Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


MÜZİK PRODÜKTÖRLÜĞÜ: NOTALARI YÖNETEN ELLER

16.01.2024
Kültür Sanat

 

Müzik dünyasının perde arkasında, prodüktörlerin ustaca yönettiği seslerle bir şaheser doğuyor. Prodüktörlerin sanatçılarla iş birliği içinde geçen anlar, notaların ve ritimlerin büyülü evrimini ortaya çıkarıyor. Müzik prodüktörlüğü, sanatın ve teknolojinin mükemmel bir birleşimi olarak, zorlu ve yaratıcı bir dünyada yer alan özel bir yetenektir ve müziğin dokusunu şekillendirir.

 

Mehmet Özkeleş, müzisyen bir ailenin çocuğu olarak küçük yaşlardan itibaren müziğin büyülü dünyasına adım attı. Prodüktör, ses mühendisi, besteci ve aynı zamanda Antalya Akdeniz Üniversitesinde Müzik Bilimleri ve Müzik Teknolojileri alanında doktora yapan Mehmet Özkeleş, hayatının her aşamasında müziğin her bir dokusuna hakim olarak mesleğini icra etmektedir. Mustafa Kalaycı ise 40 yaşında ve Malatyalıdır. Müziğe olan ilgisi 12 yaşında başlayan Kalaycı, gençlik yıllarında amatör kayıtlarla müzik dünyasına adım attı. Şu anda ise 14 yıldır kendi stüdyosunda kayıt alarak profesyonel müzik prodüktörlüğü alanında faaliyet göstermektedir. İki değerli müzik prodüktörü kariyerlerine ve prodüktörlük mesleğine dair bilgileri bizlerle paylaştı.

 

Müzik prodüktörlüğü ve prodüksiyon süreci

Müzik prodüktörlüğünün ne olduğunu ve prodüksiyon sürecinin nasıl işlediğini Özkeleş şu şekilde ifade etti: “Bir müziğin söz yazma aşamasından tutun, müziğin en son dinleme aşamasına varan süreçteki bir yapım aşamasıdır. Prodüksiyon sürecinde müzik bestelendikten sonra müziğin tonları belirlenir, sanatçının hangi tonda okuması gerektiğini anlamak için provalar yaptırılır, arkasından aranjör (parçanın melodisi, ritmi, armonisini düzenleyen kişi) aranje işlemlerine başlar. En son aşamada enstrümanları çaldıktan sonra vokal okunur ve mix (şarkıda yer alan seslerin bir araya getirme işlemidir), bitip mastering (kayıtlı sesi hazırlama ve bir veri kayıt ortamına aktarma süreci) süreci başlar. Prodüksiyon süreci tamamıyla bir müzik üretim sürecidir.” 

 

Yapay zekanın yakın zamanda müziğe tamamıyla hakim olması imkansızdır

Günümüzde yapay zeka ve dijitalleşmenin etkili bir şekilde müzik sektörünün de içinde bulunduğu bir konjektürde, prodüksiyon süreçlerine etkisi hakkında Kalaycı, “Müzisyenler genelde gelenekçi insanlardır. Yeniyi hemen kaparlar ama eskiyi bırakmazlar. Son 20 yılda müzik sektöründe inanılmaz bir ilerleme oldu. Daha öncesinde analog cihazlarda çalışıyorduk. Daha çok elimizle müdahale ettiğimiz cihazlar vardı. Şu anda tamamen dijitale döndü. Otomasyonlu müzik yapan cihazlar kullanılıyor. Biz prodüktörler eski yapıdan  vazgeçmedik. Yenilikleri, eski tarzlarla birleştirerek çalışmalarımızı yapıyoruz.” diye belirtti.

