Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ONUN İÇİN BİR MESLEK DEĞİL BİR GÖNÜLLÜLÜK

03.06.2024
Yaşam

 

Geçtiğimiz 6 Şubat 2023 deprem döneminde hepimiz haberlere kitlendik. Orada yaşananları uzaktan yakından takip etmeye başladık. Bu deprem sürecinde haberlerimizde yer alan kahramanlardan biri olan Alfa Köpeği de buradan tanıdık. Peki bu ve benzeri pek çok köpeğin eğiticisi olan Tevfik Gül’ün hikayesini biliyor musunuz? 

 

Tevfik Gül’ü geçtiğimiz 6 Şubat 2023 depreminde Alfa Köpek; 30 Ekim 2020 İzmir depreminde Bob Köpek ile pek çok hayatı kurtaran köpeklerin ismi ile tanıdık. Onun yaşamını, meslek değil bir gönüllülük ile yaptığı bu çalışmasını daha derinden anlamak ve dinlemek için Tevfik Gül ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Tevfik Gül kimdir, öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Ben Tevfik Gül. 1981 Kahramanmaraş doğumluyum. Sosyal Hizmetlerin yetiştirme yurdunda büyüdüm. 12 yaşında Aydın’a geldim. Çocukluğum köpeklerin peşinde, onların dostluğu ile geçti. Yurttan artan yemekleri köpeklere götürüyordum. Hikayem tam olarak da Aydın’da başladı. Aydın’a geldiğim de bir sokak köpeğine tesadüfen oturmayı öğrettim. Sonrasında bunu çevremde arkadaşlarım ile paylaştığımda çok şaşırdılar, takdir ettiler. O takdirden sonra bulduğum tüm köpeklerin peşine düştüm. Askerde dahi köpeksiz kalmadım.

 

Kendinize ilk nasıl ben artık köpek eğitimi verebilirim dediniz?

Ben ilk güvercin kümesinin önünde otururken bir sokak köpeği bekliyordum. Sadece bir söğüt dalı vardı elimde. Ucunda bir tane yaprak kalmış küçük bir söğüt dalı. Köpeğin burnuyla sinek kovalar gibi, sinek köpeğin burnuna konmuş gibi sadece oyun oynuyordum. O söğüt dalını havaya kaldırdığımda köpeğin oturduğunu fark ettim ve o köpeğin o söğüt dalını kovalarken ki dal her havaya kalktığında oturduğunu fark ettikten sonra arkadaşlarıma gösterip ben köpeğe otur öğrettim deyip o köpeğin oturduğunu gösterdikten sonra arkadaşlarımın ve çevremdeki insanların takdirini almak beni mutlu etti ve bu şekilde köpek eğitiminin üzerine gitmeye başladım. Bundan 10, 15 yıl öncesine kadar amatör bir şekilde eşimin, dostumun, çevremdeki insanların köpeklerine gidiyordum. 10, 15 yıl öncesinde bir veteriner arkadaşımın “Neden bu işi yapmıyorsun? Profesyonel köpek eğitim merkezlerine gidip gelen köpeklerde bir sürü eksiklik varken senin köpeklerin hemen hemen her şeyi yapıyor.” demeleri üzerine iyice bu konuya merak salıp araştırdım ve bu şekilde bir giriş yaptım.

 

Nerede ve nasıl koşullarda başladınız?

Tamamen kendi çabamla, kendi emeklerim ile uğraştım. Hiç kimseden hiçbir destek almadım. İnternet üzerinden Köpek Irkları Federasyonu’nun olduğunu öğrendim. Köpek Irkları Federasyonu’nun sınavlar düzenlediğini öğrendim. Bu sınavlarda nasıl köpekler yetiştirildiğini, sınavlarda neler istediğini öğrendim. Ben de köpeğimi o sınavlara hazırladım. İlk girdiğim sınav 2015 ya da 2016 yılındaydı. İzmir’de bir sınava girdim ve o zaman girmiş olduğum sınavda üçüncülük elde ettim. Onun üzerine yürüdü gitti. Sınav sınav koşturmaya başladım.

 

Köpeğinizi ilk sınava soktuğunuzda ne hissettiniz, başaracağından emin miydiniz?

