Zamanla unutulmaya yüz tutan el emeği meslekler, Nazilli’nin kalbi Uzun Çarşı’da birkaç usta sayesinde hala nefes alıyor. Sanatkarlar, mesleklerinin son temsilcileri olarak hem geçmişi yaşatıyor hem de geleceğe sesleniyor.
Nazilli Uzun Çarşı esnafı ve insanlarıyla çok sıcak ve samimi bir yer olmasına rağmen bitmeye yakın hissettiren meslekleri de içinde barındırıyor. Kendileriyle görüştük ve çok samimi cevaplar aldık.
Nazilli Uzun Çarşı’nın yeni esnaflarından olan Murat Şimşek
Şimşek yaklaşık 7-8 senedir antika işini meslek edindiğini ve öncesinde hobi olarak çok uzun yıllardır ilgilendiğini belirtti. Gençlerin alana yönelmesini, bu pazara ilginin olduğunu ama kimsenin elini taşın altına koyup işin içine girmek istemediğini söyledi. Nazilli’de yeni bir dükkan açmış olan Murat Şimşek: ‘‘Nazilli Antikacılar ve El Sanatları Sevenler Derneği Başkanıyım. Çarşıya yeni bir dükkan açtık, bu dükkanı açmamızın esas sebeplerinden birisi evlerimizdeki dedelerimizden, atalarımızdan gelen ürünler artık çöp kenarına koyulup, çöp olmaya başladı. İnsanlar geçmişini unutmaya başladı, geçmişte atalarımızın kullandığı ürünleri, objeleri çöpün kenarına atmaya başladı. Bu da bizi üzüyor tabi ki. Biz de o ürünleri alıp bu işin koleksiyoner kısmında olan insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz.’’ sözleri ile kendisini tanıtan Murat Şimşek, mesleğin genç nesillere aktarılması konusunda oğlunun baba mesleğini devam ettirmesi taraftarı olduğunu, "Gençlere kızıyoruz ama suç aslında gençlerde de değil, gençlere de şu durumda yol gösteren yok. Herkes gençlere siz bu mesleği yapamazsınız demek yerine yol göstermeleri gerekiyor." sözleri ile belirtti. Kendi mesleğine aslında müşteriden ilgi olduğunu iddia eden Murat Şimşek, "Antika eşyalarına çok büyük bir ilgi var. Mesela ben bu işe başladığım dönemle şimdiki döneme bakınca çılgın bir büyüme var. Birçok yerde antika dükkanı yoktu artık daha çok var, bit pazarlarından güzel ürünler, objeler toplandı, müzayede salonlarına taşındı, büyük müzayedeler yapılıyor Türkiye’de, İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da, İzmir’de büyük müzayedeler yapılıyor, insanlar talep gösteriyor, ticari yönden de birçok insana ekmek kapısı oldu bu iş.’’ sözleriyle belirtti.
Günümüzde pek çok meslek grubunda teknoloji etkili oldu ve büyük ölçüde sosyal medya sayesinde satış arttıran işletmeler mevcut. Kendisinin de teknolojiden yararlandığını öğrendiğimiz Murat Şimşek: ‘‘İnternetten de para kazandık. Mesela ilk başta Facebook’tan başladık satışa, sonra oradan çok fazla ilgi, talep gelmeyince Tiktok’a geçtik. Mesela Tiktok'tan Türkiye'nin her yerine Avrupa'ya bile sosyal medya sayesinde satış yaptık." sözleri ile medya alanının da işine yaradığını belirtti. Zaten müşteri kitlesinin ilgili olduğunu bildiğimiz antikacı, gençlere mesleğin anlatılması noktasında ise sözlerine şunları ekledi: "Ben gençlere zaten anlatıyorum, bu işte güzel bir ticaret, gayet güzel paralar kazanabilirler. Mesela benim oğlum da bu mesleği yapmak istedi başta fakat şu an saat işiyle uğraşıyor kol saati, duvar saati, cep saati gibi saatlerin tamirinde ilerledi ve çok da başarılı oldu."