 

Elektronik müzikle beraber 30’a yakın yeni tarz çıktığını ve dijitalleşmenin etkisiyle alanın genişlediğini dile getiren Kalaycı, “Biz prodüktörler, daha farklı tarzları keşfedip yaratıcı içerikler üretmemize olanak sağlayan bir durum oluştu. Ekstra olarak yapay zekaya değinmek isterim. Endüstriyel müziklerle, bizim sanat için ürettiğimiz müzik arasında çok fark var. Endüstriyel bir ürüne örnek vermek gerekirse, yakın zamanda ülkemizde gerçekleşecek olan seçimler için seçim müziği çalışmalarında kullanabiliriz. Yani küçük çaplı işlerde uygulayabiliriz.. Ama genel anlamda sanatın doğasını bozmamak adına kullanılmamalıdır. Yapay zekanın da yakın zamanda müziğe tamamiyle hakim olması da imkansızdır.” 

 

Teknolojinin ortaya çıkardığı bir sanat asla sanat değildir

Müziğin şu anda tamamıyla ticari bir araç olarak kullanılıp, sosyal medyada ki fenomenlerin beğenisine sunularak oluşturulan bir ortam olduğunu belirten Özkeleş açıklamasında: “Sanatsal boyutta eserlerin çok düşük seviyelerde olduğu ortadadır. Bu durumun temel sebeplerinden biri, yapımcıların büyük sanatçılar yerine sadece fenomenleri cezbetmeye odaklı bir algı ortamını desteklemeleridir. Ayrıca pop müzik ve arabesk kavramları neredeyse silikleşmiş durumdadır. Eskiden Haluk Levent dinleyip Akdeniz Akşamları’nı çalarlardı ama şu an bir enstrüman eğitiminde yeni çıkan şarkıları öğrenemiyorlar.” görüşlerine yer verdi.

Bu durumun temel nedeninin yeni çıkan şarkıların gitar ve piyano gibi enstrümanlarla çalınamayacak kadar tamamen dijital içerikli olmasına bağlayan Özkeleş sözlerine şöyle devam etti: “Yapay zeka teknolojisinin gelişimiyle birlikte, ses düzenleme uygulamaları kullanılarak, Adnan Şenses'in aranjmanı gibi bir düzenleme isteseniz ve aynı zamanda Michael Jackson'ın vokal tarzında bir performans talep ettiğinizde, çok kısa bir süre içinde böyle bir eser üretebilmek mümkündür. Teknolojinin ortaya çıkardığı bir sanat asla sanat değildir. Günümüzde sanatsal üretimin olmadığı bir ortamda fenomenlerin dinlenme oranlarına göre yapımcıların tercih yapmaları büyük bir hatadır ama bu jenerasyonda gelip geçecektir. Müziklerin prodüksiyon sürecinde stüdyoma girdiğim zaman, tüm enstrümanlarımı kendi yeteneklerimle çalıyorum.”

 

Ses mühendisi ve müzik prodüktörünü birbirinden ayıran tarafları

Ses mühendisliği ile müzik prodüktörlüğü arasındaki farklara değinen Kalaycı, “Bir ses mühendisi bir müzik eserinin tamamıyla ilgilenir. Ortaya çıkarılan eserin teknik detaylarına daha fazla yoğunlaşır.  Fakat prodüktör, işin işleyişinde sanatsal kısmına ve tamamlanan eserin piyasaya çıkarılma süreçlerine odaklanır. Prodüktörler genel anlamda  şarkı yazım sürecinden, düzenleme kısmına kadar aranjman yapma (müzik alanında önceden seslendirilmiş bir eserin farklı sanatçılar tarafından yeniden icra edilmesi) ve genel müzikal eserin şekillendirme konularına hakimdirler. Ses mühendisleri ise kullanılacak olan  ses ekipmanlarına, ses kaydına, mikrofon tekniğine, ses düzenleme ve miksaj gibi teknik yönlerine odaklanırlar.” dedi.

 

Yenilikleri takip etmek ve yeni beceriler öğrenmek gerekir

Prodüktör olmak için kişinin en başta müzisyenliğini geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Özkeleş, diğer maddelere de şöyle yer verdi: “En kötü bir tane enstrümanı icra etmesi, armoni bilgisi, aranje bilgilerine hakim olması lazım. Müzik prodüksiyonu sürekli değişen bir alandır. Yenilikleri takip etmek, yeni beceriler öğrenmek ve sürekli olarak kendinizi geliştirmek her zaman kariyerinizi ileriye taşır. Kendi projelerinizi üreterek veya diğer sanatçılarla iş birliği yaparak portföyünüzü oluşturun. Bu, potansiyel müşterilere veya işverenlere yeteneklerinizi göstermenin bir yolu olacaktır. Kendi ev stüdyonuzu kurun veya profesyonel stüdyolarda staj yaparak pratik deneyim kazanın.”

