İzmir’de çok küçük yaşlardan itibaren müzikle tanışan ve bu alanda kendini sürekli geliştiren Mutlu Dindar, günümüzde hem sahneye hem de geleneklerine dokunan müzikleriyle tanınıyor. Klarnet başta olmak üzere birçok enstrümanı ustalıkla çalarak müziğe olan tutkusunu pekiştiren Dindar, müziğiyle sadece eğlendirmiyor aynı zamanda dinleyenlerine kendi geleneklerini sanat yolunu kullanarak tanıtıyor. Yıllar içinde edindiği deneyimler ve Balkan kültürünü tanıtma tutkusu ile birlikte dinleyicilerinin karşısına çıkmaya devam eden Mutlu Dindar’ın hayatı ve müziğe olan ilgisi hakkında küçük bir sohbet gerçekleştirdik.
Balkan kültürü üzerine şarkılar üreten ve “Bulgarca Potpuri”, “Oyna Gelin Hanım” gibi şarkılarıyla ön plana çıkan ayrıca bu şarkılarının kesitleri de sosyal medyada ilgi çekmiş olan Mutlu Dindar birçok farklı ünlü isimle birlikte çalışmalar gerçekleştirdi. Pinhani, Nev, Rumeli Ekrem, Emre Altuğ gibi isimlerle birlikte sahne alan ve çalışmalar gerçekleştiren Mutlu Dindar sorularımızı yanıtladı.
3 yaşında başlayan hikaye
Mutlu Dindar’ın müzikle tanışma hikayesi aslında onun kimliğini geliştiren önemli bir dönüm noktasıdır. Müzik onun için sadece bir meslek değil aynı zamanda da bir yaşam biçimi. Ailesinin müziğe olan ilgisi, özellikle babasının teşvik etmesiyle birlikte bu günlere gelen Dindar, “Müzikle tanışmam ailemin müziğe olan ilgisi ile başladı. Özellikle babam sayesinde çok küçük yaşlarda müzikle tanıştım. 30 seneye yakın bir süredir müzikle uğraşıyorum. Şu an 33 yaşındayım. 3 yaşından beri müziğe derin bir ilgim bulunuyor.” diyerek müzik hayatının ilk adımlarını nasıl attığını dile getirdi.
Sosyal medyada büyük ses getirdi
Mutlu Dindar’ın müzik kariyerinde yükselişe geçmesinin en büyük etkenlerinden biri ise sosyal medyada kullanılan sesler oldu. Türkiye’de, hatta yurt dışında bile sosyal medyada yer alan kısa videolarda sık sık rastladığımız müziğin sahibi Dindar, bu konu hakkında, “Özellikle bazı parçalarım sosyal medyada yoğun ilgi gördü. Benim yaptığım, müzikleri bana ait olan ama başkalarının söylemiş olduğu parçalar da mevcut.” dedi ve ekledi: “Kendi şarkılarımı da kendi büyütüldüğüm kültürüme ve yöreme yönelik geliştirdim. Parçalarımdan bir tanesinin parlayacağını şarkıyı yaparken de biliyordum. Çalışmaya devam ediyorum ve bu konu hakkında çok gurur duyuyorum.” Balkan yöresine ait müzik ezgileriyle kendi kültürünün müziğini tanıtma şansını yakalayan Dindar, birçok platformda bu alanda yürümeye devam ediyor.
