Ölümcül bir tehlike olan beyin kanamasında ilk 4,5 saat hayati bir önem taşıyor. Tedavi edilmez ise felç, görme kaybı gibi kalıcı hasarlara yol açıyor.
Beyin kanaması, kan damarlarının yırtılması ve patlaması sonucu oluşan tıbbi bir anevrizmadır. Beyin kanamasının en sık görülen türü, damarlardan birinin kan basıncı ile çatlaması sonucu oluşmaktadır. Beyin kanaması, kanamaların oluştuğu bölgeye göre subaraknoid, subdural, epidural, intraserebral ve intraventriküler kanama olmak üzere beşe ayrılmaktadır. Hipertansiyon, kafa travmaları, serebral anevrizma, beyin tümörleri, yüksek miktarda sigara ve alkol tüketimi beyin kanamasının genel sebepleri arasındadır. Ailede beyin kanaması öyküsünün bulunması da birey için ciddi bir risk faktörüdür. Ölümcül bir tehlike olan beyin kanamasının belirtileri bilinç bulanıklığı, yutma güçlüğü, bulantı ve kusma, algıda ve düşünmede güçlük, geç tepki verme, denge ve görme kaybı, vücudun bir kısmında ya da tamamında görülen felç, aniden ortaya çıkan uyuşma, çok şiddetli baş ağrısıdır. Hastanın beyin kanaması geçirdiği ilk an çok kritiktir. Hastaya zamanında müdahale edilemez ise hastada bu bağlamda kalıcı hasarlar meydana gelmektedir. Beyin dokusunun ciddi bir biçimde tahrip edildiği bu anevrizma, beyin hücrelerinin ölümüne sebebiyet vermektedir. "Birey, birçok sebebe bağlı olarak beyin kanaması geçirebilir. Bu anevrizma çok tehlikeli ve ölümcüldür. Hastaya yapılan ilk müdahale bireyin hayati fonksiyonları açısından kilit noktadır." diyen Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Topcu ile beyin kanaması hakkında konuştuk.
Beyin kanaması nedir ve nasıl teşhis edilir?
Beyin kanaması, kan damarlarının yırtılması sonucu gerçekleşen, beyin hücrelerinin ölümüne neden olan lokal kanama olarak tanımlanır. Ölüm riski yüksek olan beyin kanamasının tespiti için manyetik rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme teknikleri kullanılmaktadır. Beyin kanamalarında hızlı bir biçimde yapılan ilk müdahale, hastanın hayati fonksiyonları bakımından kritik bir noktadır. Bu bağlamda hızlı sonuç veren görüntüleme tekniği BT kullanılmaktadır. Kan damarlarındaki anevrizmaları ve bu anevrizmaların derecelerini, konumlarını tespit edebilmek için serebral anjiyografi yöntemi kullanılmaktadır. Beyin anjiyosu da denilen serebral anjiyografide beyindeki damarların görülmesi için iyot içeren madde ve x ışınları kullanılmaktadır. Hızlı ve pratik bir yöntem olan transkraniyal doppler (TCD) beyin damarlarının yüksek frekanslı ses dalgalarının kullanılması ile gerçekleştirilen tıbbi bir görüntüleme yöntemidir. EEG (Elektroensefalografi) beyindeki elektriksel işlevi tespit etmek için kullanılan yöntemdir. Kafa derisine yerleştirilen küçük elektrotlar yardımı ile ölçülmektedir.
Beyin kanamasının belirtileri nelerdir?
Çocuklarda kafa şişmesi, bilinç kaybı, kusma, gözlerde karıncalanma şeklinde kendini göstermektedir. En sık görülen belirtiler arasında konuşmada bozulma, anlaşılmada güçlük, dilde sürçme, denge ve görme kaybı, felç, nöbet geçirme, çok şiddetli baş ağrısı, bulantı ve kusma, yutma güçlüğü, bilinç ve dikkat bozulmaları, tepki vermede gecikme, beyin sisi, çoğunlukla tek taraflı görülen vücudun belirli bölgelerinde aniden meydana gelen uyuşma, elektriklenme, karıncalanma vardır. Belirtiler kanamanın gerçekleştiği bölgeye göre farklılık gösterebilir.
Beyin kanaması sonucunda bireyde hangi kalıcı hasarlar görülür?
