Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


NAKAVTLARIN KRALİÇESİ MİLLİ GURURUMUZ: HATİCE ARSLAN

25.03.2024
Spor

 

Rusya'nın başkenti Moskova'da 16-20 Mayıs 2018 yılı tarihlerinde düzenlenen ve Türkiye'nin takım olarak Avrupa ikincisi olduğu Avrupa Wushu Şampiyonası’nda, gençler 48 kiloda Hatice Arslan Avrupa şampiyonu olmayı başardı. Bütün maçlarını nakavtla kazanan milli sporcunun, final müsabakasında İtalyan rakibini nakavt ederek şampiyonluğa ulaşması, Arslan’ın elde edilmesi zor bir yüzde başarısına imza attığını göstermektedir.

 

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği mezunu 23 yaşındaki Hatice Arslan, kickboks, muay thai  ve wushu branşlarında elde ettiği başarılarla bir dönem adından söz ettirdi. Türkiye ve Avrupa genelinde birçok başarıya imza atan genç sporcu, aldığı derecelerle ve üstün performansıyla dikkat çekti. Arslan’ı öne çıkaran ise bu dereceleri yaparken inanılmaz bir nakavt yüzdesine sahip olmasıdır. Avrupa şampiyonluğunu elinde bulunduran Arslan’ın  hikayesine gelin tanıklık edelim.

 

 Badmintondan wushuya

Çocukluk yıllarında badmintonla spor hayatına başlayan Arslan, okulunu temsil edecek derecede kendini geliştirmiştir ve bu yaşlarda önemli başarılara imza atacağı wushu branşıyla, yakın bir akrabası sayesinde tanışmıştır. Bu birbirine uzak olan spor dalları arasında seçim yapma kararı aldığında, hem tutkusuna inandığı hem de kendini daha iyi ve becerikli hissettiği branşı yani wushu branşını seçmiştir. Kısa süre içerisinde de doğru branşı seçtiğini uluslararası alanda yaşadığı başarılarla herkese kanıtlamıştır. Milli sporcumuz Arslan, “Ailem benim hep en büyük destekçim oldu. Beni küçük yaşlarda spora yönlendirenler onlardı. Özellikle annemin hayatıma hep muazzam dokunuşları olmuştur. Beni her zaman spora teşvik etmiştir.” dedi.

 

 “Tatamiye ilk çıktığımda heyecanıma rağmen başaracağımı hissetmiştim”

Arslan, “İlk müsabakama çıktığımda sadece 3 aylık acemi bir sporcuydum. Aşırı stresli ve aşırı heyecanlıydım. İyi hazırlandığımı düşündüğüm bir turnuvaydı ve sahne benimdi. İl seçmelerini saymazsak sadece 3 aylık bir süreçte ilk müsabakama Türkiye Şampiyonası gibi bir arenada çıkıyordum. Ailemden ve hocamdan aldığım destekler bana iyi hissettiriyordu. İlk maçımı ilk saniyelerinde nakavtla kazandım. Yani tatamiye ilk çıktığımda heyecanıma rağmen başaracağımı hissetmiştim. Bu galibiyet bana özgüvenin anahtarını verdi.” sözleriyle duygularını dile getirdi. 

 

“Nakavtların kraliçesi diye bağrıyorlardı”

Neredeyse tüm maçlarını nakavtla kazanan Arslan, Avrupa maçlarında bu lakabı aldığını ifade etti. Bundan önceki lakabını ise antrenman yaptığı esnada başka bir erkek sporcu arkadaşının istemeyerek bacağını kırması ile arkadaşlarının ona kemik kıran yakıştırması yaptığını aktardı. “Bu lakabı Avrupa sahnesine, ilk çıktığım maçımdan hemen sonra almıştım ama bundan önceki lakabım kemik kırandı. Her zaman için kiloma göre çok sert ve patlayıcı gücü yüksek bir sporcuydum. Bunu hem antrenman maçlarımda hem de müsabakalarımda gösteriyordum. Avrupa müsabakalarına hazırlık yaparken bir antrenman maçı esnasında üzücü ve istem dışı attığım tekmeyle, bir sporcu arkadaşımın bacağını kırmıştım. Kemik kıran yakıştırması buradan geliyor. Fakat beni kraliçe yapan ise Avrupa Şampiyonası, ilk müsabakamda Fransız rakibime attığım tekmeydi. Unutamadığım anlardan biridir. Sonrasında ise köşeme geldiğimde nakavtların kraliçesi diye bağırıyorlardı.” şeklinde konuştu.

