki merkezi sinir sistemiyle ilgilidir. Dolayısıyla biz bir canlıyla temas kurduğumuzda,  herhangi bir hayvan olabilir, ilk aklımıza kedi, köpek gelebilir ama çiftlik hayvanları, böcekler ve balıklar gibi çeşitli hayvanlar da buna dahildir. Yani pek çok hayvanı söz konusu durum içerisinde değerlendirdiğimizde hepsinin pek çok olumlu etkisi var. İnsan temas halinde bir canlıdır, hayvanlarla temas etmek bütün olumlu duyguları doğurabilir. Mutluluk, keyif, huzur bunlar hayvanlarla kurduğumuz karşılıklı ve empatik ilişkinin hepsinde var. Öncelikle bağ kurduğumuz hayvanla ilgili bir yakınlaşabilme sorunumuzun olmaması gerekiyor. Böyle korkular vardır, kaygılar vardır, bir yılanla temas etmek çok kolay olmayabilir ama empatik ilişki gerçekleştirebildiğimizde ve karşılıklı olduğu zaman, bizim bu hayvanlarla temas etmemiz bu tarz güzel duyguları hissettiriyor. Bedenimiz gelişiyor, kaslarımız gelişiyor ve zihnimiz pek çok hormon salgılıyor. 

 

Hayvanlarla olan bağlantı insanların depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunlarıyla başa çıkmalarına nasıl yardımcı olabilir?

Depresyon çok bilinir ama şöyle bir özetleyecek olursak, depresyon kişinin yoğun ve olumsuz duygular içerisinde kaldığı, bu duyguların belli bir süre devam ettiği bir süreci ifade ediyor. Bir kişi eğer depresyondaysa, mutsuzdur, yalnızdır veya kendine dair olumsuz şeylere inanıyordur. Bunun dışında depresyonda olan kişiler halsizdir. O yorgunluk pek çok şeyi yapmalarına engel olabilir. Harekete geçmek veya eğlenmek depresyondaki kişiler için oldukça zordur. Bunlar bir döngü halinde kişilerin günlerini kapsar. İnsanlar, hep aynı gün, aynı duygularla uyanıp o duyguları devam ettirir. Zihnimiz devamlı konuşur ve olumsuz şeyler söyler. 

 

Depresyondaki o değersizlik, yetersizlik, hayal kırıklığı, yalnızlık gibi bütün duygular kişinin kendine dair inandığı şeylerdir. Ancak biliyoruz ki hayvanlarla ilgili karşılıklı, koşulsuz sevginin varlığı kişinin kendisine temas etmesine aracılık edebilir. Bunun dışında hayvanlar bizim kariyerimizin hangi noktasında olduğumuzu, nasıl bir insan olduğumuzu, ne kadar dürüst olduğumuzu veya suçlu muyuz değil miyiz, hata mı yaptık, hata yapmadık mı bunları önemsemezler. Sadece bize karşı sevgi beslerler ve onlardan aldığımız bu karşılıksız sevginin kendimize dair o inançlara olumlu etkisinin olduğunu varsayabiliriz. Sınavdan kaç alacağın bir anne için önemli olabilir ama bir kedi için, bir köpek için, bazen bir hamster için bunun hiçbir önemi yoktur. Dolayısıyla performans kaygımızı onunla yaşamayız. Bu sadece sevgi ve huzur odaklı bir ilişkidir.

 

Hayvanlarla etkileşim çocukların duygusal ve sosyal gelişimine nasıl katkıda bulunabilir?

Çocuklar doğduğunda bedensel ihtiyaçları vardır. Tuvaletini yapar, yemek yer ve sonra duyguları ortaya çıkmaya başlar. Çocuklar düşünmeye başlayana kadar hep duygu odaklı bir yaşantı içerisindedir. Düşünce, o kadar yoğun bir şekilde hayatlarının içinde yoktur. Bol bol duygu vardır. Bir çocuk evde bir hayvanla büyüdüğünde o evde bir başkasına yer açması gerektiğini bilir. Bir başka hayvana yer açmak ve başka bir canlı ile beraber yaşamayı öğrenmiş olmak da duygusal bir şeydir. 