Pinhani ile tanışma hikayesi
Müzik kariyeri boyunca birçok isimle çalışan Dindar, kendi müzik tarzının dışında kalan bir isimle beraber çalışmasıyla dikkat çekti. Pinhani grubuyla birlikte sahne alan Dindar, Sinan Kaynakçı ile tanışma hikayesini anlattı. “Pinhani grup üyelerinden Sinan Kaynakçı ile tanışma hikayesini anlatmakla başlasam daha iyi olur. Sinan ağabey Datça’da yaşıyordu, ben de o zamanlar Nevzat Doğansoy yani sahne adıyla Nev ile birlikte konsere hazırlanıyordum. Bu sayede Sinan ağabey ile tanıştık ve aramızda bambaşka bir bağ oluştu, o da aynı benim gibi müziğe ve enstrümanlara karşı çok ilgiliydi. Benim gibi birden fazla enstrüman çalıyordu, bu da zaten sohbetimizi daha da derinleştirdi.” dedi ve cümlelerine şöyle devam etti, “Sonrasında beraber konsere çıkma kararı aldık. Pinhani grubuyla sahneye çıkmak inanılmaz bir deneyimdi ve çok keyifliydi. Aslında yaptığımız müzikler birbirinden çok farklı ama onların yaratmış oldukları tarzda müziği öğrenmek ve onlara eşlik etmek gerçekten çok keyifliydi.” diyerek Pinhani grubuyla beraber çalışmanın onun için ne kadar anlamlı olduğunu ifade etti.
Farklı tarzlar değerli deneyimler
Mutlu Dindar, Pinhani dışında Türkiye’nin önemli sanatçılarıyla da sahne almış ve müzik yolculuğunda pek çok değerli isimle birlikte çalışmıştır. Dindar bu deneyimini şu sözlerle paylaştı: “Cedi Osman, Şevket Çoruh gibi birçok ünlü ismin düğün merasimlerinde bulundum. Onun haricinde çalıştığım birçok isim var. Örneğin; Pinhani, Nev, Ozan Orhon, Rumeli Ekrem Gültekin ve Emre Altuğ gibi isimlerle birlikte çalıştım. Her biriyle çalışmak müziğe olan bakış açımı genişletti ve bana çok değerli deneyimler kazandırdı.”
Mutlu Dindar’dan genç müzisyenlere altın değerinde tavsiyeler
Mutlu Dindar, müziği bir meslek olarak benimsemek isteyen gençlere tavsiyelerde bulunuyor. Onlara müzik hayatlarının başlangıç noktasında mutlaka bir ustadan eğitim almaları gerektiğini ve bunun çok önemli olduğunu vurguluyor. “İyi bir öğretici olmak, iyi bir müzisyen olmaktan çok fazlasıdır.” dedi Dindar ve ekledi, “Yeni öğrenen müzisyen adayları kesinlikte bir ustadan eğitim almalılar. Ustanın da iyi bir öğretici olması gerekiyor. Mesela ben iyi bir öğretici değilim ama iyi bir müzisyenim. İkisi birbirinden çok farklı o yüzden iyi öğreten bir usta bulup onunla birlikte yol almaları çok faydalı olur.” Ayrıca Dindar, sahne tecrübesinin müzik kariyerinde önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekti ve “Güzel yerlere gelebilmeleri için de kesinlikle sahne tozu yutmaları gerekiyor. Sahne müziğin en önemli okuludur. Sahneye çıkınca daha fazlasını öğreniyorsunuz. Sahne korkusunu yaşamayan bir müzisyen hiçbir şeyi tecrübe edemez.” diyerek kendisi gibi müziğe gönül koymuş genç kardeşlerine seslendi.
Balkan müziği: Kültürler harmanı
Balkan bölgesi birçok ülkeyi içinde barındırdığı için aynı zamanda bambaşka kültürler ve bu kültürlerin getirmiş olduğu ezgilerden oluşur. Kendi yapmış olduğu müzik türü hakkında Dindar, “Balkanlar farklı etnik kökenlerden oluşuyor, bu da dolaylı yoldan müzik çeşitliliğini artırıyor. Özellikle ritim ve melodi açısından çok zengin ve farklı yapıya sahip bir müzik türüdür. Balkan insanları genellikle hareketli müzikleri severler. Bu yüzden akordeon, org, klarnet onların vazgeçilmezidir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Müzik ile birlikte geçmiş senelerin ve verilen emeklerin karşılığının alındığı nice hayat hikayeleri görmek dileğiyle. Kıymetli vaktini bizlere ayırdığı için Mutlu Dindar’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Haber: Neşe Şen
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...