Rüzgarın ve paraşütün dansı, özgürlük ve adrenalin arayan sporcular için eşsiz bir deneyim sunuyor. Gökyüzünde kaybolmadan, hayata yeni bir bakış açısıyla bakabilmeniz için yamaç paraşütünü sırtınıza takmanız şart! Bu spora gönül veren Erol Demirtaş, Mustafa Çolak ve Şencan Kolcu, adrenalin dolu bu yolculuğu bizlere aktarıyor.
Yamaç paraşütü, yüksekten uçma deneyimini ve gökyüzünde süzülme hissini yaşatan, dünyanın her yerinde sevilerek yapılan bir spordur. Avrupa'da 1980'lerde başlayan bu macera, Türkiye'ye 1990'ların ortalarında, Türk Hava Kurumu (THK) aracılığıyla geldi. Bu sporu yapanlar için yamaç paraşütü, yalnızca bir hobi olmaktan fazla, bir yaşam biçimidir. Uçuş esnasında yaşanan heyecan, adrenalin ve özgürlük hissi, birçok kişi için günlük hayatın rutininden bir çıkış sunar. Aydın'da, Ege'nin rüzgarıyla bir araya gelen paraşütçüler için gökyüzünde olmak, dünyaya yukarıdan bakmak bir tedavi gibidir. Türkiye’nin coğrafi güzellikleri, yamaç paraşütü için pek çok ideal alan sunarken, özellikle Aydın gibi doğa ile iç içe bir şehirde bu sporu yapmak, paraşüt tutkunları için unutulmaz deneyimler sunuyor. Ancak bu deneyim, güvenlik, eğitim ve tecrübe gerektiriyor.
Yüksekten bakmak: Yamaç paraşütü ile güvenli ve özgür bir deneyim
Aydın’da beden eğitimi öğretmenliği yapan Erol Demirtaş, 2006 yılında Türk Hava Kurumu bünyesinde yamaç paraşüt ile tanışmış. O günden bu yana gökyüzünde olmanın kendisi için bir bağımlılık haline geldiğini belirten Demirtaş, “İlk uçuşumdan bu yana havada olmak beni hayata bağlıyor.” diyerek bu sporun kendisine kattığı rahatlığı ve özgürlüğü bizlere aktarıyor.
Demirtaş, 18 yılı aşkın bir süredir yamaç paraşütü eğitmenliği yapıyor ve birçok kursiyere bu sporu öğretiyor. Ancak kursiyerlerin çoğu ilk başlarda bu sporun tehlikelerinden çekindiği için kursları tamamlamayı başaramıyor. Demirtaş’a göre, yamaç paraşütü sanıldığı kadar tehlikeli değil. Güvenlik önlemlerinin yüksek seviyede olması gerektiğini söyleyerek, “Bir motosiklet kullanımından 20 kat daha az tehlikelidir.” diye aktarıyor. Uçuş öncesi yapılan kontrollerin önemini vurgulayan Demirtaş, “Bu sporda hata yapma şansımız yok. Bedeli çok ağır olabilir. O yüzden de uçuş öncesinde her türlü teknik donanım ve güvenlik önlemi kontrol edilir. Doğru eğitim ve hava koşullarında uçuşlar çok güvenli olur.” sözleriyle güvenliğin önemini vurguluyor.
Yamaç paraşütü gençlere umut oluyor
Türk Hava Kurumu'nun yamaç paraşütü sporunu Türkiye'ye tanıttığını ve sporun gelişiminde başrol oynadığını ifade eden Demirtaş, Türkiye’de ve Aydın’da bu spora daha fazla destek ve teşvik verilmesi gerektiğini söylüyor. Başta Aydın Adnan Menderes Üniversitesi gibi üniversitelerde bu gibi kulüplere ve etkinliklere yer verilmesi gerektiğini, öğrencilerin daha fazla hobi kazanması gerektiğini düşünüyor. Ege'nin zengin doğasının bu spor için mükemmel fırsatlar sunduğunu söyleyen Demirtaş, yerel yönetimlerin gençleri bu spora teşvik etmesi gerektiğini düşünüyor. Gençleri sporla buluşturmanın önemine değinen Demirtaş, “Gençlerimizi sokaklardan çekip spora yönlendirmeliyiz. Yamaç paraşütü gibi sporlar, gençlerin hem bedensel hem de ruhsal gelişimi için çok yararlı olur.” diyerek sporun gençlere günlük hayatlarında bir hedef ve sorumluluk kazandırdığını söylüyor.