Değildim, değildim çünkü hayatımda girdiğim ilk sınavdı. Oraya gittiğimde nasıl köpekler görecektim ne kadar profesyonel insanlarla karşılaşacaktım hiçbir şey bilmiyordum. Sadece videolardan izlediklerimle köpeğimi yetiştirmeye çalıştım. Çabam ve çocukluğumun mücadelesi bu sınavda kazanılmış oldu.

 

Köpekler eğitilebilmek için yaş, tür, cins bakımından ayrılıyor mu?

Kesinlikle ayrılıyor. Her köpek arama köpeği olamaz. Her köpek idarecisi de arama köpeği yetiştiricisi olamaz. Her bulduğunuz köpeği arama köpeği yapamazsınız. Arama köpeğinin annesi babası eğer kendini kanıtlamış köpekler ise ve onların yavrusunu alırsanız 1-0 önde başlarsınız. Oyun güdüsünün çok yüksek olması gerekiyor ve köpeğin oyun oynarken çok büyük keyif alması gerekiyor ve bu köpeğin idarecisi de bu durumu yönetebiliyor olmalıdır. Köpeğin oyun güdüsünü düşürmeden, özgüvenini düşürmeden ama o özgüveni kontrol altında tutarak diğer canlılardan, diğer seslerden korkmadan, onlara agresiflik göstermeden sadece oyun odaklı köpekler seçilmesi gerekiyor. Burada seçilmiş belli başlı ırklar var. Bu ırklar üzerinden gidiliyor genelde Türkiye'de. Şu an en çok tercih edilen ırk Belçika modelimiz. Bunun dışında Alman çoban köpeği, labrador golden. Yeni yeni kriterler girmeye başladı. Artık benim köpeğim gibi, terrier gibi eğitilebilirliği yüksek, oyun güdüsü yüksek ve itaati, kontrolü kolay olan köpekler seçiliyor. Eğer bir arama köpeği yetiştireceksiniz, 2,5-3 aylıkken bu köpek seçilir ve bunun eğitimi başlar. Ortalama 1,5-2 yıl sürer normal bir arama köpeğin eğitimi.

 

Köpekler nasıl bir eğitim sürecinden geçiyor, neleri kazanıyorlar?

Köpekler aslında oyun oynayarak bu süreci tamamlıyor. Oyunla başlıyor ve oyunla bitiyor. Bir arama köpeğine zorla hiçbir şey yaptıramazsınız. Mutlaka köpeğin yanlış yaptığı şeyler oluyor. Burada düzeltme kullanabilirsiniz. Düzeltmeden kastım köpeği dövmek, köpeğe zorla bir şeyleri yaptırtmak değil. Köpeğin hoşuna gitmeyecek düzeltmeler yapabilirsiniz. Mesela hiçbir canlının kulağının dibinde ona şiş diye bağırmak hoşuna gitmez. Bu bile köpek için bir uyarıdır. Sevk kayışını iki defa vurmanız bir köpek için bir uyarıdır. Bu şekilde köpeğin hatalarını düzeltirsiniz ama hatasını düzeltmek için köpeğe önce doğruyu öğretmeniz gerekir. Doğruyu düzgün bir şekilde öğrendikten sonra hatalarınıda düzelttikten sonra yetiştirdiğiniz köpeği devletin sınavlarına sokup, AFAD'ın (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) sınavlarına sokup akredite ettikten sonra operasyonlara katılabilirsiniz.

 

Deprem gibi afet sürecinde köpeklerin ne gibi yardımları oluyor? Sizi şaşırtan durumlar oldu mu?

Her zaman oluyor, sürekli oluyor. Çünkü depremde teknolojinin ne kadar ilerlediğini hepimiz biliyoruz ama bir köpek burnunun ulaşabildiği faydayı şu ana kadar hiçbir teknolojiden daha göremedik. Köpekler sürekli beni şaşırtıyor. Yani 10 katlı, 15 katlı binanın en alt katındaki küçücük bir bebeğin nefes kokusunu alabiliyor. Yani bundan büyük bir mucize yok. Buna şaşırıyoruz.

 

Deprem sürecinde insanların yardımı ve köpeklerin yardım arasında ne gibi farklılıklar gözlemlediniz?