Uzun Çarşı’nın en eski kunduracılarından olan Necdet Konuklar
Yaklaşık 45 yıldır mesleğin içinde olan Necdet Konuklar, "İlkokul 3. sınıftan beri benim baba mesleğim, babamın dükkanı, o zamanlar babama yardıma gelirdim ama ortaokuldan mezun olduktan sonra 13 yaşımda direkt çalışmaya başladım. O günden beri bu işi yapıyorum bu dükkanda." dedi ve ne kadar emek verdiğini anlattı. Ailesinde mesleği sürdürebilecek biri olmadığından, yılların emeği olan dükkanının kendisi ile birlikte kapanacağını düşündüğünü belirtti. En yoğun ve hareketli geçen yıllarını, bugün ile kıyasladığında aslında satışların azalmadığını çünkü tüketimin arttığını söyleyen Necdet Konuklar, "İş potansiyelimiz azalmadı, tam tersine geçmişe göre daha da arttı çünkü şu anda tüketim çok daha fazla, eskiden insanların bir çift ayakkabısı olur ve yaz kış o ayakkabıyı giyerdi ama şimdi yazlık ayakkabımız ayrı, kışlık ayakkabımız ayrı. Dolayısıyla daha çok tüketim söz konusu, bu yüzden işimizin daha çok arttığını ben yaşıyorum ve görüyorum." sözleri ile vurguladı. Teknoloji ve fabrikasyonun aslında doğrudan etkileyeceği bir meslek grubundan olan Necdet Konuklar, "Çok eskiden bu ürünler elde yapılırdı ama şimdi makineleşme var. Makineleşme de daha düzgün, daha kaliteli bir üretim var. Dolayısıyla bu yönüyle ayakkabılar eskiye göre daha sağlam ve daha rahat." dedi. Üretimin hızlı ve kaliteli ürünler sağlayarak kendilerinin iş yükünü azalttığına dikkat çekti. Kendisinin ayakkabı üretimini de bildiğini bu sözlerinden anladığımız Necdet Konuklar, "Bir çift ayakkabıyı veya 8 çift ayakkabıyı 3 günde yapardık, ama şimdi makineleşme sayesinde ekip olarak günde bin çift, 500 çift iş yapan firmalar var. Tabii ki bu bir kişiyle yapılan bir iş değil, bir ekip işi ama makineleşme daha çok hızlandırıyor ve kolaylaştırıyor." dedi. Yeni neslin bu tarz yerlerden çok mağaza kültürüne yatkınlıkları olduğu için günümüzde genç kesimin mağazalara yöneldiğini fakat orta yaş ve üzeri kesimin kendilerini daha çok tercih ettiğini belirtti. Gençleri henüz kendilerinden alışveriş yapmaya zor ikna ettiklerini düşünen Necdet Konuklar, ‘‘Yeter ki ilgi olsun. Ben kapıma kim gelirse öğretmeye çalışırım ama mesleğimiz sürsün.’’ dedi.
Uzun Çarşı’nın 50 yıllık saatçisi Orhan Usta
Yarım asırdır saatçilik yapan Orhan Ersöz, mesleğin gençler tarafından tercih edilmediğini söylüyor. ‘‘Bizim mesleğin kitabı yok, bakarak öğrenilir. Heves olması lazım, merak olması lazım.’’ diyen usta gençlerin heveslendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bir oğlu olmadığı için dükkanının kapanmak zorunda kalacağını düşünen Orhan Usta, "Bir kızım var, kendisi de okuyor ve bizim gibi meslekler genelde babadan oğula aktarılır veya biter. " sözleriyle fikrini destekledi. Teknolojinin gelişmesi ile dijital saatlere geçilmesinin mesleğini olumsuz etkilediğini düşündüğümüz Orhan Usta, ‘‘Bence her meslek dalını etkiledi zaten, hem olumlu hem de olumsuz. Yani saat kullanıcıları var ama yeni düzende çıkan akıllı saatler bizim alanımıza girmiyor o yüzden müşteri kitlemiz biraz daraldı." dedi. Mesleğinin kaybolmaması adına gençlere seslenmek isteyen Orhan Ersöz, "Gençlere şunu öneriyorum: Yağmur yok, sıcak yok, soğuk yok. Oturduğun yerden para kazanıyorsun ama severek yapacaksın. Masa üstünde, kalem üstünde para kazanmak istiyorum dediği zaman, emek olmadan yemek olmuyor.’’ dedi.
Mesleğini 1965 yıldan bu yana sürdüren Uzun Çarşı kalaycısı Ali İnce
Uzun çarşı kalaycısı Ali İnce mesleğin babadan oğula geçtiğini, kendisinin de babasından öğrenerek 1965 yılından beri mesleğin içinde olduğunu belirtti. Kendi oğlu da yanında çalışan Ali İnce, ‘‘Oğlum yanımda ama ne kadar daha devam eder bilmiyorum. Şu an zaten oğlum ilgileniyor, ben ilgilenmiyorum.’’ diyerek yılların yorgunluğunu yeterince hissettirdi. Müşteri dengesine bakıldığında eskiden iş yetiştiremediğini söyleyen Ali İnce, ‘‘Şimdilerde müze gezer gibi meraktan gelenler oluyor. Kalaylı bakır aslında sağlıklıdır, kalaysızı zehirdir. 3 bin- 4 bin yıldır bakır işleniyor. O yüzden insanların bilinçlenmesi lazım. İnsanlara anlatıyorum ama benim anlatmam yetmiyor. Çünkü ben bu işten para kazanıyorum. Bunu yetkili birinin anlatması gerekiyor.’’ dedi. Bu meslekte ve dükkanında çok fazla emeği olduğunu her defasında dile getiren Ali Usta, ‘‘Çarşının göbeğinde iki sefer dükkanım soyuldu, kepengi kırıp ne var ne yok çalmışlardı. Alın teri ve emeği yok saymak bile işte bu kadar kolaymış.’’ diye sitem etti. Eskiden çarşıda kalay seslerinin yankılandığını, bugün ise gençlerin bu işlere ilgi duymadığını daha rahat işlere yöneldiklerini vurguladı.
Gençler öğrenmek isterse sonuna kadar ilgileneceğini vurgulayan Ali Usta bu zamana kadar hiç genç gelmediğini sadece bir kere köylü bir adamın geldiğini ve adama hem bir sene boyunca evinde baktığını hem de işi öğrettiğini söyledi. Hevesi olanın elini bu kadar sıkı tutacağını iddia eden Usta Kalaycı, mesleğin yaşaması için hem halkın hem yerel yönetimin desteğine ihtiyaç olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: ‘‘Kalaycılık bitmesin istiyoruz. Bu sadece bir iş değil geçmişin mirası.”
Haber: Melis Özçelik
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...