 

Türkiyede sektörün kalbi İstanbul’da atıyor

Profesyonel prodüktör ile temel bilinen prodüktörlüğün arasındaki farklara dair Kalaycı şunları söyledi: “Türkiye’de sektörün kalbi İstanbul'da atıyor. Anadolu’da bu işi yapan prodüktörle İstanbul’da yapan arasında çok büyük seviye farkı vardır. İstanbul’daki kadar yoğun bir iş ve endüstriyel bir ürün olmadığı için, hem ekipman durumu hem de iş sıklığı konusunda İstanbul’da bu işi yapan prodüktörler daha profesyonel olarak yapmaktadırlar. Bence işin amatör hissiyatı çok önemlidir. Profesyonel olarak bu işi yapan bir prodüktör bile içinde amatör ruhu yaşıyordur. Profesyonel bir prodüktörün genellikle daha karmaşık projelerde ve büyük stüdyolarda çalışmasını, temel bilgilere sahip prodüktörün ise daha küçük projelerde veya başlangıç aşamasındaki projelerde görev almasını etkileyebilir.”

 

Benim tarzım tamamen her dokunuşuyla beni yansıtıyor

Kendisi gibi bu mesleği icraa eden binlerce kişi olmasına rağmen onu diğer meslektaşlarından ayıran en önemli noktayı ise Özkeleş, “Aslında akademisyen olmam. İlk olarak aklıma bu geldi farklı olarak ama hiç kimse kimseden üstün değildir. Herkesin yaptığı işi kendi yaratıcılığıyla şekillendirdiği ve insanlara ulaştırdığı müzikler başarılıdır. Örnek vermek gerekirse Beethoven mı yoksa Mozart mı daha iyi besteci diyemeyiz. Herkesin kendine göre tarzı vardır. Benim tarzım tamamen her dokunuşuyla beni yansıtıyor.” şeklinde açıkladı.

 

Sektörde başarılı olmak için

Bu alanda tecrübe sahibi bir müzik prodüktörü olan Kalaycı,  son olarak, gençlere ne gibi tavsiyeler verebileceği konusuna ise şöyle cevap verdi: “Müziğe olan ilginin günümüzde olağanüstü derecede yüksek olduğunu biliyoruz. Bir müziği dinlerken en önemli nokta müziği hangi kulakla ve hangi niyetle dinlediğimiz olmalıdır. Müziğin mühendislik kısmına odaklanarak, kendi tarzını oluşturup eserlere kişisel dokunuşlar eklemeliyiz. İlk olarak, şarkıları detaylı bir şekilde analiz etmekle başlamalıyız. Keskin bir armoni bilgisi bu süreçte kaçınılmazdır. Tecrübeli birisinden alınan tavsiyelerle ilerleyerek örnek alabileceğimiz bir yol izleyebiliriz. Bu alanda mutlak başarı, bir tarza odaklanmayı içerir. Enerjimizi bu tarafa yönlendirdiğimizde, odak noktamızı koruyarak başarıya giden yolda ilerleme kaydedebilir ve sadece işimize odaklanabiliriz.”

 

Son olarak Özkeleş, “Müziği sevdiğimiz için dinliyoruz ama sanata daha fazla önem vermeliyiz. Ciddi anlamda günümüz ekollerinin etkisiyle fenomenlere hitap etmekten ziyade sanatın aslını koruyarak bir üretim yapmayı öneriyorum. Genel olarak sanatla iç içe olmanın, hem kişisel hem de toplumsal anlamda zenginleşmemize katkı sağlayabileceğini düşünüyorum.” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Haber: Mustafa Çölyen

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00