İnsanların yardımı bir yere kadar geliyor, insanların görebildiğini zaten biz de görüyoruz, insanların duyabileceği biz de duyuyoruz ama köpekler bizim duyamadığımız ve göremediğimiz verileri alıyor. Koku, ses bizim giremediğimiz yerlere giriyor. Köpekler bazen çok kolay olmasa da yani yıkılma riski olan binaya dahi o an o köpeği gönderebiliyoruz ama hiçbir insanı gönderemezsiniz. Yani yıkılma riski olan bir binaya git şuraya bak dediğinizde adam sen deli misin der ama köpek öyle bir şey demiyor, sorgusuz sualsiz gidiyor.

 

Genç nesilleri bu işe nasıl teşvik edersiniz?

Ben elimden geleni yapıyorum ama çok fazla teşvik edebildiğimizi düşünmüyorum. Bunu benim değil federasyonların ve devlet birimlerinin yapması gerekiyor. Şöyle ki, insanların gelecek kaygısını önce bir defa kaldırmanız lazım ki insanlar gönüllü olarak girip Avrupa'daki gibi hobi olarak bu işin üzerinde yürüyebilsinler ve kötü günler geldiğinde insanlar eğlenerek yaptığı şeylerle insan hayatı kurtarabilsinler. Ancak şu anda herkesin gelecek kaygısı var, insanlar bunu düşünürken, bunun derdine düşmüşken gel şurada hadi arama köpeği yetiştirelim dediğinizde maalesef olmuyor.

 

Bu eğitimi vermeye başladığınız süreçteki ilk ve son haliniz arasındaki farklar neler?

Yani artık stres atabiliyorum. Önceden daha böyle heyecanlı, daha hızlı kararlar verebilen birisiydim. Şimdi biraz daha stres yönetebiliyor, biraz daha soğukkanlı birisi olmayı öğrendim. Çünkü çok fazla operasyon, deprem gördüm. Çok fazla canlı, cansız insan gördüm. Depremin ne demek olduğunu ve afette yakınını kaybeden insanların ne hissettiklerini çok yakından gördüm.

 

Yakın dönemde yaşamış olduğumuz 6 Şubat depreminden bir anı anlatmak ister misiniz?

Köpeğimin bulmuş olduğu iki kardeş vardı. Birisi 7 yaşında diğeri de yakın bir yaşlardaydı. Tahminimce Suriyelilerdi. Gittim onlara seslendim, bilinçlerinin yerinde olup olmadığını öğrenebilmek için sohbet ettim. Arama kurtarma ekipleri gelene kadar onlarla konuşmaya, korkularını hafifletmeye çalıştım. Çünkü çocuklar aşırı derece korkmuşlardı. Çocuklara anne ve babasının nerede olduğunu sordum ama bu soruyu sormadan önce ben ikisinin de cansız bedenini kapıda görmüştüm. O an belki de hayatımda en zorlandığım anlardan biri oldu. 

 

Sizinki bir meslek değil bir gönüllülük gibi. Bu durumda geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?

Dışarıdan insanların köpeklerini eğitiyorum. Köpek oteli yapmayı planlıyorum. Önceden yapmıyordum. Bundan sonra yeni açmış olduğum tesisi köpek otel olarak da kullanmayı düşünüyorum. Normal vatandaşın evinde beslediği, yetiştirdiği köpeklerin eğitimlerini vererek geçimimi sağlıyorum. Şunu da eklemek isterim biri özel olarak köpeğini eğitmemi istediğinde bunun maddi karşılığını alıyorum. Fakat kişi köpeğini getirdi ve ben bu köpeğin arama kurtarma köpeği olmasını istiyorum dediğinde bundan hiçbir ücret talep etmiyorum.

 

Mesleklerimiz aslında bizlerin kişiliğini, yaşamını derinden etkileyen bir unsur. Yaptığımız işten ne kadar keyif alırsak hayatımız ve enerjimizde o yönde olumlu olarak ilerliyor. Belki de ülkemizdeki temel problem de budur. Rahat bir geçim gerekçesi ile kimse memnun olmadığı işlerle uğraşıyor. Halbuki hayat bunun için çok kısa. İnsanın sevdiği, ilgi duyduğu bir işi gönüllükle benimsemesinin güzel bir örneği olan ve habere katkı sağlayan Tevfik Gül’e teşekkür ederiz.

 

Haber: Berna Turan

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00