Beyin kanamasındaki en büyük tehlike tansiyondur. Tansiyon yüksekliği damarlarda kanama riskini artırmaktadır. Hipertansiyona bağlı vücutta biriken oksidatif stres, bireyin beyin kanaması geçirme olasılığını yükseltmektedir. Fazla tüketilen tuz, doymuş yağ ve işlenmiş gıdalarda tansiyonu ve dolayısı ile kan basıncını yükseltmekte ve beyin kanamasına sebep olmaktadır. Beyin kanamasında ilk 4,5 saat kritiktir. Beyin kanamasının belirtileri arasında bilinç kaybı, koma, düşünme, konuşma ve yazmada güçlük, görme kaybı, kişilik değişmesi vardır. Bu belirtiler, zamanla kalıcı hasara dönüşebilmektedir. Beyinde hasar oluştuğu takdirde beyindeki bazı fonksiyonlar yitirilebilir. Hastalık beyin merkezli olduğu için hastada davranış ve kişilik bozuklukları görülebilir. Kişi, olduğu kişiden farklı bir kişiliğe bürünebilir. Bu durum, son derece tehlikelidir. Beyin kanaması geçiren hastalarda beyin kanamasının tekrar görülme olasılığı %5-10 arasındadır. Nöroplastisite beynin yeniden bağlantı kurarak var olanı değiştirebilme yeteneği olarak tanımlanır. Nöroplastisite egzersizleri bulmaca çözme, enstrüman çalma, zeka oyunları, yabancı dil öğrenme, görsel-motor egzersizler ve bellek oyunlarıdır. Nöroplastisite egzersizleri ile beynin hatırlama ve öğrenme merkezi uyarılır. Bu bağlamda yeni nöron bağlantıları kurularak beynin kendini yeniden düzenleyebilmesidir.
Tedavisi hakkında bilgi verir misiniz?
Beyin kanaması sonrası kafatasındaki basınç arttığı için kişinin beyni tehlike altındadır. Her an acil müdahale gerektiren durumla karşı karşıya olunduğu için kişi, doktor gözetiminde olmalıdır. Her hastalıkta olduğu gibi beyin kanamasında da zaman, en önemli faktördür. Tedaviden alınabilecek iyi üst fayda için zaman kaybetmeden kanamanın yeri, büyüklüğü ve neden kaynaklandığı saptanmalıdır. Kişi yakın takibe alınarak, kan basıncı takip edilmelidir. Her beyin kanaması, cerrahi müdahale gerektirmez. Basınçla sıkışan beyni rahatlatmak için dekompresyon (basınçla oluşan kanı boşaltma) işlemi uygulanır. Beyin kanaması ameliyatı açık cerrahi, basit aspirasyon, endoskopik tahliye, stereotaktik aspirasyon, endovasküler yöntemler ile yapılmaktadır.
Hasta beyin kanaması geçirdikten sonra rutin hayatına nasıl devam etmelidir?
Beyin kanaması geçiren kişilerin düzenli bir hayat sürmeleri, kanamanın tekrarlanmaması adına çok önemlidir. Sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli hayatın temelini oluşturmaktadır. Alkol ve sigara kullanımı tamamen bırakılmalıdır. Zihinsel ve bilişsel faaliyetleri destekleme adına egzersizler yapılmalıdır. Oksidatif strese ve kan basıncına dikkat edilmelidir. Beyin kanaması sonrasında bir hasarın kalmaması adına rehabilitasyon yöntemlerine başvurulabilir. Kalıcı hasarların kalması durumu da söz konusu olabilmektedir. Hafif felç gibi kalıcı hasar oluşması durumunda hasta 3-6 ay arasında iyileşir. Daha ağır felçte iyileşme uzun yılları alabilir veyahut hasta yaşamı boyunca devam eden bir sakatlık yaşayabilir. Hasta, bu durumları yaşamamak adına hayatının temeline mental sağlığı koymalıdır. Bu süreçte hastanın psikolojisi ve hasta yakınlarının verdiği destek iyileşmeyi de beraberinde getirmektedir.
Kıymetli zamanını bize ayırdığı ve verdiği değerli bilgiler için Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Topcu'ya çok teşekkür ediyoruz.
Haber: Harika Kahraman
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...