 

“Bütün müsabakalarımı nakavtla kazanmak inanılmaz bir his”

Milli gururumuz Arslan, “Benim için tarif edilemez bir duyguydu. Bütün müsabakalarımı nakavtla kazanmak inanılmaz bir his. Bu spor dalına beni bağlayan nakavtlarım oldu. İlk maçlarımda bunun biraz şans faktörüyle geldiğine inanıyordum ama hayatım boyunca yaptığım işlerin hep en iyisi olması için çalıştım. Gerçekten çok fazla çalışıyordum. Hocalarım tarafından yetenekli olduğumu duymak beni rahatlatmıyordu. Tek istediğim şey başarımı en güzel nasıl taçlandırırım sorusuna aradığım cevaptı. Galiba ben bu cevabı bulmuştum. Benim için bu cevap bütün rakiplerimi nakavt etmekti. Günlük hayatımda sakin ve sessiz biriyim ama eldivenleri giydiğimde gerçekten yapabileceklerimin sınırı yokmuş gibi hissediyordum. Sert ve patlayıcı gücü yüksek bir sporcuyum. Bunları doğru şekilde ve doğru noktalarda yaptığımda, ortaya güzel işler çıkarıyorum. Şu ana kadar bütün maçalarımı nakavtla kazandım. Sadece birkaç tanesi teknik nakavttı. Unutamadığım nakavtlarım arasında, Avrupa Şampiyonası ilk maçımda Fransız rakibimi ettiğim nakavt yer alır. Zaten ondan sonra lakabımı kazandım. Diğeri ise, yine Avrupa şampiyonasında final maçında İtalyan rakibime karşı aldığım nakavtı. Ondan sonra da şampiyonluğu aldım.” diyerek duygularını ifade eden sözlerini sonlandırdı.        

 

“Türkiye’de hiçbir başarı İcardi’nin saçları kadar konuşulmuyor”

Şampiyon sporcumuza, “bu spor dalı Türkiye’de yeteri kadar değer görüyor mu?” sorusunu yönelttiğimizde: “Maalesef. Bu ülkedeki çoğu spor dalı İcardi’nin saçları kadar konuşulmuyor. Keza değer de görmüyor. Ben iyi işlere imza atan çok insan tanıdım, branş fark etmeksizin ama hiçbiri bu ülkenin gururla hatırladığı kişiler olmadı. Hatta bir çoğunun ismi bile duyulmadı duyulanlar da unutuldu.” şeklinde cevap verdi.

 

“Annem formuna ben şampiyonluğa ulaştım”

Arslan’ın annesiyle beraber yürüdüğü, başarı dolu yolculuğu da şampiyon sporcudan dinledik: “Annem benim spora başladığım zamanlarda bana eşlik ederek spora geliyordu. Annemin amacı iyi bir fiziğe ve görünüşe sahip olmaktı, benim ise amacım şampiyon olmaktı. Bence ikimiz de istediğimizi aldık. Annem tam 28 kilo verdi. O formuna, ben şampiyonluğa ulaştım.” 

 

Avrupa şampiyonu milli sporcu bundan sonraki maçlarında da nakavt yüzdesini kaybetmemek için çok çalışacağını ve başarının yarısının inanmak olduğunu söyledi.

 

Haber: Abdullah Bilgehan Çatalyürek

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00