7'den 70'e: Her yaşa uygun bir spor
Demirtaş, bu işin bir yaş sınırlaması olmadığını, 7 yaşında yamaç paraşütü ile uçan kişilerin bulunduğunu belirtiyor. Ancak Türkiye’de ve Aydın’da bu spora yeterli destek ve teşvikin sağlanmadığını vurguluyor. Aydın’da doğanın sunduğu çok güzel imkanlar varken, bu sporun daha iyi bir şekilde değerlendirebileceğini ve yapılabileceğini ifade ediyor. Yamaç paraşütü yapan kişilere, diğer popüler sporlara göre pek fazla değer ve ilgi verilmediğini düşündüğünü dile getiriyor. “Çok iyi pilotlar yetişiyor, yetişebiliyor. Korkusu olanlar için de yardımcı oluyoruz. Çoğu kişi ilk uçuşundan sonra korkusunu yeniyor ve bir daha uçmak istiyor.” diyor. Bu sporun tehlikelerini ve risklerini vurgulayan Demirtaş, “Bizim hata yapma şansımız yoktur, bu sporda hata yapmanın bedeli ağırdır. O yüzden de teknik donanımlar ile birçok kontrollerden geçerler. Doğru eğitim aldığınız ve doğru hava şartlarında uçtuğunuz müddetçe yamaç paraşütü çok güvenli bir spordur.” diyerek sporun güvenliğini ve eğitim sürecinin önemini bir kez daha vurguluyor.
Gökyüzü, sınırsız özgürlük ve baş döndüren adrenalin deneyimi
Çine Belediyesinde memur olarak çalışan Mustafa Çolak, 5 yıldır yamaç paraşütüyle uçuşlar gerçekleştiriyor. Çolak, yamaç paraşütünde adrenalin ile içi içe geçmiş karışık duygular yaşadığını ifade ediyor. “Uçuş sırasındaki adrenalin bir noktadan sonra bağımlılık yapıyor.” diyor ve ekliyor, “Kalkıştan sonra vücutta adrenalin seviyesi yükseliyor, kalp atışınız hızlanıyor ve uçuşun sonunda endorfin hormonu salgılanıyor. Bu mutluluk hormonu, insanın kendini iyi hissetmesini sağlıyor.” diyerek vazgeçmediklerini dile getiriyor.
Ruhsal bir deneyim: Gökyüzünde huzuru bulmak
Çolak’a göre, yamaç paraşütü sporu, fiziksel olduğu kadar ruhsal bir deneyim. Gökyüzünde olmanın ona huzur verdiğini ve stresini azalttığını belirten Çolak, belli bir süre uçamadığında kendini eksik hissettiğini dile getiriyor. “Bir süre uçmazsam, ‘Uçmam lazım, gökyüzüne çıkmam lazım.’ diyorum.” diyen Çolak, yamaç paraşütü ile bağ kurmanın insanda özgüveni artırdığını ifade ediyor.
Gökyüzünde süzülmek, Çolak için sınırları zorlayan bir deneyim sunuyor. O, yamaç paraşütünün sadece bir spor değil, ruhsal bir arınma olduğunu düşünüyor. Bu nedenle gençlerin yamaç paraşütü gibi ekstrem sporlara yönelmesi gerektiğini düşünen Çolak, “Spor yapmak, gençlerin hem fiziksel hem de mental sağlığı için çok önemli. Yamaç paraşütü, gençlere zorluklarla başa çıkmayı öğreterek kişisel gelişimlerine katkı sağlar.” diyerek gençlere yamaç paraşütü sporuna yönelmeleri çağrısında bulunuyor.
