Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ORTADOĞU'NUN EN BÜYÜK ERMENİ KİLİSESİ: SURP GİRAGOS KİLİSESİ’NİN HİKAYESİ

08.05.2024
Kültür Sanat

 

Surp Giragos Kilisesi 14. yüzyılda inşa edilmiş olan eski bir Ermeni Kilisesi’dir. Ortadoğu'nun en büyük Katolik Ermeni Kilisesi olan Surp Giragos Kilisesi Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel miraslarının en önemli parçalarından birisidir. Kilise zaman içerisinde çeşitli dönemlerde çeşitli onarımlar geçirmiş olup günümüzde hala faaliyet göstermektedir. 

 

Surp Giragos Kilisesi ile ilgili röportaj gerçekleştirdiğimiz Udi Yervant, 19 yaşında 1976’da Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne girdi ve 3 yıl ileri Türk Musikisi Konservatuarı’nda korist olarak devam etti. 3 yıl  üniversite korosunda ud çaldı. Üsküdar Musiki Cemiyeti’ndeki çalışmalarını 1976’dan 1992’ye kadar sürdürdü. 1980’lerden itibaren Alâattin Şensoy, Zeki Müren, Adnan Şenses gibi dönemin en ünlü müzisyen ve ses sanatçılarıyla birlikte müzik çalışmaları yaptı. 1982’de udu ile meşklere katıldı. Ardından 1992’de göç ettiği Amerika’dan dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı görevini üstlenen Ömer Çelik’in daveti üzerine Diyarbakır’a gelmiş ve Surp Giragos Kilisesi’nde dört yıl yönetim kurulu başkan yardımcılığı yapmış, 6 yıldır ise aktif olarak yönetim kurulu başkanlığı  görevini üstlenmektedir.

 

Surp Giragos Kilisesi'nin tarihine ve oluşum sürecine ilişkin bilgi alabilir miyiz?

Tarihi olarak burası 1376 yılında kim tarafından yapıldığı pek bilinmeyen aşağı yukarı 700 yıllık bir Ermeni Ortodoks Kilises’dir. Tarihçiler ise bu kilisenin isminin Aziz Giragos’dan aldığını söylüyorlar. Ortadoğu'nun en büyük Ermeni Ortodoks Kilisesi’dir. Yedi horanlı (camilerde de olan minber dediğimiz hatibin yükseğe çıkıp hutbe okuduğu yer) hala aktif olan bir kilisedir. Ziyaretçiler tarafından müze olarak da ziyaret edilmektedir. Kilisenin oluşum nedeni olan hikayesi de oldukça fazla rivayet edilir. İsterseniz bundan biraz bahsetmiş olayım. Hikaye Azize Julitta ve oğlu Aziz Giragos arasında geçer. Aziz Julitta tek oğlu olan Aziz Giragos ile Konya'da yaşayan oldukça dinine bağlı, imanlı bir kadınmış. Kendi bölgesinde hristiyanlara karşı bir eziyet, bir ötekileştirilme başladığından 3 yaşındaki oğlu ile Tarsus’a geçmişler. Akabinde burada Hristiyanlara karşı işkence ve eziyetler artış göstermiş, Julitta ise tutuklanarak mahkemeye çıkarılmış ve hapiste işkenceler görmüştür. Sonrasında annesinin çektiği acı ve işkenceleri gören oğlu Giragos ağlamaya ve haykırmaya başlamış. Dönemin yargıcı Giragos’u sakinleştirmek için başını okşamaya başlamış ama Giragos annesini o halde gördüğü için  sakin olamamış  ve annesinin ona öğrettiği sözleri haykırmaya başlamış. “Ben hristiyanım ve İsa Mesih'i inkar etmem.” deyip annesinin yanına gitmeye çalışmış ve yargıcın ayağını tekmelemeye başlamış. Yargıç çok öfkelenince Giragos’u taş merdivenlerden aşağı atmış ve çocuk kafatası parçalanarak vefat etmiş. Annesi gözlerinin önünde çocuğunu o halde görünce kendinden önce oğlu şehit olduğu için sevinmiş. Akabinde  ise Julitta gördüğü işkenceler ve oğlunun acısına dayanamayıp bir gün sonra vefat etmiştir. Yani kilisenin geçmişi bu hikayeye dayanmakta ve adını bu yüzden Giragos’dan almaktadır.

 

Kilisenin Ermeni topluluğu için önemi nedir?

