İyonyalılar M.Ö. 700 yıllarında 12 şehir devletinin oluşturduğu bir federasyon kurdular. Bu federasyonu devam ettirmek için 12 şehir devleti delegeleri belli zamanlarda “Panionion” adını verdikleri bölgede toplanıp devletlerle ilgili askeri, ekonomik ve sosyal yaşamlar hakkında fikirler üretip ortak kararlar aldılar .
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Panionion Bölgesi Yüzey Çalışmaları Başkanı Doç. Dr. Aydın Erön ile birlikte Panionion Antik Kenti hakkında röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
İsmim Aydın Erön, 2000-2004 yılları arasında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde lisans ardından 2004-2007 yılları arasında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. 2006 yılından 2014 yılına kadar Araştırma Görevlisi olarak Adnan Menderes Üniversitesi’nde çalıştım. Yine bu okulda 2013 yılına kadar doktora eğitimimi tamamladım. Arkasından ise 2013-2014 yılları arasında Yardımcı Doçent Doktor olarak çalışmaya başladım. 2014 yılından sonra ise Doçent Doktor ünvanını edindim. 2020 yılından itibaren aynı zamanda Panionion yüzey araştırmaları biriminin başkanlığı yapmaktayım.
Panionion hakkında okuyuculara bilgi verebilir misiniz?
Tabi şöyle söyleyeyim, Panionion antik kentlerde geçen aslında önemli bir birlik merkezidir. Antik metinleri incelediğimizde şöyle bir bilgi ile karşılaşıyoruz. Antik dönemde bu bölgede İyonya Federasyonu adını verdiğimiz bir federasyon var. İyonya Federasyonu kentlerden oluşmaktadır, bunlar 12 tane kentten oluşmakta ve bu kentlerin bir tane birlik merkezi bulunmaktadır ve bu da dinsel bir birlik merkezidir. Bunun adına Panionion diyorlar. Burayı 12 tane kentin delegelerinin birleştiği, ortak kararlar almak için kurulan dinsel bir merkez olarak yorumlayabiliriz. Bir yerleşim alanından ziyade burada direkt olarak düşünmemiz gereken şey, buranın aslında bir dinsel kültür merkezi olmasıdır.
Neden İyonyalılar toplanma alanı olarak o konumu seçmişler?
Şöyle yorumlayabiliriz, Panionion günümüzde kalıntılarını gördüğümüz, Güzelçamlı mahallesi içerisindeki Dilek Yarımadası’nın aslında kuzey bölgesinde yer alıyor. Dilek Yarımadası’nda yer aldığı dağa antik kentlerde adı geçen dağlardan bir tanesi olan Samsun Dağı (Mykale Dağı) diyoruz. Samsun Dağı’nın, antik dönemde iki tane ismi vardır. M.Ö.1000 yılında dağın ismi Mykale iken, öncesinde ise Arinnanda diyorlardı. Bu antik metinlerde geçen kutsal bir dağ, öte yandan Dilek Yarımadası’nın günümüzdeki konumunu düşünürsek, bir milli park statüsünde olduğunu kabul edebiliriz. Ayrıca bu alanın içerisinde, endemik envai çeşit bitki türü ile karşılaşabiliriz. Artı olarak yabani hayvanların yaşaması için uygun bir alana da sahip. Biz daha çok şunu fark ediyoruz, gezdiğimiz bu gibi yerlerde bölge, erken tarihten getirdiği kökleri günümüze kadar devam ettiriyor. Bunun güzel bir kanıtı var, o dağ (Mykale Dağı) zaten kutsal göründüğü için günümüzde o bölge milli park statüsünde kullanılmaya devam ediliyor. Yani kısaca özetlemek gerekirse o dönemde Samsun Dağı (Mykale) kutsal gözüktüğü için, İyon Federasyonu oraya yakın olması bakımından Panionion merkezinin bulunduğu konumun en sağlıklı bölge olduğunu düşünmüşlerdir.
Sizce İyon Devleti’nin 12 delegelerinin toplanıp askeri, ekonomik, sosyal yaşam hakkında fikir alışverişlerinde bulunmaları o dönemde İyon Devleti’ne ne gibi katkılar sağlamıştır?
Ortak bir paydada buluşabilme katkısı, yani aslında şunu fark ediyoruz. İyonya federasyonunun olduğu dönemde biz aslında krallıkları görmekteyiz. O dönemde Lidya Krallığı var ama İyonya bir federasyon olduğu için onlardan daha farklı bir yapıyı simgelemektedir. Demek istediğim burada aslında ortak bir akıl çıkarma noktasında daha farklı fikirler görebiliyoruz. Bence bu açıdan çok değerli. Yani ortak bir akıl çıkarabiliyorlar.
Panionion bölgesi ile ilgili arkeolojik yüzey çalışmalarınız olduğunu biliyoruz, arkeolojik yüzey çalışması nedir ve bu çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bizler 2020 yılından başlayarak bu yıl da dahil olmak üzere, 4 yıldır Kuşadası ve çevresinde bir arkeolojik yüzey çalışması yürütüyoruz. Arkeolojik yüzey çalışması, bir alanın kültürel ve arkeolojik potansiyelini anlamak adına yapılan ilk çalışmaya denir. Yani bizler araziyi geziyoruz. Arazideki mevcut kalıntı ve bulgulardan yola çıkarak ileride nerelere kazı yapabiliriz bununla ilgili ön tespitlerde bulunuyoruz. Bir nevi belgeleme çalışması diyebilirim. Kuşadası ve ilçe merkezinde alan çok geniş, biz 900 km²’ye yakın bir alanı taradık, taramaya çalıştık diyebilirim. Çünkü alan çok geniş, 4 yılda bu taramayı kusursuz bitirebilmemiz pek mümkün değil. Ama şunu tespit ettik. Kuşadası Körfezi olarak adlandırdığımız alan üzerinde aslında “Antik Dönemi” anlayabileceğimiz çok sayıda yerleşim yeri ve modeli var. Bunlar çok büyük yerleşimler değil ama zengin yerleşimler. Bu açıdan baktığımızda günümüz Kuşadası’nın aslında ticari, turizm potansiyelini anlayabiliyoruz. Demek istediğim arkeolojide şu kesindir, geçmişten getirilen kökler günümüzde hala görülür. Bu da aslında bölgenin eskiden de değerli olduğunun kanıtıdır. Bizim yüzey araştırmalarımız sırasında Kuşadası Körfezi kıyılarında çok sayıda höyük tespit ettik. Höyükten de kastımız şu, insanoğlu eskiden de bir yerin yerleşilebilir bir alan olduğunu anlayınca aynı yere yerleşmeye devam edebiliyor. Bunun en büyük örneği, 1980’lerde Kuşadası’nda yaşayan insanlara sorulduğunda o dönemde Kuşadası, çok büyük bir yer değilken insanlar höyük tarzında küçük küçük mahallelerde yaşıyorlarmış. Burdan bile geçmişten getirilen köklerin hala görüldüğünü anlayabiliriz.
Doç. Dr. Aydın Erön Hocamıza, Panionion Antik Kenti ve kendi çalışmaları hakkında bizlere verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.
Haber: Rıdvan Şenyiğit
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...