 

Genelde bu hayvanlar çocukların oyun arkadaşıdır. Oyun, çocuk psikolojisini iyileştirir. Oyun terapisi diye bir şey var. Oyunla çocukların travmatik yaşantılarının çözümlenmesi sağlanıyor. Dolayısıyla hayvan, oyun arkadaşıdır. Bu oyun arkadaşlığı çocuğun oyun oynama sürecinde psikolojik iyiliğine katkıda bulunur. Bunun dışında, hayvanlarla iletişimdeki en önemli şey empatidir. Derdini anlatamayan o hayvanlarla empatik ilişki kurmak empati duygusunun gelişmesine sebep oluyor. Dolayısıyla çocuk evden dışarı çıktığında ve sosyal hayata atıldığında da empati kurabilen, sosyal ilişki içinde olabilen, arkadaşlarına alan tanıyabilen, onlarla aynı alanda yaşamayı daha önceki deneyiminden referansla uygulayabilen biri oluyor. Duyguları daha dengelenmiş oluyor diyebilirim.  

 

Hayvanlarla olan ilişkiler, insanların sosyal bağlantılarını nasıl olumlu etkiler?

Birincisi hayvan bakmak sorumluluk işidir. Yani özellikle her hayvanın sorumluluğu vardır. Onunla vakit geçirmek, ilgilenmek, beslemek, fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak, yıkamak ve gerekirse tıbbi bir tedavi almasını sağlamaktır. Bütün bunları yapmak zaten kişiye bir sorumluluk katar. Sorumlu insanların sosyal ortamlardaki tavrı ve davranışı sosyal ilişkileri yönetme sorumluluğuna doğrudan katkı sağlar. Özellikle köpek sahiplerinin hayatlarının belli dönemleri ve belli saatleri dışarıdadır. Sabah çıkarlar ve gezerler. Özellikle tatil günü olsa bile belli saatte yakın dostunu dışarı çıkarıp ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu yüzden çok fazla sosyal ilişki geliştirilebiliyor. Köpek sahipleri bir araya gelerek çocuk oynar gibi onları bekliyorlar. Oradan çok farklı ilişkiler kurulabiliyor. Hayvanın bakımı, sorumluluğa dair bütün repertuvarımızı genişletebilmeye katkı sağlıyor.

 

Hayvan bakımının korona dönemindeki insanların genel sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini nasıl açıklayabiliriz?

Covid döneminde bütün dünyada evcil hayvan sahiplenmenin ve sahiplendirmenin arttığını biliyorum. Covid döneminde her yer kapandı. Kısıtlamanın verdiği sıkıntılar yaşandı ve insanlar izole oldular. Temas kurulamadı. Bazı insanlar evde yalnız kaldılar ve dışarı çıkamadılar. Bu dönemde hayvanlar yalnızlık duygusunu gideren ve her şeyin yolunda olabileceği umudunu aşılayan bir takım figürler haline geldiler. 

 

Bunun dışında, insanların içsel ve dışsal kaynakları vardır. İçsel kaynak, yemek yapmak, resim çizmek, şarkı söylemek veya dans etmek diyebilirim. Bunlar bize içsel olarak iyi gelen şeylerdir. Kedi, köpek, anne, baba ve arkadaş gibi sevdiklerimiz dışsal kaynaklarımızdır. Bu dışsal kaynaklar Covid döneminde çok tükendi. Bu dönemde tükenen dışsal kaynaklardan kalan bir kısım evcil hayvanlardı. O yüzden onların varlığı pek çok şeyi iyileştirmeye yardımcı oldu. Özellikle bizi travmatize olmaktan kurtardılar.

 

Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı ?

Hayvanların olumlu etkilerinden bahsettik ama şunu gözden kaçırmamalıyız. Evcil hayvanı sahiplenmek önemli bir karardır. Bir aile içinde herkesin bu konuda hemfikir olması gerekmektedir.. Aksi takdirde bu evcil hayvanın varlığı olumlu duygulardan ziyade bir stres faktörü oluşturabilir. Kişi hayvan bakmak istemiyorsa ve bir şekilde sahiplendiyse o zaman hem hayvana hem de insanlara yazık olur. Bir yandan bu senin kaygılarını ve öfkeni arttıracak ve istemediğin bir durumun altına girmenize sebep olacaksa burada olumlu şeylerden bahsetmek zorlaşır. Şunu biliyorum, hayvanları sevmeyen biri bile ona dokunduğunda kaygısı yatışır. Hani sokaktaki bir hayvanı okşayabiliriz ama evin içinde besliyor olmak, kişinin özgür iradesiyle karar vereceği bir şey olmalıdır. Aksi takdirde birine iyi gelirken, öteki için çok zorlayıcı ve çok yıpratıcı bir şey olabilir. Bu konuda hemfikiriz demek bu anlamda oldukça önemlidir. 

 

Hayvanların insan hayatı üzerindeki olumlu etkileri üzerine bize bu önemli bilgileri veren Uzm. Psk. İrem Onur Akveran’a teşekkür ederiz.

 

Haber: Berivan Karatekin

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00