Bir defa kilisenin en büyük önemlerinden biri sosyolojik ve dini açıdan Hristiyan ve Ermeni topluluğunu birleştirici özelliğe sahip olmasıdır. Bu coğrafya etnik köken, din, dil ve  ırk bakımından oldukça zengin bir coğrafyadır. Burada yaşayan Ermeni kökenli vatandaşların veya Hristiyan vatandaşların bir araya gelebilmesinde ve ibadetlerini özgürce yapabilmelerinde kilisenin çok önemli bir payı vardır. Ayrıca kilisenin içinde barındırdığı sanat eserleri, mimari yapısı gibi özellikler dönemin yapısını ortaya çıkardığı için tarihi açıdan da çok önemlidir. Buraya sadece ibadet için insanlar gelmiyor çeşitli yerlerden gelen turistler buranın hikayesine ve bu tarihi mimariyi canlı görebilmek için geliyorlar. Yani tarihi açıdan da bir hazine burası. Çoğunluğu Müslüman olan halkımız nasıl cuma günleri veya bayramlarda namaz kılmak için ağırlıklı olarak bir araya geliyorsa, Ermeni ve Hristiyanların da özel günlerinde veya etkinliklerinde bu kilise birleştirici bir rol oynamaktadır diyebilirim.

 

Kilisenin mimari özellikleri ve içerisinde bulundurduğu sanat eserleri hakkında bilgi verebilir misiniz ? 

Kilisenin mimari yapısından bahsedecek olursak kilise özellikle Ortodoks Ermeni Kiliseleri’nin geleneksel tarzından oluşmaktadır. Kiliseye dışarıdan ve içeriden bakarsanız ilk göreceğiniz şey taş işçiliği mimarisinin kullanılmış olmasıdır. Taş işçiliğinin kullanılması hakkında, o dönemin şartlarını göz önünde bulundurursak, kullanılan taşların oldukça ağır olduğunu ve meşakkatli olduğunu söyleyebiliriz. Ama o dönemde yapımda cefasını çeken işçiler sayesinde günümüzde sefasını bizler çekebiliyoruz çünkü bu taş yapılar oldukça dayanıklı yapılardır. Kilise ufak tefek geçirdiği restorasyonlara rağmen günümüze oldukça sağlam ve iyi bir şekilde gelebilmiştir. Bunun sebebi ise dediğim gibi mimaride taş işçiliğin kullanılmasıdır. Akabinde içeride gördüğünüz yüksek tabanlar ve kullanılan freskler (sıva üzerine yapılan duvar resimleri) ve ikonalar (Hristiyan Ortodoks mezhebinde İsa, Meryem ve Azizlerin tahta üzerine mumlu veya yumurtalı boyalarla yaptıkları dini içerikli resimler) kilisenin dinen önemini vurgulamaktadır.

 

Kiliseye farklı dini inançlara mensup veya inancı olmayan insanların gelmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kilisenin kapısının öncelikle her türlü din, dil, ırk ayrımı olmaksızın her insana açık olduğunu belirtmek isterim. Elbetteki kilisenin birinci amacı Hristiyanların ibadetlerine yöneliktir. Dediğim gibi burası hala aktif bir kilisedir. Ayrıca müze olarak da  kullanılmaktadır. İnsanlar buraya gelip ayinleri izleyebilir, çeşitli rehberli turlarımız mevcuttur insanlar bunlara katılıp kiliseyi rahatça inceleyebilirler. Aslında kilisenin ayakta durmasının zaten en önemli sebeplerinden biri de dışarıdan gelen insanların ilgi ve meraklarıdır. Gelip burada haftanın bazı günlerinde yaptığımız koroyla beraber müzik gösterilerimize katılabilirler. Dilek mumlarımız var, dileklerini dileyip mumlarını dikebilirler. Yani bir Hristiyanın yapabildiği her şeyi istedikleri takdirde yapabilirler. Halihazırda bu söylediklerimizi yapan binlerce insan var ve kiliseye ilginin artması da bizi oldukça memnun ediyor.

 

Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı? 

Öncelikle vakit ayırıp okudukları için teşekkür ediyorum. Fırsatları olursa en kısa zamanda kilisemize ziyaretlerinizi bekliyoruz. Bu memleketin bu tarihi dokusunu hissetmelerini istiyoruz. Pişman olmayacaklarına sonuna kadar kefil olmakla beraber tekrardan teşekkür ediyorum.

 

Surp Giragos Kilisesi’nin yönetim kurulu başkanı olan  Udi Yervant ile birlikte Surp Giragos Kilisesi hakkında tarihi ve mimari açıdan bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine verdikleri bilgilerden dolayı teşekkür ediyoruz.

 

Haber: Rıdvan Şenyiğit

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00