Gökyüzüne adım atmak: Geçmişten günümüze uzun soluklu bir deneyim
Aydın’da yaşayan Şencan Kolcu, 1997 yılında düzenlenen Hava Olimpiyatları sırasında köylerinin üzerinden uçan paramotorları gördüğünde gökyüzüne olan ilgisinin başladığını belirtiyor. “O zaman pilot olmak istiyordum ama bu hayalimi gerçekleştiremedim. Yine de 2008’de yamaç paraşütü ile gökyüzüne adım attım.” diyor Kolcu.
Gökyüzünde 5 Saat: 162 Kilometreyi geride bırakmak
Kolcu, 2011 yılında paramotor ile uçarken, 2015 yılından bu yana “track” adı verilen tekerlekli modelle uçuş yapıyor. Kendisi için paramotorla uçmanın ayrı bir yeri olduğunu belirterek, “Bu modelde gücün tamamen bende olduğunu hissediyorum.” diyor. Gökyüzünde kalma süresini artırmak ve daha fazla mesafe kat etmek adına bu modeli tercih ettiğini söyleyen Kolcu, 163 kilometre boyunca uçtuğu ve 5 saatten fazla havada kaldığı bir deneyimini ne kadar zorlu ve heyecanlı olduğunu aktarıyor. “Gökyüzünde yemek bile yedim. Yanımda muz, çikolata gibi pratik yiyecekler taşıdım.” diyen Kolcu, uçuş sırasında G kuvvetine maruz kalmanın zorluklarını da dile getiriyor.
Gökyüzündeki en büyük güvenlik önlemi: Korku
Kolcu’ya göre, yamaç paraşütü ve paramotor gibi hava sporları, insanın korkularını yenmesini ve özgüvenini geliştirmesini sağlıyor. Ancak, aşırı özgüvenin tehlikeli olabileceğini ifade eden Kolcu, “Gökyüzündeyken en büyük güvenlik önlemi korkudur. Korku, sizi tedbirli olmaya iter ve hayatta kalmanızı sağlar.” diyerek bu sporun güvenlik unsurlarına dikkat çekiyor. Kolcu, oğlunun da kendisiyle birlikte uçmaya başladığını ve yamaç paraşütünü sevdiğini belirterek, bu sporun hobi severler ile tanıştırılması gerektiğini ifade ediyor.
Türkiye ve Aydın’da paraşüt sporlarına ilgi
Türkiye’de yamaç paraşütü, Fethiye ve Ölüdeniz gibi popüler bölgelerde geniş bir kitleye ulaşmış olsa da, diğer bölgelerde hala yeterince yaygın değil. Türk Hava Kurumu’nun 1996 yılında bu sporu resmi olarak desteklemesiyle yamaç paraşütü kursları açılmaya başladı. Yine de Aydın gibi bölgelerde daha fazla etkinlik ve gelişim yapılması gerekiyor. Bu sporun gelişiminde yerel yönetimlerin desteğinin önemli olduğunu söyleyen sporcular, gökyüzünde olmanın verdiği özgürlüğü, daha fazla kişinin deneyimlemesi için Aydın’da daha fazla etkinlik düzenlenmesi için yetkililere sesleniyor. Sporcular, bu spora ilgi duyan gençlerin doğru eğitim ve rehberlikle yönlendirilmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
Gökyüzünde kendini bulmak: Fiziksel ve ruhsal dönüşüm
Yamaç paraşütü ile gökyüzünde süzülmek, fiziksel ve ruhsal bir dönüşüm yolculuğu sunar. Bu spor, cesaretin sınırlarını zorlarken insanı kendisiyle baş başa bırakan bir yolculuktur. Aydın’ın zengin doğasında bu deneyimi yaşayan sporcular, gökyüzünde olmanın kendilerine kazandırdığı duygusal ve ruhsal tatminin tarif edilemez olduğunu ifade ediyorlar.
Yamaç paraşütü sporu; cesareti, özgürlüğü ve sınırları aşma arzusunu birleştiren bir spordur. Gerek eğitimi gerekse tecrübesiyle, bu spora gönül vermiş olan sporcuların gözünden bakıldığında, yamaç paraşütü adeta bir yaşam biçimine dönüşür.
Haber: Mehmet Karaboğaz
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...